Connect with us

GÜNDEM

LİYAKATIN YENİ ADI : NETWORKING

LİYAKAT Sistemine güncel bakış açısı, yeni yaklaşımlar, geçersiz önyargılar

Yayınlanma:

|

Bir işe alım uzmanı Kemal Emirhan MENDİ LİYAKAT ve İŞE ALIMLARDA yeni Trendleri yazdı.

Liyakat konseptine bakıldığı zaman ilk aklımıza gelen doğal olarak “insanların çalıştığı zaman çalıştıkları işteki performanslarının baz alınması, kişilerin sosyal ve işe yönelik yetkinliklerinin değerlendirilerek dürüst bir değerlendirme sonucu iş yerindeki devamlılığının belirlenmesi” beklenir. Hatta bizzat T.C. Anayasası, “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez” şeklinde bir ibareye sahiptir.
Bu durum incelendiğinde bizlerin aklına gelen ilk şey “gerek işe girerken gerekse çalışırken korkmamı gerektiren bir şey yok” şeklindedir.  Peki ya gerçekten öyle mi yoksa bu bizim yaşadığımız bir illüzyon mu?
Yurdum İnsan Kaynakları Nasıl İşler
Bu tanımlar ve düşüncelerimiz teoride hem İnsan Kaynakları Yönetimi açısından hem de Kamu Yönetimi açısından en temel yapı taşları arasında görülmektedir.  Ama pratikte ülkemiz şartları incelendiğinde en kurumsal sayılabilecek firmalarda bile “…. Kişisinin …’sının …’sı” şeklinde çalışan kişileri görüyoruz ve bu kişilere çalışma arkadaşlarınca rahatlıkla gözlemlendiği şekliyle “Performans Sistemleri bu kesime uygulanmıyor, ya da şeklen uygulanıyor”.
Yeni İşsizler Ordusu Ne Yapacak
Benim ve sizlerin birçok yeni mezun arkadaşımızdan her iş arayışı sürecinde duyduğumuz net bir söz var “Dayının veya Amcanın olması lazım”. Bu sözü eminim ki belki onlarca değilse yüzlerce kez duymuşuzdur.  Peki bu düşüncenin yerleşmesine yer vermek ne kadar doğru? Veya bu işsizler ordusunu oluşturan özellikle genç kesin niçin bu kadar umutsuz da iş arama gereği dahi duymuyor? Bu “iş aramama modunda” haklı yanları var; yok mu? Günümüzde yeni mezun arkadaşlarımızın hep akıllarındaki düşünceler böyle iken “İnsan Kaynakları Uzmanlarımız” ise baktıklarında kalifiye kişileri tercih ediyor. Biraz kendini geliştirmesi, biraz tecrübesinin olması, biraz ofis ortamlarını bilmeleri beklentiler dahilinde oluyor. Bu beklentileri yeni mezun arkadaşlarımızın da kendileri de düşünmeleri gerekli lakin üniversitelerimizde yapılan toplantılar veya paneller doğrultusunda sorulan “Peki mülakatlarda ne yapacağız?” sorularına cevaben yeterli cevap verebilmemiz de gerekli, unutmayalım ki İşsizler Ordusu kavramını da biz yarattık.
Networking
“Networking” oldukça önemli gördüğümüz bir kavram fakat birçok kişi bu tarz önemli görülebilecek kişilere dokunamayacak durumda ve yine de oldukça kendini geliştirmiş veya geliştirmeye açık insanlar. Bu kişilerin şans sahibi olmasının önünü kapatmamız hem bizzat kendi çalışma hayatımızda yanı başımızda işinde başarılı ve yetkin çalışma arkadaşlarıyla çalışmamıza, hem de gelecekte devamlılığımızı sağlayacak kişilerin geliştirilmesi açısından engel olan bir duruma sebep veren bir koşul yaratmaktadır. Elbette “İnsan tanımak hazinedir” diye düşünmemiz de gerekli zira hepimiz gün gelip belli başlı durumlarla karşılaşıyoruz ve bu durumlar karşısında çözüme fayda sağlayabilecek insanlar arıyoruz. Ancak bunu “Nepotizm” ile diğer deyiş ile “akraba-tanıdık kayırmacılıkla” karıştırmamamız gerekli.
Liyakata Uygun Davranan İşletme Ne Kazanır, Uymamanın Faturası Nedir?
Günümüzdeki “Liyakat” anlayışının düzeltilmesi hepimizin elinde, bu “zaten olmaz” algısının düzeltilmesi bizim için bir prensip ve çalışma koşulu haline gelmeli ki ülkemize ve çalışma sektörlerimize ilerleyen zamanlarda dönüp baktığımızda “Yaptığımız iş emin ellerde” diyebilelim. Şu anda verime sahip olan firmalardaki aktif iş gücümüz ilerleyen zamanlarda farklı pozisyonlara uygun hale geldiğinde ya da emekli olduğunda devamlılık sağlayabilmemiz o işletmede uygun yetkinliklere, motivasyona ve yaşam koşullarına sahip kişiler doğrultusunda mümkün olabilir ancak rotamızı düzeltmediğimiz takdirde ilerleyen zamanlarda gördüğümüz sadece “yaptığı işe uzak ancak maaşıyla mutlu, çarklar dönsün yeter” düşüncesi ile hareket eden insanlar olacaktır. Ve bunun sonunda elimizde sadece kabuk niteliğinde firmalar olacaktır ki bu firmalar da gelişen sektörler çerçevesinde -gelişime kapalı olduğundan- her kabuk gibi bir gün çatlayacaktır.
Liyakat Uygulanmayan İnsanların Yetkinliği Olan İnsanlar Üzerinde Etkisi Nedir
Liyakat kavramına uymayan insanlar çevresinde gerek sosyal gerek ise performans açısından birçok etkiye sahiptir. Etrafında gerçekten işine dört elle sarılmış olan kişiler bu kişileri gördüğünde “Ben neden kendime yükleneyim ki?” sorusunu sormaya başlayacaktır. Bu sorular çıkmaya başladığında parmakla gösterme durumları da yaşanacaktır. Ancak bu durum sadece aynı konumdaki kişileri değil yöneticilerini de etkileyecektir. Zira yöneticiler çifte standart yapmak zorunda hissedecek ve etik bir ikilemde kalacaktır. Bu tarz ikilemler çalışanlar arasında hem yöneticinin otoritesini sarsacak hem de çalışanların şirkete olan bağlılıklarını azaltacaktır. Unutulmamalıdır ki motivasyon sadece para ile değil kişilerin orada kendilerini önemli hissetmesi, yaşadıklarının göz önüne alınması gibi durumlara da bağlıdır. Şirket içindeki durumların haricinde şirket dışında sosyal görüşmelerimizde de bu kişilere özel durumlara sebep olunmalı gibi bir algı yaşanmaktadır. Bunun gibi durumlar “arkadaş çevresinde mutlaka o kişi de olmalı ya da arkadaş çevremizde olmazsa şirket içinde de onunla ters düşebilirim” düşüncesine sebep olabilmektedir.
İşe Uygun Olmayan İnsanları Kazanmanın Maliyeti Nedir?
Açıkça görülmektedir ki “liyakata uymadan, iyilik  olsun” diye işe aldığımız kişiler çok çeşitli olumsuz sonuçlara davetiye çıkarmaktadır. Lakin böyle olmak zorunda değil tabi ki. Bu kişiler mutlaka liyakat kuralları çerçevesinde değerlendirilmeli ve uygunluğunun performans değerleme sistemleri dahilinde gün ışığına çıkarılması gereklidir. Kişinin “güçlü ve geliştirmeye açık yönleri” belirlenmeli ve bu doğrultuda gelişimi Planlanmalı. Günümüzde birçok firma hem dışarıya dönük yaptığı işe alımlarında hem de kendi dahilindeki personellerinde çeşitli eğitim ve geliştirme uygulamaları sağlamaktadır. Bu tarz uygulamalar bahsettiğimiz liyakat uygulanmamış kişilere daha yoğun bir şekilde uygulanarak biran önce pozisyonuna uygun hatta daha ileriye taşıyacak bir biçimde geliştirilmelidir. Elbet bu uygulamalar her şirketin planlama ve bütçesini etkilemektedir. Ancak bu uygulamaların pozitif etkisine baktığımızda personelinin gelişimine destek veren firmalar: sektörel gelişmelere / değişime çok daha kolay adapte olacak, eğitimler takım çalışmasını destekler nitelikte olduğundan ve değerli hissetme duygusunu pekiştirdiğinden, çalışanları da işlerinde çok daha yetkin ve işletmelerine çok daha bağlı hale geleceklerdir.
Kemal Emirhan MENDİ
İşe Alım Uzmanı

GÜNCEL

Almanya vize başvurusu dijitalden yapılabilecek

Yayınlanma:

|

Yazan:

Almanya vizesi için 28 kategori dijtale geçti

Dünya genelindeki 167 vize merkezinin tamamında dijital bir dönüşüm gerçekleştirilerek Almanya vizesi için 28 kategoride dijital başvuruda bulunabilecek.

Almanya vize bekleme süreleri kısalıyor

Bu sayede uzun posta teslimat sürelerinden tasarruf edilecek ve bekleme süreleri kısalacak.

“Her yıl en az 400 bin kalifiye eleman açığı var”

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Almanya’da her yıl en az 400 bin kalifiye eleman açığı bulunduğuna dikkati çekerek, “Böyle zamanlarda, en iyi olanların (kalifiye istihdamın) evrak yoğunluğu ve uzun bekleme süreleri ile ülkemize yardım etmelerini engellememeliyiz” ifadesini kullandı.

Baerbock ayrıca dijital vize prosedürünü uzun süredir talep edilen gerçek bir idari devrim olarak niteledi.

Vize başvuruları internet sitesi üzerinden yapılabilecek

Vize başvuruları Almanca veya İngilizce olarak bu işlem için oluşturulan internet sitesi üzerinden yapılabilecek.

Okumaya devam et

GÜNCEL

ORTA SINIF NASIL ERİDİ?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Gelir Dağılımı İstatistikleri 2024 yılı verilerini açıkladı.

Verilerde, en üst gelir grubunun payının son 1 yılda sınırlı da olsa gerilediği görüldü. Buradaki pay gerilemesi diğer gelir gruplarında eşit şekilde artışa yol açarken, gelir adaletsizliğinde önemli bir gösterge olan Gini katsayısı da sınırlı da olsa 2023’e göre geriledi.

Peki Türkiye’de gelir dağılımı yıllar öncesine göre ne durumda?

Gelirde adalet 18 yılda nasıl değişti?

Gini katsayısı, değer aralığı 0 ile 1 arasında olan, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında eşitsizliği ifade eden bir göstergedir.

Türkiye’de 2024 yılında Gini katsayısı 2023 yılına göre iyileşme gösterdi. Ancak 2006’dan bu yana bakıldığında, ortaya çıkan tabloda, 2014 yılından sonra bozulmanın hızlandığı gelir adaletsizliğinde, son bir yıldaki iyileşme, zirveden gerileme haline dönüştü.

Gelir dağılımında yine en üst yüzde 10’luk gelir grubunun aldığı payın en alt yüzde 10’luk gelir grubuna oranına bakıldığında da Gini’deki kadar olmasa da yüksek farkı koruduğu da görülüyor.

Orta sınıfın yok olması

Türkiye’de en üst yüzde 20’lik gelir grubunun aldığı pay 2024’te 2023’e göre gerilerken, yine zirvedeki yerini koruduğu görüldü. En zengin kesim yüzde 48,1 ile pastanın yarısını almaya devam ediyor.

18 yıllık periyoda bakıldığında son 10 yılda dağılımdaki bozulma özellikle dikkat çekiyor.

2006’dan bu yana verilere bakıldığında, gelirini en üst ve en alt grubun artırdığı, orta kısımda yer alan yüzde 20’lik grupların ise gerilediği görülüyor.

2014’ten bu yana pastadan aldığı payı artıran tek grup en zengin kesim oldu. Yine son 5 yılda da payını artıran kesim en üs yüzde 20’lik grup olurken, bu dönemde gelirlerdeki en yüksek artış da bu kesimde oldu.

Maaşlardaki erime

Gelir dağılımı verilerinde yer alan, hanehalkı fertlerinin esas işteki durumlarına göre yıllık ortalama esas iş gelirlerine bakıldığında da bozulmanın şekli görülüyor.

Son 1 yılda yani 2023’ten 2024’e en yüksek artışın maaşlar/ücretler olduğu görüldü. Onu kendi hesabına çalışanlar, işverenler ve yevmiyeli iş yapanlar takip etti.

Ancak 18 yılda en büyük erime maaşlarda görüldü. 2006 yılında bu yana gelirlerdeki değişimde yüzde 3.845 oranında işverenler kazancını artırırken, yevmiyeli çalışanların kazancı yüzde 3114 oranında arttı. Kendi hesabına çalışanların kazancı yüzde 2909 oranında artarken, maaş/ücret kazancı olanların geliri yüzde 2213 oranında arttı. Bu da gelirlerdeki dağılımı etkileyen önemli faktörlerden biri oldu.

Ekonomim

Okumaya devam et

GÜNDEM

AB, Baltık Denizi’nde kopan kablolardan Rusya’yı sorumlu tuttu

Yayınlanma:

|

Yazan:

Avrupa Birliği (AB), Finlandiya ve Estonya arasındaki elektrik şebekesindeki ve Baltık Denizi’ndeki internet kablolarındaki kesintiden Rusya’yı sorumlu tuttu.

Finlandiya’da dün yerel saatle 12.26’da elektrik şebekesinde kesinti olduğu duyurulmuştu.

Aynı gün, Baltık Denizi’nin altındaki dört telekomünikasyon kablosunun bağlantısının da kesildiği belirtilmişti.

Finlandiya Sınır Güvenlik ekipleri kesinti anında bölgeden Rusya’nın ‘gölge filosuna’ ait olduğu düşünülen gemilerinden birinin geçtiğini iddia etmişti.

Ekipler, gemiyi kıyıya yönlendirdikten sonraki incelemelerinde gemi çapalarının yerinde olmamasının ‘şüpheli’ olduğunu kaydetmiş, kablolardaki hasarın çapalar nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini belirtmişti.

Olayın ardından bugün Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, konuya ilişkin soruşturmanın sürdüğünü ve ‘altyapıya şüpheli müdahalelere kesin yanıt vereceklerini’ söyledi.

Diğer taraftan Avrupa Birliği ise hem Finlandiya’nın tutumunu destekledi hem de Avrupa’nın altyapısına saldırılar nedeniyle ‘Rusya’ya ek yaptırımlar hazırlanacağı’ vurgusu yaptı.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, X hesabından şunları söyledi:

“Dünkü Baltık Denizi olayı, AB altyapısına tehditleri ortaya çıkarıyor. Finlandiya’nın tutumunu takdir ediyoruz. Finlandiya, Estonya ve Almanya’nın yanındayız. Avrupa’nın deniz altı kabloları da dahil olmak üzere kritik altyapılarının ortak korumasını artıracağız.”

Picture background

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ise Rusya’nın gölge filosuna karşı yaptırımlar önereceklerini söyledi:

“Baltık Denizi’ndeki olay, altyapılara şüpheli saldırıların sonuncusu. Söz konusu şüpheli gemiyi inceleme konusunda hızlı hareket eden Finlandiya makamlarını takdir ediyoruz.

Şüpheli gemi, güvenliği ve çevreyi tehdit eden Rusya’nın gölge filosunun bir parçasıdır. Bu filoyu hedef almak için yaptırımlar da dahil daha fazla önlem alacağız.”

Rusya’nın, Batı ülkelerinin yaptırımlarına karşı petrol ve malları gizlice taşımak için elverişsiz ve eski tankerlerden oluşan bir ‘gölge filo’ kurduğu iddia ediliyor.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.