Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Korkut Boratav : 2020 sonbaharı Dış kırılganlıklarda zirve

Yayınlanma:

|

Hocaların hocası Korkut Boratav fazla seçeneğimizin olmadığını yazdı. Türkiye bu yolun sonundadır: Ya, gerçek bir IMF programı içinde kemer sıkma; en az iki yıl daha küçülme… Ya da ödemeler dengesi krizi; ithalat tıkanması; artan yoksullaşma.

Eylül 2018’de ve Kasım 2020’de açığa çıkan iki döviz krizinin öyküsüdür. Özetleyeyim: 

İlk kriz Albayrak’ı göreve getirdi. “Çözüm”, TCMB  faizlerinin “sıçratılması” ve 2019-2021 yıllarını kapsayan “IMF’siz bir IMF programı”, YEP 1 oldu. Piyasalar 2019’a rahatlayarak girdi. Ancak, ekonominin komutası Erdoğan’da olduğu için, YEP 1 adım adım askıya alındı; fiilen uygulanmadı. 2020’de geçmiş tekrarlandı: yeni bir döviz krizi patlak verdi. Albayrak’ın yerine gelen ekip, faizleri 5 puan artırdı; bir “istikrar söylemi” başlattı. 

Cumhurbaşkanı ise, ekonominin komutasını devretmek niyetinde olmadığını peşinen belirtti. Yazı da bir öngörü ile son buluyordu: “Son ekonomik kararların kaderi de, YEP 1’in benzeri olacaktır. Üstelik sonuçları hızlanarak, ağırlaşarak…”  

Bu öngörünün dayanaklarına bugün göz atacağım. 

Dış ekonomik sorunlar dolarla ölçülür; dolarla ödenir

Türkiye’de dış ekonomik sorunlar, dövizle (dolarla) ölçülen, “ödenen” değişkenlerde yoğunlaşır. Bu sorunların değerlendirilmesinde dolarla   hesaplanan millî gelir (GSYH) önem taşır. Aşağıda inceleyeceğim dış kırılganlık göstergeleri de, dolarlı GSYH içindeki paylar (yüzdeler) olarak ölçülüyor. 

Ulusal para (TL) veya dolar ile hesaplanan GSYH hareketleri farklılık gösterir. Dolar fiyatının yıllık artışı ekonominin genel (TL’li) enflasyonunu aşmışsa dolarlı GSYH aşağı çekilir. TL reel olarak değer yitirdiği için… Örneğin ulusal paraya göre büyüyen bir ekonomi, dolar hesabına göre küçülebilir. 

Aşağıdaki tabloda kullanılan 2018 millî geliri 779,6 milyar dolar olarak hesaplanmıştır. 2020 için IMF’nin 649,4 milyar dolarlık öngörüsünü aldım. İki yılda öngörülen yüzde 16,7’lik küçülme, dolar fiyatının bu dönemde ulusal enflasyonu (GSYH deflatörünü) fazlasıyla aşmasına bağlıdır. 2018 için ortalama dolar  fiyatı 4,82 TL olarak hesaplanmıştır. IMF’nin 2020 ortalama dolar öngörüsü ise 6,91 TL’dir. 

Bank of International Settlements (BIS), ilk on ayın dolar ortalamasını 6,86 TL olarak veriyor. Dolar, yıl sonuna kadar bugünkü fiyatını  sürdürürse 2020 millî geliri IMF öngörüsünün de altına inebilecektir. 

Tablo, dış kırılganlıklarımızı iki döviz krizi içinde karşılaştırıyor. Bu iki krizi Haziran 2018  ve Eylül 2020 ayları temsil ediyor. 

Tablonun kalemlerini inceleyelim.

Toplam dış borçlar

Dış kırılganlıklar açısından Dış borç/GSYH oranında kritik eşik yüzde 50 olarak kabul edilir. Türkiye 2018’de döviz krizine bu eşiğin üzerinde girmişti.  İki yıl sonra durum daha bozulmuş; aynı  oran yüzde 65’e yaklaşmıştır (Tablo, satır 1).

Bu bozulma, dış borç stokunda  (milyar dolar olarak) yüzde 8’i aşan (460,1 → 421,8) düşmeye rağmen gerçekleşmiştir. Türkiye net dış borç ödemiş; ama borç yükü göreli olarak artmıştır. Nedenine yukarıda değindim: Dolarlı millî gelir, döviz krizleri ortamında daha hızlı (%16,7 oranında) daraldığı için… 

Kısa vadeli dış borçlar

Dış  borçların bileşimi, bazen, toplamından daha önemlidir. Döviz bunalımı içinde dahi, uzun vadeli krediler, “kırpılarak döndürülür”. Kısa vadeli dış borçların (KVDB’nin) düzeyi ve millî gelirdeki oranı ise endişe kaynağıdır. 2018- 2020 arasında KVDB toplamı (milyar dolar olarak) yükselmiş (125,7 → 134,0); GSYH içindeki oranı da yüzde 20,6’ya çıkmıştır (satır 2).

Bu tür ortamlarda kritik bir güvence, merkez bankası döviz rezervlerinin kısa vadeli borçları karşılayacak düzeyde olmasıdır. Rezerv/KVDB oranının %100 eşiğini aşması önemlidir. TCMB’nin brüt rezervleri 2016’dan bu yana bu eşiğin altında seyretmektedir. İncelediğimiz ilk döviz krizinde yüzde 60,1 oranına inmişti; 2020’de ise dramatik bir düşme (%31,7) söz konusudur (satır 3).  

Mart 2018’den bu yana TCMB brüt rezervleri erimektedir; Kasım’da 42 milyar doların altına inmiştir. Dahası, brüt rezervler TCMB’nin “emaneten” tuttuğu bankaların karşılık oranlarını, kısa vadeli borçlarını da içerir. Bunlar ve çeşitli “swap”lar ayıklanırsa TCMB’nin net döviz varlığı Kasım 2020’de eksi 48 milyar dolardır. 

Şirketlerin net döviz dengesi

AKP iktidarı, 2009’da döviz kazancı olmayan şirketlerin döviz kredilerine izin verdi; “yaren” müteahhitleri bu doğrultuda teşvik etti.  On yıl içinde şirketler, dört nala dövizle borçlandılar. Döviz varlıkları ile yükümlükleri (borçları) arasındaki makas, yani net döviz dengesi, 2018’de eksi 218,5 milyar dolara ulaşmıştı. Eylül 2020’ye gelindiğinde şirketler bu dengeyi eksi 165,2 milyar dolara indirdiler.  

Bu sayede 2018-2020  arasında Türkiye’nin hafifleyen tek dış kırılganlık göstergesi şirketlerin döviz dengesi/GSYH oranı oldu (satır 4).  Ancak bu “başarı”, özel şirketlerin döviz borçları, önemli boyutlarda kamu sektörüne aktarılarak gerçekleşti.  

Başta üç kamu bankası, dış borçlardaki devletin payı, bu nedenle arttı. Şirketlerin mülkiyeti değil, ama döviz borçları “kamulaştırıldı”. Bu konuyu Sol Portal’da 18 Eylül 2020’de Dış Borçlar ve Kamu Sektörü başlıklı yazıda incelemiştim.

12 aylık dış finansman yükü sürdürülemez

Kısa vadeli dış borçlara 12 ay içinde vadesi gelecek tüm krediler eklenir; millî gelirdeki payı bir kırılganlık ölçütü olarak görülür. Tabloda satır 5 bu oranı veriyor; 2018- 2020 arasında 5 puanın üzerinde arttığını belirtiyor. Üstelik bu makas iki yıl arasında açılmıştır. Orta-uzun vadeli dış borçların 12 ay içinde yenilenme/döndürülme oranları, bugünkü  ortamda  büyük önem taşımaktadır. 

Ancak bu ölçüt 12 ay içindeki dış finansman yükünün tümünü içermez. Aynı sürede gerçekleşmesi öngörülen cari işlem açığı da eklenmelidir. Tabloda bu ölçüt, 12 ay: Dış finansman/GSYH olarak adlandırıldı (satır 6). 2018-2020 arasında 10 puana yaklaşan artış dikkat çekicidir. 

2018’de dış finansman yükü, vadesi gelen dış yükümlülüklerin (sütun 1 satır 5’in) altındadır. Ekonomi sonraki on iki ayda 1.5 milyar cari işlem fazlası verdiği; dış finansman yükü bu nedenle  hafiflediği için… 

Heyhat! 2020’ye (sütun 2, satır 6’ya) geldiğimizde, bu olumlu katkı yok oldu. Yapısal iktisadî hastalık geri geldi;  ekonomi son on iki ayda 27,5 milyar dolar cari açık verdi. Bu dış açık düzeyinin sonraki aylarda artmadan süregeleceğini varsaydım. Bu zorunlu eklentiyle Türkiye ekonomisinin 12 ay sonraki dış finansman yükü, iki yıl içinde dolar olarak 178 milyardan 210 milyara, GSYH’nın üçte birine tırmanmaktadır. 

Olağan-dışı döviz kaynağı gelmezse sürdürülemeyecek  bir yük… Kamu varlıklarını Katar’a satarak çözemezsiniz…  “Sıcak para akbabaları”, TL yatırımlarını ucuza dolara çevirip on ayda 13 milyar dolar çıkardılar. Son iki haftada dolarlarını bir lira fazlasına aynı kağıtlara  yatırıp borsaya 1,5 milyar dolar getirdiler; dövizi bir nebze ucuzlattılar. Aynı hızla çıkarlar; çare olamaz…

Türkiye bu yolun sonundadır: Ya, gerçek bir IMF programı içinde kemer sıkma; en az iki yıl daha küçülme… Ya da ödemeler dengesi krizi; ithalat tıkanması; artan yoksullaşma…

Temmuz-Eylül döneminde hem “büyümede dünya rekoru” kırıldı; hem de bu yazıda incelenen kırılganlıklar sürdürülemez eşiğe tırmandı. Son üç yılda iktidarın yarattığı krizlerin maliyetini halkımız ödemektedir; ödeyecektir.  

sol.org.tr

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Paskalya tatili nedeniyle piyasalar sakin; gözler ABD PCE verisinde

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • ABD borsasının ana endeksleri, Paskalya tatili öncesindeki sığ hacimli işlemlerle dün yatay bir kapanışa imza attı. Yatırımcılar güçlü ilk çeyreğin son işlem gününde FED’in faiz patikasına yönelik ipucu edinmek üzere bugün açıklanacak kişisel tüketim harcamaları (PCE) endeksi bekliyorlar. PCE verisinin Şubat ayında %0,3 yükseleceği, yıllık bazda ise %2,8 seviyesinde sabit kalacağı öngörülüyor. Beklentilerin ötesinde güçlü bir veri, Haziran ayına yönelik faiz indirim beklentisinin solmasına neden olacaktır. FED Başkanı Powell’ın geçen haftalarda yapmış olduğu güçlü iletişim içeren konuşması ardından vadeli işlemler Haziran’da %56 olasılıkla faiz indirimine gidileceğini fiyatlıyorlar.
  • Yapay zekâ sektöründeki şirket hisselerindeki güçlü yükselişin borsaların geneline yayılması ve FED’in faiz indirimlerine ilişkin artan risk iştahı ABD borsalarının bu ay tarihi seviyelere yükselmesini sağlarken, üç ana endeks de güçlü çeyreklik kazançlar elde etmeye hazırlanıyor. En büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi yılın ilk çeyreğini %10 yükselişle tamamlamaya aday görünürken, teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi benzer bir şekilde %9 değer kazandı.
  • Faiz indirimlerinin bundan sonrası için ana tema olacağı ve pek çok enstrümanın da dolara karşı işlem gördüğü düşünülürse, faiz getirisi olmayan altın ve bitcoin gibi enstrümanların da beklentimize paralel ışıldamaya devam ettiklerini görüyoruz. Sarı metal yılın ilk çeyreğini rekor seviyelerde ve bu sabah 2,230 dolar seviyesinin de üzerine yükselerek %8’in de üzerinde bir getiri ile tamamlamaya çalışırken, direnişin parası bitcoin de benzer bir şekilde keşfedilmemiş sularda lâkin çok daha yukarıları gözüne kestirerek ilk çeyreği %66 yükselişle tamamlama gayreti sergiliyor. Elbette, bugün PCE’nin beklentilerden zayıf gelmesi veya kötü bir sürpriz yapmaması durumunda, risk iştahının daha da artacağını öngörüyoruz.
  • EURUSD paritesi PCE verisi öncesinde teknik mânâda önemsediğimiz 1,0780 seviyesine kadar geriledi. ABD’de veriler kuvvetli gelmeye devam etmesi lâkin ECB cephesinde Haziran ayına yönelik faiz indirim beklentisinin kuvvetlenmesi ile EUR’da risk aşağı yönlü görülebilir. Yine de, EUR’da uzun pozisyon almak isteyen yatırımcıların, 1,0780 seviyesinin altına sıkı bir stop (zarar kes) emri bırakarak alım yönünde pozisyon deneyebileceğini  düşünüyoruz. Unutmayın, disiplini bir trader olmazsanız eninde sonunda kaybedersiniz! Altın cephesinde 2,550 dolar hedefi ile uzun süredir long pozisyon taşırken, son yaşanan iyimserlikte biraz geride kalan gümüş cephesinde de benzer bir şekilde 26,20 dolar seviyesinin yukarı yönlü geçilmesi ve gecelik kapanış görmemiz koşulu ile uzun pozisyon deneyeceğiz.
  • Türk mali piyasaları dün günü olumlu bir eğilim kaydederek tamamladı. Somut bir neden göremesek de, son günlerde faiz hadlerine bağlı ya da TCMB’nin sıkı para politikasının hisse senetlerini ‘hırplamasına’ paralel satıcılı bir seyir izleyen BIST100 ana endeksi, banka hisseleri öncülüğünde günü %3’ün üzerinde bir yükselişle tamamlarken, bankacılık hisseleri %4,3 yükseldi. USDTRY kuru 32,40 seviyelerine doğru yelken açarak TCMB’nin faiz kararı öncesi seviyelere yeniden yükselirken, fiziki dolar (Kapalıçarşı) ile dijital doların (interbank) arasında var olan ayrışmanın da iyice kapandığını, bunun da yaşanan yüksek tansiyonun normalleşmesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Altının gram fiyatı, hem ons hem de USDTRY kurunun birlikte yükselmesi ile 2,325 TL seviyesine gelerek rekor kırdı.
  • Her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB ve BDDK’nın haftalık bültenlerini dikkatli bir şekilde irdeliyoruz. Bu bağlamda, 22 Mart ile biten haftada TCMB’nin brüt rezervleri 4,1 milyar dolar gerileyerek 123,8 milyar dolar seviyesine geriledi. TCMB’nin emanet para olan swaplar ve Hazine dövizleri düşüldükten sonra net döviz pozisyonu 22 Mart tarihinde eksi 74,5 milyar dolar ile Cumhurbaşkanlığı seçim dönemi olan Haziran 2023’e geri dönerken, en son açıklanan veriye göre (26 Mart) söz konusu rakam eksi 73,1 milyar dolar seviyesine toparladı. Dipten dönüşün başladığını umuyoruz.
  • Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı (DTH) seçim öncesi artan türbülansın da gölgesinde son 3 haftada 10,4 milyar dolar gibi radikal bir artış kaydederken, yabancı yatırımcı hisse senetlerinde nette 429 milyon dolar alıp, 104 milyon dolar tahvil sattığını not edelim. Menkul kıymet cephesinde son 3 haftada yaşanan 1 milyar dolara yakın yabancı çıkışı ardından geçen hafta artış görmemizi de olumlu bir gelişme olarak okuyoruz! Son 3 haftadır yaşanan tedirginliğin KKM cephesinde de azalışı frenlediğini görüyoruz. BDDK verilerine göre KKM hacminde 22 Mart ile biten haftada 7,2 milyar TL düşüş yaşanırken, KKM stokunun dolar karşılığı ile 70,8 milyar dolar seviyesine geriledi.
  • TCMB’nin yazdığı reçete ve uyguladığı antibiyotik tedavisinin ilk sonuçları kredilerde belirgin bir yavaşlama olarak görülüyor. Dün yayınlanan faiz istatistiklerine göre, ihtiyaç kredisi faizi %76 seviyesinden %82,09 seviyesine yükselirken, ticari kredilerde de 4 puanlık artışla %62,72 seviyesine geldiğini görüyoruz. Kredilerde faiz oranı hızlı bir şekilde artarken, kaynak tarafında yani mevduat tarafında ise 3 aya kadar vadeli mevduat faizi %59,52 seviyesine yükseldi (bu verilerin bileşik faiz olduğunu not edelim). Dolarizasyon eğiliminin azalması ve TCMB’nin rezerv biriktirebilmesi için TL tasarrufun enflasyona yenilmeyen bir getiri ile teşvik edilmesi gerekiyor. Ekonomi yönetiminin kararlı duruşu ve Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi yönetimine olan güveni (mitinglerde Bakan Mehmet Şimşek’e itimadının tam olduğunu bir kez daha vurguladı) seçim sonrasında da izlenen yol haritasının (mevcut politikaların) devam edeceğine işaret ediyor. Vergi ve kredi kartı düzenlemelerine ise dikkat edeceğiz.
  • Bugün Paskalya öncesi Kutsal Cuma. Piyasalar kapalı konumda olsalar da ABD’de açıklanacak PCE enflasyonu büyük bir heyecanla takip ediliyor. Menüde FED Başkanı Powell’ın da konuşması var. Sabah saatlerinde Asya piyasalarında ise ılımlı seyrin korunduğunun görüyoruz.

>Gümüş

Son yaşanan iyimserlikte biraz geride kalan gümüş cephesinde 26,20 dolar seviyesinin yukarı yönlü geçilmesi ve gecelik kapanış görmemiz koşulu ile uzun pozisyon deneyeceğiz.

1711690635c3002d2d545f39b2541d51302ff2c6ea_1_1200.jpg

>Altın

2,550 dolar hedefimizi koruyoruz.

17116906359819fdd67f8e651dc4d5e81c41fe4244_2_1200.jpg

>Fiili Faiz Oranları

171169063630ea6e83bb1af7877e80ec0e8a33e36e_3_1200.jpg

>TCMB Brüt Döviz Rezervleri

1711690636fb452c867ab6f2f8f93b1abf88d43c7f_4_1200.jpg

>TCMB net döviz rezervleri

17116906375008af01c7c69e71c883ca4008019f66_5_1200.jpg

>DTH

1711690638afc5b1df1d3f29ebb1b1d0a42a1c355f_6_1200.jpg

>KMM

1711690639c40c7ce14d5dcdfdeaeb51bebcdd8286_7_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Yapı Kredi’den 500 milyon dolarlık borçlanma

Yapı Kredi CEO’su Gökhan Erün, “Bankamıza ait işlemlerinin yüksek ilgi görmesi hem ülkemize hem de bankamıza duyulan güveni bir kez daha ortaya koyuyor.” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapı Kredi 500 milyon dolarlık ilave ana sermayeye dahil edilebilir borçlanma aracı ihracını tamamladı. İhraçta nihai getiri yüzde 9,75 olarak gerçekleşti.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, Yapı Kredi’nin başarıyla tamamladığı işleme, yurt dışı yatırımcılardan iki katından fazla talep geldi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Yapı Kredi Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Erün, güçlü sermaye yapılarını koruyarak, geleceğe sağlam adımlarla ilerlediklerini belirterek, ‘2024 yılının ilk ayında sağlıklı bilanço yapımızı daha da iyileştirmek adına Yapı Kredi olarak, 650 milyon dolarlık sermaye benzeri tahvil ihracını başarıyla gerçekleştirmenin gururunu yaşamıştık. Son olarak 500 milyon dolarlık ilave ana sermayeye dahil edilebilir borçlanma aracı ihracımıza gelen iki katından fazla talep ile aynı gururu bir kez daha yaşadık.’ ifadelerini kullandı.

2023 yılının üçüncü çeyreğinin sonundan itibaren uluslararası piyasalardan sağladıkları kaynağın yaklaşık 2 milyar dolara ulaştığına dikkati çeken Erün, ‘Uluslararası piyasalarda, bankamıza ait işlemlerinin yüksek ilgi görmesi hem ülkemize hem de bankamıza duyulan güveni bir kez daha ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde de sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme stratejimiz doğrultusunda tüm paydaşlarımız için fark yaratarak bir adım önde olmayı sürdüreceğiz.’ değerlendirmesinde bulundu.

Yapı Kredi’nin ilave ana sermayeye dahil edilebilir borçlanma aracı ihraç edilmesi işleminde Abu Dhabi Commercial Bank, Bank of America, Citibank, Emirates NBD, Morgan Stanley ve Standard Chartered görev aldı.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

VakıfBank’tan 700 milyon doların üzerinde seküritizasyon işlemi

VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, “Devam eden pozitif momentumu yakından takip ederek farklı yapılar altında gerçekleştireceğimiz işlemlerle fonlama yapımızı çeşitlendirmeye de devam edeceğiz” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

VakıfBank, 350 milyon avro ve 330 milyon dolar olmak üzere toplam 700 milyon doların üzerinde Diversifed Payment Rights (DPR) seküritizasyon işlemi gerçekleştirdi.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, yurt dışı fonlama tarafında farklı yapı ve vadelerde yeni işlemler gerçekleştirmeye hız kesmeden devam eden VakıfBank, son 6 farklı işlemde, en az 2 yıl geri ödemesiz dönem içeren toplam 5 yıl vadeli, avro ve dolar olmak üzere iki dilimden oluşan seküritizasyon işlemini başarıyla gerçekleştirdi. Söz konusu işlem, Türk bankaları arasında doğrudan fonlama şeklinde gerçekleştirilen en büyük tutarlı seküritizasyon işlemi oldu.

‘Seküritizasyon işlemimize iki yeni uluslararası banka katıldı’

Açıklamada görüşlerine yer verilen VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, kısa süre önce uluslararası bir banka ile 500 milyon dolar tutarında ve 3 yıl vadeli bir fonlama işlemi gerçekleştirerek 2024’e hızlı giriş yaptıklarını belirtti.

Söz konusu fonlamanın, Türk bankaları arasında yapı olarak doğrudan fonlama şeklinde gerçekleştirilen en büyük tutarlı seküritizasyon işlemi olma özelliğini taşıdığını kaydeden Üstünsalih, ‘Derecelendirme kuruluşu Fitch tarafından BB+ nota sahip DPR seküritizasyon programımız altında gerçekleştirdiğimiz işleme toplam 6 farklı uluslararası yatırımcı katılım sağladı. Daha önceki seküritizasyon işlemlerinde olmayan iki yeni uluslararası bankanın da işlemimize ilgi göstermesi, ülkemize ve Türk bankalarına yönelik artan iştahın net bir göstergesidir.’ ifadelerini kullandı.

Üstünsalih, uluslararası fonlama tarafında pek çok işlem gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, ‘Bu alanda öncü bir banka olarak, Türkiye’ye ve Türk bankalarına yönelik yatırımcı algısının iyileşmesiyle artan fırsatları değerlendirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Devam eden pozitif momentumu yakından takip ederek farklı yapılar altında gerçekleştireceğimiz işlemlerle fonlama yapımızı çeşitlendirmeye de devam edeceğiz.’ değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.