BANKA HABERLERİ
IMF’nin ‘SDR Tahsisi’ nedir? Faiz Oranı ve maliyetler nedir?
Türkiye’nin IMF’den kullandığı 6,3 milyar USD’lik SDR Kredisi bu haftanın ana tartışma konusu oldu. SDR de nereden çıktı? Alına para kredi mi? Faizli bir kredi mi? Hibe mi? tartışmalarını da birlikte getirdi. IMF kaynaklarına göre SDR tahsisini ele aldık …

Yayınlanma:
4 yıl önce|
Yazan:
Erol Taşdelen
SDR nedir?
- Özel Çekme Hakkı (SDR), IMF tarafından 1969 yılında üye ülkelerin diğer rezerv varlıklarını desteklemek için oluşturulan faiz getiren bir uluslararası rezerv varlığıdır.
- SDR, ABD doları, Japon yeni, euro, sterlin ve Çin Renminbi’sinden oluşan bir uluslararası para birimi sepetine dayanmaktadır. Bu bir para birimi veya IMF üzerinde bir hak iddiası değildir, ancak potansiyel olarak IMF üyelerinin serbestçe kullanılabilen para birimleri üzerinde bir hak talebidir. SDR değeri SDR sepetinin ve SDR sepetinde yer alan para birimleri arasında günlük piyasa döviz fiyatlarına dahil para birimlerinin sabit kur miktarları esas alınarak IMF tarafından günlük ayarlanır.
- SDR’ler yalnızca SDR Departmanına katılmayı seçen IMF üyelerine tahsis edilir. Şu anda IMF’nin tüm üyeleri SDR Departmanında yer almaktadır.
- SDR’ler üye ülkeler, IMF ve “reçeteli hamiller” (aşağıya bakınız) olarak adlandırılan belirli resmi kuruluşlar tarafından tutulabilir ve kullanılabilir – ancak örneğin özel kuruluşlar veya bireyler tarafından tutulamaz. Rezerv varlık statüsü, üyelerin SDR’leri tutma ve takas etme ve SDR’lerin Fon tarafından belirlenen değerini kabul etme taahhütlerinden kaynaklanmaktadır. SDR aynı zamanda IMF ve diğer bazı uluslararası kuruluşların hesap birimi olarak da hizmet eder ve mali yükümlülükler SDR cinsinden de olabilir.
- Yalnızca SDR Departmanında yer almayan üyeler, üye olmayanlar ve resmi kuruluşlar, Sözleşme Maddeleri uyarınca SDR sahipleri olarak tanımlanabilir. Halihazırda 15 reçete sahibi bulunmaktadır: dört merkez bankası (Avrupa Merkez Bankası, Orta Afrika Devletleri Bankası, Batı Afrika Devletleri Merkez Bankası ve Doğu Karayipler Merkez Bankası); üç hükümetler arası para kurumu (Uluslararası Ödemeler Bankası, Latin Amerika Rezerv Fonu ve Arap Para Fonu); ve sekiz kalkınma kurumu (Afrika Kalkınma Bankası, Afrika Kalkınma Fonu, Asya Kalkınma Bankası, Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası ve Uluslararası Kalkınma Birliği, İslam Kalkınma Bankası, İskandinav Yatırım Bankası ve Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu).
Genel SDR tahsisi nedir?
- SDR tahsisi, Fon üyesi ülkelerin döviz rezervlerini tamamlamanın bir yoludur ve üyelerin rezerv oluşturmak için daha pahalı iç veya dış borçlara olan bağımlılıklarını azaltmalarına olanak tanır.
- IMF, Anlaşma Maddeleri uyarınca, SDR Departmanındaki katılımcılara (şu anda IMF’nin tüm üyelerine) IMF’deki kotaları oranında SDR’lerin “genel tahsisleri” yoluyla koşulsuz likidite yaratma yetkisine sahiptir .
- IMF’nin Makaleleri, bu tür tahsislerin yapılabileceği koşulları, yani SDR’lerin genel tahsislerinin, IMF’nin amaçlarına ulaşılmasını teşvik edecek ve ekonomik durgunluğu önleyecek ve mevcut rezerv varlıklarını tamamlamaya yönelik uzun vadeli bir küresel ihtiyacı karşılaması gerektiğini belirtir. deflasyon, aşırı talep ve enflasyon; ve bu tahsislerin SDR Departmanı katılımcılarının geniş desteğine sahip olması gerektiğini.
2021 genel SDR tahsisinin amacı ve faydaları nelerdir?
- Genel bir SDR tahsisinin doğrudan bir faydası ve aslında Fon’un Anlaşma Maddeleri uyarınca böyle bir tahsisin amacı, uzun vadeli bir küresel ihtiyacın karşılanmasına yardımcı olmak için mevcut rezerv varlıklarını desteklemektir. Bu, tamponları güçlendirir ve uluslararası ekonomik direnci güçlendirir. SDR tahsisi, hassas ülkelerin istikrara kavuşturulmasına yardımcı olarak, ekonomik ve sosyal kırılganlık risklerini azaltmaya, yayılmaları en aza indirmeye ve uluslararası para sisteminin istikrarını artırmaya yardımcı olabilir.
- 23 Ağustos 2021’de uygulanan 456.5 milyar SDR’lik (yaklaşık 650 milyar ABD Dolarına eşdeğer) genel tahsisat, uzun vadeli küresel rezerv ihtiyacını ele alıyor, güven inşa ediyor ve sürdürülebilir ve esnek bir küresel toparlanmayı destekliyor. Tüm üye devletlere fayda sağlar ve COVID-19 krizinin etkisiyle başa çıkmakta zorlanan gelişmekte olan pazarlara ve düşük gelirli ülkelere yardımcı olur. Bugüne kadarki açık ara en büyük olan bu genel tahsis, COVID-19 pandemisine uluslararası işbirliğine dayalı yanıtın başlıca örneğidir.
Şimdiye kadar kaç SDR tahsis edildi?
- Fon, dört genel tahsis ve bir kerelik özel tahsis dahil olmak üzere toplam 660,7 milyar SDR (yaklaşık 935,7 milyar ABD Dolarına eşdeğer) tahsis etti. özellikle:
- 1970-72’de yıllık taksitler halinde 9,3 milyar SDR tahsis edildi.
- 1979-81 yıllarında yıllık taksitler halinde 12.1 milyar SDR tahsis edildi.
- 28 Ağustos 2009’da 161,2 milyar SDR tahsis edildi.
- 9 Eylül 2009’da, 1981’den sonra IMF’ye katılan üyelerin hiçbir zaman tahsis almamış olmalarını (Dördüncü Değişiklik özel tahsisi) düzeltmek için, bir kerelik 21,5 milyar SDR’lik özel bir tahsis yürürlüğe girdi. .
- 456,5 milyar SDR (yaklaşık 650 milyar ABD Dolarına eşdeğer) 23 Ağustos 2021’de bugüne kadarki en büyük tahsisat olarak tahsis edildi.
- Ayrıca, Fon’a yeni katılan üyeler, SDR Departmanına katılmaları halinde SDR tahsisi alırlar.
Dördüncü Değişiklik Özel SDR tahsisi nasıl ortaya çıktı?
- Üyelerin, önceki SDR tahsislerinden sonra katılsalar bile, SDR sistemine adil bir şekilde katılmalarına izin vermek için, IMF’nin Anlaşma Maddelerinin Dördüncü Değişikliği olarak bilinen şey kapsamında 1997 yılında 21,5 milyar SDR’lik bir defaya mahsus özel bir tahsis önerilmiştir.
- Dördüncü Değişiklik, üyelerin kotaya göre kümülatif SDR tahsislerinin oranlarını, değişiklikte açıklandığı gibi ortak bir kıyaslama oranına yükseltmek için özel bir SDR tahsisi sağlamıştır.
- Dördüncü Değişiklik, 10 Ağustos 2009’da Fon, IMF üyeliğinin en az beşte üçünün (112 üye) toplam oy gücünün yüzde 85’ini kabul ettiğini onaylayınca tüm üyeler için yürürlüğe girdi. 5 Ağustos 2009’da Amerika Birleşik Devletleri, Değişikliği desteklemek için 133 diğer üyeye katıldı. 21,5 milyar SDR’lik özel tahsis, 9 Eylül 2009’da yürürlük tarihinden otuz gün sonra uygulandı.
Her üye ülkeye ne kadar genel bir tahsisat dağıtılmaktadır?
SDR’lerin genel tahsisleri, IMF üyeliğine, IMF kota payları oranında dağıtılır . Bu temelde, yükselen piyasaların ve gelişmekte olan ekonomilerin payı yaklaşık yüzde 42,2’dir (yaklaşık 275 milyar ABD doları), bunun yüzde 3,2’si (yaklaşık 21 milyar ABD doları) düşük gelirli ülkelere aittir.
Tahsis edildikten sonra SDR’lere ne olur? Ne için kullanılabilirler?
- IMF’nin SDR Departmanı, üyelere SDR tahsislerinin ve üyeler ve belirlenmiş sahipler tarafından SDR’lerin sahiplerine ilişkin kayıtlar tutar; SDR Departmanı aynı zamanda SDR’leri içeren tüm işlem ve işlemlerin yürütüldüğü kanaldır.
- Üyeler, tahsis edildikten sonra SDR’lerini döviz rezervlerinin bir parçası olarak tutabilir veya SDR tahsislerinin bir kısmını veya tamamını satabilir veya kullanabilir. Üyeler, SDR’leri kendi aralarında ve öngörülen sahiplerle serbestçe kullanılabilen para birimleriyle değiştirebilir; bu tür bir değişim, gönüllü bir düzenleme veya SDR piyasası için nihai bir dayanak noktası görevi gören, yeterince güçlü dış pozisyonlara sahip üyeler üzerinde zorunlu bir atama planı kapsamında gerçekleştirilebilir. 1987’den bu yana, SDR piyasası, atama planını etkinleştirmeye gerek kalmadan gönüllü düzenlemeler yoluyla işlemektedir.
- IMF üyeleri ayrıca SDR’leri kendi aralarındaki diğer yetkili işlemlerde (örneğin krediler, borçların ödenmesi, rehinler) ve kredi faizlerinin ödenmesi ve kredilerin geri ödenmesi veya kota ödemesi gibi IMF’nin dahil olduğu işlem ve işlemlerde de kullanabilirler. artışlar.
Ülkeler tarafından SDR tahsisinin kullanımını nasıl takip edecek ve şeffaflığı artıracaksınız?
- SDR’lerin koşulsuz rezerv varlık niteliğini korurken, SDR’lerin raporlanması ve kullanımında artırılmış şeffaflık ve hesap verebilirlik önemlidir ve Fon halihazırda SDR hakkında bir dizi bilgi yayınlamaktadır. Katılımcıların SDR tahsisleri ve varlıkları ile ilgili bilgiler, Fonun yıllık ve üç aylık mali raporlarında sunulmaktadır .
- Bu yayınlanan raporlar ayrıca işlem türüne göre SDR varlıklarındaki değişikliklere ilişkin toplu bilgileri içerir. Ayrıca, IMF Finance web sayfaları , katılımcıların SDR tahsisleri ve varlıkları hakkında aylık bilgiler yayınlar. Periyodik IMF Finansal İşlemler yayını ayrıca gönüllü SDR ticaret piyasasının işleyişi hakkında kapsamlı bilgi sağlar ve işletim yöntemleri, kapasite, bölgeye göre ticaret ve toplam işlem hacimleri hakkında ayrıntıları içerir.
- Şeffaflığı daha da artırmak için personel, bireysel üyelerin SDR varlıklarındaki değişiklikleri iki geniş toplu kategoriye göre yayınlayarak mevcut üç aylık mali raporlarını geliştirecektir: (i) IMF operasyonlarıyla ilgili olanlar; ve (ii) SDR ticareti ve diğer kullanımlar. Personel ayrıca, SDR Ticaret İşlemlerine ilişkin Yıllık Güncellemeyi yayınlamaya başlamayı önermektedir. Bu güncellemeler, Gönüllü Alım Satım Düzenlemelerinin (VTA’lar) kullanımı ve SDR tahsisinden sonraki satışlarla ilgili deneyim ve alım satım aralıkları gibi toplu VTA alım satım bilgileri gibi SDR borsalarındaki eğilimler hakkında ek analiz sağlar.
- Ayrıca IMF personeli, Personel için bir Kılavuz Notu hazırlamıştır.IMF ülke ekiplerinin makroekonomik sürdürülebilirlik ile uyumlu politika tavsiyeleri geliştirmelerine yardımcı olmak ve ülkelerin gerekli makroekonomik düzenlemeleri ve reformları ertelememelerini sağlamak. SDR, koşulsuz bir rezerv varlığıdır; bu, SDR’lerin nasıl kullanılacağına ilişkin kararın her üye ülkeye ait olduğu anlamına gelir. Bu ilkelere uygun olarak, Kılavuz Not, muhasebe ve istatistiksel işlem, rezerv yönetimi ve borç sürdürülebilirliği dahil olmak üzere, tahsisin ülke düzeyinde makroekonomik sonuçlarını değerlendirmek için tutarlı bir çerçeve sunmaktadır. Şeffaflıkla ilgili bir bölüm, yönetişim ve politikalara ilişkin Fon tarafından onaylanan en iyi uygulama çerçevelerinin SDR tahsisinin kullanımında şeffaflığı nasıl destekleyebileceğini vurgulamaktadır. Mali yönetişim , kamu mali yönetimi ve borç sürdürülebilirliği.
- IMF personeli ayrıca tahsisten iki yıl sonra, tahsisi COVID-19 salgını sonrasındaki geniş makroekonomik bağlam ve politika önceliklerine göre gözden geçirmek için SDR’lerin kullanımına ilişkin bir nihai rapor hazırlayacaktır.
Mevcut SDR’ler ‘geri dönüştürülebilir’ veya başka amaçlara yönlendirilebilir mi? Üye ülkelerin, savunmasız ülkelere yardım etmek için tahsis ettikleri SDR’lerin bir kısmını gönüllü olarak kanalize etme seçenekleri nelerdir?
- IMF İcra Kurulu’nun SDR’lerin kullanımına izin veren mevcut kararları uyarınca, SDR Departmanı katılımcıları ve öngörülen SDR sahiplerinin SDR’leri hem spot hem de vadeli olarak alıp satmalarına izin verilmektedir; SDR’leri ödünç almak, ödünç vermek veya rehin vermek; takaslarda SDR’leri kullanın; veya bağışlarda SDR’leri kullanın veya alın.
- Güçlü dış pozisyonlara sahip SDR Departmanı katılımcıları, tarihsel olarak SDR varlıklarının bir kısmını ihtiyacı olan ülkelere yardım etmek için kullanmışlardır. Örneğin, mevcut kriz sırasında, birçok ülke, IMF’nin Yoksulluğu Azaltma ve Büyüme Vakfı’nın (PRGT) kredi kaynaklarını artırarak IMF’nin ayrıcalıklı finansmanını genişletmek için SDR varlıklarının bir kısmını kullandı. PRGT’nin geçen baharda başlatılan hızlı kredi seferberliği turunun bir parçası olarak bugüne kadar seferber edilen toplam yeni PRGT kredi kaynakları, yaklaşık 24 milyar $’dır ve bunun üçte ikisi veya yaklaşık 15 milyar $’ı mevcut SDR’lerin kullanımından kaynaklanmaktadır. Yoksulluğu Azaltma ve Büyüme Vakfı (PRGT) aracılığıyla sağlanan ayrıcalıklı destek şu anda faizsizdir.
- Ayrıca, salgından kurtulmalarına yardımcı olmak için daha yoksul ve daha savunmasız ülkeleri desteklemek için güçlü dış pozisyonlara sahip üyelerden gönüllü olarak SDR’leri kanalize etmek için başka seçenekler de araştırıyoruz. Üyeliğin önceliklerine bağlı olarak, orta vadede dayanıklı ve sürdürülebilir büyüme için bu krizden daha yeşil toparlanmalar da dahil olmak üzere yapısal dönüşümleri kolaylaştırmak için yeni bir Dayanıklılık ve Sürdürülebilirlik Vakfı düşünülebilir. Diğer bir olasılık, SDR’leri çok taraflı kalkınma bankaları tarafından verilen kredileri desteklemek için kanalize etmek olabilir.
SDR tahsisatı IMF’den bir kredi midir?
Özel Çekme Hakkı (SDR) tahsisi, IMF’den alınan bir kredi değildir. IMF, SDR’leri tahsis ettiğinde, SDR Departmanındaki katılımcılar, faiz getiren bir rezerv varlığı (SDR tutma) ve SDR Departmanına karşılık gelen uzun vadeli bir borç (SDR tahsisi) ile temsil edilen koşulsuz likidite alırlar.
Genel bir SDR tahsisine dahil olan herhangi bir maliyet var mı? SDR’leri tutmanın başka bir maliyeti var mı?
- Bir SDR tahsisi ‘maliyetsizdir’. Bir SDR tahsisi iki unsuru içerir: SDR Departmanı katılımcılarının (şu anda tüm Fon üyeleri) SDR’lerin (yükümlülüklerin) tahsisinde bir artış ve SDR’lerin (varlıkların) elindeki artışla eşleşen bir artış. SDR Departmanı, her üyeye SDR varlıkları için faiz öder ve her üyenin SDR tahsisleri üzerinden aynı oranda ( SDR faiz oranı ) ücret alır . Bu nedenle, SDR tahsisi tüm üyeler için ‘maliyetsizdir’, çünkü ülkeler SDR tahsislerini kullanmazlarsa, masraflar ve faiz sıfıra düşer. Katılımcılar, SDR Departmanının operasyonel maliyetlerini karşılamak için çok küçük bir yıllık vergiye tabidir (son zamanlarda, her katılımcının kümülatif tahsisi üzerinden alınan yüzde birin yaklaşık binde biri).
- SDR’lerin kullanımı ‘ücretsiz’ değildir. SDR’lerin kullanımı, bir ülke kümülatif SDR tahsisine kıyasla SDR varlıklarını azalttığında ortaya çıkar. SDR’lerini para birimine çeviren ülkeler, kümülatif SDR tahsisleri ile SDR varlıkları arasındaki fark üzerinden net ücrete tabi olacaktır. SDR faiz oranı (20 Ağustos itibarıyla), 0.05 civarındadır. Gönüllü bir işlem kapsamında veya atama yoluyla SDR’leri alan üyeler, bir rezerv varlığını bir başkasıyla etkin bir şekilde değiştirerek döviz sağlamalıdır.
SDR piyasası nasıl çalışır?
- Otuz yılı aşkın bir süredir, SDR piyasası tamamen gönüllülük esasına göre işlemektedir.
- Çeşitli Fon üyeleri ve bir SDR sahibi, gönüllü olarak SDR’leri alıp satmaya hazır olmayı kabul etti.
- Fon, SDR’leri satmak veya satın almak isteyen üyeler ile bu karşı taraflar arasında SDR’lerde etkin bir piyasa oluşturan gönüllü düzenlemelere yönelik işlemleri kolaylaştırır. SDR departmanındaki katılımcılar, Fonun rehberliğinde kendi aralarında veya belirlenmiş hak sahipleri ile ikili işlemlere de girebilirler.
- Yeterli sayıda gönüllü SDR alıcısı olmaması durumunda, IMF, SDR’ler karşılığında serbestçe kullanılabilir para birimi sağlamak için güçlü ödemeler dengesi pozisyonlarına sahip üyeler belirleyebilir. Bu sözde “belirleme mekanizması”, bir katılımcının ödemeler dengesi, rezerv pozisyonu veya rezervlerindeki gelişmeler nedeniyle böyle bir para birimine ihtiyacı varsa, eşdeğer miktarda para birimini kolayca elde etmek için SDR’lerini kullanabilmesini sağlar. Atama mekanizması 1987’den beri etkinleştirilmemiştir.
SDR faiz oranı nedir ve nasıl belirlenir?
SDR faiz oranı, her Cuma günü haftalık olarak belirlenir ve beş SDR sepet para biriminin (yani ABD doları, Japon yeni, euro ve pound) para piyasalarındaki 3 aylık borç üzerindeki temsili faiz oranlarının ağırlıklı ortalamasına dayanır.

Mevcut SDR değerleme sepetinin son SDR uzantısı, yeni SDR tahsisi ile nasıl ilişkilidir?
SDR sepetinin beş yılda bir (5 yılda bir) gözden geçirilmesi ve olası bir SDR tahsisine ilişkin tartışmalar, birbirleri üzerinde önemli bir etkisi olmayan iki ayrı süreçtir. Mevcut SDR değerleme sepetinin genişletilmesi, Fonun COVID-19 krizi sırasında çalışmaya öncelik vermek için süregelen çabalarına katkıda bulunur ve ayrıca bazı büyük pazarlarla örtüşmeyen 1 Ağustos 2022’de yeni bir sepetin daha uygun bir yürürlüğe girme tarihine izin verir. kapatılıyor.
Kaynak : IMF
İlginizi Çekebilir
-
Erol TAŞDELEN yazdı: AKBANK, GARANTİ BBVA, İŞBANK, YKB 2024 SON ÇEYREĞİNE NASIL GİRDİ
-
Erol TAŞDELEN yazdı: BANKA DOLANDIRICILIĞINDA GÜVENLİK AÇIĞI BÜYÜK, MAĞDURLAR ÇARESİZ
-
Erol TAŞDELEN yazdı: BANKACILIK SEKTÖRÜ 2024 İLK YARI PERFORMANSI
-
Erol TAŞDELEN yazdı: AKBANK, GARANTİ BBVA, İŞBANK, YKB 2024 İLK ÇEYREK PERFORMANSLARI
-
HEPİMİZ DİJİTAL DOLANDICI OLARAK SUÇLANIP YARGILANABİLİRİZ
-
Erol TAŞDELEN yazdı: VATANDAŞ BORÇ BATAĞINDA ÇIRPINIYOR, BORÇ STRESİ BİRİKİYOR!
-
Erol TAŞDELEN yazdı: YILIN SON ÇEREĞİNE BANKACILIK SEKTÖRÜ VE 4 BÜYÜKLER NASIL GİRDİ?

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.
Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.
Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.
Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.
Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.
Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.
Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.
Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.
Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.
Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.
İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.
Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.
Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.
Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.
Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.
Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?
Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.
Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.
Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.
Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]
BANKA HABERLERİ
Yapay Zekâ Müşteri Temsilcileri Şivenizle Konuşacak

Yayınlanma:
1 gün önce|
22/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Geleneksel çağrı merkezleri; uzun bekleme süreleri, karmaşık IVR menüleri ve tükenmiş müşteri temsilcileriyle karakterizedir. Müşteri temsilcileri genellikle katı senaryolara ve konuşma metinlerine bağlı kalarak iletişim kurar. Müşterilerin iletişim geçmişini yeterince değerlendirerek konuşmayı farklılaştırma imkânı yok denecek kadar azdır. Aynı problemi defalarca anlatmak zorunda kalan müşteriler ise bu durumdan oldukça yorulur. Bu gerginlik hem temsilcilere hem de müşterilere yansır.
Ancak son yıllarda gelişen yapay zekâ teknolojileriyle birlikte, çağrı merkezi deneyimi köklü biçimde değişiyor. Artık müşteriler aradıkları anda, IVR ile boğuşmadan, tüm iletişim geçmişlerini bilen, onları tanıyan bir yapay zeka müşteri temsilcisine bağlanabilecek. Kişisel bir dille karşılanıp, daha hızlı çözümler elde edebilecek.
Anında Yanıt: “Aradığınızda Karşınızda Bir Temsilci Var”
Klasik bir çağrı merkezinde kapasite kısıtları ve vardiyalar sebebiyle çağrıların cevapsız kalması sık rastlanan bir durumdur. Profit.co tarafından yayınlanan bir çalışmaya göre, müşteri temsilcisine bağlanmak için iki dakikadan fazla bekleyen müşterilerin yüzde 60’ı çağrıyı sonlandırıyor. Bir müşterinin iletişim merkezini aradığında çağrısının yanıtsız kalması sadece anlık operasyonel gecikme değildir, “önemsizim” algısı yaratır ve bu his, gelecekteki tüm temas noktalarını olumsuz etkileyerek müşteride uzun vadeli bir sadakat riski yaratıyor. Bu da sosyal medyada olumsuz yorumlar, şikâyet artışı ve marka algısında kalıcı zedelenme anlamına geliyor.
Zendesk’in 2023 tarihli Müşteri Deneyimi Raporu’na göre, müşterilerin yüzde 76’sı yalnızca bir kötü deneyim sonrasında bile markadan tamamen vazgeçebileceğini belirtiyor.
Yapay zekâ destekli temsilciler, bulut işlemcilerle desteklendikleri için arama geldiği anda devreye girebiliyorlar. İşlemci gücü dışında bir kapasite kısıtları yok. Böylece müşteri hatta hiç beklemeden, IVR’dan geçmeden, doğrudan yapay zeka müşteri temsilciyle görüşmeye başlayabiliyor. Bu iletişim merkezinin ulaşılabilirliğini maksimuma çıkarıyor ve çok önemli bir sadakat problemini çözüyor.
Ayrıca klasik çağrı merkezlerinde müşteriler her aradıklarında farklı temsilciye bağlanıp konuyu baştan anlatmak zorunda kalıyor. Invoca tarafından yayınlanan bir anket sonucuna göre, müşterilerin yüzde 53’ü bu durumu oldukça sinir bozucu buluyor. Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri ise CRM ile entegre çalışarak müşterinin geçmişini hatırlıyor, sorunların tekrar anlatılmasına gerek kalmadan bağlama uygun şekilde yanıt verebiliyor. Konuşmanın her anında, daha önce yaşananları dikkate alabiliyor.
Gerçek Kişiselleştirme: “Şivesini, Tonunu, Kelimesini Seçiyor” McKinsey tarafından yapılan bir araştırmaya göre, müşterilerin yüzde 71’i markalardan kişiselleştirilmiş hizmet bekliyor. HubSpot verilerine göre, yapay zekâ kullanan temsilciler yüzde 64 oranında daha fazla kişiselleştirme sağlayabiliyor.
Yakın bir gelecekte, yapay zekâ temsilciler, müşterinin geçmiş verilerini analiz ederek onun tercih ettiği kelimeler, tonlama ve hatta bölgesel şiveyle konuşabilecek. NLP (Doğal Dil İşleme) teknolojisi sayesinde konuşma tarzını anlık değiştirebilen bu sistemler, her müşteriye farklı bir deneyim yaşatacaklar.
Yapay zeka müşteri temsilcileri gerektiğinde sohbeti yumuşatıp, tonu ayarlayacak, konuşma devam ettikçe müşteriyi daha da tanıyarak süreç boyunca kişiselleştirilmeyi artırabilecekler. Yapay zeka müşteri temsilcileri konuşma devam ettikçe müşteriyi ses biyometrilerinden ve konuşmasından, cümle yapısından tanıyarak bazı güvenlik seviyelerini otomatik geçecek. Şüpheli durumlarda veya gerginliklerde insanı ne zaman devreye alması gerektiğinin ayrımını yapabilecek.
Bu gelişme için tüm teknolojiler hazır. Müşteri temsilcisinin şivesini düzenleyen programlar hayatımıza girdi bile. Sesten ve kullanılan kelimelerden duygu analizi yapıp konuşma kalitesini değerlendiren yapay zeka sistemleri var. Konuşma devam ettikçe müşteriyi sesinden ve konuşmasından tanıyan dolandırıcılık önleme programları birçok finans kuruluşunda kullanılıyor. Önümüzdeki dönemde bu teknolojileri yapay zeka asistan platformlarında birleştiren bir çok şirket göreceğiz.
Global örnekler giderek artıyor. Reuters’in haberine göre NatWest, OpenAI destekli Cora ve AskArchie sistemleriyle müşteri memnuniyetini yüzde 150 oranında artırdı. Commonwealth Bank, Microsoft ile birlikte geliştirdiği sistemle günde 50 binden fazla canlı sohbet isteğine yanıt veriyor. JPMorgan ise 2024 yıllık raporunda, yapay zekâ sayesinde işlem maliyetlerini yüzde 30 düşürdüğünü, müşteri bağlılığını ise yüzde 25 artırdığını belirtiyor.
Türkiye’de örnekler var. Fintechtime Haziran 2025 sayısında Aktifbank’ın yapay zeka ve veri analitiğini odağa taşıdığı aktarılıyor. Yapay zekâ müşteri temsilcileri üzerine araştırma geliştirme yapıldığını belirtiyor. Bu sayede müşterilere daha hızlı ve güvenli hizmet sunulacağı, dolandırıcılık analizlerinin güçleneceği vurgulanıyor. Vodafone Türkiye web sitesinde, müşteri hizmetlerinde yapay zekâ müşteri temsilcileri ve sesli chatbot’lar kullandığını ilan ediyor. Müşterilerle yüzde 80 oranında “botlarla” iyileştirilmiş deneyim sunulduğunu, yapay zekâ sistemlerinin iletişimleri takip ettiğini ve duygu analiziyle öfke ya da sorunlu geri dönüşleri tespit ederek gerçek personele yönlendirdiği anlatılıyor.
Sonuç :
Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri, yalnızca çağrı merkezlerinde bir verimlilik aracı değil, aynı zamanda markaların müşterileriyle kurduğu ilişki biçimini temelden dönüştüren bir paradigma değişimini temsil ediyor. Bu yeni nesil temsilciler, anında yanıt verebilen, kişisel bağ kurabilen ve güvenli iletişimi otomatikleştiren özellikleriyle müşteri deneyimini hem hız hem de kalite açısından yeniden tanımlıyor.
Bu dönüşüm; yalnızca çağrı merkezi operasyonlarını değil, aynı zamanda marka sadakatini, itibar yönetimini ve rekabet avantajını da doğrudan etkiliyor. Artık müşteriler, bir kurumla kurdukları ilişkinin sadece fonksiyonel değil, aynı zamanda duygusal ve kişisel olmasını bekliyor. Yapay zekâ, bu beklentilere ölçeklenebilir, sürekli ve tutarlı bir şekilde yanıt verme imkânı sağlıyor.
Finans, telekomünikasyon, e-ticaret ve kamu hizmetleri gibi pek çok sektörde, yapay zekâ temelli müşteri hizmetleri sistemleri yaygınlaşıyor. Bu modeller, yapay zekânın işlem gücünü ve tutarlılığını insan temasının empatik doğasıyla birleştirerek, her müşteri temasını değerli bir deneyime dönüştürüyor.
Yakın gelecekte, bu teknolojilerin daha da entegre olduğu, müşteriyle anlık olarak duygusal bağ kurabilen ve sürekli öğrenerek gelişen yapay zekâ sistemlerinin yaygınlaştığını göreceğiz. Bu sadece müşteri hizmetleri değil, tüm müşteri yolculuğu için bir dönüşüm anlamına geliyor.
Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri, kurumların geleceğe hazır olmasında kritik bir rol üstleniyor. Geçmişi bilen, anı anlayan ve geleceği öngörebilen temsilcilerle müşteri deneyimi artık bir maliyet kalemi değil, stratejik bir rekabet avantajı haline geliyor.
HBR-Dr. Erkut BALOĞLU
BANKA HABERLERİ
Yapı Kredi emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon sunuyor
Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Serkan Ülgen, “Emeklilerimizi kaliteli hizmet anlayışımız ile buluşturmak için promosyon kampanyamızı 27 bin liraya varan nakit promosyon ve ek ödüllerle zenginleştirdik” dedi

Yayınlanma:
1 gün önce|
22/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Yapı Kredi, emekli maaşlarının yatırılması için Yapı Kredi’yi tercih eden emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon imkanı tanıyor.
Bankadan yapılan açıklamaya göre, 14 Haziran 2025’den sonra emekli aylığını, Yapı Kredi’den alma taahhüdü veren emekliler 15 bin liraya varan nakit promosyon kazanıyor.
Emekliler, 2 fatura ödeme talimatı vermeleri durumunda 5 bin lira, ilk kez kredi kartı alan veya mevcut kartları ile yapacakları bin lira ve üzeri harcamaya 5 bin lira ve ilk kez Yapı Kredi Mobil uygulamasına giriş yapmaları durumunda ise 2 bin liraya varan ödül kazanma fırsatı elde ediyor.
Böylece emekliler Yapı Kredi’den toplamda 27 bin liraya varan nakit promosyon avantajı yakalıyor.
Yapı Kredi müşterisi emekliler şubeyi ziyaret etmeden, diledikleri yerden Yapı Kredi Mobil, Bireysel İnternet Şubesi veya Müşteri İletişim Merkezi aracılığıyla emekli maaşlarını kolayca Yapı Kredi’ye taşıyabiliyor ve promosyon taahhüdü verebiliyor.
Yapı Kredi müşterisi olmayan emekliler ise e-Devlet üzerinden maaşlarını Yapı Kredi’ye taşıyabiliyor.
– ‘En iyi çözümleri sunmak için çalışmaya devam edeceğiz’
Açıklamada görüşlerine yer verilen Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Serkan Ülgen, Yapı Kredi olarak attıkları her adımda emeklilerin yanında olmaya devam ettiklerini belirtti.
Ülgen, müşterilerine pürüzsüz bir deneyim sunduklarını ve ayrıcalıklı hizmetleri ile emeklilerin bir adım önde olmasını sağladıklarını aktardı.
Emeklileri kaliteli hizmet anlayışları ile buluşturmak için promosyon kampanyalarını 27 bin liraya varan nakit promosyon ve ek ödüllerle zenginleştirdiklerine değinen Ülgen, ‘Müşteri odaklı yaklaşımımızla, emeklilerimizi ayrıcalıklı hizmetlerimizle desteklemeye ve onların finansal ihtiyaçlarına yönelik en iyi çözümleri sunmak için çalışmaya devam edeceğiz.’ ifadelerini kullandı.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (844)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.142)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (450)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.852)
- GÜNCEL (3.221)
- GÜNDEM (3.197)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.246)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.056)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (64)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (34)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Türkiye’nin Kafkaesk Manzarasında Genç Olmak

Yapay Zekâ Beyninizi Sessizce Ele Geçiriyor Olabilir!

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

ABD İran’ı vursa da, piyasalarda panik havası yok!

Aşırı Düşünmenin Zararları: Zihni Tutsak Eden Sessiz Tehlike

Yapay Zekâ Müşteri Temsilcileri Şivenizle Konuşacak

Yapı Kredi emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon sunuyor

UŞAK’ın en köklü Market Zinciri EGEŞOK Konkordato aldı

Siyasi Gerginlik Ekonomiyi Geriyor: Reel Sektör Nefes Alamıyor!

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

KİL VE BENTONİT TESİSLER NE İŞE YARAR?

Tennis Istanbul Open 2025 Şirketler Arası Tenis Turnuvası başladı

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

Kriz mi Dediniz? Yeni Başlangıçlar İçin En Doğru Zaman!
- SON DAKİKA HABERİ: Borsa günü düşüşle tamamladı 23/06/2025
- 23 HAZİRAN BRENT PETROL FİYATI! Brent Petrol fiyatları ne kadar, kaç TL oldu? 23/06/2025
- EK DERS ÜCRETİ 2025: Öğretmenlerin bir saat ek ders ücreti ne kadar oldu? 23/06/2025
- Piyasalar savaş senaryosunu fiyatlıyor: PANİK SATIŞLARA DİKKAT! 23/06/2025
- Türkiye ekonomisine 1,1 milyar dolarlık sendikasyon kredisi desteği 23/06/2025
- DOĞUM YARDIMI BAŞVURU EKRANI e-DEVLET: 5 bin lira doğum yardımı başvurusu nereden, nasıl yapılır? 23/06/2025
- 23 HAZİRAN 2025 PAZARTESİ ALTIN FİYATLARI: Bugün gram altın, çeyrek altın ne kadar? 23/06/2025
- Trump: Herkes petrol fiyatlarını düşürsün 23/06/2025
- ABD'de 2. el konut satışlarında zayıf seyir 23/06/2025
- Almanya savunma harcamalarını artırmayı planlıyor 23/06/2025
- IFO: Trump'ın vergileri Almanya'nın ABD'ye ihracatını %38,5 düşürebilir 23/06/2025
- Turist girişleri Mayıs'ta yıllık olarak geriledi 23/06/2025
- Erdoğan: Kamu görevlilerimizi enflasyona ezdirmemek asli vazifemiz 23/06/2025
- Akkök, 2025'te 500 milyon dolar yatırım yapacak 23/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı