Connect with us

GÜNCEL

Tarımda 2024’ün bilançosu ve 2025 beklentileri

Bitkisel Üretim, Bitkisel Yağ ve Yağlı Tohumlar, Çay, Destekleme, Hibe ve Krediler, Domates, Fındık, Gıda, Hayvancılık, Hububat, İş Bankası Çiftçi Buluşmaları, İthalat ve İhracat, Kooperatifçilik, süt, Tarım, Tarım Bakanlığı, Tarım Politikaları, Yağlı Tohumlar, Yaş Meyve ve Sebze, Zeytin ve Zeytinyağı

Yayınlanma:

|

Bitkisel üretim, hayvancılık ve su ürünlerinde planlı üretim başladı. Bitkisel üretimde bir yandan 2025 yılı bütçesinden 2024 üretim yılı destekleri ödenecek bir yandan da 2025-2027 dönemi için yeni destekleme modeli uygulanacak. Yeni modelin nasıl uygulanacağını Tarım bakanlığı yetkilileri üreticilere anlatsa da her yeni uygulamanın olduğu gibi bazı sancılar yaşanacak. Birleşmiş Milletler 2025 yılını “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan etti. Tarımda 2024 bilançosu ve 2025 beklentileri.

Artan maliyetler, düşük fiyat, tarlada kalan ürünler, planlı üretim, destekleme modelindeki değişiklik, ithalat politikası, ihracat yasakları, iklimin etkileri, pestisit, sahte gıdalar, gıda enflasyonu ve daha birçok konu 2024 yılında tarıma damga vuran gelişmeler oldu.

Hayvancılıkta 2024-2025ve 2026 yılını kapsayacak şekilde destekler açıklandı. Yeni destekleme modelinde hastalıktan ari işletmeler, kadın ve genç çiftçiler, örgüt üyesi olanlara ilave destekler getirilirken hastalıklarla mücadele öne çıktı. Yıl boyunca çiğ süt ve kırmızı et fiyatı hep gündemde oldu.

İthalat devam etti

Yılın hemen başında 2024 yılında 600 bin baş besilik sığır ithalatının yapılacağı duyuruldu. Besilik sığırın yanı sıra kasaplık ve damızlık sığır ithalatı devam etti. Ayrıca yoğun bir şekilde karkas et ithalatı yapıldı. Kırmızı et fiyatları ithalatla kontrol altına alınmaya çalışıldı. Bitkisel üretimde ise mısır, ayçiçeği başta olmak üzere sıfır gümrükle veya düşük ithalat vergileri ile ithalat politikası sürdürüldü.

İhracat yasakları ülkeye ve üreticiye zarar yazdı

İç piyasada fiyatı artan gıda ürünleri ihracat yasağı ile fiyatın düşürülmesi hedeflendi. Özellikle dökme ve varilli zeytinyağı ihracatında uzun süren ihracat yasağı hem ihracatın azalmasına hem de ihracat pazarlarının kaybedilmesine neden oldu. Salça ihracatına getirilen yasak sanayi domatesinin tarlada kalmasına neden oldu. Beyaz ette ihracat kısıtlaması üreticiye ve ülkeye zarar verdi. Buğdayda ithalat yasağı yıl sonuna doğru esnetilse de yasak büyük oranda devam ediyor.

Tarımda çok zorlu bir yılı geride bıraktık. Tarım yazmaya başladığım 1996 yılından bu yana belki de en “kötü” yıldı. Üretici hasat ettiği hemen hemen her üründen zarar etti. Ürününü satamadı, tarlada, bahçede kaldı. Artan maliyetlere rağmen birçok üründe üretici 2023 yılının fiyatından daha düşük bir fiyatla satmak zorunda kaldı. Üreticinin ucuza sattığı ürünleri tüketici yine pahalıya almak zorunda kaldı.

Gıda enflasyonu gündemden düşmedi

Geçmiş yıllarda olduğu gibi 2024 yılında da gıda enflasyonu hiç gündemden düşmedi. Her ay açıklanan enflasyon verilerinde ilk bakılan veri gıda fiyatları oldu. Gelişmiş pek çok ülkede yıllık yüzde 2-3 olan gıda enflasyonu Türkiye’de aylık olarak yaşandı. Dünya gıda enflasyonu liginde Türkiye hep ilk 3-5 ülke arasında yer aldı. Üretici bir çok ürünü düşük fiyattan satmak zorunda kalırken, tüketici alım gücünün de düşmesiyle “pahalı” diye alamamaktan şikayet etti.

İşte 2024’e damgasını vuran gelişmeler:

OCAK

– Türkiye yeni yıla son 22 yılın enflasyon rekoru ile girdi. Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK), 2023 yılı enflasyonunu yüzde 64,77 olarak açıkladı. Gıda enflasyonu ise yüzde 72,01 oldu.

– Yılın başında köprü ve otoyol ile başlayan zamlar akaryakıtla devam etti. Mazota litrede 2,16 lira, benzinde 2,31 lira zam yapıldı.

– Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği(TÜSEDAD), Aralık ayında 1 litre çiğ sütün üretim maliyetini 14 lira 80 kuruş olduğunu, 1 litre çiğ sütün en az 17 lira 76 kuruşa satılması gerektiğini açıkladı. Bu fiyata 2024’ün sonunda ancak ulaşılabildi.

– Türkiye İş Bankası, Aydın Bozdoğan Şubesi’ni “Tarım İhtisas Şubesine dönüştürerek açılışını yaptı.

– Fındık ihracatında 2023’ün şampiyonu İtalyan Ferrero olurken, Cüneyd Zapsu’nun şirketi Balsu ikinci, Singapur sermayeli Olam Gıda (OFİ) üçüncü oldu.

– Çiftçinin bankalara kredi borcu son bir yılda yüzde 88,5 arttı. Tarım ve balıkçılıkta toplam kredi bakiyesi Kasım ayı sonu itibariyle, 2022’de 309,8 milyar lira, 2023’te 584 milyar lira.

– Çiğ süt referans fiyatı 22 Ocak’tan geçerli olmak üzere yüzde 17,4 artışla litre başına 11,5 liradan 13,5 liraya çıkarıldı.

– Tarım ve Orman Bakanlığı, 2024’te 600 bin baş besilik sığır ithalatı yapılacağını açıkladı.

– Almanya’da çiftçiler, hükümetin mazot desteğini ve diğer sübvansiyonları azaltma girişimine karşı, başta başkent Berlin olmak üzere birçok kentte gösteriler yaptı. Fransız çiftçiler de yolları saman balyaları ve gübre dökerek kapatarak hükümeti protesto etti.

– Safranbolu Safranı Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili aldı.

– Tarımda 2024-2028 Stratejik Planı yayınlandı. Plan’a göre: tarımsal girdilerde dışa bağımlılık azaltılacak, iklim değişikliği, göç ve jeopolitik riskler dikkate alınacak, Organize Tarım Bölgesi(OTB) sayısı 39’dan 100’e çıkarılacak, planlı üretim yapılacak bitkisel ürün sayısı 17 olacak.

– Gübre üreticilerinin ve ithalatçılarının kullanması zorunlu kılınan ve gübrenin içine atılan DNA Barkod bedeline yüzde 63 zam yapıldı.

– Aralık 2023 son 53 yılın en sıcak ayı olunca fare popülasyonunda büyük artış oldu. TMO uyardı: “Önlem alınmazsa farenin verdiği zarar yüzde 100’e kadar ulaşabilir”

– Hatay Erzin, Dörtyol, Samandağ ve diğer ilçelerde binlerce ton narenciye dalında kaldı. Üretici ürünü toplayacak işçi bulamadı. Üreticilerin çağrılarını paylaşınca dalında kalan mandalinalar toplanmaya başlandı. İlk destek Ebru Baybara Demir ve ekibinden geldi.

– Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı 22 Ocak’ta yaptığı açıklamada en önemli hedeflerinin et ithalatını bitirmek olduğunu söyledi. Yumaklı ayrıca; “Besici ne kadar hayvan istiyorsa o kadar ithal edilecek. Süt maliyetinde sektör uzlaşmalı. Desteklemede yeni kriterler uygulanacak. Kadınlara ve gençlere ekstra destek verilecek. Zeytinyağını bizden 3 dolara alıp 8,5 Avroya satıyorlar. Tohumculuk tartışması gündemden düşmeli” dedi.

– Tarım Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü hazırladığı raporla; Kıbrıs’ta görülen yeşillenme hastalığı riski nedeniyleTürkiye’nin 5,3 milyon ton turunçgil üretiminin risk altında olduğunu açıkladı.

– Resmi Gazete’de 26 Ocak’ta yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile;100 bin ton yağlık ayçiçeği tohumu 250 bin ton ham ayçiçek yağı ithalatı için tarife kontenjanı açıldı. Karar ile yağlık ayçiçeği tohumunda gümrük vergisi yüzde 27’den yüzde 12’ye, ham ayçiçeği yağında ise yüzde 36’dan yüzde 22’ye indirildi.

– TMO, 150 bin ton makarnalık bugday ihracat ihalesi açtı. İhalede ton başına en düşük 354,10 dolar, en yüksek 404,80 dolar teklif verildi.

– Mersin’de 2019’dan beri “Üretmezsek Tükeniriz” temasıyla düzenlenen toplantı 27 Ocak’ta yapıldı. Konu “Küresel İklim Değişikliği ve Tarımsal Planlama”ydı.

– Yapılan 1 lira 38 kuruş zam ile bazı illerde mazotun litresi 43 liranın üzerine çıktı.

– Resmi Gazete’de 31 Ocak’ta yayımlanan kararla, limon suyu izlenimi veren;limon aromalı sos, limon sosu, limonlu sos ve benzeri isimlerle limon suyu benzeri ürünlerin satışı yasaklandı.

ŞUBAT

– Amerika Tarım Bakanlığı Türkiye Narenciye Raporu yayınladı. Raporda, Türkiye’nin limon, portakal, mandalina, greyfurt üretimi, tüketimi, ihracatı, ithalatı, fiyatları ve yaşanan sorunlar yer aldı.

– Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın görevden alındı yerine Fatih Karahan atandı.

– TÜİK’e göre Ocak ayında enflasyonu yıllık % 64,86 olurken aylık % 6,70 arttı. Gıda enflasyon yıllık % 69,71 ve aylık 5,19 oldu.

– Aydın Memecik zeytinyağı Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili aldı.

– Antakya’yı su basarken, Devlet Su İşleri Afrika ülkesi Cibuti’ye taşkınları önlemek için baraj yaptı.

– TÜİK’e göre hayvan varlığı 1 yılda 4,3 milyon baş azaldı. Hayvan varlığı büyükbaşta son 6 yılın, küçükbaşta son 4 yılın en düşük seviyesine geriledi.

– Resmî Gazete’nin 13 Şubat 2024 tarihli sayısında yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile yeşil mercimek ithalatında gümrük vergisi 30 Haziran 2024’e kadar sıfırlandı. İhracat ise fiilen durduruldu.

– Üreticide son 1 yılda fiyatı en çok artan ürünler; fındık, fıstık, ceviz, badem ve tropikal meyveler oldu. TÜİK’e göre Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) Ocak 2024’te yıllık %57,85 arttı.

– Kesimhanelerde dana karkasın kilosu 300 lirayı, kuzu karkasın kilosu 400 lirayı geçti. Kıymanınkilosu 500-600 lira, kuzu eti 700-800 liradan satılıyor. Ulusal Kırmızı Et Konseyi verilerine göre son bir ayda dana kesim fiyatları yüzde 15,3 artarken son 1 yılda yüzde 83,4 arttı. Kuzu karkasın kilosu 1 ayda yüzde 33,7 arttı. Son 1 yıldaki artış yüzde 154,9.

– Kayum atanarak görevden alınan Osman Türkman, 1 yıl sonra yeniden Gaziantep Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı seçildi.

– Dökme ve varilli zeytinyağı ihracatındaki yasak nedeniyle zeytinyağı ihracatı 3 ayda % 69 azaldı.

– Tarım ve Orman Bakanı İbrahim yumaklı “Hayvancılığın 5 Yıllık Yol Haritası”nı 26 Şubat’ta açıkladı. Yumaklı, kırmızı et fiyatını fırsatçıların artırdığını iddia etti.

– TÜİK’ e göre, ekonomi 2023’te yüzde 4,5 büyüdü, tarım yüzde 0,2 küçüldü. Finans ve sigorta sektörü yüzde 9, inşaat yüzde 7,8 büyüdü.

MART

– Dana karkas etin fiyatı bir ayda yüzde 20,8 artarken kuzu karkasın fiyatı yüzde 36,4 arttı.

– Et ve Süt Kurunu, Uruguay’dan 3,90 dolara aldığı danaları besiciye 6 dolara sattı. ESK yetkililerine göre ithalattan elde edilecek gelirle hayvancılık geliştirilecek.

– TÜİK’e göre Şubat’ta enflasyon aylık yüzde 4,53 yıllık yüzde 67,07 oldu. Gıda enflasyonu aylık yüzde 8,25 yıllık yüzde 71,2 arttı. Fiyatı en çok artan 10 üründen 9’u gıda ürünü.

– TMO, 150 bin ton makarnalık buğday ihracat ihalesi açtı. İhaleye ton başına 270 dolar( yaklaşık 8 bin 640 lira) fiyat teklif edildi. Düşük fiyat nedeniyle ihale onaylamadı.

– Türk Traktör, yerli üretim ilk elektrikli traktörü Konya Tarım Fuarı’nda çiftçilere tanıttı.

– Ekmek ve simit fiyatı belirlenirken Ticaret Bakanlığından olumlu görüş alınmasına ilişkin Karar, 12 Mart tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı.

– TÜSEDAD Başkanı Sencer Solakoğlu ve yönetim kurulu üyeleri, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Mustafa Kayhan ile görüştü. Etteki krizin asıl nedeninin süt fiyatlarının baskılanması olduğu ifade edildi. Toplantıda “eskiden Doğu’dan et alırken bugün Doğu’ya et gönderiyoruz. Et fiyatları 2-3 yıl daha can yakmaya devam edecek” sözleri dile getirildi.

– Birçok ürünün fiyatı dolar bazında yüzde 100 artınca ihracat tehlikeye girdi. Yıllık enflasyonu yüzde 2-3 olan Avrupalı alıcı dolar bazında yüzde 100 fiyat artışına tepki gösterdi.

– Ocak’ta tarımsal girdi fiyatları yıllık % 45,11 aylık % 7,51 arttı.

– Gaziantep’in Araban sarımsağı Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili aldı.

– Türkiye’de 57 milyar metreküp su tüketiminin yüzde 77’si tarımda kullanılıyor. Tarımsal sulamanın yüzde 68’i “vahşi sulama” olarak yapılıyor. Su verimliliği yüzde 51 seviyesinde. Yani suyun yüzde 49’u kaybediliyor.

– Et ve Süt Kurumu, Uruguay’dan getirdiği 10 bin 700 büyükbaş hayvanı üreticilere dağıttı.

– Amerika Tarım Bakanlığı, “Türkiye Yağlı Tohumlar ve Bitkisel Yağ Sektörü” raporu yayınladı

– Mazot fiyatı son 1 yılda yüzde 105 arttı

– Türkiye İstatistik Kurumu, 2022-2023 dönemi bitkisel ürün denge tablolarına göre en yüksek yeterlilik oranı % 683,5 ile fındıkta, en fazla dışa bağımlılık % 94,8 ile soyada. Genel olarak yağlı tohumlar ve bakliyat ürünlerinde dışa bağımlı olan Türkiye, sebze ve meyvede kendine yeterli.

– 31 Mart yerel seçimlerinde tarımda en çok üretim yapan ilk 15 İl’den sadece 2’sini Ak Parti kazandı. CHP 11, Yeniden Refah Partisi 1 ve DEM 1 il kazandı. Tarıma destek veren belediye başkanları oylarını artırdı.

NİSAN

– TÜİK’e göre Mart ’ta enflasyon aylık yüzde 3,16 artarken, yıllık yüzde 68,50 oldu. Gıda enflasyonu aylık yüzde 3,40 yıllık ise yüzde 70,41 arttı.

– Ulusal Süt Konseyi, 1 litre çiğ sütün Mart ayı üretim maliyetini 12 lira 31 kuruş, çiğ sütün satış (referans) fiyatını litre başına 14 lira 65 kuruş olarak açıkladı.

– TMO, 27 bin ton kabuklu fındığı satışa çıkardı. Ofis, kilosunu 130 liradan satışa çıkardığı 2023 ürünü Levant kalite fındığı üreticiden 82,5 liradan, kilosunu 124 liradan satışa çıkardığı 2022 ürünü Levant kalite fındığı ise üreticiden 52 liradan almıştı.

– ESK’dan kırmızı ete yüzde 25 zam. Ramazan ve yerel seçim öncesi ete zam yapanları fırsatçılıkla suçlayan Tarım Bakanlığı ete yüzde zam yaptı.

– TÜİK’e göre, Şubat’ta tarımsal girdi fiyat endeksi yıllık yüzde 49,92, aylık yüzde 3,59 arttı.

– Çiftçinin Ekim, Kasım, Aralık 2023 çiğ süt primi ve 2023 yılı 1. Dönem buzağı desteği Nisan sonu Mayıs 2024’te nihayet ödendi.

– TMO 100 bin ton makarnalık buğday ihraç ihalesi açtı.

– Ukrayna, yerli üreticilerin şikayeti üzerine Türkiye’den ithal edilen taze domates ve taze salatalığa anti- damping soruşturması açtı.

– Türkiye Ziraat Odaları Birliği, 2024 yılı 1 kilo buğday üretim maliyetini 10 lira 87 kuruş olarak açıkladı.

– Başkanlığını Sencer Solakoğlu’nun yaptığı Tüm, Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği(TÜSEDAD) Yönetim Kurulu, süt sanayicilerinin çiğ süt alım fiyatını aralarında anlaşarak düşürmeye çalıştığını iddia ederek böyle bir durumda Rekabet Kurumu ve Ticaret Bakanlığı Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’na resmi şikâyette bulunulacağını duyurdu.

– Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, bütün ve parça dahil tavuk eti ihracatı, 1 Mayıs 2024 tarihinden 31 Aralık 2024 tarihine kadar, aylık bazda azami 10 bin ton, toplamda ise yıl sonuna kadar 80 bin ton olacak şekilde sınırlandırıldı.

MAYIS

– Buğday hasadı 15 gün erken başladı. İlk hasat Adana’da yapıldı.

– İnekler kesilince çiğ süt üretimi son 6 yılın en düşük seviyesine düştü.

– Gıda enflasyonu genel enflasyonun altına düştü. TÜİK’in Nisan ayı verilerine göre; yıllık enflasyon yüzde 69,80 olurken, gıda enflasyonu yıllık yüzde 68,50 gerçekleşti.

– Ticaret Bakanlığı, domates salçası, dondurulmuş patates ve dondurulmuş soğan ile taze patates ve soğanda ihracat kısıtlamasının kaldırıldığını ihracatçı birliklerine bildirdi.

– Zeytinyağında dökme ve varilli ihracat yasağının 9.ayında ihracat miktarda yüzde 62, değer olarak yüzde 36 azaldı.

– Hasyurt Tarım Fuarı’nda “Söz Çiftçide” panelinde çoban Ali Ertuğ üretici ile tüketici fiyat farkını tek bir cümle ile anlattı: “Yetiştirdiğimiz hayvanın etini restoranda yiyemiyoruz.”

– Uluslararası Sert Kabuklu Meyveler Konseyi (INC),Türkiye’nin 2024 ürünü fındık üretim tahminini 785 bin ton olarak açıkladı.

– Tarım ve Orman Bakanlığı 2024 yılı yaş çay alım fiyatını kilogram başına 17 lira, destekleme primini kilo başına 2 lira açıkladı.

– Türkiye İş Bankası 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde Diyarbakır’da kapsamlı bir toplantı düzenledi.

– Toprak Mahsulleri Ofisi, 20 Mayıs itibari ile fiyat açıklanıncaya kadar taahhütname karşılığı buğday alımlarına başladı.

– Meteoroloji Genel Müdürlüğü Nisan ayı kuraklık haritalarını yayınladı. Türkiye’nin büyük bölümü Nisan’da şiddetli kuraklık( Acil Durum) yaşadı.

– Resmi Gazete’de 21 Mayıs’ta yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 2024/2025 pazarlama yılında şeker kotası açıklandı. Ülke toplam A kotası, 2 milyon 910 bin ton, pancar şekeri A kotası, 2 milyon 837 bin 250 ton, B kotası 141 bin 863 ton ve nişasta bazlı şeker kotası, ülke toplam A kotasının % 2,5’i olan 72 bin 750 ton olarak belirlendi.

– Mart ayında Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi yıllık yüzde 49,93 arttı.

– Ege Bölgesi’ndeki, oda, borsa, ihracatçı birlikleri, kooperatif ile zeytin ve zeytinyağı alanında faaliyet gösteren 20 kurum ortak açıklama ile yaklaşık 10 aydır süren dökme ve varilli zeytinyağı ihracat yasağının hemen kaldırılmasını istedi.

– Rusya ve Ukrayna’dan gemilerle ithal edilen mısırın GDO’lu olduğu halde GDO’suz gibi Tekirdağ Limanı’ndan ülkeye sokulduğu iddiası ile soruşturma açıldı.

– Kuzey Kıbrıs’ta çiftçiler et ithalatını ve yüksek girdi fiyatlarını Başbakanlık önünde günlerce protesto etti. Çiftçilere sendikalar ve sivil toplum örgütleri de destek verirken KKTC Başbakanı Ünal Üstel, ithalattan vazgeçmeyeceklerini, halka ucuz et yedirmek istediklerini söyledi.

– Et ve Süt Kurumu, Brezilya ve Uruguay’dan ithal Mersin Limanı’na 15 günde iki gemi ile 43 bin baş sığır getirdi. İthal sığırların 5 bini kurbanlık olarak Kızılay ve vakıflara verildi. Yılbaşından bu yana 20 bin baş kasaplık hayvan, 35 bin ton karkas et ithal edildi.

– Ukrayna’dan ithal edilen ette salmonella bakterisi çıktı.

– Ukrayna, savaşa rağmen 2023-2024 sezonunda 46,3 milyon ton tahıl ve bakliyat ihracatı yaptı.

– Türkiye, yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,7 büyüdü. En fazla büyüyen sektör yüzde 11,1 ile inşaat oldu. 2023 yılında yüzde 0,2 küçülen tarım 2024’ün ilk çeyreğinde yüzde 4,6 büyüdü.

HAZİRAN

– Tarımsal girdilerde zam şampiyonu Mayıs’ta da mazot oldu. Mazottaki 1 yıllık fiyat artışı yüzde 109, gübrede yüzde 56,4 oldu.

– TÜİK verilerine göre Mayıs’ta yıllık enflasyon yüzde 75,45 ile zirveye çıktı. Gıda enflasyonu yıllık yüzde 70,14 arttı.

– TÜSEDAD, 1 litre çiğ sütün üretim maliyetini 17 lira 71 kuruş olarak hesapladı.

– Ticaret Bakanlığı, 1 Ağustos 2023 tarihinden bu yana sürdürdüğü dökme ve varilli zeytinyağı ihracat yasağını kaldırarak 50 bin tonluk ihracat kotası getirdi.

– Denizli’nin Çal ilçesinde çiftçiler sulama suyuna yapılan zammı ve geçen yıl uygulanan %50 desteğin bu yıl uygulanmamasını traktörleri ile protesto etti.

– Geçmiş yıllarda buğday alım fiyatını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklarken, bu yıl fiyat düşük olunca sosyal medya üzerinden açıklandı.Tarım ve Orman Bakanlığı 6 Haziran’da TMO’nun 2024 yılı ekmeklik buğday alım fiyatını ton başına 9 bin 250 lira, makarnalık buğday için 10 bin lira, arpa alım fiyatını 7 bin 250 açıkladı. ÇKS kaydı olan çiftçilere buğdayda ton başına 1750 lira, arpa için ton başına 750 lira prim ödenecek. Çavdar, yulaf ve tritikale için fiyat açıklanmadı.

– Buğday ithalatı 21 Haziran’dan 15 Ekim 2024 tarihine kadar yasaklandı. İhracat ise serbest bırakıldı.

– TÜİK’e göre yıllık enflasyon yüzde 75, tarımsal girdi fiyatlarındaki artış yüzde 50 iken buğday alım fiyatındaki artış yüzde 11-12, arpada yüzde 3,6 oldu.

– Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı buğday fiyatına tepki gösterenlere “Bizleri üreticiden, çiftçimizden hiç kimsenin koparmasına izin vermeyeceğiz.” dedi.

– Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 6 Haziran 2023’te açıklanan buğday ve arpa destekleme priminin bir bölümü çiftçilere tam 1 yıl sonra 8 Haziran 2024’te ödendi.

– Cumhuriyet Halk Partisi 14 Haziran’da Tekirdağ Hayrabolu’da buğday mitingi düzenledi.

– Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada buğday alım fiyatının hem maliyetin hem de dünya fiyatlarının oldukça üzerinde açıklandığını söyledi.

– Fırtına, hortum, dolu, sel ve aşırı sıcak çiftçilerin kabusu oldu. Çukurova’da domates, karpuz, kavun başta olmak üzere sebze ve meyve ciddi zarar gördü.

– Et ve Süt Kurumu’nun, Avrupa Birliği’nden 4 bin baş Charolais-Limousine (Şarole-Limuzin) ve 2 bin baş Angus damızlık boş düve ithal ederek, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne anaç hayvan olarak vereceğini duyurdu.

– Tarımsal girdi fiyat endeksi Nisan ayında yıllık 52,20 artışla son 14 ayın en yüksek seviyesine ulaştı.

– Aşırı sıcak nedeniyle ülkenin birçok yerinde yangınlar hem can aldı hem de ormanlara, tarım alanlarına, diğer canlılara ciddi zarar verdi. Diyarbakır’ın Çınar ile Mardin’in Mazıdağı ilçeleri arasındaki ekili alanlarda çıkan yangında 15 köylü yaşamını yitirdi.

– Türkiye İş Bankası ve Adana Çiftçiler Birliği’nin ortaklaşa düzenlediği, “Planlı Üretim ve Tarımın Geleceği” konulu sohbet toplantısı 26 Haziran’da Adana’da yapıldı.

– Tarımsal faaliyetlerde kullanılan elektriğe yüzde 30 zam yapıldı.

– Hasadın yapıldığı sonbaharda dalında kilosu 1 lira olan limon, markette 70-80 lirayı daha sonra 100 lirayı gördü.

Ali Ekber YILDIRIM-tarimdunyasi.net

Okumaya devam et

GÜNCEL

BİLANÇO NEYİ ANLATIR NASIL OKUNMALI?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Finansal tablolar, bir şirketin performansını değerlendirmenin temel yollarından biridir. Bu tabloların en önemlilerinden biri de bilançodur. Peki, bilanço nedir, neyi anlatır ve nasıl okunmalı?

Bilanço Nedir?

Bilanço, bir şirketin belirli bir tarihteki mali durumunu özetleyen mali tablodur. Şirketin neye sahip olduğunu (varlıklar), ne kadar borcu olduğunu (yükümlülükler) ve bu borçlar çıktıktan sonra ortaklara kalan kısmı (özkaynak) gösterir.

Bilanço denkliği şu temel formüle dayanır:

Varlıklar = Yükümlülükler + Özkaynaklar

Bu formül, bir şirketin tüm kaynaklarının nasıl finanse edildiğini gösterir: ya borç alınarak ya da özkaynaklarla.

Varlıkları Anlamak

Varlıklar, şirketin sahip olduğu her türlü ekonomik değeri ifade eder. İki ana gruba ayrılır:

  • Dönen Varlıklar: Nakit, alacaklar, stoklar gibi kısa sürede paraya çevrilebilen kalemler.

  • Duran Varlıklar: Makine, bina, taşıt gibi uzun vadeli ve işletmenin üretim kapasitesini artıran yatırımlar.

Varlıkların dağılımı, şirketin likidite durumu ve yatırım stratejileri hakkında fikir verir.

Ödenmemiş Yükümlülükler

Yükümlülükler, şirketin dış kaynaklardan sağladığı finansal yükümlülüklerdir.

  • Kısa Vadeli Yükümlülükler: 1 yıl içinde ödenmesi gereken borçlar (ticari borçlar, banka kredi taksitleri).

  • Uzun Vadeli Yükümlülükler: 1 yıldan uzun sürede ödenecek borçlar (tahviller, uzun vadeli krediler).

Şirketin borç yapısı, finansal risk düzeyi hakkında önemli ipuçları sunar.

Eşitliği Anlamak

Bilançodaki “eşitlik” ilkesi, şirketin varlıklarının tamamının bir kaynağı olduğunu ifade eder:

Varlıklar = Borçlar + Özkaynak

Bu, şirketin tüm mal varlığının ya dış borçlarla (yükümlülükler) ya da ortakların yatırımlarıyla (özkaynaklar) finanse edildiği anlamına gelir.

Anahtar Bilanço Oranları

Bilançoyu daha anlamlı kılmak için bazı finansal oranlara bakmak gerekir. İşte en çok kullanılanlar:

  • Cari Oran
    = Dönen Varlıklar / Kısa Vadeli Borçlar
    🔹 Şirketin kısa vadeli borçlarını ödeme kapasitesini gösterir.

  • Borç / Özkaynak Oranı
    = Toplam Yükümlülükler / Özkaynak
    🔹 Şirketin borçla mı, özkaynakla mı finanse edildiğini gösterir. Risk düzeyini anlamak için önemlidir.

  • Aktif Karlılık Oranı
    = Net Kâr / Toplam Varlıklar
    🔹 Şirketin sahip olduğu varlıkları ne kadar verimli kullandığını gösterir.

Bilanço; yatırımcılar, yöneticiler ve kredi verenler için kritik bilgiler sunar. Şirketin sağlığını, borçlarını, likiditesini ve büyüme potansiyelini anlamanın en güçlü yoludur.

Bilançoyu sadece rakamlar yığını olarak değil; şirketin mali fotoğrafı olarak görmek gerekir.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Finansal Çöküşe Giden Yol: Bu 5 Riski Tanıyor musunuz?

Riskleri yok etmek mümkün değildir ama yönetilebilir.
Her kurumun bir risk yönetimi politikası olmalıdır.
Riskler arasında etkileşim olabilir: Örn. likidite krizi sistemik krize dönüşebilir.
Finansal tablolarla ve rasyolarla bu riskler düzenli izlenmelidir.

Yayınlanma:

|

Finans dünyası büyük kazançlar kadar büyük tehlikeleri de içinde barındırır. Bu tehlikeler çoğu zaman görünmezdir ve çoğu yatırımcı, girişimci ya da yönetici fark ettiğinde çok geç olabilir. Oysa bu riskleri önceden tanımak, finansal krizlerden korunmak için en büyük silahtır.

İşte bilmeniz gereken 5 temel finansal risk türü:

1. Kredi Riski: Güvendiğiniz Dağlara Kar Yağabilir

Bir kişi, kurum ya da devlet, size olan borcunu geri ödemezse ne olur? İşte bu durum kredi riskidir.
Bankaların kredi verirken uyguladığı uzun analizler, tahvil alan yatırımcıların yaptığı araştırmalar hep bu riski azaltmak içindir.

📌 Örnek: Bir şirketin vadeli satış yaptığı müşteri iflas ederse, o satış doğrudan zarara dönüşür.

2. Piyasa Riski: Dalgalı Denizde Sabit Duramazsınız

Döviz kurları, faiz oranları, hisse senedi fiyatları ve emtia değerleri sürekli değişir. Bu değişimler, yatırımcılar için kazanç fırsatı olduğu kadar büyük kayıplar da yaratabilir.
İşte bu dalgalanmalardan kaynaklanan zarar riski, piyasa riski olarak adlandırılır.

📌 Örnek: Dolar borcu olan bir şirket, kurun hızla artmasıyla maliyetlerini karşılayamaz hale gelir.

3. Likidite Riski: Elinizde Varlık Var Ama Nakit Yok

Bazı varlıklar vardır ki elinizde olsa bile, anında satılamaz. Satılsa da ciddi değer kaybı yaşanabilir.
Bu durumda karşımıza çıkan risk “likidite riski”dir.
Likidite, bir varlığın ya da şirketin nakde kolay çevrilebilmesiyle ilgilidir.

📌 Örnek: Elinizde milyonluk bir gayrimenkul vardır ama kısa vadede borç ödemeniz gerekiyordur. Satmaya kalktığınızda alıcı bulamazsanız, likidite sorunu yaşarsınız.

4. Sistemik Risk: Zincirleme Çöküş Riski

Finansal sistem iç içe geçmiş bir yapıya sahiptir. Bir kurumun batması, diğerlerini de sürükleyebilir. Bu yayılma etkisi sistemik risk olarak adlandırılır.

📌 Örnek: 2008’de ABD’deki Lehman Brothers’ın iflası, tüm dünyadaki bankacılık sistemini etkiledi ve küresel krizi tetikledi.

5. Temerrüt Riski: Gecikme, Belki de Hiç Ödeme Yok

Kredi riskiyle yakın olan bu kavram, özellikle sabit vadeli ödemelerde ortaya çıkar. Bir borcun vadesinde ödenmemesi ya da hiç ödenmeyeceği endişesi temerrüt riskidir.

📌 Örnek: Bir devlet, ekonomik kriz nedeniyle dış borç faizini ödeyemeyeceğini ilan ederse, yatırımcılar için bu ciddi bir temerrüt riskidir.

Risk Kaçınılmaz Ama Yönetilebilir

Risk olmadan kazanç olmaz. Ancak riskleri tanımadan yapılan her yatırım bir kumardır.
Kurumsal finans, bireysel yatırım ve şirket yönetimi gibi tüm alanlarda, bu 5 riski yönetebilmek hayati önem taşır.

Unutmayın:
🔹 Her risk ölçülebilir.
🔹 Her risk kontrol altına alınabilir.
🔹 Riskin farkında olan, kayıplarını azaltır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

GÜNCEL

Yes, Chef!” ile Yönetmek: Bir Diziden Alınan Liderlik Dersleri

Yayınlanma:

|

Yazan:

The Bear” dizisi yalnızca mutfakta değil, işletme yönetiminin en karmaşık noktalarında da bize çok şey söylüyor.

Bu yazımda; liderlik, örgütsel sessizlik, kişisel gelişim ve fine dining gibi kavramları bu olağanüstü dizinin sahneleri üzerinden yeniden okudum.
Mutfakta pişen sadece yemek değil; dönüşen kültürler, büyüyen insanlar ve yeniden yazılan yönetim tarifleri…

‘‘The Bear’ Üzerinden İşletme Yönetimi: Mutfakta Pişen Liderlik ve Örgütsel Sessizlikle Mücadele”

Bazı diziler yalnızca hikâye anlatmaz; hayatın karmaşık sistemlerini bir mikroskop altına yatırır. “The Bear”, bu tür yapımların en parlak örneklerinden biri. Chicago’da bir sandviç dükkânının kalıntıları üzerinde yükselmeye çalışan bir ekip… geçmişin yüküyle, geleceğin hayaliyle ve şimdinin kaosuyla baş etmeye çalışan insanlar… Ama aslında her şeyin özünde bir soru saklı: Bir işletmeyi gerçekten ne işler hâle getirir?
Carmy’nin mükemmeliyetçiliği, Richie’nin içsel dönüşümü, Sydney’in vizyoner tutumu ve Marcus’un sessiz gelişimi sadece bir restoranın değil; herhangi bir organizasyonun iç dinamiklerini sorgulatıyor. Bu yazıda; liderlik, örgütsel sessizlik, dayanışma kültürü, kişisel gelişim, eğitimin yatırımlara dönüşü ve elbette gastronomiyle iç içe geçmiş işletme zorluklarını birlikte analiz edeceğiz. Bir mutfak dolusu dersle başlayalım…

Küçük Düşünmek Büyümek İçindir: Stratejik Sadelik ve Odaklanma 

The Bear’ın ilk sezonunda Richie’nin dile getirdiği bir ifade hafızalara kazınır: “Bence daha küçük hedefler koymamız gerekiyor. Daha küçük düşünmeliyiz.” İlk bakışta bu söylem, başarısızlığın bahanesi gibi algılanabilir. Oysa burada yatan fikir, aslında yalın yönetim ve odaklanma stratejisinin temelidir.
Dizinin kaotik ilk dönemlerinde, ekip her alana yetişmeye çalışırken verimsizleşir. Fazlalıklar, iş süreçlerini yavaşlatır; her gün yangın söndürme modunda geçen operasyonlar sürdürülebilirliği tehdit eder. Richie’nin küçük hedefler konusundaki sezgisel tepkisi, aslında büyük resmin küçük parçalarla şekillendiğini kavrayan bir içgörüye dayanır.
Geleneksel işletmecilikte “büyümek” genellikle hacimle, daha büyük alanlarla, daha çok masayla ölçülür. Oysa “The Bear” farklı bir yolu önerir:

Menü sadeleşir
Masa sayısı azalır
Fiyatlar artar ama deneyim derinleşir
Ekip küçülür ama bağ kuvvetlenir

Bu dönüşüm, minimalizmin stratejik bir araç olarak kullanılabileceğini gösterir.
İhtişamdan değil, derinlikten gelen bir başarıdır bu.

Günümüz iş dünyasında da benzer bir dönüşüm yaşanıyor:

Start-up kültürü, yalın yapılarla büyük firmalara kafa tutuyor
“Az ama öz” ekiplerle inovasyon üretiliyor
Odaklanmış değer önerileri, geniş ürün yelpazelerinden daha etkili olabiliyor

Carmy, Richie ve Sydney arasındaki dinamik, bu stratejik yön değişiminin zihinlerde nasıl yankı bulduğunu ortaya koyar. Artık amaç sadece hayatta kalmak değil; az ile çok yapabilmek.

Örgütsel Sessizlik ve İletişimin Gücü: Mutfağın Konuşmayan Kahramanları

Başarının arkasında çoğu zaman yüksek sesle dile getirilmeyen bir şey saklıdır: sessizlik. “The Bear”ın ilk sezonu, tam da bu kavramın ne kadar tehlikeli olabileceğini gösterir. Mutfakta herkes kendi işini yapar, ama kimse duygularını ifade etmez. Endişeler, stres, fikirler — hepsi içe gömülüdür. Bu durum yalnızca çalışanların psikolojisini değil, işletmenin performansını da tehdit eder.

Örgütsel sessizlik, çalışanların fikirlerini, sorunlarını ve önerilerini dile getirmemesi hâlidir.

Sebepleri arasında:

Misilleme korkusu
Liderin otoriter yapısı
“Zaten bir şey değişmez”; algısı
Güvensizlik ortamı

Mutfakta bu sessizlik en çok Carmy’nin yönetim tarzında ortaya çıkar. Teknik olarak usta olsa da, duygu yönetimi ve iletişimde zorlandığı için çalışanlar onunla açıkça konuşamaz.
Fakat bu atmosfer, Sydney gibi bir karakterin gelişiyle değişmeye başlar. O, sorular sorar, öneriler getirir, tartışır — ve bu, ekibin yavaş yavaş ses bulmasını sağlar.

Liderlik burada devreye girer:

Psikolojik güvenlik, ekibin “yanlış yaparsam dışlanmam” diyebildiği bir iklimdir.
Açık iletişim, inovasyonun ve öğrenmenin temelidir.
Bir ekip ancak birbirinin sesi olduğunda gerçek anlamda birlikte çalışabilir.

Sydney’in mutfağa getirdiği bu yeni ses, Carmy’nin dönüşümünü de tetikler. Artık direktif vermek yerine, dinlemek ve tartışmak zorundadır. Bu dönüşüm, tüm organizasyonlarda yaşanabilecek bir kırılma anıdır: sessizlikten diyaloğa geçiş.

Lider Eleştirilebilir mi? Evet, Edilmelidir: Güçlü Olmanın Kırılgan Yolu

“The Bear”da Carmy, mutfağa lider olarak geldiğinde herkesin gözü onda, ama kimse ona geribildirim vermiyor. Neden? Çünkü çok iyi. Çünkü “yıldız şef”. Çünkü “o bilir.” İşte tehlike tam burada başlar.

Yüksek beceri, sorgulanamazlık getirdiğinde, ekip sadece takip eder ama gelişemez.
Mutfakta sıkışmış enerjiler birikir, patlamaya hazır bir baskı oluşturur. Carmy’nin iletişimsiz, içe dönük liderlik tarzı, bu baskıyı iyice artırır. Ama bir liderin her şeyi bilmesi gerekmez — dinlemesi ve gelişmeye açık olması yeterlidir.
Sydney gibi karakterler Carmy’ye karşı çıktığında—tatlı bir tabakta değil, fikirlerde çarpışma yaşandığında—mutfak önce sarsılır, sonra nefes almaya başlar. Eleştiriye açık lider:

Carmy’nin yolculuğu, yetkinlikle liderliğin farklı şeyler olduğunu kabul etmesiyle şekillenir. Mutfağı “benim mutfağım” değil, “bizim mutfağımız” yapmaya başladığında gerçek liderliğe adım atar.

Lider:

Ekibiyle birlikte büyür
Güven oluşturur
Sessizliği iletişime çevirir
Egosunu değil, vizyonunu merkeze alır
Carmy’nin yolculuğu, yetkinlikle liderliğin farklı şeyler olduğunu kabul etmesiyle şekillenir. Mutfağı “benim mutfağım” değil, “bizim mutfağımız” yapmaya başladığında gerçek liderliğe adım atar.
Lider Eleştirilebilir mi? Evet, Edilmelidir: Güçlü Olmanın Kırılgan Yolu
“The Bear”da Carmy mutfağa lider olarak geldiğinde herkesin gözü onda, ama kimse ona geri bildirim vermeye cesaret edemez. Çünkü “o bilir.” Çünkü “o şef.” Ama yetkinlik, sorgulanamazlık getirdiğinde, organizasyonlar öğrenmeyi bırakır.
Bu sessizlik duvarını asıl yıkanlardan biri ise şaşırtıcı bir şekilde Tina olur. Sessiz, sadık, geleneksel çalışan imajından çıkar; deneyiminin getirdiği haklılıkla Carmy’ye ses yükseltir. Son sezonda bir noktada, tüm baskı altında patlar ve şöyle der (ve burada argo tonu dikkat çekicidir):
“Ain’t nobody tryna get ‘round your moody ass anymore, Chef. Fix it.”

Bu söz sadece bireysel bir patlama değildir; örgütsel sessizliğin kırıldığı andır. Tina, yıllarca baskıya, değişime ve kontrolcü liderliğe sessiz kalan ekibin kolektif sesidir artık.

Carmy, bu eleştiriyi duymak zorunda kalır. Bir lider olarak dönüşümü de tam burada başlar:

Artık sadece teknik olarak iyi olmak yetmez
Ekip dinlemiyorsa, liderlik yok demektir
Geri bildirim, mutfağın en değerli malzemesidir

Bu an, “The Bear” dizisinin en insani, en öğretici sahnelerinden biridir. Sessiz çalışanların da söz hakkı olduğunu, liderliğin sadece yön vermek değil, yön bulmak için de kulak vermek olduğunu gösterir.

İş Yeteneği ≠ Liderlik: Ustalıktan Vizyonerliğe Zor Bir Geçiş

Carmy, mutfağa geldiğinde herkes onun “usta” olduğunu bilir. Teknik becerileri olağanüstüdür — bıçak hâkimiyeti, tarif kompozisyonları, ürün seçimi… Ancak işler liderliğe gelince her şey değişir.

İş yeteneği; belirli bir alandaki ustalığı temsil eder.
Liderlik ise insanları yönlendirme, ilham verme ve karar anlarında onların yanında durabilme sanatıdır.

“The Bear” tam da bu farkın ete kemiğe büründüğü bir anlatıdır:

Carmy, teknik olarak mutfağın en iyisidir ama ekip dağınıktır
Kriz anlarında yalnızlaşır çünkü iletişimi zayıftır
Karar vermektense kaçmayı tercih eder (örnek: son sezon finalinde ansızın
kaybolması)
Yetkin ama kırılgandır; liderlik yalnızca teknikle değil, duygusal dayanıklılıkla da inşa
edilir

Sydney burada ilginç bir kontrast oluşturur:

O da teknik olarak iyidir ama asıl farkı insanlarla kurduğu bağdadır
Empati kurar, iletişim geliştirir, hata yapmaktan korkmaz
Otorite arayan değil, güven inşa eden bir liderlik modeli sunar

Bu ayrım, günümüz iş dünyasında da son derece geçerlidir:

Harika bir mühendis, kötü bir takım lideri olabilir
Muhteşem bir tasarımcı, berbat bir yöneticidir belki
Çünkü liderlik; yeteneği yönetmek değil, insanı yönetmekle başlar

Dizide Carmy’nin bu farkı yavaş yavaş fark etmesi (ve Tina gibi çalışanların ona bunu gösterebilmesi) aslında iş dünyası için müthiş bir metafor taşır:

“Lider olmak, en iyisi olmak değil; en iyileri birlikte tutabilmektir.”

En İyi Yaptığımız Şeye Odaklanmak: Kişisel Yatırımların Lezzetli Geri Dönüşü Marcus dizinin ilk sezonlarında geri planda kalan, sessiz ama dikkatli bir karakterdir.
Dikkatini mutfağın ayrıntılarına ve özellikle tatlılara verir. Ama onu farklı kılan, sahip olduğu potansiyelin farkında biri tarafından görülmesidir.
Carmy ve Sydney, Marcus’un yeteneğini keşfeder ve ona yatırım yaparlar. Onu Kopenhag’a eğitime gönderirler. Bu, sadece bir mutfak eğitimi değil; bir çalışana duyulan güvenin ve vizyonun göstergesidir.

Bu bölüm bize birkaç kritik işletme dersi sunar:

Odaklanmak, parlamanın ilk adımıdır
Marcus tatlılara odaklandığında, ortaya çıkarabildiği yaratıcılık herkesin ilgisini çeker.

Yatırım sadece makinelere değil, insanlara yapılmalıdır
Onu yurtdışına göndermek, eğitimle beraber moral ve sorumluluk duygusu da yükler.

Kişisel gelişim, organizasyonel gelişimin kaldıraç noktasıdır
Marcus’un dönüşümü, mutfakta yeni bir kalite standardı yaratır.

Sessiz çalışanlar büyük sürprizler yaratabilir
Görünmez kahramanlara yapılan yatırım, sürpriz başarılarla geri döner.

Bu noktada dizideki fine dining dönüşümünün de temel taşlarından biri haline gelir Marcus’un performansı. Kalite standardı yükselirken ekip içi güven de büyür. Bu da bize işletme dünyasının gizli malzemesini hatırlatır:

İnsan sermayesi, uzun vadeli başarının en tatlı tarifidir.

Fine Dining: Rüya mı, Kabus mu? İşletmesel Sınavların En Zoru

Fine dining restoranları estetik, emek ve yaratıcılığın zirvesidir — fakat bu kadar yüksek standart, aynı zamanda yüksek risk demektir. “The Bear”da da Carmy ve Sydney, yemek sanatını en üst düzeye taşımaya çalışırken; finansal stres, operasyonel karmaşa ve takım dengeleriyle boğuşurlar.

İşte neden bu iş modeli zor:

Düşük Kâr Marjı: Yüksek kalite ürünler, nitelikli iş gücü ve şık sunum; maliyetleri fırlatır ama fiyatları sınırsız artırmak da müşteri sayısını düşürür.
Öngörülemez Talep: “Deneyim” odaklı hizmet vermek her zaman sürdürülebilir müşteri hacmi yaratmaz.
Operasyonel Yoğunluk: Her tabak başlı başına bir “performans”tır. Bu da hata marjını sıfıra çeker.
Ekip Baskısı: Yaratıcılık isteyen menülerle, zaman baskısı altındaki servis çatışır.
Sanat vs Sürdürülebilirlik: Bir noktada hayal edilen menü ile karşılanabilir maliyet arasında ölüm kalım savaşı başlar.

The Bear’ın son sezonu, bu çatışmanın adeta anatomisi gibidir:

Sydney’in yaratıcı tutkusu ile Carmy’nin mükemmeliyetçi kontrolü çarpışır.
Richie, müşteri deneyimiyle restoranın ruhunu yakalamaya çalışırken; arka mutfakta tabaklar değil, sinirler kırılır.
Fine dining rüyası; stratejik netlik, sürdürülebilir menü planlaması ve psikolojik olarak sağlam ekip olmadan kolayca kabusa dönüşür.

İşletme Dersi:

Sanatçılık bir restoran açmak için gerekliyse de yeterli değildir. Bir fine dining işletmesinin başarılı olması için:

Operasyonel liderlik
Finansal denge becerisi
Personel motivasyonu
Net marka vaadi

bir arada çalışmalıdır.

Sonuç: ‘Yes, Chef’ Dedirten Bir Yönetim Dersi

“The Bear” sadece yemek pişirmekle ilgili bir dizi değil; aynı zamanda bir işletmenin kalbini, ruhunu ve çelişkilerini gözler önüne seren bir yönetim anlatısıdır. Mutfakta geçen bu hikâye, iş dünyasına dair şu yalın ama güçlü mesajı verir:

Bir organizasyonu ayakta tutan şey yalnızca teknik beceri değil, birlikte konuşabilen, güvenebilen ve dönüşebilen insanlardır.

Carmy’nin travmatik mükemmeliyetçiliği, Sydney’in vizyoner liderliği, Marcus’un gelişim serüveni, Richie’nin dönüşümü, Tina’nın ses bulması — her biri farklı yönetim kavramlarını bedenleştirir:

Sessizliği kırmak
Liderliği paylaşmak
Yeteneği geliştirmek
Kültür yaratmak
İşletmeler bazen bir fine dining mutfağı gibidir: her şey mükemmel görünmeli ama arkada krizler kaynar. Bu yazının da gösterdiği gibi, çözüm bazen daha küçük düşünmekte, bazen bir çalışana güvenmekte, bazen de bir lidere “kendine gel” diyebilmektedir.

Son söz?

Bir organizasyonun en değerli menüsü, birlikte pişirilen kültürdür.
Ve evet, en iyi işletmelerde sık duyulan bir şey vardır:“Yes, Chef.”

Serhat CAN

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.