Connect with us

ŞİRKETLER

Dijital Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik

Yayınlanma:

|

Teknoloji, iş dünyasında dönüşümün lokomotifi olmayı sürdürürken bu lokomotifin dümeni kurumların üst düzey liderlerinde. Deloitte’un son araştırmasında CEO’ların dijital dönüşümü stratejik bir alan olarak gördüklerine ve bu alandaki yatırımları sürdüreceklerine dikkat çekiliyor. CIO’ların rolü teknoloji sağlayıcısından yeni iş modellerinin etkinleştiricisine dönüşürken, CMO’lar müşteri bağlılığını artırmaya, CHRO’lar çalışan deneyimini iyileştirmeye odaklanıyor. Mali yükleri sırtlayan CFO’lar ise çalkantılı dönemleri bütçe yönetimini daha verimli hale getirerek aşmaya çabalıyor. Bu amaçlara ulaşma yolunda yeni teknolojiler devreye giriyor. Yetkin işgücüne erişimin zorlaştığı bir dönemde şirketlerin teknolojiye yatırım yapmalarının ardında ise deneyimi iyileştiren, maliyetleri kontrol altına alan, güvenli ve çevik bir altyapıya ve organizasyonel esnekliğe ulaşma hedefi yatıyor.

Şimdi gelin, 2023’ün teknoloji trendlerini keşfederek dijital dönüşümün yol haritasını çıkaracağımız, akıllı ve sürdürülebilir işletmelerin dijital dönüşüm serüveninde yeni nesil ERP sistemlerinin rolüne mercek tutacağımız, iş yüklerini buluta taşıyan şirketlerin hangi kazanımları elde ederek yarına hazırlandıklarını inceleyeceğimiz bir yolculuğa çıkalım. Dijital dönüşüm yolculuğuna hoş geldiniz!

Teknoloji trendleri değişiyor

Bir yılın daha sonuna yaklaşırken, 2023 için yeni teknoloji trendleri de arka arkaya açıklanıyor. Hızlı bir şekilde gelişen teknoloji, daha hızlı değişim ve ilerlemenin de önünü açıyor. Teknolojinin hızına bakınca, küresel salgının yeniden şekil verdiği dünyamızda gelecek 3 yılın, son 3 yıldan farklı olacağını kestirebiliyoruz. “Peki nasıl?” sorusunun yanıtına ilişkin ipuçlarını ise trendlerde buluyoruz.

Araştırma şirketi Gartner’ın, kısa bir süre önce En İyi 10 Stratejik Teknoloji Trendi başlıklı raporunda açıkladığı 2023 teknoloji trendleri arasında aşağıdaki başlıklar dikkat çekiyor:

  • Yapay Zeka Güven, Risk ve Güvenlik Yönetimi (AI Trust, Risk and Security Management)
  • Endüstri Bulutu Platformları (Industry Cloud Platforms)
  • Süper Uygulamalar (Superapps)
  • Uyarlanabilir Yapay Zeka (Adaptive AI)
  • Sanal Evren (Metaverse)
  • Sürdürülebilir Teknoloji (Sustainable Technology)

Gartner’ın öngörüleri kehanetin ötesine geçiyor ve işletmelerin geleceğe ilişkin bugünden pozisyon almasını kolaylaştırıyor. Gartner, bu trendler doğrultusunda işletmelerin 4 temel önceliği olacağını, bu durumun önümüzdeki 3 yılın kurumsal stratejilerine etki edeceğini tahmin ediyor:

  • Esneklik, operasyonlar ya da güvenin optimizasyonu
  • Her alanda ölçeklendirme
  • Hızlı aksiyonlarla müşteri katılımında öncülük
  • Sürdürülebilir teknoloji çözümleri

Gartner’a göre, gelecekte tüm yollar “sürdürülebilir teknolojiler”e çıkacak! İşletmeler, izlenebilirlik, analitikler ve yapay zeka gibi teknolojiler aracılığıyla sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmanın yollarını ararken, sürdürülebilir teknolojilere yapılan yatırımlar, büyüme için de yeni yollar sağlama, daha fazla operasyonel esneklik ve finansal performans yaratma potansiyelini de beraberinde getirecek gibi görünüyor.

Dünyaca tanınmış fütürist Bernard Marr ise Eylül ayında kaleme aldığı yazıda, 2023’ün en büyük 5 teknoloji trendini sıraladı: Yapay zeka, metaverse, dijital olarak düzenlenebilir bir dünya, blokzinciri, hiper bağlantılı ve akıllı bir dünya. Büyük veri ve yapay zekanın üstadı olarak anılan Marr’ın “bonus” olarak adlandırdığı trend ise Gartner’ın da altını kalınca çizdiği sürdürülebilir teknolojiler. “Teknolojimizin çevresel açıdan sürdürülebilir olduğundan emin olmamız gerekiyor” diyen Marr, müşterilerden yatırımcılara herkesin giderek daha fazla “yeşil kimlik” arayışına girdiğine dikkat çekerek, “Bunu 2023’te daha fazla göreceğiz” diyor.

Reportlinker’ın verilerine göre, 2021 yılını 8,4 trilyon dolarla kapatan küresel BT pazarının, bu yılın sonunda 10 trilyonu zorlayacağı, 2026’da ise 13,8 trilyon dolar büyüklüğe ulaşacağı bekleniyor. Peki, sözünü ettiğimiz yeşil kimlik arayışı, bugün işte dönüşümün merkezine yerleşen ve güçlü bir büyüme potansiyeli taşıyan BT pazarının neresinde konumlanıyor? Şüphesiz, yeşil BT’yi sürdürülebilirlik rotalarının merkezine yerleştiren işletmeler, sosyal ve çevresel sorumluluklarını yerine getirirken daha iyi iş sonuçları elde etme şansını da artırıyor. Ancak sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada duyarlı teknolojilerin gücünü keşfeden işletmeler geleceğe yeşil ışık yakabiliyor.

Dijital dönüşümün yol haritası

Dijital dönüşüm, Endüstri 4.0’la başlayan dijital çağın gereklerine uyum sağlamayı ifade ediyor. Peki ya Endüstri 5.0? Dijital çağı tasarlarken insanın “ıskalandığı” fark edildiğinde, daha 4’ü yaşarken karşımızda beşinci versiyonu bulduk ve her şeyin odağına insanı koyduk. Aslında sürdürülebilir teknolojiler de aynı mesajı vermiyor mu? İnsanlara yaşanabilir bir gelecek sağlayabilmek için yalnız doğanın değil teknolojilerin de daha fazla yeşil olması gerekiyor.

Bu durumda dijital dönüşümün yol haritasını çizerken, birinci sıraya insanı, ardından teknolojiyi yerleştirmemiz lazım. Her işletmenin yapısal farklılıkları olduğunu düşündüğümüzde, dijital dönüşüm için tüm işletmelere uyan tek bir yol haritası çizmek pek de mümkün görünmüyor. Ardından hız, kalite ve verimi aynı anda sağlayabileceğimiz bir dijital stratejinin belirlenmesi gerekiyor. Dijital dönüşümün bir proje olarak ele alınacağını kabul edersek, onun kimler tarafında ve nasıl yönetileceğini ortaya koymaya, ayrıca değişimi de yönetmeye ve insan kaynağını dönüşüm sürecine hazırlamaya ihtiyaç var. Gartner, liderlerin yüzde 87’sinin sürdürülebilirlik yatırımlarını önümüzdeki iki yıl içinde artırmayı planladıklarını söylüyor. CFO Barometresi, şirketlerin neredeyse yüzde 55’inin sürdürülebilirlik bilgilerini rapor ettiğini gösteriyor. Bir CTO araştırmasında, teknoloji liderlerinin organizasyonlarında sürdürülebilirlik kültürü oluşturmaya odaklanarak, teknoloji hizmetlerini nasıl tasarlayıp kullandıklarını giderek daha fazla incelediği görülüyor. Pek çok araştırma, işletmeleri sürdürülebilir bir geleceği hazırlamak söz konusu olduğunda, liderliği üst düzey yöneticilerin üstlendiğine işaret ediyor. Fakat liderlerin tüm bu çabalarında insan odağından şaşmaması, değişim yönetimini göz ardı etmemesi gerekiyor.

Boston Consulting Group’un yaptığı bir araştırmaya göre, dijital dönüşüm projelerinin bir kısmı başarısız olmuş. Peki dijital dönüşüm projelerinde nerede hata yapılıyor?

  • Dijital dönüşüm projeleri, net hedefleri olan entegre bir stratejiyle hayata geçirilmeli. Bunun yalnızca bir teknoloji yatırımı olmadığı, iş yapış şekillerinin değişmesi, işin dijitalde yeniden kurgulanması anlamına geldiği unutulmamalı.
  • Bazı kurumlarda üst yönetiminin sürece katılımının ya da desteğinin sağlanmasında sıkıntı yaşanıyor. Bu destek de çok önemli.
  • Doğru insan kaynağının projede çalışması çok çok önemli. Dönüşümü en yeteneklilerinizle yönetmelisiniz.
  • İnsan değil sistem odaklı hareket ediliyor. Projeye odaklanılıp onu kullanacak olan insanlar sürece en son dahil ediliyor.
  • Bu dönüşüm şirketin kültürüne de etki ediyor. O yüzden değişim yönetimi uygulanması çok kritik.

Geleceği yakalayan akıllı ve sürdürülebilir işletmelerin yolculuğu

Dijital dönüşüme evet diyen ve doğru bir yol haritasını takip eden şirketler, akıllı ve sürdürülebilir işletme olma yolunda bir yolculuğa çıkıyor. İşletmeye özgü dijital dönüşüm yol haritası oluştuğundan bahsetmiştik. Bu durum yolculuğu ve yaşanacak deneyimi de farklılaştırıyor. Ancak değişmeyen tek bir şey var: Bu yolcuğun olmazsa olmazı akıllı bir ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) çözümü.

Tam da bu noktada, Gartner’ın ortaya koyduklarını hatırlayalım: “Tek başına teknoloji yeterli olmayacak. Sürdürülebilir teknolojilere ihtiyaç duyulacak” O zaman buluta taşınmanın tam zamanı. Nasıl mı? Akıllı, yeni nesil ve bulutta çalışan bir ERP ile…

İş yüklerinizi buluta taşıyın

“Yapay zeka her yerde” demenin bir adım öncesine gidersek, “Bulut her yerde” dememiz gerekir. Bulut teknolojilerini kullanmayan neredeyse hiçbir kişi ya da kurum kalmadı. Düşük donanım maliyetinin yanı sıra, verimlilik ve performansta sağladığı artış, esneklik, veri güvenliği, denetim kolaylığı gibi unsurlar, bulut tabanlı teknolojilerin, iş dünyasında her geçen gün biraz daha yaygınlaşmasını sağlıyor. Zira bugün işletmeler gerçek zamanlı verileri eyleme geçirilebilir içgörülere dönüştürmeye, buradan hareketle uyguladıkları stratejilerle üretkenliği ve verimliliği artırmaya odaklanıyor. Giderek daha çok sektörde, daha çok işletme tarafından benimsenen bulut teknolojileri, her ölçekten organizasyonu akıllı ve sürdürülebilir işletmelere dönüştürerek inovasyon, iş dönüşümü ve kalıcı rekabet avantajını mümkün kılıyor.

Akıllı ve sürdürülebilir bir işletmeye dönüşme arzusu, her büyüklükteki şirketin ERP’lerini buluta taşımasını, devreye almaları hızlandırmasını, inovasyonun önünü açmasını ve toplam sahip olma maliyetini düşürmesini sağlıyor. Öyleyse şu soruyu soralım: Şirketinizi bulutta doğru şekilde, doğru hızda ve doğru maliyetlerle nasıl bir dönüşüm yolculuğuna çıkarırsınız? Cevabın SAP S/4HANA Cloud ve RISE with SAP olduğunu not ederek, biraz bulut iş modelinden bahsedelim.

Yeni Nesil Akıllı ERP ile İnovasyonu Teşvik Edin

İş süreçlerini modernize ederken daha yalın, akıllı, dijital ve ölçeklenebilir hale getirmek mümkün.

Kurumsal uygulama yazılımları pazarının lideri SAP, yeni nesil akıllı ERP çözümü S/4HANA’nın şirket içi sürümünün tüm işlevlerini bulutun avantajlarıyla buluşturdu. Ölçeklenebilirlik ve çeviklik sunan SAP S/4HANA’nın bulut versiyonu SAP S/4HANA Cloud ile işletmeler iş süreçlerini uçtan uca entegre ediyor.

SAP’nin bulutta çalışan akıllı ERP çözümü, donanım, altyapı ve SAP uzmanlığını tek sözleşmede, bulut iş modeliyle hizmet olarak sunan bir Yeni Nesil Dönüşüm Paketi’nin bir parçası olarak konumlanıyor. Akıllı işletmelerin koşullarına ve iş planlarına uygun kapsamlı bir dönüşüm paketi RISE with SAP, yalın, esnek ve bütünsel bir çözüm talep eden her ölçekten işletmeye yanıt veriyor. Tüm sektörlerde konum ve mevzuat bağımsız olarak iş ihtiyaçlarını destekliyor. Üstelik benzersiz maliyet, SLA (hizmet düzeyi anlaşması), uygulama ve destek hizmetlerini bir araya getiren tek bir sözleşme ve kullandığın kadar öde modeliyle… RISE with SAP çözüm paketi beş bileşenden oluşuyor.

  1. Bulut ERP (Cloud ERP)
  2. İş süreci zekası (Business process intelligence)
  3. İş platformu ve analitikler (Business platform and analytics)
  4. SAP iş ağları (SAP business networks)
  5. Sonuç temelli hizmet ve araçlar (Outcome-driven services and tools)

Bu bileşenleri iş süreçlerinize kusursuz bir biçimde entegre etmek isterseniz, bulutta Hizmet olarak Altyapı (IaaS), danışmanlık ve uygulama hizmetlerinden altyapı yönetimine kadar uçtan uca çözümler için SAP Platin | Global Partneri Detaysoft ile çalışabilirsiniz. Dijital dönüşüm yol haritasının yenilikçi adımlarını en iyi global uygulamalarla buluşturan Detaysoft’un 23 yılı aşkın uzmanlığından yararlanarak SAP çözümlerinin kazanımlarını uçtan uca artırabilirsiniz. İş süreçlerinde dijital dönüşümün anahtarı olan RISE with SAP ile bulut tabanlı akıllı SAP ERP sistemlerini sektörünüze özel uygulamalarla buluşturabilir, esnek ve ölçeklenebilir bir çözümün kazanımlarından yararlanabilirsiniz.

Akıllı İşletme Yolculuğunun Rotasını Detaysoft ile Birlikte Çizin

Bu yazıda dijitalleşmenin yol haritası bizi sürdürülebilirliğe çıkardı, yarının teknoloji trendlerini bu kavramdan bağımsız düşünemeyeceğimizi gördük. Geleceğe yön verecek teknolojilerin sürdürülebilirlikle kesiştiğini, her sektörde, rekabette öne geçmenin, dayanıklı iş modelleri oluşturmanın yolunun sürdürülebilirliği içselleştirmekten geçtiğini keşfettik. Ve artık şuna ikna olduk: Yapay zekanın emekleme aşamasından büyümeye geçeceği bir süreçte, yaşanabilir bir dünyayı bulut teknolojilerinden daha fazla yararlanan, akıllı ve sürdürülebilir işletmeler inşa edecek.

RISE with SAP, işinizi gerçek anlamda dönüştürmek için ihtiyaç duyduğunuz tüm çözüm ve hizmetleri tek bir pakette sunuyor. SAP Platin | Global Partneri  Detaysoft, sizi RISE with SAP ile tanışmaya davet ediyor. RISE with SAP’nin Detaysoft uzmanlığıyla nasıl hayata geçirildiğini öğrenmek için, bu adresi ziyaret ederek detaylı bilgi alabilir ve sayfanın sonundaki formu doldurabilirsiniz.

 

 

Okumaya devam et

GÜNCEL

TÜRKİYE’NİN KADIN GİRİŞİMCİLERİ, İSTİŞARE TOPLANTISINDA BİR ARAYA GELDİ

Kadın girişimcilerin desteklenmesi için politika ve stratejiler geliştirilmesi şart”

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’deki kadın girişimcilik ekosisteminin temsilcileri, kadın girişimciliğinin politika ve mevzuatlarla desteklenmesi için Antalya’da bir araya geldi. KAGİDER ve UN WOMEN Türkiye iş birliğiyle düzenlenen “Kadın Girişimci Dernekleri İstişare Toplantısı“nda ortak talepler, deneyimler ve çözüm önerileri masaya yatırıldı. Toplantı sonrasında, “Türkiye’nin Kadın Girişimci Dernekleri Bildirgesi” hazırlanacak.

Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ve UN Women Türkiye iş birliğiyle düzenlenen “Kadın Girişimci Dernekleri İstişare Toplantısı’’nda, Türkiye’deki kadın girişimci dernekleri bir araya geldi. İş dünyasından ve sivil toplum kuruluşlarından temsilciler ile KAGİDER ve UN Women Türkiye yönetici ve üyelerinin katılımıyla 18-19 Nisan tarihlerinde Antalya Akra Otel ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantı, kadın girişimcilerin karşılaştığı zorlukları ve çözüm yollarını ele almaya odaklandı. Katılımcılar, kadın girişimciliğini destekleyen politikaların ve stratejilerin nasıl geliştirilebileceği konusunda fikir alışverişinde bulundu, somut çözüm önerileri üzerinde çalıştı.

ESRA BEZİRCİOĞLU: KADIN GİRİŞİMCİLERİN GELECEĞİ İÇİN ÖNEMLİ BİR DÖNÜM NOKTASINDAYIZ

Toplantının açılış konuşmasını yapan KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Esra Bezircioğlu; kadın girişimciliğinin ekonomik kalkınma ve toplumsal cinsiyet eşitliği açısından önemine vurgu yaparak, “Kadın girişimcilerin potansiyelini tam anlamıyla ortaya çıkarmak için güçlü politika ve destek mekanizmalarına ihtiyaç var. Bu toplantı, girişimcilik alanında atılacak adımları belirlemek ve birlikte hareket etmek için bir fırsat sunuyor. Alacağımız kararlar, kadın girişimcilerin geleceği için önemli bir dönüm noktası olacaktır” dedi. Kadına yatırım yapmanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatan Bezircioğlu şöyle ekledi: “Bugün Türkiye’deki kadın girişimcilerin güçlenmesi ve desteklenmesi için önemli bir adım atıyoruz. Burada aldığımız ortak kararlar ve çabaların, Türkiye’deki kadın girişimcilerin güçlenmesine ve ülkemizin ekonomik kalkınmasına önemli bir katkı sağlayacağına inanıyorum. Hep birlikte, kadınların ekonomik olarak güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

DUYGU ARIĞ: EKONOMİDE SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME SAĞLAMAK İÇİN KADIN EMEĞİ ŞART

UN Women Türkiye Program Yöneticisi Duygu Arığ; “Kadınların pazara anlamlı katılımı, kadın girişimciliğinin desteklenmesi ve büyük şirketlerin tedarik zincirlerinde temsil edilmeleri, kadınların ekonomik olarak güçlenmesi yönünde atılacak kilit adımlardan birkaçıdır. Bu kilit adımlar toplumsal cinsiyete duyarlı satın alma yoluyla ilerletilebilir. Kadın girişimciliği, ekonomik büyüme ve toplumsal kalkınma için kritik öneme sahiptir. Kadın girişimciler, yenilikçi fikirleri ve işletme becerileriyle ekonomik canlılık sağlarken, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğinin güçlenmesine de katkıda bulunur. Toplumsal cinsiyete duyarlı satın alma ise, kadın girişimcilerin desteklenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği ilkelerine dayanan ürün ve hizmetlerin tercih edilmesi olarak tanımlanabilir. Bu şekilde, kadın girişimciliği desteklenerek toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması yönünde önemli bir adım atılabilir. Ekonomik kalkınma, kadınların katılımıyla daha kapsayıcı şekilde kalite ve standartların yükseltildiği, eşitlikçi ve sürdürülebilir büyüme ile mümkün olabilir.”

“TÜRKİYE’NİN KADIN GİRİŞİMCİ DERNEKLERİ BİLDİRGESİ” HAZIRLANACAK

Toplantı boyunca, katılımcılar kadın girişimcilerin karşılaştığı engelleri, finansman ihtiyaçlarını ve eğitim gereksinimlerini tartıştılar. Pazara erişim, toplumsal cinsiyete duyarlı satın alma, özel sektör, kamu ve belediyelerde kadın tedarikçiden alım, sorunlar, çözüm önerileri ve hedefler ile finansa erişim ve teşvikler görüşülerek, kamu inisiyatifleri, karma finansman modelleri vb. konular üzerinde fikir birliğine varıldı.

Ülkemizde kadın girişimcilerin, kadın girişimciliğinin politika ve mevzuatlarla desteklenmesi için üç ana başlık üzerinde çalışılan toplatıda; karar vericilere sunulmak üzere “Türkiye’nin Kadın Girişimci Dernekleri Bildirgesi” hazırlanacak. Bu bildirinin, ilgili kurum ve kuruluşlara iletilerek kadın girişimcilerin desteklenmesi konusunda somut adımlar atılması hedefleniyor.

 

Okumaya devam et

GÜNCEL

Değerse’den Çanakkale üzüm yetiştiriciliğini canlandıracak yatırım modeli

Küresel üzüm üretimi, iklim kriziyle karşı karşıya kalırken; yatırım, inovasyon ve sürdürülebilirlik odaklı projelerle ülkemizdeki bölgesel üretim canlandırılıyor. Yeni nesil bir yatırım platformu, Çanakkale ve Kaz Dağları’ndaki projesiyle yatırımcıları ticari üzüm bağı yetiştiriciliğine teşvik ederken, bölgesel kalkınmaya da katkıda bulunuyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

İklim değişikliğinin etkileri gün geçtikçe artarken, tarımsal üretimleri de tehlikeye atıyor. İklim krizinin büyümesiyle 76 yıl içinde üzüm bağlarının %90’ının yok olabileceği tahmin ediliyor. Üzüm ticaretinin başrol oyuncusu ülkelerden biri olmasına rağmen Türkiye’de de yetersiz yağış sebebiyle şaraplık üzüm bağlarının zarar gördüğü bildiriliyor. Üzüm yetiştiriciliği ve şarap üretiminde, Çanakkale ve eteklerindeki Kaz Dağları son yıllarda adından söz ettirirken, İda Bağları Projesi, şarap turizmini canlandırırken ve ticari üzüm bağı yetiştiriciliğini de teşvik ediyor.

Yeni nesil yatırım platformu degerse.com’un Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile Bayramiç İda Bağları’nda hayata geçirdiği proje, bağcılık ya da arsa yatırımı yapmak isteyenlere sadece üzüm satın alma garantisi sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bölge ekonomisine de katkıda bulunuyor. degerse.com’un Kurucusu ve CEO’su Barış Mükyen, “İda Bağları Yetiştiricilik Modülü ile hazırladığımız projeler, ticari üzüm bağı yetiştiriciliği sektörüne yeni bir bakış açısı kazandıracak. Bölgede yeni nesil bir arsa yatırım değeri oluşturduk. Amacımız sadece maddi getiri değil, sürdürülebilir ve doğa ile dost bir yatırım modülü yaratmak” açıklamasını yaptı.

İlk yılda %125, 7 yılda ise %700’e varan kârlılık vaat ediyoruz”

Barış Mükyen, “Çanakkale’ye, bağcılığın ve üzümün kalbi olan Bayramiç’e geldiğimizde öncelikle üniversite ile görüştük. Buradaki hocalarımızla yaptığımız çalışmaların sonrasında, en yüksek verim almak için ne yetiştirmek gerekir sorusunun cevabını aradık” diyerek projeleri hakkındaki detayları paylaştı.

Buna göre, İda Bağları Projesi, arsa yatırımına odaklanan yatırımcılara piyasa rayici altında arazi satın alma imkanı sunarak ilk yılda %125’e, 7 yılda ise %700’e varan kârlılık vaat ediyor. Proje kapsamında sunulan bağ kurulumu ve bakım hizmetleri, arazilerin değerini artırarak yatırımcıların getirisini optimize ediyor. Bu stratejik yaklaşım, sürdürülebilir gelir sağlamanın yanı sıra, bölgesel ekonominin güçlenmesine de katkıda bulunuyor.

“Şaraplık üzüm yetiştiriciliğini teşvik ediyoruz”

Projenin bilimsel ayağını temsil eden Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin, İda Bağları Projesi’nin ekonomik gücünü şu sözlerle vurguladı: “Bağcılık yapan pek çok ailenin çocuğu, büyük kentlere göç etti. Bu durum, verimli arazileri atıl hale getirdi. 50-60 yıl öncesinde 750 bin hektar civarında araziye yayılan bağlar, 400 bin hektarın altına düştü. Bu sebeple dünyada benzeri olmayan bu proje, bölge için çok kıymetli.”

Miras yoluyla bölünen, göç nedeniyle artık işlenmeyen kısaca verimli olan ama işlenemediği için atıl olarak nitelendirilen arsaların yatırımlarla şaraplık üzüm yetiştiriciliğini yeniden canlandırdıklarını aktaran degerse.com’un Kurucusu ve CEO’su Barış Mükyen “Sürdürülebilir bir üretim modeli yaratırken ürünün satışını da garanti ediyoruz. Dolayısıyla, ilk gün itibarıyla kazanç sağlanmasını mümkün kılıyoruz. Bunun yanı sıra, tesisin değeri her yıl katlanarak artıyor. Ürünlerin hem bugün için hem de gelecekte çocuklarınıza doğru ve kazançlı bir yatırım olması da diğer avantajlardan biri” ifadelerini kullandı.

“Bu proje, sadece maddi getiri sağlayan bir yatırım değil”

İda Bağları Yetiştiricilik Modülü’nün çok yönlülüğüne dikkat çeken Barış Mükyen, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Organik üzüm bağları projesiyle üzüm bağı kurmak isteyen yatırımcılar için tüm süreci yönetiyoruz. Yatırımcılar adına organik üretim sertifikası başvurusu yapıyoruz. Tesis edilecek şaraplık üzüm bağlarında yatırımcıların organik koşullar altında üretim gerçekleştirmesini taahhüt ediyoruz. Hasadın ilk alıcısı oluyoruz. Öte yandan, onları yalnız maddi değil, manevi olarak da besliyoruz. Bağımsız parsellerde kurulacak bağlara, bağ evleri eşlik ediyor. Böylelikle yatırımcılara doğal yaşamı deneyimleme fırsatı sunuyoruz. Hocalarımızın rehberliğinde, bu kadim kültürlerden hareketle bölgeyi hareketlendirmek; dokusuna, dinamiklerine zarar vermeksizin buranın geçmişteki dinamiğine yeniden kavuşması adına elimizden geleni yapacağız.”

 

Okumaya devam et

EKONOMİ

DİSK-AR: Geniş Tanımlı İşsizlikte Artış Sürüyor

TÜİK’in Şubat 2024 işsizlik verilerini değerlendiren DİSK-AR, geniş tanımlı işsiz sayısının son bir yılda 811 bin, zamana bağlı eksik istihdamın da 611 kişi arttığını; geniş tanımlı işsizlik oranının yüzde 24,5, geniş tanımlı kadın işsizliğinin yüzde 32,9 oranlarına dayandığını belirtti.

Yayınlanma:

|

Yazan:

TÜİK’in bugün yayınlanan Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) araştırma sonuçlarına göre mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranının yüzde 8,7, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranının (âtıl işgücü) ise yüzde 24,5 seviyesinde gerçekleştiği belirtilmişti. TÜİK’e göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde dar tanımlı işsiz sayısı (mevsim etkisinden arındırılmış) 2024 Şubat ayında 3 milyon 78 bin oldu.

1 yılda geniş tanımlı işsiz sayısı 811 bin kişi arttı

DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Şubat 2024’te 9 milyon 634 bin kişi olarak gerçekleşti. TÜİK’e göre pandemi öncesinde, 2020 Şubat’ta yüzde 12,6 olan dar tanımlı işsizlik Şubat 2024’te yüzde 8,7 olarak gerçekleşti. Ancak aynı dönemde geniş tanımlı işsizlik yüzde 20,6’dan yüzde 24,5’e yükseldi. Son 1 yılda geniş tanımlı işsiz sayısı 811 bin artarak 8,8 milyondan 9,6 milyona yükseldi. Covid-19 salgını sonrası geniş tanımlı işsizlik oranı 3,9 puan, geniş tanımlı işsiz sayısı ise 2 milyon 553 bin kişi arttı.

Geniş tanımlı işsizlikte patlama yaşandı!

TÜİK tarafından yayımlanan HİA verilerine göre Şubat 2024’te geniş tanımlı işsizlikte (âtıl işgücü) patlama yaşandı. Geniş tanımlı işsiz sayısı son bir yılda 811 bin, son 10 yılda (2014-2024 arası) ise 4 milyon 80 bin kişi arttı. Böylece son 10 yılda geniş tanımlı işsiz sayısı 1,7 katına çıktı. Şubat 2014’te 5,6 milyon olan geniş tanımlı işsiz sayısı Şubat 2023’te 8,8 milyon ve Şubat 2024’te ise 9,6 milyon olarak gerçekleşti. Geniş tanımlı işsiz sayısındaki artışın sebebi zamana bağlı eksik istihdam ve ümitsiz işsizler ile iş aramayıp çalışmaya hazır olanları, iş arayan ancak hemen çalışmaya başlayamayacak olanları kapsayan potansiyel işgücü sayısındaki artıştır. Âtıl işgücündeki yükselişin temel sebebi ise zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısında devasa artıştır.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.