Connect with us

EKONOMİ

Giyim sanayiinde işten çıkarmalar hızlandı

İç ve dış talepteki yavaşlama, istihdamı baskılıyor. Emek yoğun sektörlerden hazır giyim ve tekstilde işten çıkarmalar hızlandı. TÜİK verilerine göre, bu yılın ağustos-ekim arası döneminde, her iki sektördeki toplam kayıtlı istihdamda 15 bini aşan düşüş yaşandı.

Yayınlanma:

|

Emek yoğun sektörlerin başında gelen hazır giyim ve tekstilde işten çıkarmalar hızlandı. Bu yıl ağustos-ekim arasında iki sektörde toplam istihdam kaybı 15 bini aştı. Sektör temsilcileri, daralan talebe bağlı olarak istihdam kaybının yüzde 10-15’e ulaşabileceği uyarısında bulundu.

Hem yurtiçi hem de yurtdışında gerileyen talebe bağlı olarak düşen kapasite kullanım oranları, asgari ücret zammı ve EYT düzenlemesi öncesi hazır giyim ve tekstil sektöründe işten çıkarmalar hızlandı. Türkiye İstatistik Kurumu Ekim ayı ücretli çalışan istatistiklerine göre bu yılın ağustos ayından ekim ayına kadar geçen sürede tekstil sektöründe 9 bin 217, hazır giyimde ise 6 bin 290 kişinin işine son verildi. Böylece 3 aylık süre içinde iki sektörün toplam istihdamı 1 milyon 229 bine geriledi. Sektör temsilcileri, ilerleyen dönemde toplam istihdamın yüzde 10-15 gerileyebileceği uyarısında bulundu.

Yatırımlar atıl kalabilir

Zor dönem geçiren sektörlerin başında tekstil sektörü geliyor. Sektör 2021’i 19 bin 515 şirket ve 499 bin 569 istihdam ve 12,9 milyar dolar ihracat ile kapatmış, 3 milyar doların üzerinde de yatırım kararı almıştı. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri ihracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Öksüz, “Ancak özellikle son dönemde artan ithalat baskısı sadece fabrikalarımızın âtıl kalmasına sebebiyet vermiyor; aynı zamanda istihdam ve yatırım kararlarımızı doğrudan etkiliyor. Sektörümüz uzun yıllar sonra ilk defa dış ticaret açığı vermeye başladı. İlave koruma mekanizmaları hayata geçirilmezse istihdamda gerileme olacak; yatırım kararları ise beklemeye alınacak” dedi.

Tekstilde kapasite %70’e geriledi

Ancak kimi sektör temsilcisine göre istihdamdaki gerilemenin sebeplerinden biri de birbiri ardına açıklanan yeni yatırımlar. Zira talebin sınırlı kaldığı hatta gerilediği ve ithalatın arttığı 2022’de devreye giren yeni yatırımlar, toplam kapasitenin gerilemesine yol açtı. Merkez Bankası kasım ayı verilerine göre sektörde kapasite kullanım oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13,9 geriledi ve yüzde 70,4 seviyesinde gerçekleşti. Kasım ayı PMI verilerine göre tekstil sektörü takip edilen 10 sektör içinde hem üretim hem de yeni siparişlerin en belirgin yavaşlama gösterdiği sektör oldu.

Hazır giyimde 6 binden fazla kayıp

Hazırgiyim sektörü, tekstil sektörüne kıyasla bu yıl daha iyi bir görünüm sergiliyor. 2021’i 20 milyar 350 milyon ihracat, 39 bin 973 şirket ve 677 bin 395 istihdamla kapatan sektör, yıla iyi başladı. 23 milyar dolar ihracat hedefi ile yıla başlayan sektör, daralan talep ve parite kaybı gibi nedenlerle 2022’yi beklentilerin gerisinde 21 milyar doların biraz üstünde ihracat ile kapatmaya hazırlanıyor. Öte yandan iç piyasada da düşen talep ve üretim maliyetlerinde yaşanan artış, birçok markanın yurtdışı tedarike yönelmesine yol açtı. Bu da ağustos-ekim döneminde istihdam kaybının 6 bin 290’a çıkmasına yol açtı.

Toplam istihdam yüzde 10-15 azalabilir

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, işlerin düşmesi nedeniyle kapasitelerin de daraldığını, bunun da giyim sanayinde istihdam kaybına yol açtığını söyledi. Kaya, “Aralıkta istihdam kayıpları artarak devam edecek. Çünkü müşterilerden gelen sinyaller hem ihracat hem de iç piyasa anlamında çok parlak değil. Yüzde 20-30’a varan daralmaları göreceğiz. Hareketlerimizi de buna gör ayarlıyoruz. Zira işçilik, diğer maliyetler ve kurdaki baskı nedeniyle fiyat tutturamıyoruz. Bu da iş ve müşteri kaçırmamıza yol açıyor. Daralma bu kez 9 ay bir yıl gibi sürecek. Önlemimizi ona göre almak, çevik ve kuvvetli olmak durumundayız. 2023, sıkışan ve rekabetin daha fazla olduğu bir dönem olacak. Zaten krediye, sermayeye erişim de eskisi kadar kolay değil. Yatırım iştahı olmadığı gibi mevcut yatırımları da koruyamıyoruz. Hazır giyim sektörü istihdamında yüzde 10-15 kaybımız olabilir” ifadelerini kullandı.

Sendikalı sayısı 100 bine ulaştı

İşten çıkarmaların artarak devam ettiğini, şirketlerin “yıllık izinleri ya da gelecek yıla ait henüz hakkedilmemiş izinleri kullandırıyoruz. İş akdi feshinden mümkün olduğu kadar kurtarmaya çalışıyoruz” gibi açıklamalar yaptığını kaydeden DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Asalettin Arslanoğlu, “Büyük bir küçülmeye gidiliyor. Ana fabrikalarda küçülme için işlerini fasona devrediyor. Ordu’da 700 kişilik bir fabrikanın çalışan sayısını 540’a düşürdüğünü, başka bir fabrikanın gelecek yılın hakkedilmemiş iznini kullandırdığını gördüm. Öte yandan asgari ücreti yatırıp sonra bir kısmını geri alma uygulaması da yaygın. Ana firmalar marka denetimleri nedeni ile bunu yapamayacakları için işleri fasona devretme yoluna gidiyorlar” ifadelerini kullandı. Hali hazırda sektörde toplam sendikalı sayısı 100 bin civarında seyrediyor.

Yener KARADENİZ

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Yayınlanma:

|

Singapur, küresel finans dünyasını sarsan tarihi bir kara para aklama soruşturmasını tamamladı. UBS Group, Citigroup, Julius Baer ve Credit Suisse gibi dünyanın önde gelen finans devlerinin de aralarında bulunduğu dokuz kuruluşa toplam 21,5 milyon dolar para cezası kesildi. En yüksek ceza 4,5 milyon dolarla Credit Suisse’e verildi.

Singapur Tarihinin En Büyük Mali Operasyonu

2023 yılında başlatılan soruşturma kapsamında; yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yasa dışı varlık tespit edildi, 10 yabancı uyruklu kişi tutuklandı. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonlar, Singapur tarihindeki en büyük finansal suç dosyası olarak kayıtlara geçti.

Ceza Alan Kurumlar ve Gerekçeler

Singapur Para Otoritesi (MAS) tarafından yürütülen denetimlerde, aşağıdaki eksikliklerin tespit edildiği bildirildi:

  • Müşteri risk analizlerinin yetersiz yapılması

  • Servet kaynaklarının izlenmemesi

  • Şüpheli işlemlerin zamanında raporlanmaması

Cezaya çarptırılan finansal kurumlar ve ceza miktarları şöyle:

  • Credit Suisse: 4,5 milyon dolar

  • UOB Kay Hian: 2,85 milyon Singapur doları

  • Blue Ocean Invest: 2,4 milyon Singapur doları

  • Trident Trust Company Singapore: 1,8 milyon Singapur doları

  • UBS Group, Citigroup, Julius Baer, UOB ve LGT Bank: toplam 27,5 milyon Singapur doları (yaklaşık 20 milyon USD)

Sanıklara Hapis ve Sınır Dışı Kararı

Tutuklanan şüphelilere 13 ila 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalarını tamamlayan bu kişiler kalıcı şekilde Singapur’dan sınır dışı edildi. Yetkililer, tekrar ülkeye girişlerinin yasaklandığını açıkladı.

Kara Paranın Kaynağı: Dolandırıcılık ve Bahis

Reuters’ın ulaştığı bilgilere göre, suç gelirleri büyük ölçüde yurtdışı dolandırıcılık şebekeleri ve online yasa dışı bahis siteleri üzerinden elde edildi. Aklanan paraların bir kısmı Singapur bankalarında tutuldu, bir kısmı ise lüks gayrimenkul, spor otomobil ve mücevher gibi alanlara yatırıldı.

Denetim Süreci Sıkılaşıyor

Singapur Para Otoritesi (MAS), finans kuruluşlarının dahili denetim sistemlerini güçlendirdiğini ve sürecin yakın takibe alındığını açıkladı. Ayrıca şeffaflığın artırılması ve kara paranın önlenmesi amacıyla yeni yükümlülükler getirileceği bildirildi.

Küresel bankacılık sistemi açısından Singapur gibi düzenleme konusunda sert tutum sergileyen finans merkezlerinin etkisi büyüyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde kara para aklamaya karşı yürütülen bu tür operasyonlar, yalnızca yerel değil, uluslararası finansın denetim reflekslerini de yeniden şekillendiriyor.

Kaynak:
MAS (Monetary Authority of Singapore), Reuters, bankavitrini.com araştırma birimi

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Finansal Çöküşe Giden Yol: Bu 5 Riski Tanıyor musunuz?

Riskleri yok etmek mümkün değildir ama yönetilebilir.
Her kurumun bir risk yönetimi politikası olmalıdır.
Riskler arasında etkileşim olabilir: Örn. likidite krizi sistemik krize dönüşebilir.
Finansal tablolarla ve rasyolarla bu riskler düzenli izlenmelidir.

Yayınlanma:

|

Finans dünyası büyük kazançlar kadar büyük tehlikeleri de içinde barındırır. Bu tehlikeler çoğu zaman görünmezdir ve çoğu yatırımcı, girişimci ya da yönetici fark ettiğinde çok geç olabilir. Oysa bu riskleri önceden tanımak, finansal krizlerden korunmak için en büyük silahtır.

İşte bilmeniz gereken 5 temel finansal risk türü:

1. Kredi Riski: Güvendiğiniz Dağlara Kar Yağabilir

Bir kişi, kurum ya da devlet, size olan borcunu geri ödemezse ne olur? İşte bu durum kredi riskidir.
Bankaların kredi verirken uyguladığı uzun analizler, tahvil alan yatırımcıların yaptığı araştırmalar hep bu riski azaltmak içindir.

📌 Örnek: Bir şirketin vadeli satış yaptığı müşteri iflas ederse, o satış doğrudan zarara dönüşür.

2. Piyasa Riski: Dalgalı Denizde Sabit Duramazsınız

Döviz kurları, faiz oranları, hisse senedi fiyatları ve emtia değerleri sürekli değişir. Bu değişimler, yatırımcılar için kazanç fırsatı olduğu kadar büyük kayıplar da yaratabilir.
İşte bu dalgalanmalardan kaynaklanan zarar riski, piyasa riski olarak adlandırılır.

📌 Örnek: Dolar borcu olan bir şirket, kurun hızla artmasıyla maliyetlerini karşılayamaz hale gelir.

3. Likidite Riski: Elinizde Varlık Var Ama Nakit Yok

Bazı varlıklar vardır ki elinizde olsa bile, anında satılamaz. Satılsa da ciddi değer kaybı yaşanabilir.
Bu durumda karşımıza çıkan risk “likidite riski”dir.
Likidite, bir varlığın ya da şirketin nakde kolay çevrilebilmesiyle ilgilidir.

📌 Örnek: Elinizde milyonluk bir gayrimenkul vardır ama kısa vadede borç ödemeniz gerekiyordur. Satmaya kalktığınızda alıcı bulamazsanız, likidite sorunu yaşarsınız.

4. Sistemik Risk: Zincirleme Çöküş Riski

Finansal sistem iç içe geçmiş bir yapıya sahiptir. Bir kurumun batması, diğerlerini de sürükleyebilir. Bu yayılma etkisi sistemik risk olarak adlandırılır.

📌 Örnek: 2008’de ABD’deki Lehman Brothers’ın iflası, tüm dünyadaki bankacılık sistemini etkiledi ve küresel krizi tetikledi.

5. Temerrüt Riski: Gecikme, Belki de Hiç Ödeme Yok

Kredi riskiyle yakın olan bu kavram, özellikle sabit vadeli ödemelerde ortaya çıkar. Bir borcun vadesinde ödenmemesi ya da hiç ödenmeyeceği endişesi temerrüt riskidir.

📌 Örnek: Bir devlet, ekonomik kriz nedeniyle dış borç faizini ödeyemeyeceğini ilan ederse, yatırımcılar için bu ciddi bir temerrüt riskidir.

Risk Kaçınılmaz Ama Yönetilebilir

Risk olmadan kazanç olmaz. Ancak riskleri tanımadan yapılan her yatırım bir kumardır.
Kurumsal finans, bireysel yatırım ve şirket yönetimi gibi tüm alanlarda, bu 5 riski yönetebilmek hayati önem taşır.

Unutmayın:
🔹 Her risk ölçülebilir.
🔹 Her risk kontrol altına alınabilir.
🔹 Riskin farkında olan, kayıplarını azaltır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

EKONOMİ

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Yayınlanma:

|

İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı iştiraklerde çalışan yaklaşık 23 bin temizlik işçisi “eşit işe eşit ücret” taleplerinin yerine gerilmediği gerekçe gösterilerek Sekdikanın kararı ile greve gitmesi ile birlikte “eşit işe eşit ücret” talebini sorgulama gerekçesi de kendiliğinden tekrar gündeme geldi.

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Eşit işe eşit ücret” ilkesi, uzun süredir özellikle sendikal söylemlerde, insan hakları belgelerinde ve politik manifestolarda sıkça yer bulan bir kavram. İlk bakışta son derece adil ve insani bir uygulama gibi görünse de, uygulamaya döküldüğünde birçok sakıncayı beraberinde getirebilir. Bu yazıda bu ilkenin artılarını, eksilerini ve çalışanlar üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde ele alacağız.

“Eşit İşe Eşit Ücret” Ne Anlama Geliyor?

Bu ilkeye göre, aynı işi yapan kişilere –cinsiyet, yaş, etnik köken, inanç gibi unsurlara bakılmaksızın– aynı ücretin verilmesi gerekir. Amaç, ayrımcılığı önlemek ve çalışma hayatında fırsat eşitliğini güçlendirmektir.

Ancak “aynı iş” tanımı, yüzeyde benzer olsa da çoğu zaman içerik, sorumluluk, nitelik, performans ve katkı açısından farklılıklar gösterir. Bu noktada “eşit ücret” anlayışı, yüzeysel bir adalet anlayışına dönüşebilir.

Sakıncalar ve Uygulamadaki Zorluklar

1. Performansın Göz Ardı Edilmesi

Aynı pozisyonda çalışan iki kişi düşünün: Biri sorumluluk alıyor, inisiyatif kullanıyor, üretken ve çözüm odaklı; diğeri ise sadece görev tanımı kadar çalışıyor. Ancak ikisine de aynı ücret veriliyor. Bu durum, yüksek performanslı çalışanı demotive eder.

2. Vasatlık Teşviki

Ücretlendirme performansa dayalı değilse, çalışanlar “fazla çalışsam da maaşım değişmeyecek” düşüncesiyle vasat bir çizgiye razı olur. Zamanla iş yerinde genel verimlilik düşer.

3. Yetenekli Çalışanları Kaybetme Riski

Kendini geliştiren, daha fazla katkı sunan çalışanlar, farklılıklarının karşılık bulmadığını fark ettiğinde kuruma olan bağlılıkları zayıflar. Bu da yetenekli çalışanların başka firmalara geçmesine neden olabilir.

4. Adalet Algısının Bozulması

Eşitlik, her zaman adaletle eş anlamlı değildir. Aynı işi yapan kişiler, katkı açısından eşit olmayabilir. Katkıya değil de sadece iş tanımına dayalı ücretlendirme, çalışanlar arasında huzursuzluk yaratır.

Çalışan Üzerinde Psikolojik Etkiler

  • Motivasyon Kaybı: Başarılı çalışan kendini değersiz hisseder.

  • Aidiyet Zayıflar: Kuruma bağlılık azalır.

  • Gizli Tepkiler: Çalışanlar “nasıl olsa bir şey değişmeyecek” düşüncesiyle üretkenliğini bilinçli olarak düşürebilir.

Pozitif  Yanı Var mı?

Elbette var. Özellikle işe yeni başlayanlar veya dezavantajlı gruplar için “eşit işe eşit ücret” ilkesi koruyucu bir çerçeve oluşturabilir. Ancak bu ilke sabit ve katı bir kural haline gelirse, zamanla faydadan çok zarar doğurur.

Alternatif  Yaklaşım: Eşit Fırsat + Adil Ücret

Çözüm, “eşit işe eşit ücret” yerine “eşit fırsat, adil ücret” anlayışında yatıyor. Yani işe alımda, terfide ve gelişimde herkes için fırsat eşitliği sağlanmalı; ancak ücretlendirme nitelik, performans, deneyim, katkı ve sorumluluk gibi kriterlere göre şekillenmeli.

Eşitlik mi, Adalet mi?

“Eşit işe eşit ücret” ilkesi, kulağa hoş gelen bir slogandan ibaret olabilir. Çünkü aynı unvana sahip olmak, aynı katkıyı sağladığınız anlamına gelmez. Gerçek adalet, herkesin katkısı kadar karşılık bulduğu bir sistemle mümkündür.

Bu nedenle şirketler, adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde; şeffaf, ölçülebilir ve performansa dayalı ücretlendirme sistemleri kurmalıdır.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.