Connect with us

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ, 2023 yılını değerlendirdi ve 2024 beklentilerini açıkladı

Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, pozitif yönlü yavaş bir düzelme trendi içinde olduklarını belirterek, “Bundan sonrasında sektörün ana faaliyet alanına odaklanması ve sürdürülebilir büyümeye desteğini sürdürmesi oldukça kritik.” dedi.

Yayınlanma:

|

Baştuğ, “Bankacılık Söyleşileri” kapsamında AA’ya yaptığı açıklamada, küresel tarafta, yükselen enflasyonla birlikte bir süre önce merkez bankalarının sıkılaşma döngüsüne girdiğini, sıkılaşan para politikalarının küresel ekonomide yavaşlamaya neden olduğunu, emtia fiyatlarındaki gerileme ve genişlemeci maliye politikalarının aktiviteyi desteklediğini söyledi.

Küresel ekonomik büyüme öngörülerinin 2023 için yüzde 3 olduğunu, 2024’te de benzer bir seviye beklediklerini ifade eden Baştuğ, özellikle son dönemde enflasyon ve beklentilerdeki olumlu seyir nedeniyle piyasaların, ABD Merkezi Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) gelecek yıl ikinci çeyrek itibarıyla faiz indirimlerine başlayabileceğini fiyatladığını, bu durumun, küresel risk iştahını canlı tuttuğunu ancak oynaklığa da sebep olduğunu anlattı.

Baştuğ, “Öte yandan, resesyon ve finansal istikrara dair jeopolitik belirsizlikler ve Çin ekonomisindeki sert iniş ihtimali karşımıza çıkabilecek riskler olarak görünüyor.” dedi.

“Biz bu geçişi pozitif ve doğru buluyoruz, normalleşme süreci titizlikle yönetiliyor”

Recep Baştuğ, 2023’te Türkiye’de yaşanan gelişmeleri değerlendirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Genel olarak 2023 yılını iki döneme ayırabiliriz. Mayıs 2023 seçimleri öncesi büyümenin daha çok önceliklendirildiği bir dönem olurken, seçim sonrasında enflasyonla mücadele odağı arttı. Ekonomide para politikası kademeli olarak normalleşmeye başladı. Faizlerin artışı ve seçici kredi politikaları burada enflasyon ve cari açık üzerindeki talep sebepli baskıyı azaltmayı amaçlıyor. Aynı zamanda bu süreç makro-ihtiyati politikalarla da desteklenmeye devam ediyor, bu da öngörülebilirliği artırıyor. Biz bu geçişi pozitif ve doğru buluyoruz, normalleşme süreci tüm taraflarca titizlikle yönetiliyor. Son dönemde atılan adımlarla TL getiri eğrisinde fiyatlamanın doğru zemine geldiğini görüyoruz. Özellikle ülkeye sermaye girişini desteklemek adına bu önemli bir adım.”

Baştuğ, içinde oldukları enflasyon sarmalının sürdürülebilir büyüme üzerindeki en büyük engellerden olduğunu belirterek, öngörülebilirliğin artabilmesinin ancak düşük enflasyonla mümkün olduğunu vurguladı.

Bankacılığın yüksek enflasyondan en çok etkilenen sektörlerin başında geldiğini, karlılık enflasyonun altında kaldığı sürece sektörün sermaye erimesiyle karşı karşıya kaldığını dile getiren Baştuğ, şu ifadeleri kullandı:

“Piyasa faizlerinin yeniden birbiriyle uyumlu seviyelere geldiğini görüyoruz. Sektör ana bankacılık faaliyet alanlarına daha fazla odaklanabiliyor. Ancak hala sektörün odak alanlarını yasal düzenlemeler belirliyor. Seçici kredi politikaları ile sektörün büyüme alanlarına yön veriliyor. Özellikle KKM’den çıkış kapsamında getirilen hedefler sektörün ana gündemi olmaya devam ediyor. Hedeflere ulaşmak için hızla artan mevduat faizlerine, artan zorunlu karşılık oranları da eşlik edince sektör fonlama maliyetlerini yönetmekte oldukça zorlanıyor. Ekonomi yönetiminin kararlılığı, bu politikalardan yeterli sonuç alınana kadar devam edeceğini gösteriyor. Bu sürecin sonunda ekonomideki belli zorluklar rayına oturdukça artık atılan adımlarda bir miktar sektörü rahatlatıcı konuların da ele alınmasını bekliyoruz. Bu konuda zaten ekonomi yönetimiyle tam bir uyum ve işbirliği içinde çalışıyoruz. Biz de sektör olarak, güçlü sermaye yapımızla bu döngüden de başarılı bir şekilde çıkacağız ve ana faaliyet alanlarımıza odaklanabileceğiz.”

“Son değerlendirmeler, daha olumlu bir yolda olduğumuzu teyit ediyor”

Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ, 2024’ün, bu yılın etkilerini yaşamaya devam ettikleri ancak pek çok göstergede dengelenmeleri gördükleri bir yıl olmasını beklediklerini söyledi.

En büyük zorluğun hala enflasyon olduğunu vurgulayan Baştuğ, son dönemde parasal sıkılaşma ile burada beklentilerin daha gerçekçi bir zemine oturduğunu gördüklerini bildirdi.

Baştuğ, “Ancak, ekonomi yönetiminin vurguladığı gibi, bu bir süreç. Bu sebeple dengelenmeyi görünceye dek yüksek faiz ortamının içinde kalacağız. Yılın ilk yarısında enflasyonun tepe noktasını görüp ardından gerilemesini bekliyoruz. Yıl sonu beklentimiz yüzde 45 seviyelerinde. Bu yıl hem merkezi bütçede hem cari denge tarafında ikiz açık deneyimledik.” diye konuştu.

Talepteki yavaşlama sebebiyle 2024’te cari açığın bir miktar dengelenmesini beklediklerini ifade eden Baştuğ, maliye politikasının seyrinin de bundan sonra enflasyonla mücadele için kritik önem kazandığını söyledi.

Seçim dönemi sonrası mali disiplinin sıkılaştırıldığını ancak OVP’de de belirtildiği üzere deprem bölgesi yatırımlarının burada önemli bir unsur olduğunu kaydeden Baştuğ, şöyle devam etti:

“Özellikle merkezi bütçe/GSYH oranına baktığımızda dengelenmeyi daha çok 2025’te bekliyoruz. Büyümede ise geçtiğimiz yıllara göre daha temkinli bir seyir bekliyoruz. Enflasyonda beklenen düşüş, iç ve dış talebin olumlu katkısı ile 2024 için yüzde 3,5 seviyelerinde sürdürülebilir bir görünüm öngörüyoruz. Piyasa fiyatlamaları ve reyting kuruluşlarının son değerlendirmeleri, daha olumlu bir yolda olduğumuzu teyit ediyor. Türkiye’nin 5 yıllık risk primi seviyesi son durumda 300’e kadar inmiş durumda. Faizlerin enflasyonla uyumlu olması sonucunda TL varlıklara talebin artacağı bir dönemi bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde göstergelerdeki normalleşmenin sürmesiyle daha öngörülebilir ve istikrarlı bir makro ve yatırım ortamı tesis edilmesi imkanı bulabileceğiz.”

“Sektörün TL kredi-mevduat oranı, uzun yıllar sonra yüzde 100’ün oldukça altında”

Recep Baştuğ, 2023 yılında da bankacılık sektörünün rotasını ve ajandasını ekonomik gelişmeler ve makro-ihtiyati önlemlerin belirlediğini, ülke ekonomisindeki kırılganlıklarla mücadelede en kilit rollerden birini bankacılık sektörünün üstlendiğini belirterek, “En başta yüksek enflasyon olmak üzere makro ortamın sektördeki pek çok dinamiği değiştirdiği zorlu bir dönemdi. Sıklıkla değişen yasal düzenlemeler ve bunların bilançolara etkileri gündemimizi belirledi. Özellikle yılın ilk yarısında kredi faizlerindeki sınırlamalar ve hızla artan fonlama maliyetleriyle kredi-mevduat makasında negatif bir görünümle yüzleştik.” şeklinde konuştu.

Pozitif yönlü yavaş bir düzelme trendi içinde olduklarını kaydeden Baştuğ, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ancak hala ciddi bir yolumuz var. Enflasyon, politika faizi ve kredi-mevduat faizleri arasında sağlıklı bir ilişki oluştu. Faizlerde sadeleştik. Finansmana erişim pozitif bir gelişim içerisinde. Bundan sonrasında sektörün ana faaliyet alanına odaklanması ve sürdürülebilir büyümeye desteğini sürdürmesi oldukça kritik. Kredilerdeki yavaşlama trendi ile birlikte artan TL mevduat odağıyla sektörün TL kredi-mevduat oranı uzun yıllar sonra yüzde 100’ün oldukça altında seyrediyor.

KKM, yıl boyu sektörün en büyük gündemi olmaya devam etti. Son dönemde KKM’den çıkış kapsamında gelen regülasyonlar ile sektör odağını dönüşüm hedeflerine çevirmiş durumda. Ağustos sonu 127 milyar dolar olan KKM hacmi, 94 milyar dolara geriledi. Karlılık tarafında ise sektörün sermaye karlılığı, enflasyonun altında seyretmeye devam etti. Enflasyona endeksli tahvil gelirleri sektörün marjlarını desteklese de çekirdek faiz marjlarında ciddi daralma gördük. Son dönemde artırılan zorunlu karşılık oranlarının bankalara çok yüksek maliyetler getirmesi ise bilanço üzerindeki bir diğer yük ve zorluk oldu. Karlılığın baskılandığı, bankaların ağır yükler taşımak zorunda kaldığı böyle bir yılda sermaye yönetimi açısından da kritik bir dönemden geçiyoruz. Sektörün sermaye yapısının ve sermaye yeterlilik oranlarının hala çok iyi seviyelerde olduğunu düşünüyoruz.”

“Piyasa kendi fiyatlama dengesini artık bulabiliyor”

Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ, para politikasındaki sıkılaşma ile enflasyon, politika faizi ve kredi-mevduat faizleri arasında sağlıklı bir ilişki oluştuğuna değinerek, piyasanın kendi fiyatlama dengesini artık bulabildiğini, bunun da kredi faizlerinin yükselmesine ve talepte bir düşüşe neden olduğunu söyledi.

Seçici kredi politikaları kapsamında kredilerdeki sınırlamaların halen devam ettiğini, bunların büyüme oranlarına yansıdığını dile getiren Baştuğ, şu açıklamalarda bulundu:

“Bu nedenlerle yılın ilk yarısında gördüğümüz hızlı kredi büyümesi trendi, ikinci yarıda yerini daha durgun ve temkinli bir görünüme bıraktı. Yıllık bazda TL kredi büyümesi, yüzde 57 ile enflasyonun altında kaldı. Kredi büyümesine temel katkı özellikle yılın ilk yarısında kredi kartı alacaklarından geldi. Son verilere göre, burada yıllık büyüme kart dahil yüzde 166 (kart hariç yüzde 43). TL tüzel tarafta yıllık büyüme yüzde 47 seviyesinde ve trende bakınca son aylarda özel bankalarda ivmelenme görüyoruz. Burada seçici kredi büyümesini teşvik eden, yatırıma ve ihracata yönelik kredilerin canlandırılması için önemli bir ajanda olduğunu biliyoruz. Bankacılık sektörü burada üzerine düşeni yapmaya devam edecektir.”

Baştuğ, mevduat faizlerinin, sıkı para politikası ve yasal düzenlemelerin standart mevduata dönüşüm hedefleriyle artış seyrini koruduğunu kaydederek, “Yakın zamanda politika faizinde gelinecek zirve seviyeyle beraber mevduat faizlerinde de zirveyi göreceğimizi düşünüyorum.” diye konuştu.

“(KKM) 33 milyar dolarlık azalmayla sektördeki hacim 94 milyar dolara indi”

Recep Baştuğ, ekonomi politikaları normalleştirilirken, parasal aktarım mekanizmasının daha sağlıklı işleyebilmesi için KKM’nin zaman içinde kademeli olarak azaltılmasının hedeflendiğini, bu yönde atılan adımlarla KKM’de hızlı bir erimenin başladığını bildirdi.

Baştuğ, “33 milyar dolarlık azalmayla sektördeki hacim 94 milyar dolara indi. TL vadeli mevduat içindeki payı da yüzde 55’ten yüzde 38’e kadar geriledi. KKM ürününü ikiye ayırırsak TL kaynaklı tarafın dönüşümü çok daha hızlı gerçekleşiyor. Burada yüzde 50 olan dönüşüm hedefimizin üstünde bir hızla ilerliyoruz. Buradaki bakiyenin çok büyük bir oranını 2024’ün ilk yarısında dönüştürmüş olacağız. Yılın geri kalanında da muhtemelen bu bakiyenin bitmeye çok yaklaştığını göreceğiz.” diye konuştu.

Dövizden dönüşen KKM’de ilk zamanlara göre çok daha fazla ivme kazanıldığını aktaran Baştuğ, 2024 yılında bu konunun büyük ihtimalle çözüme kavuşmuş olacağını ümit ettiklerini söyledi.

“2024’te 4 temel konunun sektörün gidişatına yön vermesini bekliyoruz

Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ, 2024’te 4 temel konunun sektörün gidişatına yön vermesini beklediklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“2024’te sektör, ekonomi yönetiminin belirleyeceği yasal düzenlemelerin gereksinimlerini yerine getirmeye çalışacak. Burada yine bilançoların gelişimi makro politikalara uyumlu olacak. Beklentimiz, reel anlamda daralan, enflasyonun altında gelişen bir kredi büyümesi. Ekonomi yönetiminin, enflasyon ve cari açığı gözeterek kredilerde seçici büyüme yaklaşımının sürdüreceğini düşünüyoruz. Bu nedenle önümüzdeki dönemde bireysel tarafta daha kısıtlı bir büyüme olurken, tüzel kredilerin özellikle ihracat ve yatırım odağıyla daha hızlı büyüyeceğini düşünüyoruz. Bir diğer kritik konu, fonlama maliyeti yönetimi. Artan zorunlu karşılık oranları ve KKM dönüşüm hedeflerinin getirdiği yükleri de düşündüğümüzde, fonlama maliyetini doğru yönetmek sektörün en önemli gündemlerinden biri olacak.”

Baştuğ, bilanço gücünü korumanın en önemli bileşenlerinden birisinin aktif kalite olduğunu belirterek, “Son yıllarda sektör bu açıdan oldukça iyi bir dönem geçirdi. Önümüzdeki dönemde sıkılaşan para politikasının da etkisiyle sektörün takipteki alacaklarında bir miktar artış göreceğiz. Burada ilk etki, kredi kartı ve bireysel krediler üzerinde görünecek. Ancak sektör ihtiyatlı bir yaklaşımla bu ortama kendini önceden hazırlamıştı. Ayrılan yüksek karşılıklar sayesinde sektörün bilançosu oldukça sağlam ve bu döneme hazır.” şeklinde konuştu.

Gelecek dönemde sektörün sermaye odağını etkin bir şekilde sürdürmesinin çok kritik olduğunu dile getiren Baştuğ, şu ifadeleri kullandı:

“Yüksek enflasyon ortamında sektörün karında nominal olarak artış görsek de aslında sermayeler eriyor. Ülkemizde 2024 ile beraber bankacılık sektörünün enflasyon muhasebesine geçişinin zaruri olduğunu düşünüyoruz. Bankacılığın sermaye karlılığı enflasyonun altında kalmaya devam edecek. Sektör negatif marj ortamından kurtulmaya çalışacak. Faaliyet giderlerinin etkin yönetimi her zamankinden daha önemli hale gelecek. Geçmiş dönemde ölçüsüz dağıtılan maaş promosyon bedellerinin bilançolardaki etkisini görmeye başlayacağız.”

“Bankaların rakibi artık sadece diğer bankalar değil”

Recep Baştuğ, gelecek dönemde “Generative AI/üretken yapay zeka” teknolojisini daha fazla konuşacaklarını, “Generative AI”nın yalnızca mevcut verileri analiz etmenin ötesinde, yeni data üreterek yeni içerik ortaya koyabileceğini, daha geniş bir müşteri tabanına daha yüksek kalitede “terzi işi” hizmet sunabileceklerini anlattı.

Müşteri deneyimini daha ileri taşıyan chatbotların yapay zekanın odak noktası haline gelmesinin beklendiğini aktaran Baştuğ, şöyle devam etti:

“Biz de mobil uygulamamız içerisinde yer alan akıllı asistanımızla müşterilerimizin yardıma ihtiyaç duydukları noktada onları anlayıp doğru şekilde yönlendirmeye ve ihtiyaçlarına çözüm bulmaya çalışıyoruz. Hedefimiz, kişisel bir asistan gibi ihtiyacı anlayan ve proaktif önerilerle müşteriyi yönlendiren bir noktaya doğru yol almak. Yapay zeka tabanlı çözümler yaygınlaştıkça yapay zekanın etik kullanımı, tüm sektörlerde daha fazla ön planda tutulması gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Garanti BBVA olarak, bugün makine öğrenmesinden derin öğrenmeye çok farklı algoritmalarla kurulmuş, pazarlama ve satış, fiyatlama, fraud, kredi değerlendirme, müşteri memnuniyeti gibi alanlarda yüzlerce modelimiz bulunuyor.

Açık bankacılıkta ise bildiğiniz üzere hesap birleştirme ve ödeme başlatma uygulamaları yaklaşık bir yıldır hayatımızda. Bu ilk temel adımın diğer finansal ürün ve işlem setleriyle de zenginleşmesini bekliyoruz. Bu tür gelişmeleri sektör açısından ise sadece bir yasal düzenleme olarak görmüyoruz; rekabet, yenilikçilik, müşterilere daha iyi bir hizmet vermek adına bir fırsat… Bankaların rakibi artık sadece diğer bankalar değil. Açık bankacılık ve platform bankacılığının sunduğu fırsatlar ile bu ekosisteme dahil olan finans dışı aktörler de bizim rakibimiz olacak. Bu tür gelişmeler karşısında biz yıkıcı inovasyondan ziyade işbirliğini esas alan, daha entegre ve tamamlayıcı inovasyonun yarattığı çözümlerin gündemimizde olacağını düşünüyoruz.”

– “Ana odağımız, standart TL mevduata dönüşümü hızlandırmak olacak”

Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ, 2023 yılı boyunca banka olarak en büyük önceliklerinin bilançolarını sağlıklı yönetmek, finansal dayanıklılıklarını güçlendirmek olduğunu belirterek, “Bunun için en önemli odağımız güçlü sermaye yapımızı korumak oldu. Bilançomuzu TL odağı ile yönettik, önümüzdeki dönemde de yönümüz bu… TL kredilerin toplam kredilerimiz içindeki payı yüzde 72’ye, TL mevduatların payı ise yüzde 62’ye yükseldi.” diye konuştu.

Düzenlemelerin getirdiği potansiyel yükler nedeniyle bu yıl en önemli odaklarının KKM olduğunu, 2021’den bu yana döviz mevduat hacimlerinin 8 milyar dolar azaldığını vurgulayan Baştuğ, bundan sonrası için ana odaklarının standart TL mevduata dönüşümü hızlandırmak olacağını, TL vadesiz mevduat hacminde özel bankalar arasındaki liderliklerini sürdürdüklerini kaydetti.

Baştuğ, “Bu, müşterilerimizin ana bankası olduğumuzun önemli bir göstergesi. Buradaki odağımız 2024’te de sürecek. TL kredilerde bu yıl da 683 milyar TL’lik portföyümüz ile liderliğimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Yılın ilk 9 ayında özel bankalar arasında yüzde 1’in üzerinde pazar payı kazanarak konumumuzu güçlendirdik. Tüzel tarafta son yıllardaki ivmemizi koruyarak liderliğimizi sürdürdük. Bireysel tarafta, bizim için stratejik alanlarda ve ödeme sistemlerinde öncülüğümüz devam etti.” ifadelerini kullandı.

Gelecek dönemde de hem aktif hem fonlama taraflarında, tabana yaygın ve müşteri kaynaklı büyümeye devam edeceklerini vurgulayan Baştuğ, dengeli bilanço yapısını sürdüreceklerini söyledi.

Baştuğ, ihtiyatlı risk politikası ile aktif kalitelerini önceliklendirmeye devam edeceklerini, riski ve getiriyi gözeten bir büyüme stratejisi izleyeceklerini kaydederek, takipteki alacak oranlarının yüzde 1,9’a kadar gerilediğini ancak sektör genelinde sıkılaşan para politikasının etkisiyle takipteki alacaklarda bir miktar artış beklediklerini anlattı.

Recep Baştuğ, “Bilançomuzu bu döneme en iyi şekilde hazırladık, 47 milyar TL karşılık bakiyemizle burada özel bankalar arasında en büyük hacim bizde. Yüksek karşılık stratejisi ve tahsilat performansı ile bu konuda ihtiyatlı ve güçlü duruşumuzu sürdüreceğiz.” şeklinde konuştu.

“Zararına müşteri kazanmadık”

Recep Baştuğ, sektörde hız ve maliyette yükselen bir rekabetin söz konusu olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:

“Bizim rekabetten en büyük ayrıştığımız nokta zararına müşteri kazanmamak oldu. Artan maliyetlerle mevcut müşteride derinleşmenin önemi daha da arttı. 24 milyon müşteri tabanımızla çok geniş bir müşteri kitlesine hizmet sunuyoruz. Bu kadar geniş bir müşteri tabanına kesintisiz hizmet verebilmek ve onlara çağın olanaklarını sunabilmek için dijitalin tüm imkanlarından yararlanmak zorundayız. 15 milyona yakın müşterimiz dijital kanallarımızı aktif kullanıyor. Çok yakın zamanda tüzel müşterilerimize de dijital kanallardan müşteri olma olanağı sunmaya başladık. Dijital ürün yelpazemizi genişleterek tüm kredi ürünlerimizi platformlarımıza entegre ettik. Hedefimiz, geniş müşteri kitlemize tüm temas noktalarında en iyi müşteri deneyimini sunmak. Bu hedef doğrultusunda en büyük yardımcımız yapay zeka ve büyük veri analizi olacak. Analitik modelleri daha fazla alana entegre ederek müşterimizin ihtiyaçlarını daha iyi anlayacağız. Sektördeki en iyi tüzel dijital altyapısı ve buradaki gücümüzü destekleyen en gelişmiş risk modelleriyle fark yaratmaya devam edeceğiz.”

“Mobile yatırımlarımızı sürdüreceğiz”

Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ, mobile yatırımlarını sürdüreceklerini kaydederek, “Tüm ihtiyaçların mobilden karşılanabilmesini ve ihtiyaç duyulan her anda insan teması ile hizmet vermeyi hedefliyoruz. Gerçek zamanlı, akıllı ve kişiye özel içerikler ile müşteri deneyimini en üst noktaya taşıyoruz. Böylece dijitalin satışlarımızdaki ve müşteri kazanımındaki payını artırmaya devam edeceğiz. Tüm bunların yanı sıra şubelerimizin etkinliğini artırarak şube çalışanlarımızın katma değerli süreçlere daha fazla zaman ayırması için çalışmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

Sürdürülebilirlik konusunda sorumluluklarını hep bankacılığın ötesinde gördüklerini, aksiyonlarını bu yaklaşımla kurguladıklarını, bu alanda sektöre öncülük ettiklerini ve yatırımlarını genişlettiklerini dile getiren Baştuğ, “Hedefimiz, yeşil dönüşümü tabana yaymak ve karbon yoğun sektörlerdeki riskimizi azaltmaya devam etmek.” diye konuştu.

Kömürden çıkış taahhüdünü bir adım öteye taşıyarak diğer karbon yoğun sektörler için de ara dönem karbonsuzlaşma hedeflerini açıklayan Türkiye’den ilk banka olduklarını vurgulayan Baştuğ, yenilenebilir enerjiye sundukları finansmanda da iş birliklerini genişletmeye, bu alandaki katkılarını sürdürmeye devam ettiklerini söyledi.

Baştuğ, “Bu başlıktaki bir diğer önemli önceliğimiz ‘kapsayıcılık’. Kadınların ekonomiye katılımını artırmak kapsayıcılığın çok önemli bir parçası. Başlattığımız Hesabını Bilen Kadınlar Programı’yla, kadınların finansal okuryazarlığını artırarak ekonomik ve sosyal hayata aktif katılımlarını desteklemek için çalışıyoruz. Bunun yanı sıra 17 yıldır Kadın Girişimci Programı’mızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde de bu alanda yatırım ve programlarımız çeşitlenerek devam edecek.” diye konuştu.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Mahfi Eğilmez: KKM’nin 2024’e etkisi, 2023’ten belli!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Merkez Bankasının (TCMB) 2023 yılı durumunu ve zararını genel olarak değerlendirmeyi ve uygulanan yanlış politikalardan ders çıkarmayı amaçlayan bu yazıdaki bütün veriler, aksi belirtilmedikçe, TCMB finansal tabloları üzerine yazılmış bağımsız denetçi raporundan alınmıştır (raporun linki için son not 1’e bakınız.)  Şimdi bu verilerden hareket ederek TCMB’nin 2023 yılı faaliyet sonuçlarını değerlendirelim.

TCMB’nin Hissedarları ve Kâr Dağıtımından Alacakları Paylar

Önce TCMB’nin kâr ettiğinde bu kârdan kimlerin pay alacağına yani Bankanın hissedarlık yapısına bir bakalım:

Bu yapıya göre TCMB’nin yüzde 55’i Hazine ve Maliye Bakanlığı’na (Hazine), yüzde 19’u sermayesi Hazine’ye ait olan Ziraat Bankası’na ait bulunmaktadır. Kalan hisseler içinde başka bazı kamu kurumları ya da kamu kesimi ortaklı kuruluşlar yer almaktadır. Bir başka ifadeyle bir anonim şirket olan TCMB’nin hisselerinin büyük çoğunluğu kamu kesimine aittir. Hissedarlar arasında yer alan Mervak; Merkez Bankası Mensupları Sosyal Yardım Vakfıdır. Diğer başlığı altında çok sayıda küçük pay sahibi hissedarlar yer almaktadır. TCMB, kâr ettiğinde bu kârının büyük çoğunluğunu, bu hisse yapısı ve kanununda yer alan hüküm gereği Hazine’ye devretmektedir.

Kârın nasıl bir dağıtıma tabi tutulduğunu son iki yılı karşılaştırmalı olarak sergileyecek şekilde aşağıdaki tabloda gösterelim:

Bu tabloya göre 2022 yılında elde edilen net 72 milyar TL tutarındaki kârın dağıtılmasında ihtiyat akçesi olarak ayrılan 39,3 milyar TL’den sonra kalan tutarın ihmal edilebilecek kadar düşük bir miktarı diğer hissedarlara ve TCMB çalışanlarına dağıtılmıştır. Kârın kalan 32,6 milyar TL’si Hazine’ye devredilmiş, ayrıca 39,3 milyar TL’lik ihtiyat akçesi de Hazine’ye verilmiştir.

TCMB’nin Geçmiş Yıllar Kârları ve 2023 Zararı

Merkez Bankası (TCMB) 2023 yılında 818,2 milyar TL zarar ettiğini açıkladı. Bu, TCMB bilançosunu izleyenler için sürpriz değildi. Çünkü TCMB görev konusuyla hiç ilgisi olmayan bir kur korumalı mevduat yükü altında kalmıştı ve bu yük bilanço kalemlerine yansıyordu. 2023 yılında kâr değil 818,2 milyar TL zarar söz konusu olduğu için ihtiyat akçesi ayrılması mümkün olmadığı gibi hissedarlara ve çalışanlara kârdan pay verilmesi ve Hazine’ye kâr devri söz konusu olmamıştır.

Merkez Bankası’nın geçmiş yıllar kârları şöyledir (kaynak: TCMB, Kâr Zarar Tablosu.)

Merkez Bankaları, piyasaların durumuna ya da uyguladıkları para politikasının yönüne ve ağırlığına göre göre zaman zaman zararla karşılaşabilir. Örneğin 2023 yılında yalnızca TCMB değil başka merkez bankaları da zarar ettiler. Mesela ABD Merkez Bankası (Fed) 114 milyar dolar, Avrupa Merkez Bankası (ECB) 1,3 milyar Euro zarar etti. Zarar eden merkez bankaları arasında İsviçre ve Hollanda merkez bankaları da var. Bu zararların temel nedeni kurlardaki değişimler ve menkul kıymetler cüzdanında tuttukları yerli ve yabancı tahviller oldu. Merkez bankaları küresel kriz süresince para arzını artırıp piyasadan tahvil satın alarak ekonomiyi canlandırmaya yöneldiler. Faizler değişmediği sürece bu işlem zarar yaratmadı. Enflasyonda ortaya çıkan yükselişi durdurabilmek için 2022 yılında başlayıp 2023 yılında hızlanan faiz artırımları sonucunda ellerindeki tahvillerin değeri düştü. Merkez bankalarının 2023 yılındaki zararlarının asıl nedeni budur (bu çelişki için son not 2’deki yazıma bakabilirsiniz.)

TCMB’nin, 2023 yılındaki 818,2 milyar TL’lik zararı ise bu sayılan merkez bankalarının durumundan farklı olarak neden – sonuç ilişkilerinin birbirine karıştırılmasıyla ortaya çıktı.  Son yıllarda pek çok bilim dışı adım söz konusu oldu ama bunlar arasında ekonomide en büyük hasarı yaratmış olanı faizi, enflasyonun altında belirlemek olmuştur. 2021 yılının Eylül ayında başlayan faiz indirimlerinin yarattığı dövize talebi önlemek amacıyla getirilen kur korumalı mevduat sistemi bankaların ödemesi gereken maliyeti TCMB’nin üzerine yıkarak 2023 yılı sonu itibarıyla 818,2 milyar TL’lik zarara yol açmıştır

TCMB’nin Döviz ve Altın Rezervlerinin Durumu

Bu yanlış ekonomi politikası, TCMB’ye yüklediği bu astronomik zarara ek olarak ayrıca ciddi bir rezerv kaybına da mal oldu. Aşağıdaki tablo TCMB’nin 19 Nisan 2024 itibarıyla rezerv durumunu gösteriyor (kaynak: TCMB bilançosu, parasal ve finansal göstergeler tablosu, uluslararası rezervler ve döviz likiditesi tablosundaki verilerden yararlanarak tarafımdan hazırlanmıştır.)

TCMB, hiç üzerine vazife olmadığı halde bir yandan kur garantisi veren bir kur korumalı mevduat sisteminin zararını üstlenirken bir yandan da GSYH’yi yüksek göstermek adına kuru düşük tutmak için rezervlerini sattı, onunla da yetinmedi borçla edinilen rezervleri de harcadı.

Rezervler meselesine girmişken kamuoyunda yalan yanlış bilgilere dayalı olarak tartışılan TCMB’nin altınları meselesine de değinelim. Aşağıdaki tablo TCMB’nin altın varlığını ve bunların nerede bulundurulduğunu gösteriyor:

2023 yılsonu itibarıyla TCMB’nin uluslararası standarttaki altın varlığı 726,4 tondur. Bu miktarın 524,1 tonu TCMB’ye, 152,2 tonu bankalara (108,1 tonu zorunlu karşılıklar, 43,3 tonu bankalar serbest altın deposu), 50,1 tonu Hazine’ye aittir. Ayrıca 2,8 ton da TCMB’ye ait uluslararası standartta olmayan altın mevcuttur. Uluslararası standarttaki 726,4 tonluk altın mevcudunun 34 tonluk kısmı TCMB kasalarında, 150,6 tonluk kısmı İngiltere Merkez Bankası’nda (BOE), 541,8 tonluk kısmı Borsa İstanbul’da (BIST) saklanmaktadır. Uluslararası standartta olmayan 2,8 tonluk altın TCMB kasalarında bulunmaktadır. Altınların bir kısmının BOE bir kısmının da BIST nezdinde bulunmasının nedeni bunların swap işlemlerinde kullanılabilmesi içindir.

Değerlendirme

Merkez Bankaları genellikle kâr ederler. Buna karşılık kriz dönemlerinde izlenen politikalar ve faizlerdeki gelişmelere göre zarar etmeleri de söz konusu olabilir. TCMB’nin 2023 yılı zararı yanlış faiz politikası sonucu insanların dövize kaçmasını önlemek için getirilen kur korumalı mevduat uygulamasından kaynaklanmıştır. Bu uygulama yalnızca zarara değil, kuru tutma çabası nedeniyle rezervlerin eksiye düşmesine de yol açmıştır. Sorun bununla da bitmiyor. TCMB’nin zarar etmesi ve bunun sonucu olarak geçmiş yıllarda olduğu gibi Hazine’ye kâr ve ihtiyat akçesi devredemeyecek olması 2024 bütçe açığının finansmanı için de ciddi bir sorun yaratmıştır.

Ekonomi politikası ilginç bir politikadır. Bir bütün olarak doğru kurgulanıp uygulanamazsa birbiriyle çelişen parçalar haline dönüşür ve bir senteze varılması olanaksız hale gelir. Ekonomi politikası açısından bakmayı başarabilirsek, ekonomideki en önemli faktörlerin başında faizin geldiğini görürüz. Yanlış belirlendiğinde ekonomiyi alt üst eder, üretim ve yatırımı yok eder, tüketimin öne geçmesine yol açar. Bunun sonucunda ekonomi büyüse de kaliteli bir büyüme yakalanamaz. Bir süre sonra faiz doğru tespit edilse bile tek başına ekonomiyi düzeltemez, yanında mutlaka yapısal reformlarla desteklenmesi gerekir.

Son notlar: 

1 https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/51753143-d577-47b4-9270-6cefbd613c8e/TCMB+-31.12.2023++Yasal+%28T%C3%BCrk%C3%A7e%29.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACE-51753143-d577-47b4-9270-6cefbd613c8e-oYL09F5

Tahvil fiyatı ile faiz arasındaki ters ilişkiyi ortaya koyan yazım için:

https://www.mahfiegilmez.com/2013/06/faiz-yukselince-kim-kazanr-kim-kaybeder.html.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

İşte Türkiyenin karnesindeki son durum

S&P’nin dün akşamki not artırım kararının ardından, kuruluşun değerlendirmesinde Türkiye yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe altında yer aldı. Fitch değerlendirmesinde de Türkiye’nin kredi notu benzer seviyede yer alırken, Moody’s’e göre kredi notu halen yatırım yapılabilir seviyenin 6 kademe altında yer alıyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dün akşam S&P, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmesini açıkladı. Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunun “B”den “B+”ya yükseltildiği ve kredi notu görünümünün “pozitif” olarak korunduğu bildirildi.

Türkiye’de yerel seçimlerin ardından dış dengelenmenin de etkisiyle para, maliye ve gelirler politikası arasındaki koordinasyonun iyileşeceğinin düşünüldüğü belirtilen açıklamada, gelecek 2 yıl içinde portföy girişlerinin artacağının, cari açıkların daralacağının, enflasyon ve dolarizasyonda düşüşün öngörüldüğü kaydedildi. Açıklamada, politika yapıcıların, cari açığın daraldığı ve dolarizasyonun tersine döndüğü ortamda enflasyonu düşürmeyi ve liraya olan güveni yeniden tesis etmeyi başarması halinde Türkiye’nin kredi notunun yükseltilebileceği ifade edildi.

S&P, Türkiye’de son dönemdeki politika düzenlemeleri nedeniyle aralık ayında takvim dışı değerlendirmeye giderek ülkenin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çevirmişti. Diğer kredi derecelendirme kuruluşlarından Moody’s de ocak ayında Türkiye’nin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkarmıştı.

FITCH DE 12 YIL SONRA YÜKSELTMİŞTİ

Geçen ay Fitch Ratings de Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltti, not görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkardı. Kuruluş, böylece 12 yıl sonra ilk kez Türkiye için not artırım kararı aldı. Fitch kararıyla ilgili açıklamasında sıkı para politikasının beklenenden daha önce güçlü bir şekilde uygulandığını, böylece makroekonomik ve dış kaynaklı kırılganlıkların azaldığını aktardı.

‘YATIRIM YAPILABİLİR’ SEVİYEYE KAÇ ADIM KALDI?

Son artışla birlikte Türkiye, artık not açısından S&P ve Fitch için yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe, Moody’s için 6 kademe altında. Hepsinde görünüm ise Pozitif. Kredi notunun artması ve görünümün de pozitif olması, sonraki aşamada da tekrar not artırımı gelebileceğine işaret ederken bu her ne kadar piyasalar açısından yatırım yapılabilir seviyenin henüz gerisinde olunsa da olumlu değerlendiriliyor.

BIST 100’DEKİ YÜKSELİŞİ DESTEKLEDİ

Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik aldığı olumlu kararlar ve bu kararların devamının gelebileceğine yönelik beklentileri Borsa İstanbul’a da şu ana kadar pozitif yansıdı. BIST 100 endeksi son 1 ayda yüzde 12.57 yükselirken. 2024 genelinde yüzde 34.79’luk artış yaşadı. 2024’teki yükseliş ocak-Nisan dönemindeki yüzde 18.72’lik enflasyonun çok üzerinde gerçekleşerek Borsa İstanbul yatırımcısına önemli bir reel getiri sağladı.

NE ANLAMA GELİYOR?

Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri çeşitli yatırım fonları tarafından dikkatle takip ediliyor. Bu değerlendirmeler bireysel kredi notlarına benzer bir görev üstleniyor. Bir ülkenin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyede yer alması daha güvenli bir yatırım ortamı sunduğu anlamına geliyor. Bu sebeple dünyada başta emeklilik fonları olmak üzere çeşitli büyük fonlar bir ülkenin tahvil veya hisse piyasasına yatırım yapmadan önce 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşunun 2’sinde yatırım yapılabilir seviyede not almış olmasını bir gereklilik olarak görüyor. Bir ülkenin kredi notu yükseldikçe o ülkeye sermaye akışının hızlanması ihtimali artıyor.

Habertürk

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

AKBANK EMEKLİLERİ İLE BUZLARI ERİTTİ

Yayınlanma:

|

Bankaların yıllardır kendi emeklilerine Maaş Promosyone vermemesi bu kesimde ciddi mağduriyet ve maddi kayıplara neden olmuştu. 2022 ve 2023’de İŞBANK, Garanti BBVA ve YKB gibi bankalar kendi emeklilerine maaş Promosyonu vermeye başlamasına rağmen AKBANK kendi emeklilerine maaş promosyunu vermemekte diremisi bankaya olan tepkilerin de artarak devam etmesine neden olmuştu. AKBANK ile sık sık emeklilerin haklarını aramada pasiflikle suçlanan AKBANK Mensupları Tekaüt Sandığı Vakfı (AKSANDIK ) yöneticileri arasında devam eden görüşmeler Mayıs başında uzlaşma ile sonlandı ve Banka emeklilerine 3 yıllık maaş sözleşmesi karşılığı 15.000 liraya kadar Promosyon verileceği açıklandı. Banka emeklileri 6-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında Promosyon için başvuruda bulunabilecek.

Hak verilmez alınır örneği oldu

Doğru bir ifade ile bankadan Promosyon alınabilmesi için arka planda emeklilerin bankaya karşı ciddi bir hak mücadelesi yer aldı. Bankanın kendi emeklilerini görmezlikten gelmesi, diğer bankaların kendi emeklilerine sahip çıkarak bayram ikramıyesi ve maaş promosyonu vermesi AKBANK’a olan tepkileri de artırmıştı. AKBANK Emeklileri kararlı mücadeleri ile 2023 yılında Bayram İkramiyesi verilmesi haklarına kavuşurken, 2024 Mayısın’da AKBANK aynı zamanda kendi emeklisine en son maaş Promosyonu vermeyi kabul eden banka oldu.

Banka Vitrini olarak sık sık yazılarımızda AKBABK’ın emekililerine promosyon vermesi gerektiğini gündemde tutmuştuk.

Yeni CEO KAAN GÜR Mağduriyeti giderdi

AKSANDIK tarafından üyelerine gönderilen açıklama ile Banka ile emeklileri arasında devam eden Promosyon kavgası da tatlıya bağlanmış oldu. Promosyon verilmesinde 2023 son çeyreğinde göreve başlana CEO Kaan GÜR‘ün onay ve katkısının olması ise eski Genel Müdür Hakan BİNBAŞGİL‘e yapılan eleştirilerin haklılığını ortay akoydu. Zira banka çalışanları özellikle Hakan BİNBAŞGÜL döneminde yaşadıkları mağduriyetleri sık sık dile getirilmişti. Bankanın Sendikasız bırakılmasında, deneyimli banka kadrolarının tasfiyesinde, başta deneyimli Banka müdürlerinin ve yüzlerce personelin işten çıkaırlması BİNBAŞGİL döneminde yaşanmış, başta emekliler olmak üzere gösteriler ve açıklamalar ile bankalarını sık sık protesto etmişlerdi.

Eski Yöetim emekçisine vefasızlık yaptı

AKBANK Emeklileri ömürlerini bankanın kullandığı “Güveninizin Eseri” ilkesi ile mesleklerini sürdürdü. Bu cümle sadece müşteriler için değil emekli yaşına gelmiş, emekli olmuş eski bankacılar için de çok önemli bir ilke idi. Özellike Hakan BİNBAŞGİL’in Genel Müdür olması iel başlayan süreç bankanın yıllarını veren eski çalışanlara emekliliklerini beklemeden yollarını ayırma yöntemine geçmesi ile “Güveninizin eseri” ilkesinin terk edilmesi aynı döneme denk gelir. Özellikle 2008 krizinde geri çağrılan krediler ile banka piyasada da kan kaybetmeye başlamış bi rçok bilanço kaleminde dört büyüklerin içinde dördüncüliğe gerilemiş durumda. Her ne kadar üst yöneticiler hatalarını kabul etmese de bu süreçte personel ve müşterilere karşı yaklaşımı olumsuz olunca bankanın kan kaybetmesi de engellenemedi. Hakan BİNBAŞGİL’in CEO görevinden ayrılması ile birlikte bankadan ayrılan GMY Kaan GÜR ile yollarına devam etme kararı alan banka eski yaraları da sarmaya başladı. O nedenle yasal zorumluluk olmamasına rağmen içten ve rekabetten gelen baskılara dayanamayan banka üst yönetimi emeklilerini önce Bayram İkramiyesi sonra da Maaş Promosyono vermek zorunda kaldı. Maaş Promosyonunu rakiplerine göre en son veren banka olması da bankanın emeklilere nasıl yaklaştığı ne kadar değer verdiğinin de güzel göstergesi oldu aslında.

Erol TAŞDELEN – AKBANK eski Çerkezköy ve Uşak-Çevreyolu Şube müdürü

*************************

EK OKUMALAR:

AKBANK EMEKLİLERİNİN HAKLI İSYANI

AKBANK VE AKSANDIK YÖNETİMİNDEN HAK ARAYAN EMEKLİLERİNE İKİNCİ DARBE

AKBANK YÖNETİM KURLUNUNA AÇIK ÇAĞRI : EMEKLİLERİNİZE MAAŞ PROMOSYONU VERİNİZ

Güveninizin Eseri : AKBANK Emeklileri vefasızlığı protesto etti!

AKBANK beklenen son: CEO Hakan Binbaşgil ayrılıyor, yerine gelecek isim belli

AKBANK’ta bir dönem bitti: Genel Müdür Binbaşgil görevinden ayrıldı

 

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.