Connect with us

BANKA HABERLERİ

TCMB ve BDDK seyrediyor : Kredi faizleri durdurulamıyor!

Ticari kredi faizleri yüzde 46’ya varırken tüketici kredilerinde de faiz oranları hızla yükseliyor. Bankalar ihtiyaç kredisine yıllık yüzde 39’a kadar çıkan faiz uygularken konutta oran yüzde 33, taşıtta yüzde 34’ü buluyor.

Yayınlanma:

|

Merkez Bankası’nın eylül ayından beri politika faizinde yaptığı 500 baz puanlık indirim piyasa faizlerine etki yapmadı. Ticari kredi faizlerinde rotatif kredilerde bankalar yüzde 46’ya kadar faiz uygularken tüketici kredi faizleri de hızla yükseliyor. Bankaların yayımladıkları kredi faiz oranlarına göre ihtiyaç kredisi faizleri yıllık yüzde 39’a kadar varırken konutta en düşük aylık faiz yüzde 1,2’de kaldı. Taşıt kredisi faizleri de yükselişte. Aylık yüzde 2,55’e varan taşıt kredisi faizi oranlarıyla yıllık faiz yüzde 30’u aşmış durumda.

Dünya Gazetesinden Şebnem Turhan’ın haberine göre; Bankaların ihtiyaç kredisi için uyguladıkları aylık faiz oranı yüzde 1,55 ile yüzde 3,25 arasında değişiyor. Bankaların ihtiyaç kredisi için müşterilerine verdiği en düşük faizle yıllık faiz yüzde 18,6’yı en yüksek ise yüzde 39’u buluyor. Bu Merkez Bankası’nın yüzde 14 politika faizinin çok çok üstünde seviyelere işaret ediyor. Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 15’e düşürdüğü Kasım 2021’de ise ihtiyaç kredi faizleri çok daha düşük seviyelerdeydi. Bankalardan edinilen bilgiye göre 22 Kasım 2021 itibariyle bankalar ihtiyaç kredisinde yüzde 1,75 seviyesinde bulunuyordu. Kasım sonunda ihtiyaç kredisi yıllık faiz oranı yüzde 21 seviyelerindeyken şu anda yüzde 60’ı aşan bir artışla karşı karşıya kalınmış durumda.

Bu yüksek faiz oranına rağmen yüksek enflasyon azalan alım gücü vatandaşların ihtiyaç kredisine olan talebinde çok büyük bir düşüş yaşanmasının önüne geçiyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haftalık verilerine göre Merkez Bankası’nın politika faizinde indirim sinyallerinin başladığı Eylül 2021 başına göre yüzde 7,5’e yakın yükseldi. Haftalık düşüş ise yüzde 0,25 seviyesinde. BDDK verilerine göre yılın ilk haftasında yani 7 Ocak ile biten haftada bankalardaki ihtiyaç kredisi büyüklüğü 463 milyar 574 milyon lira seviyesinde.

Konutta yıllık yüzde 33 faiz var

Konut kredisi faizi kamu bankalarının Merkez Bankası’nın her politika faizi indirimi sonrasında kampanya yaptıkları bir ürün olarak öne çıkıyor. Kamu bankalarında aylık yüzde 1,2-1,44 arasında değişen oranlarda konut kredisi kullandırımı yapılırken özel bankalarda yüzde 2,5-2,75 arasında kredi faizleri uygulanıyor. Kamu bankalarında en düşük yıllık faiz oranı yüzde 14,4 olurken özel bankalarda yüzde 33’e kadar çıkabiliyor konut kredisi faiz oranları. Yine 22 Kasım 2021 itibariyle konut kredisi faizleri özel bankalarda yüzde 1,75 seviyelerindeydi. 1 puanlık artış yaklaşık yüzde 40’ın üzerinde bir yükselişe işaret ediyor.

BDDK’nın haftalık verilerine göre 7 Ocak 2022 haftası itibariyle konut kredisi hacminde yine Eylül 2021 başına göre yüzde 6,8 seviyesinde bir artış gözlenirken haftalık büyüme yüzde 0,2 seviyesinde kalıyor. Konut fiyatlarındaki hızlı artışlar göz önüne alındığında konut kredisi talebinin oldukça gerilediği söylenebilir. BDDK verilerine göre konut kredisi hacmi 299 milyar 716 milyon lira düzeyinde bulunuyor.

Otomobil fiyatlarındaki olağanüstü yükseliş 2020 ve geçen yıl yaşanan kredi talebinin de önünü kesmiş gibi görünüyor. Öyle ki zaten taşıt kredisi faizleri de yükseliş trendinde. Yine kamu bankalarında taşıt kredisi aylık faizleri yüzde 1,59-1,61 seviyesindeyken özel bankalarda yüzde 2,3 ile yüzde 2,80 arasında değişiyor. Taşıt kredisi faiz oranları yüzde 19 ile yüzde 34 arasında değişim gösteriyor.

BDDK haftalık verileri de taşıt kredisi büyüklüğü yine Merkez Bankası’nın faiz indirim sinyalini ilk verdiği Eylül 2021 başından bu yana yüzde 10 azalmış durumda. Haftalık değişimde de yüzde 1 düşüş yaşandı. Taşıt kredisi hacmi ise 12 milyar 983 milyon lira seviyesine geldi.

Ticaride talep azaldı tüketicide arttı

Merkez Bankası sıkı para politikasının ticari kredi talebinde olumsuz etkisini azaltmak için politika faizi indirimlerinin uygulandığı iletişimini son aylarda sık sık yineliyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerinden yapılan 13 haftalık yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış verilere göre 7 Ocak itibariyle toplam kredi büyümesi yüzde 19,39 seviyesinde. Tüketici kredilerinde ise büyüme yüzde 22,79 olurken ticari kredilerde yüzde 15,02’de kaldı. Merkez Bankası’nın indirim sinyali verdiği eylül başında 13 haftalık yıllıklandırılmış kur etkisinden arındırılmış ticari kredi büyümesi yüzde 5,6 seviyesindeyken en fazla artışın gözlendiği hafta 26 Kasım 2021 haftasında yüzde 17,42 olmuştu. Ardından politika faizi indirimleri sürse de ticari kredi büyümesinde gerileme yaşanmaya başladı. Yine Merkez Bankası verilerinden yapılan 13 haftalık yıllıklandırılmış kur etkisinden arındırılmış verilere göre kamu bankalarının kredi büyümesi yüzde 19,04 seviyesinde kalırken özel bankalarda bu oran yüzde 19,70 oldu. Hem özel hem kamuda kredi büyümesinde ivme kaybı yaşandı.

Uluslararası net rezervler 7.9 milyar dolara indi

Merkez Bankası net uluslararası rezervleri 7 Ocak 2022 itibarıyla, bir önceki haftaya göre 392 milyon dolar düşüş ile 7 milyar 947 milyon dolar oldu. Böylece TCMB’nin net uluslararası rezervleri Ağustos 2002’den bu yana yeni en düşük seviyelerdeki seyrini sürdürdü. Toplam rezervler ise 7 Ocak haftasında 1 milyar 607 milyon dolar azalarak 109 milyar 445 milyon dolara geriledi. 7 Ocak’ta Merkez Bankası brüt döviz rezervleri 1 milyar 575 milyon dolar azalışla 70 milyar 989 milyon dolara geriledi. Brüt döviz rezervleri, 31 Aralık’ta 72 milyar 564 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu dönemde altın rezervleri, 33 milyon dolar gerileyerek 38 milyar 489 milyon dolardan 38 milyar 456 milyon dolara düştü. Böylece Merkez Bankası’nın toplam rezervleri, 7 Ocak haftasında bir önceki haftaya kıyasla 1 milyar 607 milyon dolar azalarak 111 milyar 52 milyon dolardan 109 milyar 445 milyon dolara geriledi.

Yabancı hem hissede hem DİBS’te satıcı

Merkez Bankası haftalık menkul kıymet istatistiklerine göre, yabancı yatırımcılar 7 Ocak 2022 haftasında net 142.9 milyon dolarlık hisse senedi ve 71.6 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) satarken, 1.9 milyon dolarlık Şirket Borçlanma Senetleri (ŞBS) aldı. Yurt dışında yerleşik kişilerin 31 Aralık 2021 itibarıyla 18 milyar 434,7 milyon dolar olan hisse senedi stoku, 7 Ocak 2022’de 18 milyar 868,5 milyon dolara çıktı. Aynı dönemde yurt dışında yerleşik kişilerin DİBS stoku 3 milyar 482,6 milyon dolardan 3 milyar 297,5 milyon dolara, ŞBS stokları da 149 milyon dolara geriledi.

Bireylerin döviz mevduatı 1 milyar dolar azaldı

Kur korumalı TL mevduatı ürününün üçüncü haftasında gerçek kişilerin döviz mevduatında gerileme hissedilmeye başlandı. Merkez Bankası haftalık para ve banka istatistiklerine göre gerçek kişilerin döviz mevduatı 7 Ocak haftasında parite etkisinden arındırılmış verilere göre 1 milyar 70 milyon dolar azaldı. Tüzel kişilerin döviz mevduatında ise düşüş 1 milyar 130 milyon dolar oldu. 21 Aralık’ta devreye giren kur korumalı TL mevduatı ile 24 Aralık haftasında gerçek kişilerin döviz mevduatlarında parite etkisinden arındırılmış olarak 136 milyon dolarlık azalma yaşanmışken 31 Aralık haftasında 351 milyon dolarlık artış gerçekleşmişti. 7 Ocak haftasında toplam döviz mevduatında ise parite etkisinden arındırılmış olarak 2 milyar 200 milyon dolar geriledi.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Mahfi Eğilmez: KKM’nin 2024’e etkisi, 2023’ten belli!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Merkez Bankasının (TCMB) 2023 yılı durumunu ve zararını genel olarak değerlendirmeyi ve uygulanan yanlış politikalardan ders çıkarmayı amaçlayan bu yazıdaki bütün veriler, aksi belirtilmedikçe, TCMB finansal tabloları üzerine yazılmış bağımsız denetçi raporundan alınmıştır (raporun linki için son not 1’e bakınız.)  Şimdi bu verilerden hareket ederek TCMB’nin 2023 yılı faaliyet sonuçlarını değerlendirelim.

TCMB’nin Hissedarları ve Kâr Dağıtımından Alacakları Paylar

Önce TCMB’nin kâr ettiğinde bu kârdan kimlerin pay alacağına yani Bankanın hissedarlık yapısına bir bakalım:

Bu yapıya göre TCMB’nin yüzde 55’i Hazine ve Maliye Bakanlığı’na (Hazine), yüzde 19’u sermayesi Hazine’ye ait olan Ziraat Bankası’na ait bulunmaktadır. Kalan hisseler içinde başka bazı kamu kurumları ya da kamu kesimi ortaklı kuruluşlar yer almaktadır. Bir başka ifadeyle bir anonim şirket olan TCMB’nin hisselerinin büyük çoğunluğu kamu kesimine aittir. Hissedarlar arasında yer alan Mervak; Merkez Bankası Mensupları Sosyal Yardım Vakfıdır. Diğer başlığı altında çok sayıda küçük pay sahibi hissedarlar yer almaktadır. TCMB, kâr ettiğinde bu kârının büyük çoğunluğunu, bu hisse yapısı ve kanununda yer alan hüküm gereği Hazine’ye devretmektedir.

Kârın nasıl bir dağıtıma tabi tutulduğunu son iki yılı karşılaştırmalı olarak sergileyecek şekilde aşağıdaki tabloda gösterelim:

Bu tabloya göre 2022 yılında elde edilen net 72 milyar TL tutarındaki kârın dağıtılmasında ihtiyat akçesi olarak ayrılan 39,3 milyar TL’den sonra kalan tutarın ihmal edilebilecek kadar düşük bir miktarı diğer hissedarlara ve TCMB çalışanlarına dağıtılmıştır. Kârın kalan 32,6 milyar TL’si Hazine’ye devredilmiş, ayrıca 39,3 milyar TL’lik ihtiyat akçesi de Hazine’ye verilmiştir.

TCMB’nin Geçmiş Yıllar Kârları ve 2023 Zararı

Merkez Bankası (TCMB) 2023 yılında 818,2 milyar TL zarar ettiğini açıkladı. Bu, TCMB bilançosunu izleyenler için sürpriz değildi. Çünkü TCMB görev konusuyla hiç ilgisi olmayan bir kur korumalı mevduat yükü altında kalmıştı ve bu yük bilanço kalemlerine yansıyordu. 2023 yılında kâr değil 818,2 milyar TL zarar söz konusu olduğu için ihtiyat akçesi ayrılması mümkün olmadığı gibi hissedarlara ve çalışanlara kârdan pay verilmesi ve Hazine’ye kâr devri söz konusu olmamıştır.

Merkez Bankası’nın geçmiş yıllar kârları şöyledir (kaynak: TCMB, Kâr Zarar Tablosu.)

Merkez Bankaları, piyasaların durumuna ya da uyguladıkları para politikasının yönüne ve ağırlığına göre göre zaman zaman zararla karşılaşabilir. Örneğin 2023 yılında yalnızca TCMB değil başka merkez bankaları da zarar ettiler. Mesela ABD Merkez Bankası (Fed) 114 milyar dolar, Avrupa Merkez Bankası (ECB) 1,3 milyar Euro zarar etti. Zarar eden merkez bankaları arasında İsviçre ve Hollanda merkez bankaları da var. Bu zararların temel nedeni kurlardaki değişimler ve menkul kıymetler cüzdanında tuttukları yerli ve yabancı tahviller oldu. Merkez bankaları küresel kriz süresince para arzını artırıp piyasadan tahvil satın alarak ekonomiyi canlandırmaya yöneldiler. Faizler değişmediği sürece bu işlem zarar yaratmadı. Enflasyonda ortaya çıkan yükselişi durdurabilmek için 2022 yılında başlayıp 2023 yılında hızlanan faiz artırımları sonucunda ellerindeki tahvillerin değeri düştü. Merkez bankalarının 2023 yılındaki zararlarının asıl nedeni budur (bu çelişki için son not 2’deki yazıma bakabilirsiniz.)

TCMB’nin, 2023 yılındaki 818,2 milyar TL’lik zararı ise bu sayılan merkez bankalarının durumundan farklı olarak neden – sonuç ilişkilerinin birbirine karıştırılmasıyla ortaya çıktı.  Son yıllarda pek çok bilim dışı adım söz konusu oldu ama bunlar arasında ekonomide en büyük hasarı yaratmış olanı faizi, enflasyonun altında belirlemek olmuştur. 2021 yılının Eylül ayında başlayan faiz indirimlerinin yarattığı dövize talebi önlemek amacıyla getirilen kur korumalı mevduat sistemi bankaların ödemesi gereken maliyeti TCMB’nin üzerine yıkarak 2023 yılı sonu itibarıyla 818,2 milyar TL’lik zarara yol açmıştır

TCMB’nin Döviz ve Altın Rezervlerinin Durumu

Bu yanlış ekonomi politikası, TCMB’ye yüklediği bu astronomik zarara ek olarak ayrıca ciddi bir rezerv kaybına da mal oldu. Aşağıdaki tablo TCMB’nin 19 Nisan 2024 itibarıyla rezerv durumunu gösteriyor (kaynak: TCMB bilançosu, parasal ve finansal göstergeler tablosu, uluslararası rezervler ve döviz likiditesi tablosundaki verilerden yararlanarak tarafımdan hazırlanmıştır.)

TCMB, hiç üzerine vazife olmadığı halde bir yandan kur garantisi veren bir kur korumalı mevduat sisteminin zararını üstlenirken bir yandan da GSYH’yi yüksek göstermek adına kuru düşük tutmak için rezervlerini sattı, onunla da yetinmedi borçla edinilen rezervleri de harcadı.

Rezervler meselesine girmişken kamuoyunda yalan yanlış bilgilere dayalı olarak tartışılan TCMB’nin altınları meselesine de değinelim. Aşağıdaki tablo TCMB’nin altın varlığını ve bunların nerede bulundurulduğunu gösteriyor:

2023 yılsonu itibarıyla TCMB’nin uluslararası standarttaki altın varlığı 726,4 tondur. Bu miktarın 524,1 tonu TCMB’ye, 152,2 tonu bankalara (108,1 tonu zorunlu karşılıklar, 43,3 tonu bankalar serbest altın deposu), 50,1 tonu Hazine’ye aittir. Ayrıca 2,8 ton da TCMB’ye ait uluslararası standartta olmayan altın mevcuttur. Uluslararası standarttaki 726,4 tonluk altın mevcudunun 34 tonluk kısmı TCMB kasalarında, 150,6 tonluk kısmı İngiltere Merkez Bankası’nda (BOE), 541,8 tonluk kısmı Borsa İstanbul’da (BIST) saklanmaktadır. Uluslararası standartta olmayan 2,8 tonluk altın TCMB kasalarında bulunmaktadır. Altınların bir kısmının BOE bir kısmının da BIST nezdinde bulunmasının nedeni bunların swap işlemlerinde kullanılabilmesi içindir.

Değerlendirme

Merkez Bankaları genellikle kâr ederler. Buna karşılık kriz dönemlerinde izlenen politikalar ve faizlerdeki gelişmelere göre zarar etmeleri de söz konusu olabilir. TCMB’nin 2023 yılı zararı yanlış faiz politikası sonucu insanların dövize kaçmasını önlemek için getirilen kur korumalı mevduat uygulamasından kaynaklanmıştır. Bu uygulama yalnızca zarara değil, kuru tutma çabası nedeniyle rezervlerin eksiye düşmesine de yol açmıştır. Sorun bununla da bitmiyor. TCMB’nin zarar etmesi ve bunun sonucu olarak geçmiş yıllarda olduğu gibi Hazine’ye kâr ve ihtiyat akçesi devredemeyecek olması 2024 bütçe açığının finansmanı için de ciddi bir sorun yaratmıştır.

Ekonomi politikası ilginç bir politikadır. Bir bütün olarak doğru kurgulanıp uygulanamazsa birbiriyle çelişen parçalar haline dönüşür ve bir senteze varılması olanaksız hale gelir. Ekonomi politikası açısından bakmayı başarabilirsek, ekonomideki en önemli faktörlerin başında faizin geldiğini görürüz. Yanlış belirlendiğinde ekonomiyi alt üst eder, üretim ve yatırımı yok eder, tüketimin öne geçmesine yol açar. Bunun sonucunda ekonomi büyüse de kaliteli bir büyüme yakalanamaz. Bir süre sonra faiz doğru tespit edilse bile tek başına ekonomiyi düzeltemez, yanında mutlaka yapısal reformlarla desteklenmesi gerekir.

Son notlar: 

1 https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/51753143-d577-47b4-9270-6cefbd613c8e/TCMB+-31.12.2023++Yasal+%28T%C3%BCrk%C3%A7e%29.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACE-51753143-d577-47b4-9270-6cefbd613c8e-oYL09F5

Tahvil fiyatı ile faiz arasındaki ters ilişkiyi ortaya koyan yazım için:

https://www.mahfiegilmez.com/2013/06/faiz-yukselince-kim-kazanr-kim-kaybeder.html.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

İşte Türkiyenin karnesindeki son durum

S&P’nin dün akşamki not artırım kararının ardından, kuruluşun değerlendirmesinde Türkiye yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe altında yer aldı. Fitch değerlendirmesinde de Türkiye’nin kredi notu benzer seviyede yer alırken, Moody’s’e göre kredi notu halen yatırım yapılabilir seviyenin 6 kademe altında yer alıyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dün akşam S&P, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmesini açıkladı. Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunun “B”den “B+”ya yükseltildiği ve kredi notu görünümünün “pozitif” olarak korunduğu bildirildi.

Türkiye’de yerel seçimlerin ardından dış dengelenmenin de etkisiyle para, maliye ve gelirler politikası arasındaki koordinasyonun iyileşeceğinin düşünüldüğü belirtilen açıklamada, gelecek 2 yıl içinde portföy girişlerinin artacağının, cari açıkların daralacağının, enflasyon ve dolarizasyonda düşüşün öngörüldüğü kaydedildi. Açıklamada, politika yapıcıların, cari açığın daraldığı ve dolarizasyonun tersine döndüğü ortamda enflasyonu düşürmeyi ve liraya olan güveni yeniden tesis etmeyi başarması halinde Türkiye’nin kredi notunun yükseltilebileceği ifade edildi.

S&P, Türkiye’de son dönemdeki politika düzenlemeleri nedeniyle aralık ayında takvim dışı değerlendirmeye giderek ülkenin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çevirmişti. Diğer kredi derecelendirme kuruluşlarından Moody’s de ocak ayında Türkiye’nin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkarmıştı.

FITCH DE 12 YIL SONRA YÜKSELTMİŞTİ

Geçen ay Fitch Ratings de Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltti, not görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkardı. Kuruluş, böylece 12 yıl sonra ilk kez Türkiye için not artırım kararı aldı. Fitch kararıyla ilgili açıklamasında sıkı para politikasının beklenenden daha önce güçlü bir şekilde uygulandığını, böylece makroekonomik ve dış kaynaklı kırılganlıkların azaldığını aktardı.

‘YATIRIM YAPILABİLİR’ SEVİYEYE KAÇ ADIM KALDI?

Son artışla birlikte Türkiye, artık not açısından S&P ve Fitch için yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe, Moody’s için 6 kademe altında. Hepsinde görünüm ise Pozitif. Kredi notunun artması ve görünümün de pozitif olması, sonraki aşamada da tekrar not artırımı gelebileceğine işaret ederken bu her ne kadar piyasalar açısından yatırım yapılabilir seviyenin henüz gerisinde olunsa da olumlu değerlendiriliyor.

BIST 100’DEKİ YÜKSELİŞİ DESTEKLEDİ

Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik aldığı olumlu kararlar ve bu kararların devamının gelebileceğine yönelik beklentileri Borsa İstanbul’a da şu ana kadar pozitif yansıdı. BIST 100 endeksi son 1 ayda yüzde 12.57 yükselirken. 2024 genelinde yüzde 34.79’luk artış yaşadı. 2024’teki yükseliş ocak-Nisan dönemindeki yüzde 18.72’lik enflasyonun çok üzerinde gerçekleşerek Borsa İstanbul yatırımcısına önemli bir reel getiri sağladı.

NE ANLAMA GELİYOR?

Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri çeşitli yatırım fonları tarafından dikkatle takip ediliyor. Bu değerlendirmeler bireysel kredi notlarına benzer bir görev üstleniyor. Bir ülkenin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyede yer alması daha güvenli bir yatırım ortamı sunduğu anlamına geliyor. Bu sebeple dünyada başta emeklilik fonları olmak üzere çeşitli büyük fonlar bir ülkenin tahvil veya hisse piyasasına yatırım yapmadan önce 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşunun 2’sinde yatırım yapılabilir seviyede not almış olmasını bir gereklilik olarak görüyor. Bir ülkenin kredi notu yükseldikçe o ülkeye sermaye akışının hızlanması ihtimali artıyor.

Habertürk

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

AKBANK EMEKLİLERİ İLE BUZLARI ERİTTİ

Yayınlanma:

|

Bankaların yıllardır kendi emeklilerine Maaş Promosyone vermemesi bu kesimde ciddi mağduriyet ve maddi kayıplara neden olmuştu. 2022 ve 2023’de İŞBANK, Garanti BBVA ve YKB gibi bankalar kendi emeklilerine maaş Promosyonu vermeye başlamasına rağmen AKBANK kendi emeklilerine maaş promosyunu vermemekte diremisi bankaya olan tepkilerin de artarak devam etmesine neden olmuştu. AKBANK ile sık sık emeklilerin haklarını aramada pasiflikle suçlanan AKBANK Mensupları Tekaüt Sandığı Vakfı (AKSANDIK ) yöneticileri arasında devam eden görüşmeler Mayıs başında uzlaşma ile sonlandı ve Banka emeklilerine 3 yıllık maaş sözleşmesi karşılığı 15.000 liraya kadar Promosyon verileceği açıklandı. Banka emeklileri 6-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında Promosyon için başvuruda bulunabilecek.

Hak verilmez alınır örneği oldu

Doğru bir ifade ile bankadan Promosyon alınabilmesi için arka planda emeklilerin bankaya karşı ciddi bir hak mücadelesi yer aldı. Bankanın kendi emeklilerini görmezlikten gelmesi, diğer bankaların kendi emeklilerine sahip çıkarak bayram ikramıyesi ve maaş promosyonu vermesi AKBANK’a olan tepkileri de artırmıştı. AKBANK Emeklileri kararlı mücadeleri ile 2023 yılında Bayram İkramiyesi verilmesi haklarına kavuşurken, 2024 Mayısın’da AKBANK aynı zamanda kendi emeklisine en son maaş Promosyonu vermeyi kabul eden banka oldu.

Banka Vitrini olarak sık sık yazılarımızda AKBABK’ın emekililerine promosyon vermesi gerektiğini gündemde tutmuştuk.

Yeni CEO KAAN GÜR Mağduriyeti giderdi

AKSANDIK tarafından üyelerine gönderilen açıklama ile Banka ile emeklileri arasında devam eden Promosyon kavgası da tatlıya bağlanmış oldu. Promosyon verilmesinde 2023 son çeyreğinde göreve başlana CEO Kaan GÜR‘ün onay ve katkısının olması ise eski Genel Müdür Hakan BİNBAŞGİL‘e yapılan eleştirilerin haklılığını ortay akoydu. Zira banka çalışanları özellikle Hakan BİNBAŞGÜL döneminde yaşadıkları mağduriyetleri sık sık dile getirilmişti. Bankanın Sendikasız bırakılmasında, deneyimli banka kadrolarının tasfiyesinde, başta deneyimli Banka müdürlerinin ve yüzlerce personelin işten çıkaırlması BİNBAŞGİL döneminde yaşanmış, başta emekliler olmak üzere gösteriler ve açıklamalar ile bankalarını sık sık protesto etmişlerdi.

Eski Yöetim emekçisine vefasızlık yaptı

AKBANK Emeklileri ömürlerini bankanın kullandığı “Güveninizin Eseri” ilkesi ile mesleklerini sürdürdü. Bu cümle sadece müşteriler için değil emekli yaşına gelmiş, emekli olmuş eski bankacılar için de çok önemli bir ilke idi. Özellike Hakan BİNBAŞGİL’in Genel Müdür olması iel başlayan süreç bankanın yıllarını veren eski çalışanlara emekliliklerini beklemeden yollarını ayırma yöntemine geçmesi ile “Güveninizin eseri” ilkesinin terk edilmesi aynı döneme denk gelir. Özellikle 2008 krizinde geri çağrılan krediler ile banka piyasada da kan kaybetmeye başlamış bi rçok bilanço kaleminde dört büyüklerin içinde dördüncüliğe gerilemiş durumda. Her ne kadar üst yöneticiler hatalarını kabul etmese de bu süreçte personel ve müşterilere karşı yaklaşımı olumsuz olunca bankanın kan kaybetmesi de engellenemedi. Hakan BİNBAŞGİL’in CEO görevinden ayrılması ile birlikte bankadan ayrılan GMY Kaan GÜR ile yollarına devam etme kararı alan banka eski yaraları da sarmaya başladı. O nedenle yasal zorumluluk olmamasına rağmen içten ve rekabetten gelen baskılara dayanamayan banka üst yönetimi emeklilerini önce Bayram İkramiyesi sonra da Maaş Promosyono vermek zorunda kaldı. Maaş Promosyonunu rakiplerine göre en son veren banka olması da bankanın emeklilere nasıl yaklaştığı ne kadar değer verdiğinin de güzel göstergesi oldu aslında.

Erol TAŞDELEN – AKBANK eski Çerkezköy ve Uşak-Çevreyolu Şube müdürü

*************************

EK OKUMALAR:

AKBANK EMEKLİLERİNİN HAKLI İSYANI

AKBANK VE AKSANDIK YÖNETİMİNDEN HAK ARAYAN EMEKLİLERİNE İKİNCİ DARBE

AKBANK YÖNETİM KURLUNUNA AÇIK ÇAĞRI : EMEKLİLERİNİZE MAAŞ PROMOSYONU VERİNİZ

Güveninizin Eseri : AKBANK Emeklileri vefasızlığı protesto etti!

AKBANK beklenen son: CEO Hakan Binbaşgil ayrılıyor, yerine gelecek isim belli

AKBANK’ta bir dönem bitti: Genel Müdür Binbaşgil görevinden ayrıldı

 

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.