Connect with us

Erol Taşdelen

Kur Korumalı Vadeli hesap için döviz bozulmadı ise Hazine ödeme yapmasın!

Yayınlanma:

|

Kur Korumalı ( Garantili ) Vadeli hesaplar amacına uygun açılması ise Hazine ek ödeme yapmamalı. Döviz bozdurmadan Kur Korumalı hesaplar açılmış ise, “döviz bozdurup Kur Korumalı Vadeli hesap açtırılması” amacının dışına çıkmış durumu ortaya çıkar. Vatandaşın döviz bozdurup Kur Korumalı Vadeli hesap açtığını da rakamlar desteklemiyor. Görünen o ki; Hazine ve TCMB mevcut Vadeli hesaplara bir de kur garantisi vermiş oldu. Mevcut Vadeli TL hesabı olanlar bonus olarak üzerine bir de döviz opsiyonu aldı iyi mi! Fiiliyatta görünen tablo bu! Ben demiyorum bunu Devletin Resmi rakamları söylüyor!

VATANDAŞ DÖVİZ HESAPLARINDA DÜŞME OLMADI

Gerçek Kişilerin yani Vatandaşın Yabancı Para ( YP ) Döviz hesaplarına baktığımızda Kur Korumalı Vadeli hesaplar uygulaması başladığında iddia edildiği gibi çözülme olmadığı dolarizasyonun aynen devam ettiğini görüyoruz.

20 Aralık – Pazartesi öncesi 17 Aralık -Cuma günü Vatandaşın 163,8 milyar USD karşılığı Yabancı Para mevduatı varken 24 Aralıkta 163,4 milyar USD’ye düşmesine rağmen 31.12.2021 tarihinde 164,4 milyar USD’ye yükseldiği görülüyor. Kısaca 100 milyar TL’ye geldiği söylenen Kur Korumalı Vadeli hesapların kaynağının vatandaşın döviz olmadığı kesin gibi. Zira, 100 milyar TL nereden baksanız 7-7,5 milyar USD eder döviz hesaplarında bu kadar düşme yok. (BDDK 3 Ocak rakamlarında da 164,2 milyar USD YP devam ediyor.)

TOPLAM VADELİ MEVDUAT ARTTI MI?

Gerçek Kişi vatandaşa ait Aralık ayı başında ( 03.12.2021 tarihinde ) bankalarda 1 trilyon 158 milyar TL Toplam Vadeli Türk Parası hesap vardı. 20 Aralık öncesi ( 17.12.2021 tarihinde ) 1 trilyon 77 milyar TL’ye düşüyor. Kayıp 81 milyar TL. Bir an için dövize gitti var sayılsa bile döviz hesaplarda bu kadar artış yok.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı image-5.png

Demek ki sistem dışına çıktı. Toplam Vadeli, Vadesiz Türk Parası 31.12.2021 tarihinde de 1 trilyon 74 milyar TL seviyesinde kapadı. Aralık başında 870 milyar TL olan Vadeli TP hesap hacmi ise 17 Aralık’ta 807 milyar TL’ye düşüyor; 24 Aralık’ta 805 milyar TL’ye düşerken 31 Aralıkta 15 milyar TL aratarak 820 milyar TL’ye yükseliyor.

DÖVİZ BOZULMADI MEVCUT TL HESAPLAR KUR KORUMAYA DÖNÜŞTÜ

Yukarıdaki iki tabloya bakarak çok net sonuçlar çıkarabiliriz.

  • Gerçek Kişilerde dolarizasyo artarak devam ediyor.
  • Gerçek Kişi vadeli TL hesaplardaki Kur Korumalı Vadeli Hesapların asıl kaynağı amaçlandığı gibi Döviz Hesaplardan veya yastık altından yeni giriş ile değil ağırlıklı mevcut Vadeli TL Hesapların Kur Korumalı hesaplara dönüşmesinden kaynaklanmıştır.
  • Kur Korumalı Vadeli Hesaplara Hazine Kur Garantisi verdiğine göre ödeme yaparken bu hesapların gerçekten Döviz bozdurularak açıldığının kaynağını soracak mı? Sorulmalı mı kesinlikle!
  • Döviz bozdurmadan mevcut TL ile Kur Korumalı Hesaplara niçin Kur Garantisi verildi?
  • Müşteri “döviz bürosundan bozdurup getirdim” dediğinde TC kimlik no beyan zorunluluğu Kur Korumalı Hesaplardan önce başladığı için müşterinin ispatlanması istenecek mi? Zira bankadan döviz bozumda dekont, döviz bürosundan dönüşümde makbuz veriliyor ve TC no kayıt altına alınıyor. Belgelenmesi kolay.
  • Mevduat devam eden vadeli TL hesaplara ek olarak Hazineden Kur Garantisi verilmesi (görünen ağırlıklı o) yasal düzenlemenin neresine uygun ve adil! Sonuçta Hazine parası toplumun her kesimine ait.

Kur Garanti ödeme Anayasanın vergi ile ilgili 73. Maddesi ve 5018 sayılı yasanın Kamu Giderini tanımlayan 3. Maddesine de aykırılığı nasıl giderilecek. Ödenecek bu kaynağı siz milletin vergisi ile yapılması vicdanları yaralar. Kul hakkına da girer. Devlet Gelir elde edenden vergi alması gerekirken; burada gelir elde edene ek ödeme yapıyor, üstelik toplanan vergilerden ödeme durumu söz konusu. Sosyal devlet parası olana değil olmayana kaynak aktarır.

Kamu otoritesi Kur Korumalı Vadeli hesaplar için ödeyeceği kaynağı henüz açıklamadı ama bu uygulamada kesinlikle ödemede amacına uygun döviz bozdurulması koşulu aranmalıdır. Bu kurala uygun hesap açılmadı ise ödemeyi hesabı açan bankalar ödesin. Zira; hatalı, amacına uygun hesap açılmamış ise bunu sorumluluğu işlemi yapan, hesabı açan bankaya ait olması gerekir. Hazineyi milyarlarca lira ödeme yükümlülüğü altına sokan bu hesapların kurallara uygun açılması bankalar sorumluluğundadır. Kural dışı açılan k-hesapları bankalar “biz bilmiyorduk” diyemezler, sorumluluktan da kaçamazlar. Yoksa, nitelikli şekilde, kurallara uygun olmayacak şekilde, Hazine’nin kaynaklarından yararlanmaları için müşterilerine aracı olmuş, “haksız kazanç” sağlamış olurlar. Biz not düşelim de vade sonunda kimse kimseyi suçlamasın.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist www.bankavitrini.com

EKONOMİ

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Yayınlanma:

|

İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı iştiraklerde çalışan yaklaşık 23 bin temizlik işçisi “eşit işe eşit ücret” taleplerinin yerine gerilmediği gerekçe gösterilerek Sekdikanın kararı ile greve gitmesi ile birlikte “eşit işe eşit ücret” talebini sorgulama gerekçesi de kendiliğinden tekrar gündeme geldi.

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Eşit işe eşit ücret” ilkesi, uzun süredir özellikle sendikal söylemlerde, insan hakları belgelerinde ve politik manifestolarda sıkça yer bulan bir kavram. İlk bakışta son derece adil ve insani bir uygulama gibi görünse de, uygulamaya döküldüğünde birçok sakıncayı beraberinde getirebilir. Bu yazıda bu ilkenin artılarını, eksilerini ve çalışanlar üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde ele alacağız.

“Eşit İşe Eşit Ücret” Ne Anlama Geliyor?

Bu ilkeye göre, aynı işi yapan kişilere –cinsiyet, yaş, etnik köken, inanç gibi unsurlara bakılmaksızın– aynı ücretin verilmesi gerekir. Amaç, ayrımcılığı önlemek ve çalışma hayatında fırsat eşitliğini güçlendirmektir.

Ancak “aynı iş” tanımı, yüzeyde benzer olsa da çoğu zaman içerik, sorumluluk, nitelik, performans ve katkı açısından farklılıklar gösterir. Bu noktada “eşit ücret” anlayışı, yüzeysel bir adalet anlayışına dönüşebilir.

Sakıncalar ve Uygulamadaki Zorluklar

1. Performansın Göz Ardı Edilmesi

Aynı pozisyonda çalışan iki kişi düşünün: Biri sorumluluk alıyor, inisiyatif kullanıyor, üretken ve çözüm odaklı; diğeri ise sadece görev tanımı kadar çalışıyor. Ancak ikisine de aynı ücret veriliyor. Bu durum, yüksek performanslı çalışanı demotive eder.

2. Vasatlık Teşviki

Ücretlendirme performansa dayalı değilse, çalışanlar “fazla çalışsam da maaşım değişmeyecek” düşüncesiyle vasat bir çizgiye razı olur. Zamanla iş yerinde genel verimlilik düşer.

3. Yetenekli Çalışanları Kaybetme Riski

Kendini geliştiren, daha fazla katkı sunan çalışanlar, farklılıklarının karşılık bulmadığını fark ettiğinde kuruma olan bağlılıkları zayıflar. Bu da yetenekli çalışanların başka firmalara geçmesine neden olabilir.

4. Adalet Algısının Bozulması

Eşitlik, her zaman adaletle eş anlamlı değildir. Aynı işi yapan kişiler, katkı açısından eşit olmayabilir. Katkıya değil de sadece iş tanımına dayalı ücretlendirme, çalışanlar arasında huzursuzluk yaratır.

Çalışan Üzerinde Psikolojik Etkiler

  • Motivasyon Kaybı: Başarılı çalışan kendini değersiz hisseder.

  • Aidiyet Zayıflar: Kuruma bağlılık azalır.

  • Gizli Tepkiler: Çalışanlar “nasıl olsa bir şey değişmeyecek” düşüncesiyle üretkenliğini bilinçli olarak düşürebilir.

Pozitif  Yanı Var mı?

Elbette var. Özellikle işe yeni başlayanlar veya dezavantajlı gruplar için “eşit işe eşit ücret” ilkesi koruyucu bir çerçeve oluşturabilir. Ancak bu ilke sabit ve katı bir kural haline gelirse, zamanla faydadan çok zarar doğurur.

Alternatif  Yaklaşım: Eşit Fırsat + Adil Ücret

Çözüm, “eşit işe eşit ücret” yerine “eşit fırsat, adil ücret” anlayışında yatıyor. Yani işe alımda, terfide ve gelişimde herkes için fırsat eşitliği sağlanmalı; ancak ücretlendirme nitelik, performans, deneyim, katkı ve sorumluluk gibi kriterlere göre şekillenmeli.

Eşitlik mi, Adalet mi?

“Eşit işe eşit ücret” ilkesi, kulağa hoş gelen bir slogandan ibaret olabilir. Çünkü aynı unvana sahip olmak, aynı katkıyı sağladığınız anlamına gelmez. Gerçek adalet, herkesin katkısı kadar karşılık bulduğu bir sistemle mümkündür.

Bu nedenle şirketler, adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde; şeffaf, ölçülebilir ve performansa dayalı ücretlendirme sistemleri kurmalıdır.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ZENGİNLİK İLLÜZYONU: Gerçek Zenginlik mi, Borçla Alınmış Bir Hayal mi?

Yayınlanma:

|

Günümüzde birçok birey, şirket ve hatta ülke; sahip olduğundan çok daha fazla zenginmiş gibi davranıyor. Lüks arabalar, büyük evler, gösterişli tatiller ve sosyal medyada sergilenen “refah dolu” hayatlar… Ancak tüm bu görüntülerin arkasında çoğu zaman borçla finanse edilen bir tüketim yatıyor.

Bu duruma ekonomi literatüründe “Zenginlik İllüzyonu” adı veriliyor. Yani kişi ya da kurumlar gerçek zenginlik yerine, borçla veya geçici gelirlerle sürdürülen bir refah algısı içinde yaşıyorlar.

BİREYSEL DÜZEYDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Kredi kartıyla yapılan lüks harcamalar

  • Taksitle alınan araba, ev, tatil vb.

  • Sosyal medyada sergilenen “lüks yaşam” gösterileri

Gerçek: Sahip olunan varlık değil, borçla finanse edilmiş bir tüketimdir.

Kredi kartıyla alınan pahalı telefonlar, taksitle gidilen lüks tatiller ve gösteriş için yapılan harcamalar… Tüm bu tüketim örnekleri, zenginlik illüzyonunun bireysel düzeydeki tezahürüdür. Kişi, aslında gelecek gelirini bugünden harcamakta, ama kendini “zengin” hissetmektedir.

ŞİRKETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Sürekli borçlanarak yapılan yatırımlar

  • Gerçekleşmemiş kârlar üzerinden yapılan büyüme planları

  • Finansal tablolarda şişirilmiş varlıklar

Gerçek: Firmanın nakit akışı sorunlu olabilir, ancak dışarıdan “büyüyen ve zenginleşen şirket” algısı yaratılır.

Bazı firmalar; sürekli kredi kullanarak yatırım yapmakta, borçla büyümektedir. Finansal tablolarda görülen “kâr” çoğu zaman nakit akışıyla desteklenmeyen hayali bir kârdır. Böyle firmalar dışarıdan güçlü görünse de içeride ciddi risk taşır.

DEVLETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Aşırı borçlanmayla finanse edilen büyük altyapı projeleri

  • Yapay şekilde düşük faizle genişleyen ekonomi

  • Kısa vadeli döviz girişleriyle büyüyen cari açık

Gerçek: Ekonominin temelleri zayıftır ama halk kendini refah içinde hisseder. Bu, genellikle krizle sonuçlanır (örneğin 2001 Türkiye krizi, 2008 ABD mortgage krizi).

Makroekonomik düzeyde, bazı devletler büyük projeler yaparak vatandaşlarına “refah” algısı yaratır. Ancak bu projelerin finansmanı borçla sağlanıyorsa ve üretim-tasarruf dengesi bozulmuşsa, bu durum sadece geçici bir illüzyondur. Ekonomik kriz kaçınılmaz hale gelir.

Zenginlik İllüzyonunun Nedenleri

  • Tüketim kültürü ve reklamlar

  • Sosyal medya ve gösteriş toplumu

  • Finansal okuryazarlık eksikliği

  • Yatırım yerine tüketimin teşvik edilmesi

  • Kısa vadeli politikalar

ZENGİNLİK İLLÜZYONUNUN SONUÇLARI VE ZARARLARI

  • Gerçek olmayan refah, tasarrufları azaltır.

  • Aşırı borçlanma ekonomiyi kırılgan hale getirir.

  • Kriz anlarında bu illüzyon bir anda dağılır.

  • Sosyal huzursuzluk ve gelir adaletsizliği artar.

GÖSTERİŞ DEĞİL GERÇEK ZENGİNLİK

Gerçek zenginlik; üretim, tasarruf ve sürdürülebilir gelir artışıyla mümkündür. Tüketim ve borçla sürdürülen bir yaşam tarzı, sadece zenginlik illüzyonu yaratır. Bu yanılsamadan kurtulmak için finansal bilinçlenme ve sadeleşme şarttır. Zenginlik illüzyonu, finansal gerçeklerden kopmuş bir algı oyunudur. Ekonomide sürdürülebilir refah; gerçek gelir artışı, üretim gücü ve tasarruf ile olur, borç ve gösterişle değil.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Pasif Gelir Nedir, Nasıl Yaratılır, Faydası Nedir?

Yayınlanma:

|

Geleneksel gelir modeli olan “aktif gelir”, çalıştığınız süre boyunca elde ettiğiniz kazancı ifade eder. Ancak modern finansal özgürlük arayışında en çok öne çıkan kavramlardan biri “pasif gelir”dir. Zaman karşılığı çalışmadan da gelir elde etmeyi mümkün kılan bu model, bireylere ekonomik güvenlik, esneklik ve uzun vadede bağımsızlık sağlar. Peki pasif gelir nedir, nasıl oluşturulur ve faydaları nelerdir?

Pasif Gelir Nedir?

Pasif gelir, bir kişinin aktif olarak çalışmadan, daha önce yaptığı yatırımlar, varlıklar ya da sistemler aracılığıyla düzenli olarak kazanç elde etmesidir. Bu gelir türü, genellikle ilk aşamada zaman, sermaye ya da bilgi yatırımı gerektirir; ancak bir kez kurulduğunda sistem kendini tekrar eder ve az çaba ile gelir üretmeye devam eder.

Pasif Gelir Nasıl Yaratılır?

Pasif gelir yaratmanın çeşitli yolları vardır. İşte en yaygın ve sürdürülebilir yöntemler:

1. Gayrimenkul Yatırımları

  • Kira geliri elde etmek pasif gelirin en klasik yollarındandır.

  • Konut, dükkan ya da arsa yatırımları düzenli nakit akışı sağlayabilir.

2. Finansal Yatırımlar

  • Temettü Hisseleri: Halka açık şirketlerin düzenli olarak dağıttığı kâr payları.

  • Tahviller ve Fonlar: Düşük riskli ama sabit getirili finansal araçlar.

  • Mevduat Faizi: Özellikle yüksek faiz dönemlerinde cazip hale gelir.

3. Dijital İçerik ve Telif Hakları

  • YouTube videoları, e-kitaplar, online eğitimler, bir kez üretildikten sonra sürekli kazanç sağlayabilir.

  • Fotoğraf veya müzik lisansları üzerinden gelir elde edilebilir.

4. Blog / Web Sitesi Gelirleri

  • Reklam gelirleri (Google AdSense vb.)

  • Affiliate (satış ortaklığı) ile komisyon geliri

5. Franchise ve Otomatik İş Modelleri

  • İyi yapılandırılmış bir franchise veya dijital ürün satışı, işin başında olmadan da kazanç sağlayabilir.

6. Kripto ve Web3 Gelirleri (Riskli olabilir)

  • Staking, yield farming, NFT telif gelirleri gibi modern yöntemler de pasif gelir alanına girmektedir.

Pasif Gelirin Faydaları

1. Zaman Özgürlüğü

Aktif çalışma zorunluluğu ortadan kalktıkça zamanınızı sevdiklerinize, seyahate veya başka projelere ayırabilirsiniz.

2. Finansal Güvenlik

Tek bir gelir kaynağına bağlı kalmadan riskleri dağıtmış olursunuz. Ekonomik kriz, işten çıkarılma gibi durumlarda destek sağlar.

3. Erken Emeklilik İmkanı

Düzenli ve güçlü bir pasif gelir akışı, geleneksel emeklilik yaşını beklemeden çalışmayı bırakmanızı mümkün kılar.

4. Yatırım Kapasitesini Artırma

Pasif gelir, birikimlerinizi artırarak yeni yatırımlar yapmanızı kolaylaştırır. Böylece gelir-üretim döngüsü büyür.

5. Psikolojik Rahatlık

Sürekli çalışmak zorunda olmadan gelir elde etmek, bireyin zihinsel sağlığını ve yaşam kalitesini olumlu etkiler.

Finansal Özgürlük İçin Pasif Gelir Şart

Günümüz ekonomik koşullarında sadece aktif gelire güvenmek, uzun vadede sürdürülebilir değildir. Pasif gelir, finansal istikrarı güçlendirmenin ve geleceğe güvenle bakmanın temel yollarından biridir. Elbette hiçbir sistem tamamen zahmetsiz değildir; ancak doğru strateji, sabır ve disiplinle oluşturulmuş bir pasif gelir modeli, hayatınız boyunca size çalışır.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.