Connect with us

GÜNCEL

Yapay Zekâ: İş Kapısı mı, İşsizlik Kabusu mu?

İş dünyası, tarih boyunca birçok teknolojik devrime tanık oldu, ancak günümüzde yaşanan dönüşüm, hepsini geride bırakacak kadar büyük bir etkiye sahip. Sanayi Devrimi, buhar gücüyle fabrikaların kurulmasına ve zanaatkarlık döneminin sona ermesine yol açtı. Elektrik çağı, Henry Ford’un 1913’te devreye soktuğu montaj hatlarıyla üretimi kökten değiştirdi. Bu yenilik, Ford Model T’nin üretim süresini 12 saatten 2,5 saate indirerek seri üretimin yolunu açtı. Dijital devrim, 1990’larda World Wide Web’in ortaya çıkışıyla bilgiyi demokratikleştirdi ve 2007’de ilk iPhone’un piyasaya sürülmesiyle bilgiye erişim kolaylaştı.

Yayınlanma:

|

Şimdi ise yapay zekâ, değişim sahnesinin yeni başrol oyuncusu konumunda. Bu teknoloji, mevcut işleri dönüştürmekle kalmıyor, aynı zamanda yeni meslekler yaratırken bazılarını da tarihe gömüyor. Basit veri girişinden karmaşık finansal analizlere, rutin üretim görevlerinden ileri düzey tıbbi teşhislere kadar her alanı etkisi altına almış durumda. McKinsey Global Institute’ün raporuna göre, yapay zekâ küresel işgücünün yarısını etkileyebilir. Bu durum, 1,5 milyar insanın kariyerini yeniden şekillendirmesini gerektirecek.

Yapay Zekânın İş Dünyasındaki Yükselişi

Yapay zekâ teknolojilerinin iş süreçlerine entegrasyonu, artık şirketler için bir tercih değil, rekabet gücünü belirleyen temel bir unsur haline geldi. Veriler bu hızlı dönüşümü net bir şekilde ortaya koyuyor: 2022’de Fortune 500 şirketlerinin yüzde 20’si yapay zekâ kullanırken, 2024 itibariyle bu oran yüzde 65’e ulaştı. Bu dönüşüm sadece büyük şirketlerle de sınırlı kalmadı: Küçük ve orta ölçekli işletmelerin de yapay zekâ kullanımı son iki yılda yüzde 10’dan yüzde 40’a yükseldi. Bu hızlı entegrasyon, işgücü piyasasını yeniden tanımlıyor ve iş yapma biçimimizi köklü bir şekilde dönüştürüyor.

Kazananlar ve Kaybedenler

Yapay zekânın etkisi, ülkeler arasında değil, meslekler arasında çok daha büyük değişkenlik gösteriyor. Bu teknolojiyi iş süreçlerine başarılı bir şekilde entegre eden meslekler, en fazla yarar sağlayanlar olacak. Örneğin, sağlık hizmetlerinde doktorlar ve araştırmacılar, yapay zekâ teknolojisini hastalık teşhisi ve tedavi planlamasında etkili bir şekilde kullanıyor. Finans sektöründe ise büyük veri analizleri, daha isabetli yatırım kararları alınmasına olanak tanıyor. Pazarlama uzmanları da müşteri verilerini analiz ederek daha hedeflenmiş ve etkili kampanyalar oluşturuyor.

Öte yandan, rutin ve tekrarlayıcı görevlerle dolu olan meslekler yapay zekâ karşısında savunmasız kalıyor. Veri giriş operatörleri işlerinin yüzde 80’inin önümüzdeki beş yıl içinde otomatikleşeceği gerçeğiyle karşı karşıyalar. Aynı şekilde, müşteri hizmetleri temsilcileri de chatbot’lar ve sesli yapay zekâ asistanlarının yükselişiyle tehdit altında. Temel muhasebe işlemleri ve lojistik planlama gibi alanlar da yapay zekânın etkisiyle hızla dönüşüyor. Dolayısıyla, yapay zekâ entegrasyonu bazı mesleklerde verimliliği çok yüksek noktalara çıkarma potansiyeline sahipken, bazı meslekleri ortadan kaldırma yolunda hızla ilerliyor.

Türkiye’de Durum

Türkiye yapay zekâ devriminin eşiğinde duruyor. Fırsatlar büyük, riskler belirgin. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın 20211-2022 Geçiş Raporu için yaptığım araştırma, bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor: Türkiye’deki işlerin yüzde 41’i yapay zekâdan yüksek düzeyde etkilenme riski altında (Grafik 1). Kadın-erkek etkilenme ayrımına baktığımız zaman, Türkiye özelinde büyük farklar yokken, birçok ülkede erkeklerin yapay zekâdan etkilenme olasılığı daha yüksek olan mesleklerde çalıştığını görüyoruz. Bu meslekler arasında elektrik ve elektronik sektöründeki işler, veri analisti pozisyonları, lojistik ve tedarik zinciri yöneticiliği ön plana çıkıyor.

Araştırmamız aynı zamanda Türk iş dünyasında yapay zekâ adaptasyonunun şirket profiline göre önemli farklılıklar gösterdiğini saptadı. Büyük ve verimli şirketler bu teknolojiyi hızla benimserken, küçük işletmeler geride kalıyor. Dikkat çekici bir şekilde, sektörlerinde üretkenlik açısından öncü olan şirketler, yapay zekâ teknolojilerini entegre etmede daha atik davranıyor.

Grafik 1: Yapay Zekâdan Etkilenecek İşlerin Oranı

Yapay zekânın iş dünyasındaki geniş etkisinin ötesinde, son dönemde özel bir alan daha fazla öne çıktı: üretken yapay zekâ (generative AI). Bu teknoloji, yapay zekânın potansiyelini yeni boyutlara taşıyor.

Geleneksel yapay zekâ sistemleri veri analizi ve karar verme süreçlerinde uzmanlaşmışken, üretken yapay zekâ içerik oluşturma yeteneğiyle öne çıkıyor. ChatGPT, DALL-E ve Midjourney gibi araçlar, metin, görüntü ve ses üretiminin yanı sıra yaratıcı süreçlerde insanlarla işbirliği yapabilme potansiyeline sahip. Bu gelişmeler, iş dünyasında yeni fırsatlar yaratmakla kalmayıp, mevcut rolleri ve iş yapış biçimlerini de baştan aşağı değiştiriyor. McKinsey’nin 2023 raporu, bu teknolojinin küresel ekonomiye yıllık katkısının 2,6 ila 4,4 trilyon dolar arasında olacağını öngörüyor. Bu muazzam potansiyel, ülkeleri ve şirketleri hızla harekete geçirmiş durumda.

Peki Türkiye bu yarışta nerede duruyor? KPMG’nin 2023 araştırması, Türk şirketlerinin üçte birinin üretken yapay zekâyı kullandığını gösteriyor. Bu oran global ortalamanın (yüzde 45) gerisinde kalsa da, hızlı bir yükseliş trendi var. Özellikle medya, e-ticaret ve finans sektörleri bu teknolojide öncü rolü üstleniyor.

Yapay Zekâ Geleceğine Hazırlık

Türkiye, yapay zekâ devriminin eşiğinde duruyor. Bu teknolojik dalga, ekonomiye güç katma potansiyeli taşırken, ülkenin dijital altyapısını ve işgücünü kökten değiştirecek.

Uluslararası kurumlar Türkiye’ye yol haritası sunuyor: Dünya Bankası dijital dönüşümün hızlandırılmasını, OECD Ar-Ge yatırımlarının artırılmasını ve işgücünün dijital becerilerinin geliştirilmesini öneriyor. Brookings Enstitüsü’nün ‘Yapay Zekâ İnovasyon Merkezleri’ fikri, akademi ve özel sektör arasında kritik bir köprü olabilir.

Türkiye’nin önündeki yapay zekâ fırsatı, geçmişte başka ülkelerin yakaladığı dijital dönüşüm fırsatlarına benziyor. Örneğin 1990’larda Estonya, ‘e-Estonia’ projesiyle dijital dönüşümü erken benimsedi ve bugün siber güvenlik ve e-devlet uygulamalarında dünya lideri konumuna geldi. Benzer şekilde, Türkiye de şu an kritik bir kavşakta duruyor. Bu bağlamda, yapay zekaya yatırım artık bir tercih değil, zorunluluk. Bu hamle, Türkiye’yi teknoloji tüketicisinden üreticisine dönüştürebilir ve trilyon dolarlık ekonomik potansiyelden pay almayı sağlayabilir. Atılacak adımlar, sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümü de şekillendirecek. Türkiye’nin dijital geleceği, bugün alacağı kararlara ve atacağı adımlara bağlı.

Cevat Giray Aksoy – Cem Özgüzel (HBR)

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Yayınlanma:

|

Singapur, küresel finans dünyasını sarsan tarihi bir kara para aklama soruşturmasını tamamladı. UBS Group, Citigroup, Julius Baer ve Credit Suisse gibi dünyanın önde gelen finans devlerinin de aralarında bulunduğu dokuz kuruluşa toplam 21,5 milyon dolar para cezası kesildi. En yüksek ceza 4,5 milyon dolarla Credit Suisse’e verildi.

Singapur Tarihinin En Büyük Mali Operasyonu

2023 yılında başlatılan soruşturma kapsamında; yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yasa dışı varlık tespit edildi, 10 yabancı uyruklu kişi tutuklandı. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonlar, Singapur tarihindeki en büyük finansal suç dosyası olarak kayıtlara geçti.

Ceza Alan Kurumlar ve Gerekçeler

Singapur Para Otoritesi (MAS) tarafından yürütülen denetimlerde, aşağıdaki eksikliklerin tespit edildiği bildirildi:

  • Müşteri risk analizlerinin yetersiz yapılması

  • Servet kaynaklarının izlenmemesi

  • Şüpheli işlemlerin zamanında raporlanmaması

Cezaya çarptırılan finansal kurumlar ve ceza miktarları şöyle:

  • Credit Suisse: 4,5 milyon dolar

  • UOB Kay Hian: 2,85 milyon Singapur doları

  • Blue Ocean Invest: 2,4 milyon Singapur doları

  • Trident Trust Company Singapore: 1,8 milyon Singapur doları

  • UBS Group, Citigroup, Julius Baer, UOB ve LGT Bank: toplam 27,5 milyon Singapur doları (yaklaşık 20 milyon USD)

Sanıklara Hapis ve Sınır Dışı Kararı

Tutuklanan şüphelilere 13 ila 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalarını tamamlayan bu kişiler kalıcı şekilde Singapur’dan sınır dışı edildi. Yetkililer, tekrar ülkeye girişlerinin yasaklandığını açıkladı.

Kara Paranın Kaynağı: Dolandırıcılık ve Bahis

Reuters’ın ulaştığı bilgilere göre, suç gelirleri büyük ölçüde yurtdışı dolandırıcılık şebekeleri ve online yasa dışı bahis siteleri üzerinden elde edildi. Aklanan paraların bir kısmı Singapur bankalarında tutuldu, bir kısmı ise lüks gayrimenkul, spor otomobil ve mücevher gibi alanlara yatırıldı.

Denetim Süreci Sıkılaşıyor

Singapur Para Otoritesi (MAS), finans kuruluşlarının dahili denetim sistemlerini güçlendirdiğini ve sürecin yakın takibe alındığını açıkladı. Ayrıca şeffaflığın artırılması ve kara paranın önlenmesi amacıyla yeni yükümlülükler getirileceği bildirildi.

Küresel bankacılık sistemi açısından Singapur gibi düzenleme konusunda sert tutum sergileyen finans merkezlerinin etkisi büyüyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde kara para aklamaya karşı yürütülen bu tür operasyonlar, yalnızca yerel değil, uluslararası finansın denetim reflekslerini de yeniden şekillendiriyor.

Kaynak:
MAS (Monetary Authority of Singapore), Reuters, bankavitrini.com araştırma birimi

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Konkordato Alan Firmalar Reel Piyasayı Nasıl Bozuyor?

Yayınlanma:

|

Türkiye’de artan konkordato başvuruları ve kolay alınabilen kararlar, sadece borçlu firmaları değil, tüm ekonomik sistemi derinden olumsuz etkilemektedir. Konkordato sürecine giren bir firma, reel piyasada zincirleme etkiler yaratarak tedarik zincirini bozar, fiyat dengesini sarsar ve güven ortamını zedeler. Bu bozulmalar hem konkordato öncesi hem de sonrası süreçte farklı şekillerde ortaya çıkar.

Konkordato Öncesi: Gizli Kriz Dönemi

Konkordato başvurusundan önceki süreçte firmalar mali sıkıntılarını genellikle gizler. Ancak piyasada dikkatli gözlerden kaçmayan bazı davranışlar bu sıkıntının sinyallerini verir:

1. Ödemelerde Gecikmeler ve Yapılandırma Talepleri

Firma, tedarikçilerine olan ödemelerini geciktirmeye başlar. Çek ve senetlerini döndürür, vadeleri uzatmak ister, borçlarını yeniden yapılandırma teklifleri sunar.

➡️ Bu durum piyasada güveni sarsar ve ticaret yavaşlamaya başlar.

2. Dampingli Satışlar ve Fiyat Bozulması

Nakit ihtiyacıyla firma, elindeki malları normal piyasa değerinin çok altında satar. Bu agresif fiyatlama, sektördeki diğer oyuncuları zararına satışa zorlar ve rekabeti bozar.

➡️ Piyasa fiyat dengesi altüst olur.

3. Yoğun Mal Alımı – Ödeme Geleceğe Yayılır

Firma, riskini çevreye yaymak için piyasadan vadeli mal toplamaya çalışır. Ödemeler geleceğe yayılırken, alacaklılar bu durumu genellikle fark edemez.

➡️ Risk, domino etkisiyle başka firmalara taşınır.

Konkordato Sonrası: Yasal Koruma Dönemi

Firma konkordato ilan ettiğinde borçları dondurulur ve alacaklılar tahsilat yapamaz. Bu durum reel piyasada yeni kırılmalara neden olur.

1. Tahsilat Zinciri Kırılır

Alacaklı firmalar tahsilat yapamayınca kendi ödeme dengeleri bozulur. Bu durum tedarik zincirinde domino etkisi yaratır.

➡️ Sağlıklı firmalar bile bu zincirleme etkiyle darboğaza girer.

2. Bankacılık Riski Artar

Alacaklı firmaların bilançolarında tahsili geciken alacaklar artar. Bankalar bu firmaların kredi riskini artırır, kredi derecelendirme notları düşer.

➡️ Sadece borçlu firma değil, alacaklılar da finansal olarak cezalandırılır.

3. Mal Temini Zorlaşır

Konkordato ilan eden firma, piyasadan artık vadeli mal alamaz. Çoğu firma peşin çalışmak ister, bu da konkordato sürecindeki firmanın toparlanmasını daha da zorlaştırır.

➡️ Üretim ve ticaret hacmi daralır, istihdam riske girer.

Reel Piyasada Bozulma Nasıl Yayılıyor?

Etki Alanı Bozulma Şekli
Ticari Güven Şirketler arasında temkinli ve daralan ilişkiler
Nakit Akışı Tahsilatlar aksar, ödemeler gecikir
Fiyat Mekanizması Damping nedeniyle maliyetin altında satışlar
Bankacılık Sistemi Kredi riskleri yükselir, yeni kredi muslukları kapanır
Tedarik Zinciri Zincirleme iflas ve daralma etkisi

Konkordato, yalnızca batmakta olan bir firmayı kurtarma süreci değildir. Yanlış kullanıldığında, reel sektörde ciddi güven kayıplarına, fiyat bozulmalarına ve ödeme zinciri krizlerine yol açar. Konkordato sürecinin şeffaf, denetimli ve gerçekten “iyi niyetli borçlular” tarafından kullanılması, sistemin sürdürülebilirliği için hayati önemdedir.

Konkordato; sadece borçlu firmayı değil, doğrudan ve dolaylı olarak onlarca firmayı, yüzlerce çalışanı, bankacılık sistemini ve genel piyasa dengelerini sarsar. Özellikle öncesinde sessiz ilerleyen kriz, piyasada açık yara haline gelir. Her konkordato, aslında güven ekonomisinin kırılma noktasıdır.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

GÜNCEL

BİLANÇO NEYİ ANLATIR NASIL OKUNMALI?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Finansal tablolar, bir şirketin performansını değerlendirmenin temel yollarından biridir. Bu tabloların en önemlilerinden biri de bilançodur. Peki, bilanço nedir, neyi anlatır ve nasıl okunmalı?

Bilanço Nedir?

Bilanço, bir şirketin belirli bir tarihteki mali durumunu özetleyen mali tablodur. Şirketin neye sahip olduğunu (varlıklar), ne kadar borcu olduğunu (yükümlülükler) ve bu borçlar çıktıktan sonra ortaklara kalan kısmı (özkaynak) gösterir.

Bilanço denkliği şu temel formüle dayanır:

Varlıklar = Yükümlülükler + Özkaynaklar

Bu formül, bir şirketin tüm kaynaklarının nasıl finanse edildiğini gösterir: ya borç alınarak ya da özkaynaklarla.

Varlıkları Anlamak

Varlıklar, şirketin sahip olduğu her türlü ekonomik değeri ifade eder. İki ana gruba ayrılır:

  • Dönen Varlıklar: Nakit, alacaklar, stoklar gibi kısa sürede paraya çevrilebilen kalemler.

  • Duran Varlıklar: Makine, bina, taşıt gibi uzun vadeli ve işletmenin üretim kapasitesini artıran yatırımlar.

Varlıkların dağılımı, şirketin likidite durumu ve yatırım stratejileri hakkında fikir verir.

Ödenmemiş Yükümlülükler

Yükümlülükler, şirketin dış kaynaklardan sağladığı finansal yükümlülüklerdir.

  • Kısa Vadeli Yükümlülükler: 1 yıl içinde ödenmesi gereken borçlar (ticari borçlar, banka kredi taksitleri).

  • Uzun Vadeli Yükümlülükler: 1 yıldan uzun sürede ödenecek borçlar (tahviller, uzun vadeli krediler).

Şirketin borç yapısı, finansal risk düzeyi hakkında önemli ipuçları sunar.

Eşitliği Anlamak

Bilançodaki “eşitlik” ilkesi, şirketin varlıklarının tamamının bir kaynağı olduğunu ifade eder:

Varlıklar = Borçlar + Özkaynak

Bu, şirketin tüm mal varlığının ya dış borçlarla (yükümlülükler) ya da ortakların yatırımlarıyla (özkaynaklar) finanse edildiği anlamına gelir.

Anahtar Bilanço Oranları

Bilançoyu daha anlamlı kılmak için bazı finansal oranlara bakmak gerekir. İşte en çok kullanılanlar:

  • Cari Oran
    = Dönen Varlıklar / Kısa Vadeli Borçlar
    🔹 Şirketin kısa vadeli borçlarını ödeme kapasitesini gösterir.

  • Borç / Özkaynak Oranı
    = Toplam Yükümlülükler / Özkaynak
    🔹 Şirketin borçla mı, özkaynakla mı finanse edildiğini gösterir. Risk düzeyini anlamak için önemlidir.

  • Aktif Karlılık Oranı
    = Net Kâr / Toplam Varlıklar
    🔹 Şirketin sahip olduğu varlıkları ne kadar verimli kullandığını gösterir.

Bilanço; yatırımcılar, yöneticiler ve kredi verenler için kritik bilgiler sunar. Şirketin sağlığını, borçlarını, likiditesini ve büyüme potansiyelini anlamanın en güçlü yoludur.

Bilançoyu sadece rakamlar yığını olarak değil; şirketin mali fotoğrafı olarak görmek gerekir.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.