Connect with us

ŞİRKETLER

DÜNYANIN GELECEĞİ “SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK” KAVRAMININ UYGULANMASIYLA ŞEKİLLENECEK

CDP Türkiye, İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı, %30 Kulübü Türkiye ve Bağımsız Kadın Direktörler Projesi’ne ev sahipliği yapan Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun düzenlediği “Şirketlerin Sürdürülebilirlik Uygulamaları ve Yarının Liderleri” konu başlıklı panelde, dünyanın geleceği için “sürdürülebilirlik” kavramının önemine dikkat çekildi.

Yayınlanma:

|

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu ev sahipliğinde Şirketlerin Sürdürülebilirlik Uygulamaları ve Yarının Liderleri” panelinde, “sürdürülebilirlik” konusu tüm yönleriyle masaya yatırıldı. Sabancı Üniversitesi Tuzla Kampüsü SUNUM Fuaye alanında gerçekleştirilen ve açılış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Ayşegül Toker ve Avustralya’nın Türkiye Büyükelçisi HE. Miles Armitage’nin yaptığı etkinlikte, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Ata Can Bertay’ın moderatörlüğünde “Şirketlerin Sürdürülebilirlik Uygulamaları ve Yarının Liderleri” temalı panel gerçekleştirildi. Panele Migros Sürdürülebilirlik Yönetimi Grup Müdürü Cansu Ergün, Sabancı Holding Sürdürülebilirlik Direktörü Derya Özet Yalgı, Ford Otosan Sürdürülebilirlik Lideri Dicle Kocaoğlu ve Garanti BBVA Sürdürülebilirlik Lideri Seray İmer konuşmacı olarak katıldı.

Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Avustralya’nın Türkiye Büyükelçisi HE. Miles Armitage şunları söyledi: “Avustralya Büyükelçiliği olarak, daha eşitlikçi ve sürdürülebilir topluluklar için cinsiyet eşitliği ve sorumlu çevre uygulamalarının yaygınlaştırılması yoluyla iş dünyasının gelecekteki liderlerini güçlendirmeyi ve onlara ilham vermeyi amaçlayan bu projeyi desteklemekten gurur duymaktayız.”

Panel öncesi CDP Türkiye Ülke Programları Yöneticisi Mirhan Köroğlu Göğüş CDP Türkiye’nin faaliyetleri, evrimi ve raporları ile ilgili kısa bir sunum gerçekleştirdi. Ardından Bağımsız Kadın Direktörler (IWD) Projesi ve Yüzde 30 Kulübü Türkiye Koordinatörü Cemile Avşar Bağımsız Kadın Direktörler Projesi, %30 Kulübü ve 2023 Türkiye’de Kadın Direktörler Raporu sonuçlarına değindi. Panel öncesi son olarak söz alan BADV Koordinatörü Esen Özdemir, “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi” çerçevesinde bilgiler verdi.

Panel, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Ata Can Bertay’ın konuşmasıyla başladı. Bertay konuşmasında “Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu olarak, sürdürülebilirlik çalışmalarımızda doğa ve iklim değişikliği, cinsiyet eşitliği ve ev içi şiddetle mücadele gibi kritik alanlara odaklanıyoruz. Çevresel ve sosyal sürdürülebilirliği bir bütün olarak ele alıyor; özel sektör, kamu, uluslararası kuruluşlar ve STK’larla güçlü iş birlikleri kuruyoruz. Etkinliğimizde, Forum projelerini tanıtıp, alanda öncü özel sektör temsilcilerinin kişisel ve kurumsal hikayelerini dinleyeceğiz. Burada en önemli amaçlarımızdan biri, öğrenci, akademisyen ve iş dünyasının sürdürülebilirlik liderlerini olası yeni projeleri tartışmak için bir araya getirmek olacak. Sürdürülebilirlikte ilerlemenin ancak güçlü insan kaynağı ve veri odaklı yönetimle sağlanabileceğine inanıyoruz. Bu prensip ve Forum’un yirmi yılı aşkın birikimiyle, Türkiye’deki sürdürülebilirlik çalışmalarına yön vermeyi ve bu alanda öncülüğümüzü sürdürmeyi hedefliyoruz.” dedi.

Açılış konuşmalarının ardından başlayan “Şirketlerin Sürdürülebilirlik Uygulamaları ve Yarının Liderleri” başlıklı panelde söz alan panelistler, ilk olarak şirketlerinin sürdürülebilirlik politikaları ve faaliyetleri hakkında bilgi verdiler. Ayrıca şirketlerinin sürdürülebilirlik uygulamalarına dair gerçek hayattan örnekler verdiler. Sürdürülebilirlik alanında gerçek etkinin nasıl sağlandığına dair bulgular paylaşan panelistler, kariyerin başında olan ve toplumsal fayda sağlamak isteyen öğrencilere de önerilerde bulundular.

Etkinlik, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi SUNUM Proje Geliştirme Sorumlusu Dilek Beteş’in LignoNANO Platformu “Sürdürülebilir Döngüsel Ekonomi için Katma Değerli İleri Nanoteknolojik Malzemeler ve Sistemler” başlıklı sunumuyla sona erdi.

 

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

Göz Ardı Edemeyeceğiniz 12 Acımasız Kariyer Gerçeği

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kariyerler zor, dağınık ve öngörülemezdir. Ama gerçek şu: Düşündüğünüzden daha fazla kontrol sizde.

TARTIŞILAMAZ ACI GERÇEKLER: 

1️⃣ Sıkı çalışma yeterli değil
Sessiz çabalar göz ardı edilir. Sonuçların görülmesi gerekir – kendiniz için savunun.

2️⃣ Sadakat faturaları ödemeyecek
Şirketler insanlara değil, kâra öncelik verir. Her zaman önce kendinize bakın.

3️⃣ İş unvanınız geçicidir
Unvanlar sizi tanımlamaz, beceriler tanımlar. Etiketlere değil, büyümeye odaklanın.

4️⃣ Patronunuz Her Zaman Haklı Değildir
Önemli olduğunda saygılı bir şekilde meydan okuyun. Liderler de hata yapar.

5️⃣ Ağ Oluşturma Pazarlık Edilemez
Becerileriniz sizi oyuna sokar, ancak bağlantılar kapıları açar.

6️⃣ Tükenmişlik bir onur rozeti değildir
Enerjinizi koruyun. Daha çok değil, daha akıllıca çalışın.

7️⃣ Konfor Bölgeleri Büyümeyi Öldürür
Rahatsız değilseniz, büyümüyorsunuz demektir. Dönem.

8️⃣ Geri bildirim bir hediyedir
Sert geri bildirimler bile potansiyelinizi ortaya çıkarabilir. Araştırın ve öğrenin.

9️⃣ Her Zaman Değiştirilebilirsiniz
Bu, yarattığınız etkiyle ilgilidir – yeri doldurulamaz olmakla değil. Bir miras bırakın.

🔟 Mükemmellik Sizi Yavaşlatır
Bitti mükemmelden daha iyidir. Mükemmelliğe değil, ilerlemeye odaklanın.

1️⃣1️⃣Kariyer ilerlemesi doğrusal değildir
Yan adımlar ve başarısızlıklar genellikle en büyük kazançlara yol açar.

1️⃣2️⃣ Kimse Size Başarı Vermeyecek
Sahiplenmek. Fırsatlar için zorlayın. Kimse senden daha fazla umursamayacak.

Gerçeklik Kontrolü: Kariyeriniz size aittir. Beklemeyi bırakın, inşa etmeye başlayın.

Okumaya devam et

ŞİRKETLER

Maaşlar, Alım Gücü ve Enflasyon: Denizciler Kriz ile Yüzleşiyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Son zamanlarda sıklıkla duyar olduk; bir kontrata ev alırdık, diyorlar. Ancak şimdi birkaç kontrat bile atsak, ev almayı geçtim, araba almak bile çok zorlaştı. Denizcilik, bir zamanlar maaşı en yüksek meslek grupları arasında yer alan, bir hobiden ziyade genelde halkın sınıf atlamak umuduyla tercih ettiği bir meslekti. Şimdi ise birçoğunun aklında karada çalışmak daha kârlı bile gözükür oldu.

Denizcilik sektörü, dünya ticaretinin temel taşı olmasına rağmen, personel maaşları son yıllarda ciddi erozyona uğradı. 2009 yılından 2025 yılına kadar geçen süreçte, gemide çalışanların maaşları nominal olarak cüzi miktarlarda artmış olsa da yüksek enflasyon ve temel ihtiyaç fiyatlarındaki astronomik artış, denizci maaşlarının alım gücünü büyük ölçüde azalttı. Her ne kadar sektörde maaşlar dolar üzerinden sağlansa da enflasyon karşısında erimeyi sürdürdü. Bu yazıda, kuru yük piyasasındaki orta tonajlı gemilerde çalışan Usta Gemici/Yağcı, Uzakyol Vardiya Zabiti/Çarkçı gibi kadroların maaşlarıyla temel harcamaları ve yatırımları üzerinden alım gücünü inceleyeceğiz.

Bu analizde 2009 yılı referans alınmıştır. Zira, denizcilik piyasasında yaşanan yakın bir başka büyük ekonomik kriz, 2008-2012 kriziydi. Fakat küresel çapta olan bu kriz, 2009 yılının Eylül ayında kendisini Türkiye’deki denizcilik piyasasında şiddetli bir şekilde hissettirdi. Bundan dolayı, bu yazıda denizcilik sektöründe yaşanan kriz, “2009 krizi” olarak ifade edilecektir.

2009’dan 2025’e Yaşanan Kriz ve AKP İktidarı

AKP hükümetinin “Nas politikaları” onların yeni keşfettiği bir ekonomi modeli değil. Bu söylem yeni olsa da aynı ekonomik hamleleri ilk 2009 krizinde görmeye başladık. Tabii ki, bu krizin faturası tüm işçi sınıfına kesilirken denizciler de bu krizden nasibini fazlasıyla aldı. 2009 krizinde AKP hükümetinin ekonomi politikaları denizcilik sektöründe çeşitli etkilere sebep oldu. Bunların başında faiz oranlarının düşük tutulması ve Türkiye’nin döviz rezervlerini ekonomiyi stabilize etmek için kullanması oldu. Bu politika ise döviz piyasasında ciddi dalgalanmalara ve Türk Lirası’nın değer kaybetmesine yol açtı. Düşen navlun fiyatlarıyla da birleşince denizcilik sektörü ağır sonuçlarla karşılaştı.[1] 2009 krizinin sonucunda çok fazla şirket battı. Yeni gemi inşası ve tersane masrafları için mali kaynak bulmak zorlaştı. Sonunda da yüzlerce denizci işten çıkartıldı, maaşlarında kesintiler yapıldı ve daha düşük maaşlarla çalışmak zorunda bırakıldı.

2025’e doğru gelirken AKP, yeni bir ekonomi modeli diye sunduğu “Nas ekonomisi” ile tıpkı 2009 yılında yaptığı gibi düşük faiz uyguladı ve yıllar içinde eriyen dolar rezervini tamamen tüketti. Sonuç ise yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı ile kendini gösterdi. Fakat günümüzdeki bu ekonomik kriz, 2009 krizinden çok daha derin ve karmaşık etkiler yarattı. Gel gelelim bu krizin faturasına. Korsan saldırıları, savaşlar, fırtınalar, iş cinayetleri, yüksek risk, stres ve onca zorluğa karşı alın teri ile çalışan denizciler artık emeklerinin karşılığı olan ücretleri alamıyor.

Yıllara Göre Deniz İşçilerinin Maaşları (USD)

2009-2025 Maaş Karşılaştırması

2009 yılında, denizcilik şirketleri ve armatörler küresel çaptaki 2009 krizden etkilendiği için denizci maaşlarında 500 dolara kadar varan bir kesintiye gitmiştir. Bu dönemde, Uzakyol vardiya zabiti maaşı yaklaşık 2800 USD, usta gemici maaşı maksimum 1100 USD seviyesindedir. Dolar kuru ise 1,55 TL’idi.

Günümüz, 2025 yılına geldiğimizde ise Uzakyol vardiya zabiti maaşı ortalama 3800 USD, usta gemici maaşı ortalama 1300 USD seviyesine çıkmıştır. Ancak 2025 yılında dolar kuru, ben bu yazıyı yazmaya başladığım an itibari ile, 35,32 TL’dir.

İlk başta bu maaşlar denizci olmayanlar için çok yüksekmiş gibi gelebilir. Fakat senede altı ay çalışan ve çalışmadığı zamanlarda düzenli bir geliri olmayan bir denizci için, bu maaşla aile geçindirmek, karadaki yaşamını idame ettirmek oldukça zor.

Usta Gemici ve Uzakyol Vardiya Zabiti Kaç Ay Çalışırsa Ev/Araba Alabilir?

UVZ: Uzakyol vardiya zabiti ve usta gemici olarak çalışan deniz işçilerinin 2009 ve 2025 yıllarında aldıkları maaşa göre bir ev ya da araba almak için kaç ay denizde çalışmaları gerektiğini gösteren infografik.

Temel İhtiyaçlarda Alım Gücü Karşılaştırması

2009 yılında, 2009 model sıfır Toyota Corolla otomobilin fiyatı 35.000 TL’ydi, şu anda ise 2024 model sıfır Toyota Corolla otomobilin fiyatı 1.500.000 TL’ye ulaşmış durumda. 2009’da bir Uzakyol Vardiya Zabiti yaklaşık 8 ay çalışarak bir otomobil alabilirken 2025’te bunun için 11 ay çalışması gerekmektedir. Bir Usta Gemici ise; 2009 yılında bir otomobil için 20,5 ay çalışırken bu süre şu an 32,5 aya kadar çıkmaktadır.

Yine 2009 yılında İstanbul’un merkezî bir semti olan Kadıköy’de 120 m² sıfır bir ev fiyatı 200.000 Türk Lirası’ydı. Şimdi ise aynı bölgede benzer sıfır bir ev 10.000.000 Türk Lirası’na yükselmiş durumda. 2009’da bir Uzakyol Vardiya Zabiti maaşıyla yaklaşık 46 ay boyunca çalışarak ev sahibi olabilirken, 2025’te bu süre 75 ayın üzerine çıkmıştır. Usta gemici için bu süre 2009’da 117 ay iken, 2025’te yaklaşık 218 ay olmuştur.

Yıllara Göre Maaşlar ve Alım Gücü (USD)

Maaşlar nominal olarak artmış olsa da enflasyondaki artış, doların artmasına rağmen, denizcilerin alım gücünü önemli ölçüde azaltmış durumda. Bu, 2009’daki krizin etkilerini gölgede bırakacak kadar ciddi. Ekonomik büyümedeki yavaşlama, istihdamın ve sektörün toparlanmasını zorlaştırıyor, bu da denizcilerin iş güvencesini ve maaşlarını daha fazla tehdit ediyor.

Sigortasız ve Güvencesizliğin Nedeni Armatör-Devlet Düzeni

AKP’li birçok isim, gemi ve tersane satın alarak armatörlüğe adım attı, bu süreçte devletin ekonomik ve idari gücüyle özel sermaye arasında sıkı bir bağ kurulmuş oldu. Özellikle AKP’li isimlerin denizcilik sektöründe hızla büyüyerek önemli birer aktör haline gelmesi, devlet ve sermaye arasında “Armatör-Devlet” yapısı olarak tanımlanabilecek bir ilişkiyi doğurdu.

Armatör-Devlet sermaye birikimini hızlandırırken aynı zamanda devlet politikalarını sermayenin çıkarına göre şekillendirdi. 2008 yılında denizcilerin yıpranma hakkının kaldırılması, yeni Gemiadamları Yönetmeliği ile hizmet işletimi için isteğe bağlı sigortanın zorunlu hale getirilmesi gibi kararlar, bu çıkar ilişkilerinin denizciler aleyhine nasıl sonuçlar doğurabildiğini gözler önüne serdi.

AKP iktidarı, denizcilik sektöründe sermaye sahiplerinin çıkarlarını korumaya odaklanmış durumda, ancak Türkiye vatandaşı binlerce denizcinin karşı karşıya olduğu sorunlara kayıtsız kalmaktadır. Bugün birçok denizci, yabancı bandıralı gemilerde sigortasız ve düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakıldı. Denizciler sigortası olmadığı için de emeklilik hayali kuramıyor. Geriye kalan tek çare gayrimenkul yatırımla kendisine güvence sağlamak. Bunu hedefleyen denizciler ise enflasyon altında ezilmektedir.


Her sene Liman Başkanlığı tarafından denizcilerden isteden ücretlerde de ciddi artışlar söz konusu. Sınav harçları, STCW ücreti, yeterlilik ücreti, cüzdan yenileme ücreti gibi birçok vergilendirme ve ek ücretlendirmelerle devlet, denizcilerin maaşlarında her sene kazanç sağlamayı sürdürüyor. Bunlara ek olarak tekelleşmiş özel kurs yerlerinden talep edilen eğitimlerle de denizcilerin masrafları her sene giderek artıyor. Açıkça gözüküyor ki AKP’nin denizcilik politikaları, armatörlerin kazançlarını artırmayı hedeflerken, denizcilerin güvencesiz çalışmasını, düşük ücretleri ve emekliliği umursamamaktadır. Emeğiyle geçinen denizcilerin haklarını savunmak yerine, armatörlerin çıkarlarını önceleyen bu iktidar anlayışı, sektördeki adaletsizlikleri büyütmeye devam etmektedir.

Maaşların İyileştirilmesi İhtiyacı

Denizcilik sektöründe çalışanların maaşları, şirketler ve armatörler tarafından acilen iyileştirilmelidir. Mevcut ekonomik krizin etkileri, denizcilerin yaşam standartlarını daha da düşürüyor. Denizcilerin alın terinin karşılığını alması ve yaptıkları işin zorluğu göz önüne alındığında maaşların, en azından enflasyon oranlarına göre ivedilikle arttırılması elzemdir.

Kontratı boyunca ailesine para göndermek zorunda olan, çalışmadığı zamanlarda cebinden yiyen bir gemicinin mevcut koşullarda bir arabayı geçtim bir kenara para koyması bile mümkün değil. Her birimiz artık en fazla iki ay karada kalıp tekrar gemiye çıkmak için şirketlerin kapısını çalar olduk. AKP iktidarının yarattığı “Saray Denizciliği” Türkiye’deki denizcilerin maaşlarının dünya geneline göre çok gerilere düşmesine sebep oldu. Armatörler ise zam yapmamak için ucuz iş gücü olarak daha fazla yabancı personele yöneldi.

Krizler Arasındaki Tek Umut

Aylık 1300 USD kazanan bir Usta Gemicinin maaşını 12 aya vurduğunuzda aylık kazancının asgari ücretle neredeyse denkleştiğini görebilirsiniz. Bu yıl asgari ücret 22.104 lira olarak belirlendi. Bu apaçık bir şekilde halkı açlığa mahkûm etmektir. Denizciler dahil tüm emekçiler hakları için ses çıkartmak zorundadır.

Dünya ticaretinin temel taşı olan denizcilik sektörü, emekçileri hiçe sayarak bizleri daha fazla görmezden gelmemelidir.  Maaşların enflasyon karşısında erimesine sessiz kalmak, yalnızca sektörü değil, denizciliğin geleceğini de baltalamaktır. Artık denizciler olarak bir araya gelme, haklarımızı savunmak için mücadele etme zamanıdır. Alın terimizi, emeğimizi hiçe sayan düzene karşı sesimizi yükseltmeli ve artık anlamalıyız. Krizler arasında yaşamak yerine, adalet, hak ve onurlu bir yaşam için tek umudumuz mücadeledir.

ONUR ÖZKAYA- deniziscileri.com

Kaynakça

ENAGrup – Enflasyon Araştırma Grubu (https://enagrup.org).

Gemipersoneli.com – 2009’dan İtibaren İş ilanları (https://www.gemipersoneli.com/).

Sahibinden.com – 2009 ve 2025 Otomobil Fiyatları (https://sahibinden.com).

Emlakjet ve Zingat – 2009-2025 Ev Fiyatları (https://emlakjet.com).

Kariyer.net – Denizcilik Meslek Grupları Maaş Verileri (https://kariyer.net).

Okumaya devam et

ŞİRKETLER

Koçtaş’ın Manisa GES tesisi, üretime başladı

Koçtaş Genel Müdürü Oğuzkan Şatıroğlu: “Geleceğe daha yeşil bir dünya bırakmak için sorumluluklarımızı yerine getirmeyi sürdürerek, sektörümüzde öncü olmaya devam edeceğiz” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Koçtaş, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda, Manisa’da 0,9 megawatt elektrik (MWe) kapasiteli güneş enerjisi santralini (GES) faaliyete geçirdi.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, ev geliştirme sektörünün öncü markalarından Koçtaş, yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarını büyütüyor.

Koçtaş’ın Manisa’da tüm teknik altyapısı ve kurulum süreçlerini başarıyla tamamladığı 0,9 MWe kapasiteli güneş enerjisi santrali, Gediz Elektrik Dağıtım AŞ tarafından resmi kabul işleminin yapılmasının ardından tam kapasite üretime başladı.

Yılda yaklaşık 1.500.000 kilowatt saat (kWh) elektrik üretmesi hedeflenen tesis, Koçtaş’ın toplamda 16 bin metrekarelik alana denk gelen iki tane büyük formatlı mağazasının yıllık enerji tüketimini karşılayabilecek.

Koçtaş’ın yeşil marka imajını güçlendirme yolunda önemli bir kilometre taşı olarak nitelendirilen bu tesis, şirketin karbon salımını azaltma hedefine de katkı sunacak.

– ‘Projelere hız kesmeden devam ediyoruz’

Açıklamada görüşlerine yer verilen Koçtaş Genel Müdürü Oğuzkan Şatıroğlu, Koçtaş olarak sürdürülebilirlik odaklı projelerine hız kesmeden devam ettiklerini belirtti.

Manisa’daki güneş enerjisi üretim tesisiyle, çevreye duyarlı ve ekonomik anlamda değer yaratan bir adım attıklarına değinen Şatıroğlu, bu yatırımla yenilebilir enerji kullanımını artırarak şirkete ek kaynak yarattıklarını ve karbon salımını azaltma hedeflerine katkıda bulunduklarını aktardı.

Şatıroğlu, ‘Geleceğe daha yeşil bir dünya bırakmak için sorumluluklarımızı yerine getirmeyi sürdürerek, sektörümüzde öncü olmaya devam edeceğiz. Yatırımın çevresel etkilerine baktığımızda, yılda 710 tona eşdeğer bir karbon salımı azalması gerçekleşecek. Bu da yaklaşık 190 hektar ormanlık alanı ve 28 bin 400 ağacı kurtarmak anlamına geliyor.’ değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.