Birleşmiş Milletler’e (BM) göre gezegenimizi saran iklim krizi için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Sene başında düzenlenen son iklim konferansında BM, bu krizi aşma hususunda karşılaştığımız kilit zorlukları masaya yatırdı, şirketlere önlemlerini alması için yapılan uyarıları tekrarladı: “Ya şimdi ya asla”.
İklim krizi ile mücadelede en kritik 10 yılın içindeyiz. Küresel sıcaklık artışının 2 santigrat dereceyle sınırlandırılması hedefine ulaşılması için, küresel emisyonların 2030 yılına kadar yaklaşık yüzde 43 oranında azaltılması gerekiyor.
BM’ye göre küresel ekonominin tüm sektörlerinde, seri ve yoğun bir şekilde emisyon azaltımlarıyla küresel ısınmayı 1,5 santigrat derece ile sınırlamak da imkansız değil.
BM İklim Eylemi Üst Düzey Şampiyonu ve Uluslararası Para Fonu (IMF) İcra Direktörü Mahmoud Mohieldin, BM’nin bankacılık açısından iklim hedeflerini nasıl tutturmayı planladığını euronews’e anlattı.
“Temel olarak katalizör rolünü üstlenmiş durumdayız ve iklim eylem planlarının çeşitli çalışma alanlarında uygulanmasına, adapte edilmesine ve uyarlanmasına yardımcı oluyoruz. Yeni fikirler üretiyoruz, finansmanlara ve ortaklıklara odaklanıyoruz. İyi bir iş yapıp yapmadığımızı değerlendirebilmek içinse söz konusu kurumların icraatlarını kamuoyula paylaşmaya ve şeffaf olmaya gayret ediyoruz”.
Günlük bankacılık
Sürdürülebilirliğe yönelim tüm sektörlere yayılmış durumda, banka sektörünün önde gelenleri de BM’nin hedefleri doğrultusunda hazırlanan projeleri hayata geçiriyor.
Ülke ekonomisini daha sürdürülebilir hale getirmek için hükümetin 75 milyar Dolar taahhütte bulunduğu Katar’da, Katar Uluslararası İslam Bankası Risk Yönetimi Şefi Mohammed Azem Hamad ile görüştük.
Hamad’a göre “Bankacılıkta sürdürülebilirlikten bahsediyorsak, sürdürülebilirliğin 3 temel direğini de hesaba kattığımız stratejik planlama ve uygulamalardan ve ticari eylemlerinden de bahsetmemiz gerekiyor. Bu temeller: Çevre, Sosyal ve Yönetim”.
Hamad, Katar 2030 Ulusal Vizyonu’nun yanı sıra BM’nin sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve Katar borsasının sürdürülebilirlik önlemleri ile uyumlu bir strateji izlediklerini aktarıyor.
Bankacılık için yeşile yatırım avantajları
Daha yeşil bir gelecek inşa etmenin dışında, bankacılık sektörünün sürdürülebilirliği benimsemesinin ne gibi avantajları olabilir?
Soruyu, Sheffield Hallam Üniversitesi’nde iklim alanında çalışmalar yürüten Caroline Linhares yanıtlıyor:
“Faydalarından biri meşru olarak algılanmaktır. Örneğin, müşterilerin ve işletmelerin fonları olduğunu biliyoruz ve bunlar değere dayalı yatırımlar kapsamında yeşil yatırım alanları arıyor. ‘Çevreye karşı sorumlu olarak algılanma’ olgusu oluştu, bu yüzden bu yatırımcılara bu seçenekleri sunmak zorundalar”.
Kâr, bankacılar için başlıca motivasyon nedeni. Sürdürülebilir iş eylemlerine geçen işletmelerin kâr hacmini arttırması ve yeni yatırımlara kapı aralaması kuvvetle muhtemel.
Sheffield Hallam Üniversitesi’nden John Grant da bu noktaya değiniyor: “İşletmelerin kâr oranlarını artırması için klasik fırsatlardan biri de verimliliği artırmaktır. Pazarınızı genişletebilir, ürününüze değer katabilir ve yaptığınız tüm şeylerde verimliliği arttırabilirsiniz”.
“Muazzam bir değişim gerekiyor”
Küresel finans sistemi, daha sürdürülebilir geleceğin inşaasında, sessizce ancak önemli adımlar atan bir sektör. Yeşile yatırımın avantajlarını göz önünde tutan bankacılar, emisyonları azaltmayı hedefleyen projelere yöneliyor. BM İklim Eylemi Üst Düzey Şampiyonları da bu sektörün BM’nin iklim hedefleriyle uyumlu ilerlemesini sağlıyor. Ancak BM, iklim felaketini önlemek için hala muazzam bir değişimin gerekli olduğunun altını çiziyor.
euronews