Connect with us

Erol Taşdelen

Şirketlerde Kriz etkisi: “Yengeç Sepeti Sendromu” yaygınlaşıyor

Yayınlanma:

|

Yengeç Sepeti Sendromu , insanların birbirlerinin korunmasını engellemek için kasıtlı ya da bilinçsizce olumsuz davranışları sergilediği bir durum gücü için kullanılan bir metafordur. Bu kavram, yengeçlerin bir sepetteki çalışmasından ilham alınarak oluşturulmuştur:

  • Eğer bir yengeç sepette yalnızsa, rahatça tırmanıp dışarı çıkabilirsin.
  • Ancak fazladan yengeç varsa, biri yukarı tırmanmaya çalıştığında diğer onu aşağı çeker.

Bu durum, insanlar arasında da gözlemlenen bir olguyu temsil eder. Özellikle iş değişiklikleri, grup çalışmalarında veya toplumsal ilişkilerde, bir bireyin başarı kazanma çabası sırasında süreler tarafından geri eklenmesi veya desteklenmemesi şeklinde görülür.

Örnekler:

  • İş Hayatında: Bir çalışan terfi almak için çabalarken, diğer kişiler dedikodu yaparak ya da bunları küçümseyerek onu engellemeye çalıştı.
  • Toplumsal Durumlarda: Bir bireyin daha iyi bir yaşam standardı hedeflendiğinde, uzun süreler “bunu yapamayacaksın” diyerek cesaretini kırabilir.

Bu Sendromun Sebepleri:

  1. Kıskançlık: Başkalarının başarısızlığı gibi algılamak.
  2. Yarışma Duygusu: Başarının yalnızca kısıtlanamayanlara erişebileceğine dair yanlış bir inanç.
  3. Alışkanlıkları Koruma: Çevrenin değişiminden rahatsız olması ve mevcut düzeni koruma isteği.

Çözüm Önerileri:

  • Pozitif Destek: İnsanları başarıları için takdir etmek ve motive etmek.
  • Kendi Başarınıza Odaklanmak: Başkalarının olumsuzluklarına takılmadan kendi hedefinize yönelmek.
  • Sağlıklı Çevre: Destekleyici bir sosyal çevre oluşturmak.

Bu sendromun, devam edeceği ve toplumun gelişmesinin ciddi şekilde engelleyebileceği için, gelecekte ele alınması önemlidir.

Yengeç Sepeti Sendromu çalışma hayatı nasıl etkiler?

Yengeç Sepeti Sendromu , çalışmada başarılı olabileceğinizi ve organizasyonların genel olarak olumsuz etkileyebileceğini göstermektedir. Bu sistem, iş yerinde, dinamiklerde çeşitli kendini gösterme gücü ve bireysel motivasyondan ekip çalışmalarından, geniş bir alandaki bireylere yol açabilir.

Çalışma Hayatına Etkileri:

1. Bireysel Performansı Olumsuz Etkilemesi

  • Motivasyonun Azalması: Çalışanların, çevrelerindeki kıskançlık veya eleştirileri nedeniyle değersiz hissedebilir ve çabalarını sürdürdüler.
  • Güvensizlik Ortamı: Diğer insanların sürekli eleştirisi veya küçük düşmeleri, bireylerin hayatlarını zedeleyebilir.
  • Yaratıcılığın Bastırılması: Çalışanlar, yeni fikirler sunmaktan ya da farklı şeyleri denemekten çekinebilir çünkü eleştirilme veya dışlanma korkusu yaşayabilirler.

2. Ekip Çalışmasına Zarar Vermesi

  • Yerine Sabotaj: Bir ekipteki bireyler, birlikte çalışmak yerine diğerlerinin baltalamaya dayalı rekabetle çalışabilirler.
  • Eksik İşbirliği: Çalışanlar arasında destek yerine engelleme ortaya çıkıyor ve bu durum ekibin gücünü artırıyor.
  • Gergin Ortam: Başarılı bir çalışan, sürekli geri çekilmeye çalışıldığında, ekip içinde huzursuzluk ve çatışma yaşanabilir.

3. Organizasyonel Etkiler

  • Yetenek Kaybı: Başarılı ve potansiyel sahibi çalışanlar, bu tür bir araştırmadan çalışmadan başka iş fırsatlarına yönelebilir.
  • Düşük Verimlilik: Çalışanlar, enerjilerini ve zamanlarını başkalarını eleştirmek ya da kendilerini korumak için harcadıklarında, iş üretkenliği düşer.
  • Ölümsüz Şirket Kültürü: Yengeç Sepeti Sendromu’nun yaygın olduğu bir iş yerinde, toksik bir şirket kültürünün oluşması ve bu durum uzun süreli kutlamanın itibarına zarar verilmesi.

Türkçe: Örnek Durumlar:

  • Çalışan bir projede öne çıkan terfi almak talep edildiğinde, ekip arkadaşları onun eforunu küçümseyerek ya da dedikodu yaparak moral bozabilir.
  • Bir ekip üyesi gelişmiş bir çözüm tavsiyesinde, diğerleri bu fikri benimsemek yerine eleştirerek reddedebilir.

Çözüm Önerileri:

  1. Liderliği Destekleyenler:
    • Yöneticiler, ekip içinde özgürlük ve adalet sağlama, çalışanlar arasında kıskançlık veya sabotajı önleyebilir.
    • Başarıları takdir eden bir kültür oluşturulmalıdır.
  2. Pozitif Şirket Kültürü:
    • Çalışanların başarılarını paylaşmaları ve destekleri teşvik edilmelidir.
    • Takım çalışmasının uyumlu sistemleri kurulabilir.
  3. Kıskançlık ve Rekabetle Başa Çıkma Eğitimi:
    • Çalışanlara, diğerlerinin başarılarından ilham alabilmeleri öğrenebilecekleri eğitimler bölümü.
  4. Başarıyı Yaygınlaştırmak:
    • Çalışanların arasındaki başarıyı bireysellikten ziyade takım başarısı olarak göstermek, bu ameliyatın gerçekleştiği durumlar.

Sonuç:

Yengeç Sepeti Sendromu , yerinde bireysel başarıyı engelleyen ve ekibin çalışmasını baltalayan bir olgudur. Bu tür olumsuz etkiler, evde yönetim ve olumlu bir kültürle önlenebilir. Bu sendromun bilincinde olmak ve uygun yerlere atmak, hem gerçekleştirmek hem de organizasyonların verimliliğini artırmak mümkündür.

İşletmeler Yengeç Sepeti Sendromu nasıl açılır?

İşletmeler, Yengeç Sepeti Sendromu gibi bireyler arası kıskançlık ve engelleme başarısızlıklarını aşmak için bir şekilde kurum kültürü geliştirmeli, ekip ruhunu güçlendirmiş ve bireylerin bireysel çabalarını desteklemelidir. Bu tür bir sendrom, gelişmelerin genel gidişatı ve olumsuzlukların devam edeceğinden, çözüm odaklı adımların atılması hayati öneme sahiptir.

İşletmelerin Yengeç Sepeti Sendromunu Aşmak İçin Alabileceği Önlemler:

1. Destekleyici Şirket Kültürü Oluşturmak

  • Başarıları Takdir Etmek: Çalışanların bireysel ve ekip başarılarını düzenli olarak kutlamak, tüketmek yerine motivasyonu teşvik eder.
  • Açık İletişim: Çalışanlar arasında şeffaf ve ücretli bir iletişim kültürü oluşturulmalıdır. Bu, dedikodu ve yanlışların anlaşılmasının önüne geçilir.
  • Birlikte Başarma Algısı: Çalışanlara, bireysel başarıların ekip başarısına nasıl katkı sağladığını göstermek, çatışma yerine iş birliğini arttırır.

2. Pozitif Liderlik Yaklaşımı

  • Liderlerin Örnek Olması: Yöneticiler, adil, normal ve bitirilmesiyle çalışanlara rol modeli olmalıdır.
  • Geri Bildirim Mekanizması: Çalışanlara, amatör geri bildirimler sağlayan gelişimlerini destekleyen bir sistem kurulabilir.
  • Ekip Ruhunu Güçlendirme: Liderler, ekip üyeleri arasında dayanışmayı teşvik ederek onları desteklemesini sağlamalıdır.

3. Eğitim ve Farkındalık Programları

  • Kıskançlıkla Baş Etme Eğitimleri: Çalışanlara, diğerlerinin başarılarından ilham almayı öğreten ve paylaşmalık gibi duygularla sağlıklı bir şekilde başa çıkmayı sağlayan programlar düzenlenebilir.
  • Takım Çalışması Eğitimi: Çalışanların uyum içinde öğrenmeleri için takım dinamiklerine yönelik eğitimler bölümü.
  • Farkındalık ve Psikolojik Güçlendirme: Çalışanların kişisel ve kişisel gelişim programları sunularak sağlanabilecek güçleri artırılabilir.

4. Rekabet Yerine İş Birliğini Özendirmek

  • Ekip Bazlı Ödüller: Sadece bireysel başarıları değil, ekibin elde ettiği başarıları da ödüllendirmek yerine dayanışmayı arttırır.
  • Kazan-Kazan İlişkisi: İş süreçlerini düzenlerken, yalnızca kendi çıkarları için değil, ekibin arkadaşlarının da çalışma şeklini çalıştırmayı teşvik edin.

5. Adil Performans Yönetimi

  • Şeffaf Terfi ve Ödüllendirme Sistemi: Çalışanlar, başarıların adil bir şekilde ödüllendirildiğini mahrumiyette ve sabotajın sona ermesine neden olur.
  • Performans Değerlendirme Kriterleri: Belirgin, anlaşılır ve herkes için eşit değerlerle performans değerlendirmesi yapılabilir.

6. Çalışan Katılımını Arttırmak

  • Karar Süreçlerine Dahil Etmek: Çalışanların önemli kararlarda söz sahibi olması, değerli hissetmelerini sağlar ve rekabeti azaltır.
  • Öneri ve İnovasyon Sistemleri: İnsanların özgürce paylaşabileceği bir platform oluşturularak yaratıcı fikirler teşvik edilebilir.

Uygulama Örnekleri:

  1. Google’ın Takdir Kültürü: Google, çalışanların başarılarını “akran bonusu” adı verilen bir sistemle ödüllendirir. Çalışanlar, ekip arkadaşlarının başarılarını yönetime bildirebilirler ve bu başarı ödüllendirilir.
  2. Takım Çalışmasını Ödüllendiren Şirketler: Büyük teknoloji firmaları, ekip çalışmasının ön plana sahip ödülleri sunarak birbirlerini desteklememesini sağlar.

Özetle:

Yengeç Sepeti Sendromu , iş yerinde bireysel destekleri engeller ve rekabeti yanlış bir şekilde yönlendiren bir durumdur. İşletmeler bu sendromun aşılması için bir çalışma kültürü oluşturmalı, pozitif yönetim benimsemeli, adil sistemler kurmalı ve ekip çalışma teşvik yöntemleridir. Bu yaklaşımlar, hem bireysel motivasyonu hem de şirketin genel yaşamını artıracaktır.

ChatGPT

Okumaya devam et

EKONOMİ

MAKRO EKONOMİNİN 15 TEMEL UNSURU

Yayınlanma:

|

Bir ülkeyi Makro Ekonomisini anlamak için 15 veriyi yakından takip etmek gerekir. Bu 15 unsurun neler olduğuna özet olarak bakalım:

Makro ekonominin 15 Temel Unsuru

  1. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)
    GSYH, bir ülkenin belirli bir dönemde ürettiği mal ve hizmetlerin toplam değerini ifade eder. Bu gösterge, ekonominin genel büyüklüğünü ve sağlığını ölçmek için kullanılır.
  2. Enflasyon
    Enflasyon, fiyat seviyelerindeki zaman içindeki artışı ifade eder. Yüksek enflasyon alım gücünü düşürür ve ekonomik istikrarsızlığa yol açabilir. Düşük enflasyon ise ekonomik dengeyi destekler.
  3. İşsizlik
    Bir ekonomide iş bulamayan kişilerin oranıdır. Yüksek işsizlik, tüketim harcamalarını azaltır ve ekonomik büyümeyi yavaşlatır.
  4. Arz ve Talep
    Arz, bir ürünün piyasada ne kadar mevcut olduğunu; talep ise tüketicilerin bu ürünü ne kadar istediğini ifade eder. Fiyatlar, arz ve talepteki değişimlere göre şekillenir.
  5. Maliye Politikaları
    Hükümetin vergilendirme ve kamu harcamaları yoluyla ekonomiyi yönetme stratejisidir. Bu politikalar, işsizliği azaltmak veya enflasyonu kontrol altına almak için kullanılabilir.
  6. Para Politikaları
    Merkez bankaları tarafından uygulanan ve para arzı ile faiz oranlarını yönetmeyi amaçlayan politikalardır. Bu politikalar, enflasyonu düşürmek ve ekonomik istikrarı sağlamak için kullanılır.
  7. Faiz Oranları
    Para borç alma maliyetidir. Düşük faiz oranları harcamayı ve yatırımı teşvik ederken, yüksek faiz oranları enflasyonu azaltabilir.
  8. Resesyon
    Bir ekonominin daraldığı, yani üretim ve tüketim seviyelerinin düştüğü dönemdir. Resesyonlar genellikle işsizlikte artışa ve harcamalarda azalmaya neden olur.
  9. Döviz Kurları
    Bir para biriminin diğer bir para birimine göre değerini ifade eder. Döviz kurları, ülkelerin ithalat maliyetlerini ve ihracattan elde ettikleri gelirleri etkiler.
  10. Ticaret Dengesi
    Bir ülkenin ihracatı ile ithalatı arasındaki farkı ifade eder. Ticaret fazlası, ülkenin daha fazla ihracat yaptığını; ticaret açığı ise daha fazla ithalat yaptığını gösterir.
  11. Ulusal Borç
    Bir hükümetin toplam borç miktarıdır. Çok fazla borç, gelecekteki harcamaları kısıtlayabilir ve ekonomik büyümeye zarar verebilir.
  12. Toplam Talep
    Bir ekonomideki tüm mal ve hizmetlere olan toplam talebin miktarıdır. Yüksek talep ekonomik büyümeyi teşvik ederken, düşük talep büyümeyi yavaşlatır.
  13. Toplam Arz
    Bir ekonomideki tüm mal ve hizmetlerin toplam arzıdır. Üretim kapasitesindeki artış ekonomik güçlenmeyi destekler.
  14. Ekonomik Döngüler
    Ekonomideki büyüleme ve daralma dönemlerini ifade eder. Bu döngüler, genellikle genişleme (büyüme) ve daralma (resesyon) aşamalarından oluşur.
  15. Verimlilik
    Bir çalışanın belirli bir sürede ne kadar mal ve hizmet ürettiğini ifade eder. Yüksek verimlilik, daha fazla ekonomik büyümeye yol açar.

Bu kriterler, makro ekonominin temel dinamiklerini anlamak ve ekonomik stratejiler oluşturmak için kritik bir çerçeve sunar.

 

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

SOSYAL İLLET: YALNIZLIK SALGINI!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yalnızlık Salgını, modern toplumlarda bireylerin giderek artan şekilde yalnızlık hissetmesini tanımlayan bir kavramdır. Bu durum, özellikle sosyal ilişkilerde azalma, bireyselleşmenin artışı ve teknolojinin insanları birbirinden uzaklaştırmasıyla ilişkilendirilir. Yalnızlık salgını, hem bireylerin ruhsal ve fiziksel sağlığını olumsuz etkiler hem de toplumsal yapıda çözülmelere yol açar.

Nedenleri

  1. Teknolojinin Yaygınlaşması: Sosyal medya ve dijital platformlar, yüz yüze iletişim yerine daha yüzeysel bağların kurulmasına yol açabilir.
  2. Şehirleşme ve Hızlı Yaşam Tarzı: Büyük şehirlerde bireyler kalabalık içinde bile izole hissedebilir.
  3. Aile ve Toplum Yapısındaki Değişim: Geleneksel aile yapılarının zayıflaması ve bireylerin yalnız yaşamayı tercih etmesi.
  4. Pandemiler ve Sosyal İzolasyon: COVID-19 gibi küresel olaylar, yalnızlık hissini artırmıştır.

Sonuçları

  • Ruhsal Sağlık Sorunları: Depresyon, anksiyete ve stres artışı.
  • Fiziksel Sağlık Etkileri: Yalnızlık, kalp hastalıkları ve bağışıklık sisteminde zayıflama gibi fiziksel sorunlarla ilişkilendirilir.
  • Toplumsal Bağların Kopması: İnsanlar arasındaki empati ve dayanışma duygusunun zayıflaması.

Nasıl Önlenir?

  • Sosyal bağları güçlendirmek için yüz yüze iletişim teşvik edilmelidir.
  • Toplumlar, yalnızlık yaşayan bireyler için destek grupları ve sosyal etkinlikler düzenlemelidir.
  • Teknolojinin sağlıklı kullanımını destekleyen farkındalık çalışmaları yapılmalıdır.

Yalnızlık salgını, bireysel bir sorun gibi görünse de, toplumsal etkileri nedeniyle küresel ölçekte ele alınması gereken bir durumdur.

TOLUMSAL SONUÇLARI NE OLUR?
Yalnızlık salgınının toplumsal sonuçları oldukça geniş kapsamlıdır ve bireylerin fiziksel, psikolojik ve sosyal sağlıklarını etkilerken, toplumun genel yapısını da derinden etkiler. İşte yalnızlık salgınının olası toplumsal sonuçları:

1. Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkiler

  • Depresyon ve Anksiyete: Yalnızlık, bireylerin depresyona girme ve kaygı bozuklukları geliştirme riskini artırır.
  • Stres ve Düşük Özgüven: Sosyal destek eksikliği, bireylerin stresle başa çıkma kapasitelerini düşürür ve özgüvenlerini zedeler.

2. Fiziksel Sağlık Sorunları

  • Hastalık Riskinde Artış: Araştırmalar, yalnızlık çeken bireylerin kalp hastalıkları, bağışıklık sistemi zayıflığı ve uyku bozuklukları gibi sağlık sorunlarına daha yatkın olduğunu göstermektedir.
  • Ömür Süresinin Kısalması: Kronik yalnızlık, erken ölüm riskini artıran önemli bir faktör olabilir.

3. Toplumsal Bağların Zayıflaması

  • Komşuluk ve Aile İlişkilerinde Çözülme: Yalnızlık salgını, bireylerin komşuluk ve aile bağlarından uzaklaşmasına yol açabilir.
  • Toplumsal Dayanışmanın Azalması: Yalnızlık, bireylerin topluma katılımını ve dayanışma ruhunu zayıflatabilir.

4. Ekonomik Etkiler

  • Verimlilik Kaybı: Yalnızlık, çalışanların motivasyonunu ve verimliliğini olumsuz etkileyebilir.
  • Sağlık Harcamalarında Artış: Yalnızlık kaynaklı fiziksel ve ruhsal sorunlar, sağlık sistemine ek maliyetler yükleyebilir.

5. Toplumsal Güven ve Empati Kaybı

  • Kutuplaşma: İnsanlar arasında güven eksikliği, toplumsal ayrışmayı ve kutuplaşmayı artırabilir.
  • Empati Eksikliği: Yalnızlık, bireylerin başkalarının duygularını anlamasını zorlaştırabilir, bu da toplumsal ilişkileri olumsuz etkiler.

6. Genç Nesiller Üzerindeki Etkiler

  • Sosyal Beceri Eksikliği: Gençler arasında yalnızlık, iletişim becerilerinin zayıflamasına ve sosyal ortamlara adapte olma konusunda zorluklara yol açabilir.
  • Eğitim Performansı: Yalnızlık hissi, öğrencilerin akademik başarılarını da olumsuz etkileyebilir.

7. Kültürel Değişimler

  • Bireyselleşmenin Artması: Yalnızlık, bireysel yaşam tarzlarının yaygınlaşmasına neden olabilir ve geleneksel topluluk yapıları zayıflayabilir.
  • Sanat ve Medyada Yalnızlık Teması: Yalnızlık, kültürel üretimlerde daha sık işlenerek toplumun ruh halini yansıtabilir.

Bu toplumsal sonuçlar, yalnızlık salgınının ciddiyetini ortaya koyar ve yalnızlıkla mücadele için bireysel ve toplumsal düzeyde çözümler geliştirilmesinin önemini vurgular.

YALNIZLIK SALGINI NASIL ENGELLENİR?
Yalnızlık salgınıyla mücadele, bireysel, toplumsal ve kurumsal düzeyde çeşitli adımlar gerektirir. Bu sorun, yalnızca bireyin çabasıyla çözülemez; aynı zamanda toplumun genel yapısında ve değerlerinde değişiklikler yapılmasını da gerektirir. İşte yalnızlık salgınını engellemek için öneriler:

1. Bireysel Çözümler

  • Sosyal İlişkileri Güçlendirme: Aile üyeleri, arkadaşlar ve komşularla düzenli iletişim kurmak yalnızlık duygusunu azaltabilir.
  • Hobiler ve Topluluklara Katılma: İlgi alanlarına uygun etkinliklere katılmak, yeni insanlarla tanışmayı kolaylaştırır.
  • Dijital Detoks: Teknoloji kullanımını sınırlayarak yüz yüze etkileşimlere daha fazla zaman ayırmak önemlidir.
  • Gönüllülük: Toplum hizmetlerinde gönüllü olarak çalışmak, anlamlı ilişkiler kurmaya yardımcı olabilir.

2. Aile ve Toplum Düzeyinde Çözümler

  • Aile Bağlarını Güçlendirme: Aile içi iletişimi artırmak, yalnızlık hissinin önüne geçebilir.
  • Komşuluk İlişkilerini Destekleme: Mahalle bazlı sosyal etkinlikler, bireylerin birbirleriyle bağ kurmasını teşvik eder.
  • Yaşlılar ve Hassas Gruplar İçin Destek: Özellikle yaşlı bireylerin sosyal hayata katılımını sağlamak için özel programlar düzenlenebilir.

3. Eğitim ve Farkındalık Çalışmaları

  • Sosyal Becerilerin Geliştirilmesi: Okullarda iletişim ve empati gibi sosyal becerileri geliştiren programlar düzenlenmelidir.
  • Yalnızlık Konusunda Farkındalık: Yalnızlık duygusunun normalleşmesi için açık bir şekilde konuşulması teşvik edilmelidir.

4. Kurumsal Çözümler

  • Çalışma Ortamlarının İyileştirilmesi: İş yerlerinde ekip çalışmasını destekleyen ve sosyal etkileşimi teşvik eden politikalar uygulanmalıdır.
  • Sosyal Platformların Rolü: Sosyal medya platformları, bireylerin yüz yüze iletişimi destekleyen içerikler üretmesini teşvik edebilir.

5. Toplumsal Politikalar

  • Sosyal İnovasyon Programları: Hükümetler ve sivil toplum kuruluşları, yalnızlıkla mücadele eden projeler geliştirebilir.
  • Ulaşılabilir Sosyal Alanlar: Parklar, kültür merkezleri ve topluluk alanları gibi sosyal etkileşim mekanlarının artırılması önemlidir.

6. Teknolojinin Doğru Kullanımı

  • Sanal Topluluklar: Ortak ilgi alanlarına sahip bireylerin buluşmasını sağlayan çevrim içi platformlar faydalı olabilir.
  • Erişilebilirlik Araçları: Özellikle engelli bireylerin topluma katılımını artıracak teknolojiler geliştirilebilir.

7. Ruh Sağlığı Destek Hizmetleri

  • Terapi ve Danışmanlık Hizmetleri: Yalnızlık hissiyle başa çıkmak için profesyonel destek alınması teşvik edilmelidir.
  • Destek Grupları: Benzer durumları yaşayan bireyleri bir araya getiren grup terapileri etkili bir çözüm olabilir.

Yalnızlık salgınıyla mücadele, bireylerin sosyal bağlarını yeniden inşa etmelerine yardımcı olmayı, toplumun değerlerini güçlendirmeyi ve sosyal kapsayıcılığı artırmayı hedefleyen bütüncül bir yaklaşımı gerektirir.

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Göz Ardı Edemeyeceğiniz 12 Acımasız Kariyer Gerçeği

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kariyerler zor, dağınık ve öngörülemezdir. Ama gerçek şu: Düşündüğünüzden daha fazla kontrol sizde.

TARTIŞILAMAZ ACI GERÇEKLER: 

1️⃣ Sıkı çalışma yeterli değil
Sessiz çabalar göz ardı edilir. Sonuçların görülmesi gerekir – kendiniz için savunun.

2️⃣ Sadakat faturaları ödemeyecek
Şirketler insanlara değil, kâra öncelik verir. Her zaman önce kendinize bakın.

3️⃣ İş unvanınız geçicidir
Unvanlar sizi tanımlamaz, beceriler tanımlar. Etiketlere değil, büyümeye odaklanın.

4️⃣ Patronunuz Her Zaman Haklı Değildir
Önemli olduğunda saygılı bir şekilde meydan okuyun. Liderler de hata yapar.

5️⃣ Ağ Oluşturma Pazarlık Edilemez
Becerileriniz sizi oyuna sokar, ancak bağlantılar kapıları açar.

6️⃣ Tükenmişlik bir onur rozeti değildir
Enerjinizi koruyun. Daha çok değil, daha akıllıca çalışın.

7️⃣ Konfor Bölgeleri Büyümeyi Öldürür
Rahatsız değilseniz, büyümüyorsunuz demektir. Dönem.

8️⃣ Geri bildirim bir hediyedir
Sert geri bildirimler bile potansiyelinizi ortaya çıkarabilir. Araştırın ve öğrenin.

9️⃣ Her Zaman Değiştirilebilirsiniz
Bu, yarattığınız etkiyle ilgilidir – yeri doldurulamaz olmakla değil. Bir miras bırakın.

🔟 Mükemmellik Sizi Yavaşlatır
Bitti mükemmelden daha iyidir. Mükemmelliğe değil, ilerlemeye odaklanın.

1️⃣1️⃣Kariyer ilerlemesi doğrusal değildir
Yan adımlar ve başarısızlıklar genellikle en büyük kazançlara yol açar.

1️⃣2️⃣ Kimse Size Başarı Vermeyecek
Sahiplenmek. Fırsatlar için zorlayın. Kimse senden daha fazla umursamayacak.

Gerçeklik Kontrolü: Kariyeriniz size aittir. Beklemeyi bırakın, inşa etmeye başlayın.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.