Connect with us

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İklim krizinde kritik nokta; yenilenebilir enerji

Yayınlanma:

|

Yenilenebilir enerji, tüketildiğinden daha yüksek oranda yenilenen ve doğal kaynaklardan elde edilen enerjiyi ifade etmektedir. Fosil yakıtlar ise (kömür, petrol ve gaz) yenilenemeyen ve oluşması yüz milyonlarca yıl süren kaynaklardır. Fosil yakıtlar, enerji üretmek için yakıldığında karbondioksit gibi zararlı sera gazı emisyonlarına neden olur. Yenilenebilir enerji üretmek, fosil yakıtları yakmaktan çok daha düşük emisyonlar yaratır. Halihazırda emisyonların aslan payına sahip olan fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçiş, iklim krizini ele almanın anahtarıdır. Aşağıdaki Grafik – 1’de görüleceği üzere; Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ve nüfus yoğunlukları ne kadar yüksek olursa çevreye sağladıkları zararlı gazlar ve emisyon o kadar artıyor.

Grafik 1 – Ülkeler Tarafından Üretilen Hava ve Sera Gazı Emisyonları – Karbon dioksit (CO2) cinsinden, MT Gaz Miktarı (2021)

Yenilenebilir Enerji Üretiminde Tartışmasız Lider: Çin

Yenilenebilir kaynaklar artık çoğu ülkede eskisinden çok daha ucuz ve fosil yakıtlardan üç kat daha fazla istihdam yaratıyor. İstihdam ise yenilenebilir enerji kaynaklarının pazar payındaki artış ile doğru orantılıdır. 2023 yılı itibari ile yenilenebilir enerjinin Dünya çapında pazar payı 1 Trilyon doları geçti ve 2030 yılına kadar pazar payındaki büyümenin agresif bir şekilde artmaya devam ederek 2 trilyon doların üzerine çıkması bekleniyor.

 

 Yenilenebilir enerji üretiminin BRICS ve G7 ülkeleri özelinde 2022 yılı için karşılaştırmalarını Tablo 1 ve 2 üzerinde detaylı olarak inceleyebilirsiniz. BRICS ülkeleri bu yıl içerisinde global GSH içerisindeki payı ile G7 ülkelerini geride bırakarak ekonomiden aldığı pay ile liderliğe oturmuştu. Aynı durum yenilenebilir enerji kaynakları ile elektrik üretimi konusunda da geçerli. Dahası, sadece Çin elde ettiği elektrik üretim miktarı ile G7 ülkelerinin tamamını tek başına geride bıraktı. GSH ve Yenilenebilir enerji gibi alanlarda G7 ülkeleri karşısında üstünlüğü elde eden BRICS ülkeleri batının merkezde olduğu bir uluslararası finans sisteminden doğuya doğru bir eksen kaymasını ekonominin her alanında sağlamaktadır.

Türkiye’de Sera Gazı Emisyonunun Temel Kaynakları: Endüstri ve Enerji Sistemleri

Türkiye sağladığı yüksek sera gazı ile bu alanda en çok zararlı gaz üreten 11. ülke konumundadır. Ülkemiz 2023 yılında elde edilen son verilere göre; 637.7 MT CO2 gazı üretmiştir. Bu değer, geçtiğimiz son 2 yıla göre üretilen CO2 gazı miktarında büyük bir artış olduğunu gösteriyor. Dolayısı ile son rakamlar ve hızlı artış bizi ilk 10 ülke arasına rahatlıkla sokmuş olabilir. Nüfusa oran ile baktığımızda kişi başına 7.6 ton gazı ifade ediyor. Sektörler bazında ise ilk iki sırayı endüstri/sanayii ve enerji sistemleri oluşturuyor. Tüm gaz miktarının yarısından çoğunu bu iki sektör sağlıyor (228.7 MT ve 209.7 MT). Ulaşım sektörü ise sanılanın aksine daha düşük seyrediyor (106.8 MT). Endüstri de neden bu kadar yüksek değerlere ulaşıldığının detayına baktığımızda ise, atık dönüşüm tesisleri saniyede ürettikleri 2.5 ton gaz ile açık ara önde gözüküyor. Bu rakamın ne kadar yüksek olduğunu anlamak için bir atık dönüşüm tesisinin her 3 saniyede bir ürettiği gaz miktarının kişi başına düşen yıllık toplam gaz miktarına eşit olduğunu söylersek rakamın büyüklüğü daha net anlaşılabilir. Atık dönüşümünden sonra en çok sera gazı salınımını ise sırasıyla çimento, kimya ve metal sanayii kuruluşları oluşturuyor. Endüstri sonrası en çok gaz üretimi sağlayan sektör olan enerji sistemlerine baktığımızda ise tüm sorunun elektrik üretiminde kullanılan doğal gaz, kömür ve petrolden kaynaklı olduğu göze çarpıyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından sağlanan verilere baktığımızda; ülkemizde geçtiğimiz yıl 326,2 TWh toplam elektrik üretimi sağlandığı görülüyor. 2022 yılında elektrik üretimimizin, %34,6’sı kömürden, %22,2’si doğal gazdan, %20,6’sı hidrolik enerjiden, %10,8’i rüzgardan, %4,7’si güneşten, %3,3’ü jeotermal enerjiden ve %3,7’si diğer kaynaklardan elde edilmiştir. Burada görmemiz gereken önemli bir husus var: Petrol kullanılarak üretilen elektriğin payı diğer kaynaklara oranla oldukça düşük fakat oldukça yüksek emisyon sağlıyor. Ayrıca, elektrik üretim miktarının %56,8’lik miktarı yani yarısından çoğu doğal gaz ve kömür ile sağlanıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının ön planda olduğu ve kullanımının hedeflendiği bugünlerde bu oldukça yüksek bir oran. Burada oran dağılımlarını tersi yönde değiştirebilmek için alabileceğimiz bazı aksiyonlar var;

  • Petrol kaynaklı elektrik üretiminin neden olduğu yüksek maliyet ve açığa çıkan yoğun CO2 emisyonu sebebiyle bu yöntem ile yapacağımız üretim çalışmalarını tercih etmemeliyiz. Bunun yerine bu yolu tercih eden kurumlar için çeşitli teşvik ve destekler sağlayarak üretimde yenilenebilir kaynakları tercih etmeleri sağlanmalıdır.

 

  • Kömür ve doğal gaz kaynaklı elektrik üretimini AB ülkelerinin koyduğu hedeflerle paralel olarak 2030 yılına kadar kademeli olarak azaltmalıyız. Bu oldukça kritik bir konudur. Çünkü, Bakanlık 2030 yılına kadar elektrik üretimini 455,3 TWh seviyesine kadar çıkarmayı hedefliyor. Aynı oranlarla devam edersek kişi başına açığa çıkan ortalama yıllık CO2 gazı 10,56 ton seviyesinin de üzerine çıkabilir.

 

  • Yerli ve milli rüzgar türbünleri ve güneş enerji panelleri üretimi desteklenmelidir, bu amaçla teşvik ve hibe programları sağlanarak, AR-GE bütçesi ayrılmalıdır.

 

  • Rüzgar ve güneş enerjisi kurulu güçlerinin arttırılması için yol haritası oluşturulmalıdır.

 

  • Yenilenebilir enerji kaynakları ile yapılacak üretim ve AR-GE çalışmaları için vergi muafiyet ve teşvikleri oluşturulmalıdır.

 

Dünya’da Sera Gazı Emisyonu için Ortak Hedef: Ulaşım

Endüstri ve Enerji Sistemleri zararları gazlar konusunda en büyük kaynağı oluştururken ulaşım onu takip ediyor. Fakat söz konusu elektrikli araçlar olunca hem enerji sistemleri alışkanlıklarımızı değiştirmek hem de endüstride üretim trendini yapılandırmak için ulaşım sektörü tüm sorunları ortak noktada buluşturan ana hedef noktası haline geliyor. Elektrikli araçların üretimi sadece ulaşım sektörü altında yer bulsa da, doğrudan etkileri tüm sektörler oldukça kritik. Bugün bir elektrikli araç ulaşımda zararlı gaz salınımını en aza indirirken, o aracın çalışması için kullandığımız enerji sistemleri kullandıkları güneş enerjisi ile fosil atık ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Yine bataryalar söz konusu olduğunda motor ve onu oluşturan alt argümanların olduğu endüstri başta olmak üzere yerini yeni nesil batarya ve çevre dostu sistemlere bırakıyor.

Aslında ulaşım sektörü endüstri ve enerji sistemleri ile ortak noktada buluşmasa bile gerçek anlamda büyük bir sorun olarak karşımızda duruyor. Bugün Dünya’da kullanılan araçlar saniyede ortalama 265,4 ton CO2 gazı salınımı sağlıyor. Bu da toplamda yıllık ortalama 8400 MT gibi devasa bir rakama karşılık geliyor. Bu rakamın büyük çoğunluğunu eşit miktarlarda gaz salınımı sağlayan binek otomobiller ve toplu taşıma araçları oluşturuyor. İki araç sınıfının yapısı ve kullanım amacı gereği hem ülkeler hem de sektör paydaşları bunları birbirinden ayrı ayrı ele alıyor.

Elektrikli Aracın Önlenemez Yükselişi

2020’de 230,12 milyar ABD doları olan küresel elektrikli mobilite pazarının, 2028 yılına kadar 1.507,21 milyar ABD dolarına çıkması bekleniyor. Küresel otomotiv sektörü yüzyılda bir devrim yaşıyor. Hızla değişen elektrikli araç ekonomisi ve büyüyen otomotiv elektrifikasyonu, elektrikli araç satışlarında üstel bir artışa neden oluyor. Ek olarak, elektrikli araç şarj hizmet ağının güçlendirilmesi ve altyapı geliştirme, elektrikli mobilite pazarının büyümesini hızlandırıyor. Örneğin 2020, elektrikli mobilite için rekor kıran bir yıl oldu. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, 2020’de genel küresel EV satışları dünya çapında 3 milyondan fazla birimi aştı. Satış büyümesi, büyük ölçüde, elektrikli araç alımlarında sübvansiyonlar ve vergi avantajları sunmaya yönelik hükümet girişimleri tarafından yönlendirildi. Örneğin, 2020’de Avrupa’da EV alımlarına yönelik sunulan teşvikler, bölgedeki EV satışlarını artırdı ve küresel e-mobilite pazarını canlandırdı. Ayrıca, çevresel kaygılar ve dünya çapında sıkılaşan emisyon normları nedeniyle tüketici tercihinin gelenekselden elektrikli araç alımına kayması da pazarın büyümesini etkiledi. Tüm bu gelişmeler elektrikli araç pazarına ciddi faydaları da beraberinde getiriyor;

  •  Emisyonsuz Araçlara Olan Talebin Artışı: Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, karbon emisyonlarını azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek için katı emisyon normları uyguluyor. Ek olarak, konvansiyonel veya fosil yakıtla çalışan araçlar için çeşitli hurdaya çıkarma politikaları getiriyorlar. Bu nedenle, geleneksel veya fosil yakıtla çalışan araçların benimsenmesi ve gelecekte kullanılmasına ilişkin artan güvensizlik nedeniyle, tüketicilerin tercihi, tahmin dönemi boyunca pazarın büyümesini sağlaması beklenen elektrikli araçlara doğru kayıyor.

 

  •  Lityum/iyon Pillerin Maliyetinin Düşmesi: Elektrikli araçların yüksek maliyeti, satın alma tercihinin benimsenmesinin önündeki en büyük engellerden biridir. Ancak, son teknolojik gelişmeler ve otomobil üreticilerinin Lityum-iyon pillerin seri üretimine başlaması, yıllar içinde pillerin maliyetini düşürerek EV maliyetinde önemli bir düşüşe neden oldu. Maliyetteki düşüşün önümüzdeki yıllarda da devam ederek pazar büyümesini daha da etkilemesi bekleniyor.

 

  • Üreticilerin Karbon Nötr Olma Taahhüdü: Önde gelen otomobil üreticilerinin neredeyse tamamı yakın gelecekte karbon nötr olma sözü verdi. Fosil yakıtla çalışan araç üretimini durdurmayı ve tüm ürün portföylerini elektriklendirmeyi planlıyorlar. Örneğin, Şubat 2021’de Ford Motors Company, Avrupa bölümünün yakında fosil yakıtla çalışan araç üretimini aşamalı olarak durduracağını ve 2026 yılına kadar Ford’un yalnızca elektrikli ve fişli hibrit elektrikli araçlar sunacağını duyurdu. Ayrıca 2030 yılına kadar tüm binek araçlar sadece batarya ile çalışacak. Bu nedenle, otomobil üreticilerinin hızlı elektrifikasyona odaklanmasının tahmin dönemi boyunca pazar büyümesini artırması bekleniyor.

 

Pazarın büyümesini etkileyen gerek kamu gerekse de özel sektör tarafında pek çok olumlu gelişme yaşanırken bir diğer yandan küresel çip tedarik sorunu burada da en büyük engellerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Yarı iletken çip kıtlığı genel EV üretimini azalttı. Örneğin, Volkswagen, Mercedes-Benz, General Motors ve diğerleri dahil olmak üzere büyük otomobil üreticileri, yeni elektrikli araç üretim hacminde bir düşüşe tanık oldu, bu da yeni elektrikli aracın maliyetinde üreticiler açısından savaşa neden oldu.

Asya Elektrikli Araç Pazarında Lider!

Pazarda oluşan beklentiler ve çip krizi sebebiyle artan rekabet ortamı şimdilik Asya bölgesi ülkelerine yaramış gibi görünüyor. Asya, 2020’de 116,35 milyar ABD doları pazar büyüklüğü ile küresel elektrikli araç pazarına hakim oldu ve önümüzdeki birkaç yıl boyunca konumunu koruması bekleniyor. Çin’de elektrikli araçların yüksek oranda benimsenmesi, pazarın büyümesini hızlandırdı. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre Çin, 2019’da 1,1 milyon adet olan EV satışlarının 2020’de 1,2 milyon adet EV’ye yükseldiğine tanık oldu. Çin’de yaşanan artışın en büyük sebepleri ise; Global CO2 gazı salınımı konusunda açık ara lider olmaları ve açık havada bile şehirlerin ciddi oranda yaşanmaz hale gelmesi, yüzde yüz yerli üretim ile araçların ve enerji kaynaklarının maliyet avantajı ile hükümet tarafından sağlanan teşvik ortamı ile uygulanan politikalar.

Yıllara göre Yeni Kayıt Edilen Elektrikli Araç Miktarı, AB Ülkeleri

Avrupa, elektrikli mobilite için en hızlı büyüyen pazardır. Yeni EV alımları için artan sayıda hükümet politikası ve teşviki ve katı emisyon normları ve çevresel kaygılar nedeniyle halkın tercihinin elektrikli mobiliteye doğru kaymasıyla, Avrupa’nın dönem boyunca elektrikli araç kullanımlarında %28,3’lük bir artış kaydetmesi bekleniyor. Örneğin, 2020’de Avrupa’daki EV satışları iki kattan fazla artarak toplam yeni EV kayıtları 1,4 milyon adede ulaştı ve bu, diğer tüm ülkelerden daha yüksek. Ayrıca, Almanya, Birleşik Krallık ve diğerleri gibi büyük Avrupa ülkelerindeki yerleşik otomotiv endüstrisinin şarj altyapısının mevcudiyeti ile birleştiğinde, önümüzdeki yıllarda pazar büyümesini daha da artırması bekleniyor.

Kuzey Amerika’nın da önemli bir büyüme oranına tanık olması bekleniyor. ABD’deki önemli EV satışları, pazarın büyümesini sağlıyor. Ek olarak, Kuzey Amerika’daki teknolojik ilerlemenin ve General Motors, Tesla ve diğerleri gibi önde gelen EV üreticilerinin varlığının Kuzey Amerika’daki elektrikli araç pazarını beslemesi ve elektrikli mobilitenin benimsenmesinde bir artışa yol açması bekleniyor.

Orta Doğu Afrika ve Latin Amerika da dahil olmak üzere dünyanın geri kalanının 2028’e kadar önemli bir elektrikli araç dönüşümü yaşaması bekleniyor.

Ülkeler Arasındaki Rekabet Elektrikli Araç Şarj Cihazları ve Bataryalar ile birlikte Tırmanıyor!

Yollarda ne kadar çok elektrikli araç dolaşırsa, geniş EV alımını desteklemek için o kadar fazla kamusal şarj noktasına ihtiyaç duyuluyor. 2022’de dünya çapında 2,7 milyon halka açık şarj noktası vardı. Bunların 900.000’i yıl içinde kuruldu ve bu da 2021’den itibaren %55’lik bir büyüme anlamına geliyor. Hem yavaş şarj hem de hızlı şarj için Çin, 2022’de pazara hakim oldu. Yıl boyunca Çin’de 360 ​​000 yavaş ve yaklaşık 297 000 hızlı şarj noktası kuruldu.

Peki ya Avrupa?

2022’de Avrupa’da halka açık 450.000’den fazla EV şarj cihazı kuruldu. 2025 yılına kadar 1,3 milyon şarj istasyonunun halka açık olacağı ve sayının 2030 yılına kadar 2,9 milyona çıkması bekleniyor. Hollanda, EV şarj altyapısının konuşlandırılmasında başı çekiyor, ardından Fransa ve Almanya geliyor. İtalya ve İspanya da ilk 5’e giriyor ve İspanya’nın kamusal şarj altyapısı 2022’de bir önceki yıla göre %223 büyüyor.

Güle Güle Emisyon!

Elektrikli araçlar, 2022’de toplam olarak yaklaşık 110 TWh elektrik tüketerek bir önceki yıla göre iki katına çıktı. Gelecekte, EV’lerin 2030 yılına kadar küresel elektrik tüketiminin %4’ünden daha azını oluşturacağı tahmin ediliyor.

2022’de elektrikli araç kullanımı dünya çapında 80 MT’dan fazla sera gazı emisyonu tasarrufu sağladı. Büyük şemaya bakıldığında, EV’ler ve ICE arabalarının çevresel etkileri hakkındaki kamuoyu tartışmasının EV’ler lehine döndüğü sonucuna varılabilir.

2030’da EV’lerin kullanılmasının 700 MT CO2 sera gazı emisyonunun önlenmesine yardımcı olabileceği bekleniyor. Teşvik ve taahhütler ile bu sayıyı daha da ileri götürerek 770 MT CO2 seviyesine çıkartmakta mümkün.

Uğur ÖZKES-Ekonomim

Okumaya devam et

ŞİRKETLER

Karavanda lüks ve konfor dönemi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Karavan seyahatleri, günümüzün en popüler tatil seçeneklerinden biri haline geldi. Güçlü izolasyona sahip karavanlar ise yazın sıcaktan, kışın da soğuktan etkilenmeden ev konforu sunabiliyor.

Karavan seyahatleri, günümüzün en popüler tatil seçeneklerinden biri haline geldi. Doğayla iç içe, özgür bir tatil hayali kuranlar için karavanlar, hem rahatlığı hem de özgürlüğü bir arada sunuyor. Bu alanda öne çıkan yenilikler ise karavanların sunduğu lüks ve konfor seviyesini artırarak, tatilcilerin beklentilerini bir üst seviyeye taşıyor.

İdeal Caravan, yarı ve tam entegre lüks karavanlarıyla Türkiye’de karavancılığa yeni bir boyut kazandırıyor. Firma Alman Mühendisliğinin Konforunu Türkiye’de karavan tutkunlarının beğenisine sunuyor.

Türkiye’de karavan sektörüne yeni bir soluk getiren İdeal Caravan Genel Müdürü Mehmet Kaya, Alman mühendisliğiyle üretilen karavanların ev konforu sunduğunu belirtti.

Kaya, “Alman mühendisliğiyle üretilen yarı ve tam entegre lüks karavan modelleriyle karavan tutkunlarına özel bir deneyim sunuyor. Her detayında titizlikle çalışılmış bu karavanlar, sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda ev rahatlığını yolda ve doğada sunan birer yaşam alanı olarak tasarlandı” dedi.

“Ev sıcaklığını aratmayan bir konfor sağlıyor”

Yarı ve tam entegre modellerin konforlu yapılarına dikkat çeken Kaya şunları söyledi: “Yüksek kaliteli malzemelerden üretilen iç mekanlar, geniş yaşam alanları ve fonksiyonel tasarımlarla donatılmış. Yarı entegre modeller, kompakt yapılarıyla hem sürüş kolaylığı sağlıyor hem de ihtiyaç duyulan tüm konforu sunuyor. Tam entegre karavanlar ise geniş iç hacimleri, lüks donanımları ve ergonomik tasarımlarıyla uzun yolculuklarda bile ev sıcaklığını aratmayan bir konfor sağlıyor.”

“Güçlü izolasyona sahip”

Karavanların sahip olduğu güçlü izolasyon sayesinde yazın sıcaktan, kışın da soğuktan etkilenmeden seyahat edilebildiğini vurgulayan İdeal Caravan Genel Müdürü Mehmet Kaya, “Bu karavanlar, akıllı depolama çözümleri, modern mutfak ekipmanları ve ferah banyolarıyla donatılmış olup, seyahat esnasında kullanıcılarına maksimum rahatlık sunuyor. Ayrıca, güçlü izolasyon sistemleri sayesinde her mevsim kullanılabilir durumda olan bu modeller, yaz aylarının kavurucu sıcaklarından veya kış aylarının soğuklarından etkilenmeden konforlu bir seyahat imkanı sunuyor. İdeal Caravan olarak Almanya’dan Türkiye’ye getirdiğimiz bu yeni nesil karavanlar, karavan severlerin ihtiyaçlarını en üst düzeyde karşılamak amacıyla tasarlandı. Lüks ve konforu bir arada sunarak, Türkiye’de karavan kültürünü yeni bir seviyeye taşıyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Okumaya devam et

GÜNCEL

Elektrikli Araçlarda En Sık Yaşanan Sorunlar

Yayınlanma:

|

Yazan:

Elektrikli araçlar, çevre dostu yapıları ve düşük işletme maliyetleriyle otomotiv dünyasında devrim yaratmaya devam ediyor. Sıfır emisyon avantajı ve yakıt maliyetlerindeki tasarruf, birçok sürücünün tercihini elektrikli araçlardan yana kullanmasına neden oluyor. Ancak bu yeni nesil araçlar, sahip olduğu avantajların yanı sıra bazı teknik zorluklarla da karşı karşıya. Elektrikli araç kullanıcılarının sıklıkla karşılaştığı bazı sorunlar, bu teknolojinin henüz tam olarak olgunlaşmamış olduğu noktaları gösteriyor. 160 yıllık köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, elektrikli araç sahiplerinin en çok karşılaştığı sorunları ve bu sorunların olası çözümlerini paylaştı.

Batarya Ömrü ve Menzil Kaygısı

Elektrikli araç bataryalarının ömrü, kullanım süresi ve şarj etme alışkanlıklarına bağlı olarak zamanla azalabilir. Bu durum, özellikle uzun yolculuklarda sürücülerde menzil kaygısına neden olabilir. Bataryanın beklenenden daha hızlı tükenmesi korkusu, sürüş planlarını etkileyebilir. Araç sahipleri, sık sık batarya ömrünü uzatmak ve menzil kaygısını azaltmak için çeşitli stratejiler aramaktadır. Doğru şarj etme alışkanlıkları ve batarya sağlığına dikkat ederek bu endişelerin önüne geçmek mümkündür. Bu nedenle elektrikli araç kullanıcılarının batarya yönetimi konusunda bilinçli olması önemlidir.

Yetersiz Şarj Altyapısı

Elektrikli araçlar giderek yaygınlaşsa da kırsal bölgelerde şarj istasyonu sayısı hala yetersizdir. Uzun mesafe yolculuklarda sürücüler, uygun bir şarj istasyonu bulmakta zorlanabilir ve bu durum ciddi bir sorun haline gelebilir. Şarj altyapısının sınırlı olması, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan veya bu bölgelere seyahat eden sürücüler için menzil kaygısını artırmaktadır. Şarj istasyonlarının daha geniş bir alanda yaygınlaştırılması, elektrikli araç kullanıcılarının bu tür sorunlarla karşılaşmasını önlemek ve sürdürülebilir ulaşımı teşvik etmek için önemli bir adım olacaktır.

Yüksek Şarj Süreleri

Elektrikli araçların şarj edilmesi, geleneksel araçlarda yakıt doldurma işleminden daha uzun sürebilir. Hızlı şarj istasyonları yaygınlaşmasına rağmen, standart şarj cihazlarıyla tam dolum süresi saatler alabilir. Bu durum özellikle zaman kısıtlaması olan sürücüler için önemli bir dezavantajdır. Uzun yolculuklar veya acil durumlarda hızlı şarj imkanlarının sınırlı olması, elektrikli araç sahiplerinde zaman yönetimi konusunda zorluklara neden olabilir. Şarj altyapısının gelişmesiyle birlikte bu dezavantajın azalması bekleniyor, ancak halen birçok kullanıcı için önemli bir endişe kaynağıdır.

Batarya Soğuk Hava Performansı

Soğuk hava koşulları, elektrikli araç bataryalarının performansını olumsuz yönde etkileyebilir. Düşük sıcaklıklarda bataryaların şarj tutma kapasitesinde azalma yaşanır, bu da menzilin ciddi şekilde düşmesine neden olabilir. Kış aylarında bu durum, sürücülerin yolculuklarını daha dikkatli planlamasını ve şarj sürelerini göz önünde bulundurmasını gerektirir. Ayrıca soğuk hava koşullarında bataryaların daha hızlı tükenmesi, kullanıcıların daha sık şarj yapma ihtiyacı duymasına yol açabilir. Bu nedenle, elektrikli araç sahiplerinin kış aylarında ekstra önlem alması önemlidir.

Yüksek Bakım ve Onarım Maliyetleri

Elektrikli araçların karmaşık elektronik sistemleri ve bataryaları, arıza durumunda yüksek maliyetli onarımlar gerektirebilir. Özellikle yetkili servislerde yapılan bakım ve onarımlar, geleneksel araçlara kıyasla daha pahalı olabilir. Bu durum elektrikli araç sahipleri için ekstra bir maliyet yükü anlamına gelebilir. Ancak, Generali Sigorta’nın sunduğu elektrikli araç kaskosu, olası arıza ve hasar durumlarında araç sahiplerine finansal güvence sunar. Elektrikli araçlara özel olarak geliştirilen bu kasko hem batarya hem de elektronik sistemlerde oluşabilecek arızaları kapsayarak, yüksek onarım maliyetlerine karşı koruma sağlar. Bu sayede sürücüler araçlarının bakımını daha güvenle yaptırabilirler.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Anadolu Isuzu 6. Sürdürülebilirlik Raporu Yayımlandı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’nin ticari araç markası Anadolu Isuzu, tüm paydaşları ve toplum için değer yaratma hedefiyle attığı adımlarının yer aldığı Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı.

Türkiye’nin ticari araç markası Anadolu Isuzu, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda attığı kararlı ve güçlü adımları sürdürülebilirlik raporu ile paylaştı. Bu yıl altıncısı hazırlanan raporda, Anadolu Isuzu’nun başta çevresel etki olmak üzere sürdürülebilirlik alanındaki faaliyetlerine ilişkin sosyal ve finansal tüm performans gösterge ve bildirimleri, Küresel Raporlama Girişimi (GRI) raporlama kılavuzu çerçevesinde hazırlanarak kamuoyuna sunuldu.

“Yarınlara Dönüşüyoruz” stratejisinin, öncelikli konularıyla, güçlü noktalarını birbirine entegre ederek stratejisini daha sağlam temeller üzerine oturtan Anadolu Isuzu; projelerini ve performans göstergelerini, Güçlü Finansal Performans ile Ekonomik Değer, Daha Güvenilir ve Yenilikçi Araçlar ile İnovatif Değer, İklim Krizine Karşı Çevresel Değer ve Dönüşümün Gücü Sosyal Değer olmak üzere dört ana başlıkta belirledi.

Anadolu Isuzu Genel Müdürü konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi:

“Sürdürülebilirliği, iş yapma biçimimizin ana unsurlarından biri olarak görüyoruz. Küresel trendlerle uyum içinde, sürdürülebilirlik stratejilerimizi sürekli geliştiriyoruz. İnanıyoruz ki; sürdürülebilirlik ve finansal başarı arasındaki dengenin sağlanması, gelecekteki büyümemiz için kritik bir öneme sahip.”

Tuğrul Arıkan sözlerine şöyle devam etti; “Sürdürülebilirlik önceliklerimiz çerçevesinde, hangi alanlarda değer yaratabileceğimize odaklanarak, değer zinciri adımlarımızı tanımladık ve bu adımlarda dönüştürücü gücümüzü nasıl kullanabileceğimiz üzerinde çalıştık. 40 yıllık tecrübemizle Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen gruplarının bir ortak girişimi olarak faaliyetlerimizi sürdürüyor, yenilikçi, güvenilir ve çevre dostu ticari araçlar üretme misyonuyla, sektörün liderlerinden biri olarak sürdürülebilirliği tüm süreçlerimize entegre etmiş bulunuyoruz” dedi.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.