Connect with us

Erol Taşdelen

Siyasette bilmem ama Reel Piyasalarda Geliyor Gelmekte Olan!

Yayınlanma:

|

TCMB hala dövize talebin GÜVEN eksikliğinden ve toplumun/firmaların önünü göremediğinden kaynaklandığını okumamakta ısrar ediyor. Bizzat Başkanları Kavcıoğlu tarafından da 2022’deki ISO toplantısında dillendirdiği gibi “kredi alan firmalar döviz alıyor” şeklinde ifadesi ile kısaca KREDİ SEBEP, DÖVİZ TALEBİ SONUÇ  formüle edilen dövize talebin bankaların kredi vermesine bağlandı. Bu anlayış hala da devam ediyor. Oysa bankalar bu ülkede 100 yıldır kredi veriyor. TCMB’nin Dövize talep işini sadece banka kredisine indirgemesi bile başlı başına bu işin kısa sürede çözülemeyeceğinin işareti. Zira, İthalatının %80’ni hammadde olan bir ülkede sanayicinin dövize talebini kesmek “imalatın durması” ile aynı anlama gelir. Amaç bu ise hedefe yaklaşmaya az kaldı!

Önemli olan döviz talebinin olup olmaması, az ya da çok olması değil, talebin NEDENİDİR! Bunun da çözümü GÜVENSİZLİK ve BELİRSİZLİK ortamını ortadan kaldırmaktır!

Tespit bu olunca çözüm de “bankaların kredilerini kısalım” şeklinde oldu. Hatırlanırsa önce kredilerin karşılık oranlarını artırdılar, paralelinde Kredi faiz ve hacim tavanını aşan bankalara düşük faizden Tahvil alma zorunluluğu geldi. %8,50 MB gösterge faizinin mevduat tarafında da kredi tarafında da fiili olarak  REEL PİYASADA bir anlamı yok. KKM mevduat faizleri %50’lere dayandı Mayıs ortasında. Çünkü bankaların katlanacakları cezanın maliyeti daha yüksek; kısa süreli bankalar çözüm olarak kredileri durdurma yanında mevduat faizlerini yükseltmekte buldu. Bankalar çok karlı deniyor ya o karların içinin ne kadar boş olduğunu, kağıt üzerinde olduğunu işin içinde olanlar da biliyor.

MB baktı dövize talep durmuyor, başta dediğim gibi neden olarak da verilen kredileri gördüğü için Ticari Krediler kesmedi Mayıs ayında Bireysel Kredileri ve vatandaşın krediye ulaşma kanallarını da kısıtlama yoluna gitti. Kredi kart limitini 12 ay taksitli yapıp tüketici kredisi gibi kullanan vatandaşın bu yöntemini ve Kredili Mevduat Hesabı-KMH kullanmaması için bu kredilerde de limit ve karşılıklar ile oynayarak buradaki hareket alanını da daralttı Mayıs ayında. Ama çözüm olur mu: HAYIR!

MB tarafından Gerçek kişilerin döviz mevduatı için de ( şimdilik)  28 Temmuz’a kadar yeni yaptırımlar geldi bankalara. Yazın Gurbetçi ve Turizm gelirlerini düşünerek 28 Temmuz dediği o kadar net ki. Bu da Merkezin dövizde ne kadar sıkıştığının belgesi aslında. İş Gerçek kişilerin döviz mevduatına baskılamaya kadar geldi. Bankalara Dövizden Türk lirasına dönüşte ek dönüşüm hedefi getirildi.

Kredi kartında Kuyum harcamalarına sınır geldi. Çünkü sıkışan vatandaş kredi kartı ile Altın alıp yan kuyumcuda paraya çevirmeye başlamıştı. MB vatandaşın bunu “çaresizlikten günü kurtarmak için” değil de “kar elde etmek spekülatif yaptığına” kanaat getirmiş ki böyle bir tedbir almış. Sermaye kontrolünden bir adım önceki ciddi sinyaller bunlar! Bazı trafik lambaları yeşilden direkt kırmıza geçer unutmayalım! Merkez bankası, bankalardan bankalararası piyasada günlük döviz alımlarını azaltmalarını istedi. Daha önce belirlenen günlük döviz alım limitleri %25 oranında düşürülmüştü; Bankaların interbank işlemlerinde günlük döviz limiti %25 düşürüldü. Bankalardan ayrıca firmaların döviz ihtiyaçlarını acil değilse teslimatsız FW döviz kontratlarına yönlendirmeleri istendi. Kısaca; fiili döviz talebini kısın demek istiyor!

Sözün özü; kasada döviz yok! Kısa sürede 300 milyar Dolara ihtiyaç var. Önümüzde uzun ve karanlık bir tünel var. Tünelin uzundaki ışığın gün ışığı olduğunu söylemeyi çok isterdim ama öyle değil maalesef. Banka kredileri durmuş durumda bu hali ile reel piyasanın özkaynaklar ile dönmesi çok zor. Reel piyasada her şey peşin satışa döndü. Aylık vade farkları %5-6 ortalamaya yükseldi. Aylardır firmalar vadesi gelen krediler ve leasing gibi ödemeleri ökaynaklardan yapıyor. Nereye kadar dayanır, firmanın likit durumuna ve bulunduğu sektöre bağlı. Seri iflaslar yakında patlar. Piyasa sorunlar yumağına dönmüş durumda. Zaten BDDK verilerinde Mart sonu 158,5 milyar TL olan Takip tutarı, 11,7 milyar TL artarak 28 Nisan tarihinde 170,2 milyar TL’ye yükseldi. Bu artışın 11 milyar TL’lik kısmı Ticari krediler. Döviz ile ilgili yasaklar bir başlarsa finasn krizini engelleyemezsiniz, kartopu gibi büyümenin yanında yeni sorunlar ile piyasayı iyice boğar. Geciktirmeye çalışılan Kapitalist Sistemın acı yüzü ortaya çıkar: Altta kalanın canı çıkar!

Son söz: Siyasette bilmem ama Reel Piyasalarda Geliyor Gelmekte Olan!

Not: Seçimlerden umutlu idim. İktidar değişikliğinde döviz girişi olacağı kesin gibiydi. En azından “her şey daha kötü olmayacaktı“. İlk turdan sonra halkın önceliklerinin Ekonomi dışında farklı alanlarda olduğunu gördük. Yaşam koşullarını kötüleşmesi belli ki İnsanların düşüncelerini değiştirmemiş. Düşünceler değiştiğinde de yaşam koşullarını düzeltmek için zaman olmayacak! Özetle, sıkıntılı günlere hazırlıklı olun! Hasar tespiti için de maaşınızla, kira gelirinizle, elinizdeki mülk ile ne kadar döviz alabileceğinizi yazıp bir kenara koyun, bir yıl sonra yazdığınıza bakın, tekrar aynı hesabı yapın!

Kimseye kızmayın, yarın yaşayacaklarınızın, bugün verdiğiniz Siyasi kararlar sonucu olduğunu da unutmayın!

Erol TAŞDELEN – Ekonomist                    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ÖRGÜTSEL SUÇ TEORİSİ ve DAVRANIŞSAL EKONOMİ

Yayınlanma:

|

1. Örgütsel Suç Teorisi

Örgütsel suç teorisi, büyük organizasyonlar içinde işlenen suçları ve bu suçların arkasındaki örgütsel dinamikleri anlamayı hedefler. Suçun bireysel bir eylem değil, örgütsel yapı, kültür ve teşviklerin bir sonucu olarak ortaya çıktığını savunur. Bu teoriye göre, örgütler genellikle kâr maksimizasyonu, piyasa baskısı veya rekabet avantajı elde etmek için etik dışı ya da yasa dışı faaliyetlerde bulunabilirler.

Önemli noktalar:

  • Suçlar genellikle örgütsel hiyerarşi, kültür ve yapısal özelliklerden kaynaklanır.
  • Örgütsel suçlar bireysel suistimallerden ziyade kolektif karar alma süreçleriyle bağlantılıdır.
  • Karar alma süreçlerinde risk ve ödül hesaplamaları yapılır, bu da yasa dışı davranışları teşvik edebilir.

Örgütsel suç teorisine göre, suçlar genellikle örgüt içindeki güç dinamiklerinden, hiyerarşik yapılardan ve örgütsel kültürden etkilenir. Bu tür suçların örnekleri şunlar olabilir:

  1. Finansal Dolandırıcılık: Büyük şirketlerin muhasebe usulsüzlükleri, piyasa manipülasyonları ve yolsuzluk faaliyetleri.
  2. Çevre Suçları: Çevresel düzenlemeleri ihlal eden atık yönetimi veya kirlilik politikaları.
  3. İş Gücü Suistimalleri: Çalışanların haklarını ihlal eden, kötü çalışma koşulları sunan uygulamalar.
  4. Tüketici Dolandırıcılığı: Yanıltıcı reklamcılık, sahte ürünlerin satışı veya güvenli olmayan ürünlerin pazarlanması.

Teorinin altında yatan bazı önemli noktalar:

  • Kurum Kültürü: Bir örgütün içindeki normlar, değerler ve alışkanlıklar, bireylerin örgütsel suçlara karışma eğilimini artırabilir.
  • Yapısal Faktörler: Örgüt içindeki hiyerarşik yapı, yetki dağılımı ve sorumlulukların belirsizliği, suçların daha kolay işlenmesine olanak sağlayabilir.
  • Baskılar ve Teşvikler: Örgütler üzerindeki kâr baskıları ve rekabetçi ortam, yasa dışı veya etik olmayan yollara başvurmayı teşvik edebilir.

2. Davranışsal Ekonomi

Davranışsal ekonomi, insanların ekonomik kararlar alırken nasıl irrasyonel davranışlar sergileyebileceğini ve psikolojik faktörlerin kararlarını nasıl etkilediğini inceler. Geleneksel ekonomi teorilerinin varsayımlarının aksine, insanların her zaman rasyonel kararlar almadığı, duygusal, sosyal ve bilişsel önyargılarla yönlendirildiklerini savunur.

Önemli noktalar:

  • Bireyler, karar alırken sınırlı rasyonalite gösterirler ve psikolojik faktörler (örneğin, belirsizlik, kaygı, aşırı özgüven) kararlarını etkiler.
  • Risk algısı ve karar verme süreçleri, bireylerin ekonomik seçimlerinde irrasyonel davranışlara yol açabilir.
  • Teşvikler ve baskılar, insanların riskli ya da etik dışı davranışlar sergilemesine neden olabilir.

İki Alanın Kesişim Noktaları

  1. Karar Verme Süreçleri: Örgütsel suç teorisi, örgütlerin yasa dışı faaliyetlere yönelmesinin arkasında bireysel karar vericilerin bulunduğunu öne sürer. Davranışsal ekonomi ise bu bireylerin karar alma süreçlerinde rasyonel olmayabileceğini, psikolojik ve duygusal faktörlerin etkili olduğunu vurgular. Örneğin, bir şirket yöneticisi, belirsizlik ve aşırı güven nedeniyle yasa dışı bir faaliyete girişebilir.
  2. Risk ve Ödül Dengesi: Her iki teori de bireylerin ve örgütlerin risk-ödül hesaplamalarına odaklanır. Davranışsal ekonomi, bireylerin genellikle riskleri yanlış değerlendirdiğini ve “kayıptan kaçınma” gibi psikolojik önyargılarla hareket ettiğini öne sürer. Örgütsel suç teorisinde de, örgütlerin yasal riskleri yanlış hesaplayarak suçlara karışabileceği belirtilir.
  3. Teşvikler ve Baskılar: Davranışsal ekonomi, bireylerin teşviklerle (finansal ödüller, terfi beklentisi vb.) nasıl motive olduğunu ve bu teşviklerin irrasyonel kararlar almalarına neden olabileceğini inceler. Örgütsel suç teorisinde de, örgütsel baskılar (kâr baskısı, rekabet avantajı) suç teşkil eden davranışları teşvik edebilir.

Özetle:

  • Örgütsel Suç Teorisi suçun örgütsel yapı ve kültürden kaynaklandığını incelerken,
  • Davranışsal Ekonomi bireylerin irrasyonel kararlar alma eğilimlerini ve bu kararların arkasındaki psikolojik mekanizmaları inceler.

Bu iki alan, özellikle bir örgütteki bireylerin suç teşkil eden kararlar alırken rasyonellikten sapmaları, riskleri yanlış değerlendirmeleri ve psikolojik faktörlerin etkisinde kalmaları bakımından birbirini tamamlar.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ŞİRKETİNİZE EN UYGUN STOK TAKİP SİSTEMİ HANGİSİ?

Yayınlanma:

|

Firma STOK Takip sisteminde ve mal çıkışında uygulanan muhasebesinde sistemi direkt firmanın karlılığını da etkilemektedir. Firmanıza en uygun muhasebeleştirme sistemi için özet bilgi aşağıdaki sunulmuştur…
STOK takip yönteminde FIFO mu LIFO mu uygulayalım…
FIFO
En eski envanter ürünleri ilk önce satılır.
Satılan envanter, en eski birimlerden oluşurken, elde kalan envanter, en son satın alınanlardan oluşur.
Ne zaman FIFO kullanılmalı?
Bozulabilir Mallar: En eski birimleri satarak, FIFO bozulma veya eskime riskini en aza indirmeye yardımcı olur.
Enflasyonist Ortamlar: Satılan malların maliyeti daha eski, daha düşük fiyatlı envanterlere dayalı olduğundan, elde kalan envanter daha yeni, daha yüksek fiyatlı birimlerle değerlendirilir.
LIFO
En yeni envanter ürünleri ilk önce satılır.
Satılan malların maliyeti en son envanter maliyetlerinden oluşurken, elde kalan envanter, en eski maliyetlerle değerlenir.
Ne zaman LIFO kullanılmalı?
Bozulmaz Mallar: LIFO, raf ömrü veya son kullanma tarihi olmayan mallar için uygun olabilir.
Vergi Avantajları: Fiyat artışlarının olduğu durumlarda, en son ve daha yüksek maliyetlerin gelirle eşleşmesi nedeniyle, LIFO vergi gelirlerini azaltabilir ve potansiyel olarak vergi ödemelerini erteleyebilir.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TÜRKİYE’yi GRİ LİSTE’ye alan FATF’dan Kara Para mücadelesi için 40 tavsiye

Yayınlanma:

|

FATF (Financial Action Task Force) yani Mali Eylem Görev Gücü, kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanıyla mücadele etmek amacıyla 1989 yılında G7 ülkeleri tarafından kurulan hükümetler arası bir organizasyondur. FATF’nin temel amacı, uluslararası finansal sistemi bu tür yasa dışı faaliyetlerden korumak ve ülkeler arasında uyumlu bir yaklaşım geliştirmektir.

FATF’nin görevleri şunlardır:

  1. Standartlar Geliştirmek: FATF, kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı ile mücadele için uluslararası standartlar belirler. Bu standartlar, FATF’nin 40 Tavsiyesi olarak bilinir.
  2. Politikalar Geliştirmek: FATF, ülkelerin mali suçlarla mücadele etmesine yardımcı olacak politikalar geliştirir ve bu politikaların uygulanmasını teşvik eder.
  3. Ülkeleri Değerlendirmek: FATF, üye ülkelerin bu standartları ne kadar iyi uyguladığını değerlendiren karşılıklı değerlendirme raporları (mutual evaluation reports) hazırlar. Bu raporlar, ülkelerin mali suçlarla mücadelede ne kadar etkili olduğunu ortaya koyar.
  4. Uluslararası İşbirliği: FATF, ülkeler arasında bilgi paylaşımı ve işbirliğini teşvik eder, bu sayede mali suçlar ve terörizmin finansmanı ile daha etkili bir şekilde mücadele edilmesini sağlar.

FATF’nin uluslararası finansal sistem üzerinde büyük bir etkisi vardır. Eğer bir ülke FATF standartlarına uymakta başarısız olursa, bu durum o ülkenin finansal sistemine ve uluslararası itibarına ciddi zararlar verebilir. Örneğin, bir ülkenin FATF tarafından “kara listeye” alınması, o ülkenin uluslararası bankacılık ve finansal işlemlerinde önemli kısıtlamalara yol açabilir.

Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanıyla mücadele etmek amacıyla oluşturulmuş uluslararası standartlar setidir. İşte bilmeniz gerekenler:

Amaç:

  1. Finansal Sisteminin Bütünlüğünü Korumak: Suçluların yasadışı faaliyetlerden elde edilen gelirleri gizlemek veya taşımak için finansal sistemi kullanmalarını önlemek.
  2. Terörizmin Finansmanını Engellemek: Terörizmi desteklemek için kullanılan para akışını kesmek.
  3. Kitle İmha Silahlarının Finansmanını Önlemek: Ülkelerin veya grupların kitle imha silahları edinme veya geliştirme çabalarını engellemek.

Anahtar Alanlar:

FATF 40 Tavsiyeleri, aşağıdakiler gibi geniş bir yelpazeyi kapsar:

  1. Risk Değerlendirmesi ve Koordinasyon: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerini anlamalı ve bunları ele almak için çabalarını koordine etmelidir.
  2. Suç Sayma ve Müsadere: Kara para aklama, terörizmin finansmanı ve ilgili suçlar suç sayılmalı ve ülkeler suç gelirlerini el koyma ve dondurma mekanizmalarına sahip olmalıdır.
  3. Önleyici Tedbirler: Finansal kurumlar ve diğer işletmeler, müşteri kimlik doğrulama, kayıt tutma ve şüpheli işlemlerin bildirilmesi gibi önlemleri uygulamalıdır.
  4. Gerçek Sahipliğin Şeffaflığı: Ülkeler, şirketler ve tröstlerin arkasındaki gerçek sahiplerin kimliklerinin belirlenmesini sağlamak ve bu yapıların yasadışı amaçlar için kötüye kullanılmasını önlemek zorundadır.
  5. Yetkili Makamların Yetkileri: Kolluk kuvvetleri, mali istihbarat birimleri ve düzenleyiciler, mali suçları araştırmak ve bunlarla mücadele etmek için gerekli yetkilere ve kaynaklara sahip olmalıdır.
  6. Uluslararası İşbirliği: Ülkeler, bilgi paylaşımı, soruşturmaların yürütülmesi ve suçluların sınır ötesinde adalete teslim edilmesi konusunda etkili bir şekilde işbirliği yapmalıdır.

Önemi:

  1. Küresel Standart: FATF Tavsiyeleri, finansal suçlarla mücadelede ülkelerin sahip olması gereken temel tedbirler olarak küresel çapta tanınmaktadır.
  2. Değerlendirmeler ve Sonuçlar: FATF, ülkelerin bu Tavsiyeleri ne kadar iyi uyguladığını değerlendirir. Uyum sağlanmaması, FATF tarafından kara listeye alınma ve bunun sonucunda bir ülkenin finansal sistemi ve itibarının zarar görmesiyle sonuçlanabilir.

“Sağladığınız görüntü, FATF’nin 40 Tavsiyesi ile birlikte her birinin kısa bir açıklamasını içermektedir. Bu tavsiyeler, ülkelerin kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanıyla etkili bir şekilde mücadele etmesi için takip etmesi gereken temel kılavuzlardır.

Belirli bir tavsiye hakkında daha ayrıntılı bir açıklama ister misiniz ya da bu kılavuzlarla ilgili başka bir konuda yardıma mı ihtiyacınız var?”

FATF’nin 40 Tavsiyesi aşağıdaki gibidir: 

Tavsiye 1: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerini belirlemeli, değerlendirmeli ve bu riskleri azaltmak için harekete geçmelidir.

Tavsiye 2: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele için eylemleri koordine etmek üzere yetkili bir merci veya mekanizma atamalıdır.

Tavsiye 3: Ülkeler, Viyana ve Palermo Sözleşmeleri temelinde kara para aklamayı suç haline getirmelidir.

Tavsiye 4: Ülkeler, suçun araçları, gelirleri ve mülklerine el koyma ve bunlara ilişkin yaptırımları uygulama konusunda gerekli önlemleri almalıdır.

Tavsiye 5: Ülkeler, terörizmin finansmanı, terörist eylemler ve terör örgütlerinin finansmanını suç haline getirmelidir.

Tavsiye 6: Ülkeler, BM Güvenlik Konseyi Kararları ile uyumlu olarak terörizmin ve terörizmin finansmanına yönelik hedefli mali yaptırımları uygulamalıdır.

Tavsiye 7: Ülkeler, BM Güvenlik Konseyi Kararları ile uyumlu olarak yayılmanın finansmanına yönelik hedefli mali yaptırımları uygulamalıdır.

Tavsiye 8: Ülkeler, kar amacı gütmeyen kuruluşlara ilişkin yasa ve düzenlemelerin, bu kuruluşların kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerini azaltmaya uygun olmasını sağlamalıdır.

Tavsiye 9: Ülkeler, mali gizlilik yasalarının FATF Tavsiyelerinin uygulanmasını engellemediğinden emin olmalıdır.

Tavsiye 10: Mali kurumlar, müşteri kimlik doğrulama (CDD) önlemlerini yerine getirmekle yükümlü olmalıdır.

Tavsiye 11: Mali kurumlar, müşteri bilgilerini ve işlemleri en az 5 yıl süreyle saklamakla yükümlü olmalıdır.

Tavsiye 12: Ülkeler, Politically Exposed Persons (PEPs) ile ilgili olarak özel politikalar, prosedürler ve düzenlemeler uygulamalıdır.

Tavsiye 13: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanına ilişkin şüpheli işlem raporları (STR) oluşturmalı ve bu raporları analiz etmelidir.

Tavsiye 14: Ülkeler, yeni ödeme yöntemleri ve yeni teknolojilere yönelik uygun due diligence önlemleri geliştirmelidir.

Tavsiye 15: Ülkeler, yeni ürün ve iş uygulamalarında kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerini değerlendirmelidir.

Tavsiye 16: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerine karşı uygun önlemler almalıdır.

Tavsiye 17: Ülkeler, finansal kurumlara ve DNFBP’lere (Designated Non-Financial Businesses and Professions) yaptırım uygulamalıdır.

Tavsiye 18: Ülkeler, mali istihbarat birimlerini (FIU) kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili mali bilgileri toplamak, analiz etmek ve yaymak için merkezi bir birim olarak kullanmalıdır.

Tavsiye 19: Ülkeler, şüpheli işlemleri belirleme ve raporlama sistemlerinin etkili olmasını sağlamalıdır.

Tavsiye 20: Raporlama kurumları, kara para aklama veya terörizmin finansmanı şüphesi olduğunda şüpheli işlemleri raporlamalıdır.

Tavsiye 21: Raporlama kuruluşları, şüpheli işlem raporu (STR) veya ilgili soruşturmalar hakkında bilgi veremez ve bu tür bilgi verme cezalandırılmalıdır.

Tavsiye 22: Designated Non-Financial Businesses and Professions (DNFBP’ler) kara para aklama ve terörizmin finansmanı yükümlülüklerine tabi olmalıdır.

Tavsiye 23: DNFBP’lerin FATF Tavsiyelerine uygunluğu denetim ve izleme sistemlerine tabi olmalıdır.

Tavsiye 24: Ülkeler, şirketler ve yasal düzenlemelerle ilgili gerçek sahiplik bilgilerini toplamak, güncel tutmak ve bunları denetlemekle yükümlü olmalıdır.

Tavsiye 25: Ülkeler, tröstler ve diğer benzer düzenlemelere ilişkin gerçek sahiplik bilgilerini toplamak, güncel tutmak ve denetlemekle yükümlüdür.

Tavsiye 26: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede gerekli araç ve mekanizmalara sahip olmalıdır.

Tavsiye 27: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili soruşturma ve kovuşturma işlemlerini yürütmek için hızlı ve verimli bilgi toplama ve paylaşma yetkisine sahip olmalıdır.

Tavsiye 28: Ülkeler, DNFBP’ler için kara para aklama ve terörizmin finansmanı yükümlülüklerine uyum sağlamak üzere düzenleyici çerçeveler oluşturmalıdır.

Tavsiye 29: FIU’lar, mali suçlara ilişkin geniş bir mali, idari ve hukuki bilgiye erişim sağlamalıdır.

Tavsiye 30: Yetkililer, kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla ilgili soruşturmalar için yeterli bilgi ve özerkliğe sahip olmalıdır.

Tavsiye 31: Ülkeler, AML/CFT görevlerini yerine getirirken diğer ülkelerle etkili işbirliği sistemlerine sahip olmalıdır.

Tavsiye 32: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili olarak sınır ötesi işbirliği için gerekli yetkilere sahip olmalıdır.

Tavsiye 33: FIU’lar, diğer FIU’larla geniş çaplı bilgi paylaşımını teşvik etmelidir.

Tavsiye 34: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili sınır ötesi işbirliği için gerekli bilgi ve mekanizmalara sahip olmalıdır.

Tavsiye 35: Ülkeler, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili suçlarla ilgili en geniş yelpazede karşılıklı yasal yardımı sağlamalıdır.

Tavsiye 36: Ülkeler, kara para aklama, terörizmin finansmanı ve diğer ilgili suçlarla ilgili karşılıklı adli yardımlaşma taleplerini hızlı, yapıcı ve etkili bir şekilde ele almalıdır.

Tavsiye 37: Ülkeler, yabancı yargı makamlarının sınır ötesi kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile ilgili taleplerine karşı geniş bir yardım yelpazesi sağlamalıdır.

Tavsiye 38: Ülkeler, suçun araçları ve gelirlerine el koyma ve dondurma için geniş bir yasal çerçeve sağlamalıdır.

Tavsiye 39: Ülkeler, AML/CFT soruşturmalarına yönelik sınır ötesi işbirliğini teşvik etmeli ve desteklemelidir.

Tavsiye 40: Ülkeler, AML/CFT amaçları doğrultusunda suçlularla ilgili sınır ötesi bilgi alışverişinde bulunabilmelidir.

Bu tavsiyeler, ülkelerin kara para aklama ve terörizmin finansmanına karşı küresel mücadeleye katılımını sağlamak amacıyla belirlenmiştir. Her bir tavsiye, ülkelerin bu risklerle mücadelede uygulaması gereken önlemleri ve sistemleri içermektedir.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.