Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

MERKEZ BANKASI DÖVİZ KURUNUN REEL PİYASADA KARŞILIĞI YOK!

Ülkelerde Para Politikasını uygulayan ve bu yönde müdahallerde bulunan kurum Merkez Bankalarıdır. Son yıllarda TCMB’nin uygulamaları dünya Merkez bankalarından ayrışırken; İç Reel Piyasada da müdahaleler ciddi eleştiriler almaya başladı. Her ne kadar Ekonomi Kurmayları uyguladıkları Para Politikasının Türkiye’nin gerçekleri gereği olduğunu iddia etseler de, Reel Piyasalardaki görünüm bu iddiayı detsekler nitelikte değil. Erol TAŞDELEN, Bankacılık ve Reel Piyasa deneyimi ile Para Politikasıda yetkili olan TCMB’nin aldığı kararların Piyasadaki karşılığını, çıkan sonuçları ele aldı…

Yayınlanma:

|

TCMB Reel Piaysalar iel ilgili ana teşhisi, direkt Başkanı Kavcıoğlu tarafından da dillendirildiği gibi; “Firmalar kredi kullanıyor, gidip döviz alıyor” diye koydu ki, aynı söylem Hazine ve Maliye Bakanı Nebati tarafından sık sık dillendirildi.  Çözüm olarak da, “kredileri durdurun, firmalar Döviz almasın, dövize talep dursun” şeklinde bir seri tedbir/tedavi ile kendini gösterdi.  Kısaca Ekonomi kurmaylar bu konuda hemfikir oldu. Reel sektörde karşılığı olmayan amaç böyle belirlenince,  “Liralaşma Stratejisi” olarak alınan  tedbirler de kendi içinde yeni sorunlar yumağını doğurdu. Dillendiremeseler de görüştüğümüz bankacılar da bir konuda hemfikir: Bu durum sürdürülebilir ve Reel Piyasa koşullarına uygun değil!

Çoğu uygulamayı bankacılar da anlamakta zorlanıyor!

Döviz çeklerin döviz olarak tahsilatının yasaklanması, faturalara dahi döviz kurunun yazılmasının yasaklanması, İhracat Bedellerinin %40’ını, Reeskont Kredisi kullanmışsanız MB’ye %80’nini bozdurma zorunluluğu; Reeskont Kredi kullandıysanız kredi vadesi boyunca ( 1 yıl ) döviz alma yasağı; günlük 250 bin USD üzerinde döviz alınma kısıtlaması;  Bankalara döviz satış limitleri konulması; İthalat Transferleri ( Akreditif ödemeleri ) için transfer gününden önce döviz alamama; Döviz ile ticaretin yasaklanması; Bankalara krediler için Tahvil alma zorunluluğu konması; Kredi kullanımların Fatura karşılığı dışında kısıtlanarak sektörün Katılım Bankası formatına dönüşmesi; Ticari Firmaların yıllık ödeyecekleri krediler 2 trilyon TL iken bu ödemeler için kredi kullanılamaması; Leasing ödemeleri için kredi kullanılamaması; Firma Yabancı Para kaynaklarının Aktir büyüklük ya da Cirodan büyük olanın %5’ini geçememesi, bunun için beyan formu zorunluluğu; Firma Kaynaklarının yatırıma değil KKM’ye yönlendirilmesi için vergi istisnası gibi teşvikler verilmesi; Firmaların online Döviz alımlarının FX işlemlerinin durdurulması; Döviz işlemlerinde mesai süresinin kısılması; Forward İşlemlerinin durma noktasına gelmesi; Bağımsız Denetim Rapor Zorunluluğu;  en son da döviz alım kuru farkını bankalara açılması için talimatlar verilmesi… yan yana yazınca kabus gibi. Ortada tam anlamı ile KONTROLLÜ KAMBİYO REJİMİ söz konusu.

Resim

Avantajlı kur söylemi fos çıktı

Devalüasyon olunca söylem; “İhracatta Avantajlı Kur” söylemine dönülmesine rağmen, ortaya çıkan sonuç hiç de iç açıcı olmadı. Bu söylem üzerine strateji kuranların atladığı bir konu vardı; ülke İthalarının %80’ninin Hammadde olduğu! Tohum, Fide, Gübre ithal ama avantajlı ihracat yapılacak! Direkt iç piyasada üretim İhracat yaptığımız ürün yok gibi. Montaj sanayi ile nereye kadar. “Avantajlı Kur” söylemi firmalarda stoklar bitince hüsran ile sonuçlandı. Üzerine beşe katlayan Enerji maliyeti; Enflasyon belası gelince iş içinden çıkılamaz hal aldı. Herkes TÜFE’yi konuşuyor ama Maliyet Enflasyonu (ÜFE) bunun iki katı. Piyasalarda Vadeli Satış bitme noktasına geldi. Bu belirsizlikte ne yatırım olur, ne vadeli satış! Nisan sonunda TCMB net Döviz Pozisyonu -65 milyar Dolar! Üstelik Cari açık da sürekli artıyor, yetmemiş gibi maliyeti 250-300 milyar USD olan Deprem de geldi! Firmaların EYT Prim ödemeleri için uygun faizli Kredi verilecekti en oldu? YOK! Laf çok icraat yok!

TCMB Faizinin de Döviz Kurunun da Reel Piyasada Karşılığı yok!

2023’de gelinen noktada Üçlü Kur ortaya çıktı. 1970’leri tekrar yaşıyoruz sanki! Döviz alım/satım arasınıdaki makas Merkez Bankasının yönlendirmesi ile 1 TL‘ye çıktı. Zaten TCMB gösterge faizi olan %8,50’nin ne %30-35’lere çıkan Mevduat tarafında; ne de durma noktasına gelen Kredi tarafında bir karşılığı kalmadı. Cumhuriyet Bankacılık tarihinde MB ile Reel Piyasa arasında bu kadar faiz farklı oluştuğu bir dönem olmamıştı. Aynı durum Döviz Kurlarında da yaşanıyor. MB satış kurunu yükselttirerek dövize talebin önünü kesme gibi bir mantıksızlık yürütüyor ama bu da reel piyasadaki düşen güveni iyice düşürerek dövize talebi iyice artırmış durumda. Döviz büroları önünde döviz alım kuyruklarını Z Kuşağına kızan orta yaşlı kuşak iyi hatırlar, nostalji gibi yine kuyruktalar!

Kapalıçarşı da tıkanmak üzere

İstanbul’daki Kapalıçarşı ülkenin Altın Merkezlerinden biri değil aynı zamanda Döviz hareketlilik merkezlerinden biri. Bankalar döviz satış kurunu USD/TL’de 20,20 ile 20,50′ lere kadar çıkarmış durumda. Gösterge USD/TL Kur sözde 19,40’larda. Bankalar da müşteri serbest işleme farklı kur; İhracat bedeline farklı kur, İthalat işlemine farklı kur uygulamaya başaldı. İthalatı zorlaştırmak için normalde İthalatçıya yüksek kurdan döviz satmanız; İhracatı teşvik içinde İhracatçıdan yüksek kurdan döviz alınması gerekirken tersi yapılıyor iyi mi! İtracatçı USD bozdurduğunda 19,40’dan alan MB, aynı firmanın döviz alması halinde 20:20, 20,40’dan döviz almasını seyrediyor. Böyle mi İhracat artacak! İthalatçı ise 19,40-19,50’den USD alabiliyor: Akıl alır gibi değil! Ne mantık, var ne Akıl! Reel sektör de Bankalar da uygulanan kur politikasını anlamış değil! Firmalar bankalardaki tıkanıklığı görünce Kapalıçarşı’ya illerdeki Döviz Bürolarına yöneldi ama orada da havuzda su bitmek üzere, biline! Sadece dövizde değil, dövize ulaşma maliyeti artınca Altına yönelenler için kötü haber:  Altın’da da makas açılmış durumda. Tasarruf sahiplerine TL’de kar enflasyonda paran erisin gibi bir seçenek dayatması ne kadar gerçekçi! MB Altın satışına başlamasına dikkat çekerim. Alınan tedbirler Piyasalardaki Güveni artırıcı değil tam tersine Piyasayı geren ve kaygılandıran boyutta. Reel Piyasanın algılar ile yönetilemeyeceğini yaşayarak öğreneceğiz belli ki! Tasarruf sahibinin derdi spekülatif işlem değil, parasının ve alım gücünün değerini koruma!

Satıcı firmalar MB kurunu uygulamayacaklarını alıcılarına bildirmeye başladı

İthal ağırlıklı çalışan Toptan satıcı firmalar alıcılarına mal satışında TCMB kurunu dikkate almayacağını bildirmeye başladı. Gerekçe olarak da yukarıda bahsettiğim gibi “TCMB kuru ile Banka kurları arasında makasın açılmasını” öne sürüyorlar ki, haklılar. Bunu yerine TCMB kur değil piyasa çalıştıkları bankanın ya da 3-4 bankanın ortalama kurunu uygulayacaklarını alıcılarına bildirmeye başladı. Zira; TCMB kuru üzerinden mal satışalarında zarar ettiklerini farkında ki 1 TL kur farkı kurda %5 sapma demek! Başka türlü firmalar döviz pozisyonlarını ayarlamaları mümkün değil. Bu firmaların keyfi uygulamaları değil; yeni piyasa koşullarında zarar etmemeleri için şimdilik aldıkları bir tedbir!

Bütün firmalar potansyel Döviz Spekülatörü sayıldı

Döviz kontrolü o seviyeye geldi ki tüm firmalar aynı kazanın içine atılarak spekülatif döviz alma potansiyeli olan firma var sayıldı. Firmaların, nakit akışın, sektörel yapısı, faaliyetini sürdürmek için dövize ihtiyacı olup olmadığı göz ardı edildi. Amaç süpekülatif döviz almayı önlemek ise o zaman “İthalatı-İhracatı olmayan firma döviz alamaz” deseydiniz. Veya döviz alıp aylarca hesaplarda tutan firmaya ek vergi koysaydınız. Varsayımlar üzerinde tüm firmaların dövize ulaşımını engellemek tam anlamı ile Reel Sektörden kopma anlamına gelir. Tekrar ediyorum, “İthalatınızın %80’ni Hammadde ise Sanayiciye nasıl döviz alma” dersiniz! Yıllardır İthalat ağırlıklı bri politika izlenmesinde Sanayicinin ne suçu var. O zaman “paramız var alıyoruz” söylemi yerine, İthal ürünlerin iç piyasada üretimini destekleseydiniz. Hiç olmazsa sanayimizin bel kemiği olan ve İhracatımızn itici gücü  İSO-1000 firmaları bu yaptırımlardan muaf tutsaydınız. Bunların hiçbiri yapılmadan “firmalar kredi kullanıyor, döviz alıyor” söylemi ile tüm firmaları spekülatör yerine nasıl  koydunuz? İSO-1000 dahil çoğu firmanın Finans Servisleri yokken bu tür yaptırımlar yerine firmaların Finans yapılarını yönlendirici; örneğin “Rusya-Ukrayna Savaşı”ndan sonra Avrupa’ya İhracat yapan firmaları “parite düşecek ona göre tedbir alın” diye uyarsaydınız reel piyasaya daha fazla katkı sağlamış olurdunuz. Avrupaya İhracat yapan kaç firmamız partite forwardı yaptı! Ekonomi krumaylardan bu yönde bir uyarı açıklaması duyduk mu: Hayır! Firmalardan Bağımsız Denetim Raporu zorunluluğu yerine keşke Finans Servisi zorunluluğu getirseydiniz de piyasayı yakından takip edip, erken pozisyon alabilselerdi; bankalar karşısında savunmasız kalmasalardı!  Reel Piaysada binlerce Zombi Firma oluştu biline! Başlı başına kredleri durdurmak hastaya verilen oksijeni kesmek ile eş anlamlı olduğu bilinmiyor mu? İşletme sermayesi ile faaliyetini sürdürebilecek kaç firmamız var? TCMB’nin uygulamaları Reel Piyasalardan ciddi kopukluklar ve sapmalar içeriyor, biline! Reel Piyasa bloke olmuş durumda!

Reel Piyasa Seçim Sonuçlarını bekliyor!

Bazı sektörüler “ya tamam ya devam noktasına” gelmiş durumda. İhracatçı TCMB’nin uyguladığı Para Politikası’ndan oldukça şikayetçi. Maliyetlerin artması; paritedeki oynaklık; banka kredilerinin durma noktasına gelmesi ürt üste gelince bazı sektörlerin ayakta kalması nerede ise imkansız hale geldi. Döviz makasındaki %5’lik bir fark da zaten ulaşımı zor olan Döviz üzerindeki baskıyı artırmış durumda; Dövizdeki stres birikmesi her geçen gün artıyor biline! Bazı şeyler “bekle gör” ile olurken dövizdeki durum “göz göre göre geliyor” durumu söz konusu! İş öyle “şak diye 10 milyar Dolar satacaksın” demekle olmuyormuş demek ki! Poker oynadık arkada aynada elimiz gözüküyor, MB elindeki döviz tutarı belli, Reel Piyasaya blöf çektik. Bu oyunun sonunda Piyasa da Kasa da kazanamayacak gibi!  Süreç seçim sonrası değişmez ise, neden sonuç ilişkisi net: Faiz ve Kur şoku kapıda!

Piyasaya acil muhalefetin dillendirdiği gibi 300 milyar USD lazım! O da hemen lazım!

Erol TAŞDELEN – Ekonomist     www.banakvitrini.com

Meraklısına Ek okumalar:

TCMB, MALİYE BAKANLIĞI VE REEL PİYASADA SORUNLAR YUMAĞI – BankaVitrini

DEPREM BÖLGESİ ÇEK PANİĞİ, AYLIK 30 MİLYAR LİRALIK ÇEKLER NASIL ÖDENECEK? – BankaVitrini

KAHRAMANMARAŞ DEPREMİNİN BANKACILIK SEKTÖRÜNE ETKİLERİ – BankaVitrini

BANKACILIK SEKTÖRÜ KATILIM BANKASI FORMATINA DÖNÜŞTÜ, PİYASALAR KİLİT – BankaVitrini

TİCARİ YASAKLAR FİRMALARI ‘ŞAK’ DİYE DURDURABİLİR – BankaVitrini

BANKALARDA KOBİ DIŞI TİCARİ KREDİLER NİÇİN DURDU? – BankaVitrini

 

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Yapı Kredi’den 500 milyon dolarlık borçlanma

Yapı Kredi CEO’su Gökhan Erün, “Bankamıza ait işlemlerinin yüksek ilgi görmesi hem ülkemize hem de bankamıza duyulan güveni bir kez daha ortaya koyuyor.” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapı Kredi 500 milyon dolarlık ilave ana sermayeye dahil edilebilir borçlanma aracı ihracını tamamladı. İhraçta nihai getiri yüzde 9,75 olarak gerçekleşti.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, Yapı Kredi’nin başarıyla tamamladığı işleme, yurt dışı yatırımcılardan iki katından fazla talep geldi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Yapı Kredi Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Erün, güçlü sermaye yapılarını koruyarak, geleceğe sağlam adımlarla ilerlediklerini belirterek, ‘2024 yılının ilk ayında sağlıklı bilanço yapımızı daha da iyileştirmek adına Yapı Kredi olarak, 650 milyon dolarlık sermaye benzeri tahvil ihracını başarıyla gerçekleştirmenin gururunu yaşamıştık. Son olarak 500 milyon dolarlık ilave ana sermayeye dahil edilebilir borçlanma aracı ihracımıza gelen iki katından fazla talep ile aynı gururu bir kez daha yaşadık.’ ifadelerini kullandı.

2023 yılının üçüncü çeyreğinin sonundan itibaren uluslararası piyasalardan sağladıkları kaynağın yaklaşık 2 milyar dolara ulaştığına dikkati çeken Erün, ‘Uluslararası piyasalarda, bankamıza ait işlemlerinin yüksek ilgi görmesi hem ülkemize hem de bankamıza duyulan güveni bir kez daha ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde de sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme stratejimiz doğrultusunda tüm paydaşlarımız için fark yaratarak bir adım önde olmayı sürdüreceğiz.’ değerlendirmesinde bulundu.

Yapı Kredi’nin ilave ana sermayeye dahil edilebilir borçlanma aracı ihraç edilmesi işleminde Abu Dhabi Commercial Bank, Bank of America, Citibank, Emirates NBD, Morgan Stanley ve Standard Chartered görev aldı.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

VakıfBank’tan 700 milyon doların üzerinde seküritizasyon işlemi

VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, “Devam eden pozitif momentumu yakından takip ederek farklı yapılar altında gerçekleştireceğimiz işlemlerle fonlama yapımızı çeşitlendirmeye de devam edeceğiz” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

VakıfBank, 350 milyon avro ve 330 milyon dolar olmak üzere toplam 700 milyon doların üzerinde Diversifed Payment Rights (DPR) seküritizasyon işlemi gerçekleştirdi.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, yurt dışı fonlama tarafında farklı yapı ve vadelerde yeni işlemler gerçekleştirmeye hız kesmeden devam eden VakıfBank, son 6 farklı işlemde, en az 2 yıl geri ödemesiz dönem içeren toplam 5 yıl vadeli, avro ve dolar olmak üzere iki dilimden oluşan seküritizasyon işlemini başarıyla gerçekleştirdi. Söz konusu işlem, Türk bankaları arasında doğrudan fonlama şeklinde gerçekleştirilen en büyük tutarlı seküritizasyon işlemi oldu.

‘Seküritizasyon işlemimize iki yeni uluslararası banka katıldı’

Açıklamada görüşlerine yer verilen VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, kısa süre önce uluslararası bir banka ile 500 milyon dolar tutarında ve 3 yıl vadeli bir fonlama işlemi gerçekleştirerek 2024’e hızlı giriş yaptıklarını belirtti.

Söz konusu fonlamanın, Türk bankaları arasında yapı olarak doğrudan fonlama şeklinde gerçekleştirilen en büyük tutarlı seküritizasyon işlemi olma özelliğini taşıdığını kaydeden Üstünsalih, ‘Derecelendirme kuruluşu Fitch tarafından BB+ nota sahip DPR seküritizasyon programımız altında gerçekleştirdiğimiz işleme toplam 6 farklı uluslararası yatırımcı katılım sağladı. Daha önceki seküritizasyon işlemlerinde olmayan iki yeni uluslararası bankanın da işlemimize ilgi göstermesi, ülkemize ve Türk bankalarına yönelik artan iştahın net bir göstergesidir.’ ifadelerini kullandı.

Üstünsalih, uluslararası fonlama tarafında pek çok işlem gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, ‘Bu alanda öncü bir banka olarak, Türkiye’ye ve Türk bankalarına yönelik yatırımcı algısının iyileşmesiyle artan fırsatları değerlendirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Devam eden pozitif momentumu yakından takip ederek farklı yapılar altında gerçekleştireceğimiz işlemlerle fonlama yapımızı çeşitlendirmeye de devam edeceğiz.’ değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FED enflasyonun yavaşlayacağını düşünse de üyelerin kafası karışık…

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Hatırlanacağı üzere, FED’in geçen hafta sonuçlanan olağan FOMC toplantısında, politika faizini beklentilere paralel 5,25% – 5,50% aralığında sabit tutması ve ekonomik projeksiyonlarda, bu yıl için 3 kez çeyrek puanlık faiz indirim beklentisini değiştirmemesi piyasalarda adeta bayram havası yaratmıştı. Lâkin, Powell’ın iyimser sayılabilecek açıklamaları ardından, enflasyonun geçen yıl istikrarlı bir şekilde azalmasından sonra bu yıl ilerlemenin daha yavaş olduğuna dikkat çeken FED üyeleri piyasaların biraz da olsun canını sıktı.
  • Chicago FED Başkanı Goolsbee, konut enflasyonunun devam etmesinin kendisini şaşırtmaya devam ettiğini, ancak bunun da azalacağını düşündüğünü belirtirken, oy hakkına sahip Atlanta FED Başkanı Bostic, enflasyon cephesinde devam eden ilerleme konusunda Aralık ayına göre “kesinlikle daha az güvende” olduğunu belirtirken, FED guvernörlerinden Cook’un da ayrıca Harvard Üniversitesi tarafından düzenlenen bir etkinlikte, “İstihdam ve enflasyon hedeflerimize ulaşma risklerinin daha iyi bir dengeye doğru ilerlediğini” belirterek, “Ancak, fiyat istikrarını tam olarak geri kazanmak için zamanla para politikasını hafifletme konusunda dikkatli bir yaklaşımın gerekli olabileceğini” söylemesi, moralleri bozdu.
  • FED politika yapıcılarından gelen karışık mesajlar, faiz indirimi zamanlaması konusunda şüpheleri akıllarda bıraktı. ABD borsaları geceyi düşüşle tamamlarken, doların piyasa kuru olan DXY geceyi son 6 haftanın en yüksek seviyesinde tamamladı. EURUSD paritesi 1,0830 seviyelerinde işlem görmeye devam etse de, teknik bir bakış açısı ile 1,0775 seviyesi aşağı yönlü geçilmeden EUR’da aşağı yönün sınırlı olacağını düşünmeye devam ediyoruz. Doların piyasa faizi olan 10 yıllık devlet tahvil getirisinin hafif bir yükselişle %4,25 seviyesine gelmesine rağmen, faiz getirisi olmayan altın 2,175 dolar seviyelerinde yerinde sayarken, direnişin parası Bitcoin ise 71bin dolar seviyesine yükseldi. Ons altında 2,550 dolar hedefimizi korurken, Bitcoin’de riskleri yukarı yönlü görmeye devam ediyoruz.
  • Türkiye cephesinde ise haftanın ilk iş günü göreceli olarak sakin tamamlandı. TCMB’nin son haftalarda atmış olduğu güçlü ve yerinde adımların yansıması takip edilirken, hisse senedi cephesinde bankacılık hisselerine yönelik ilginin de devam ettiğini görüyoruz. Geçen hafta neredeyse %13 yükselerek etkili bir performans sergileyen bankacılık endeksi, yeni haftaya da güçlü bir başlangıç yapması ve bir ara %6’ya varan yükseliş kaydetmesi ardından günü şaşırtıcı bir şekilde %1,5 yükselişle tamamladı. Ana endeksin de kazanımlarını geri vererek %1 gerilediğini not edelim. Hisse senetlerinde yaşanan baş döndürücü volatiliteyi dün pek de anlamlandıramadık!
  • USDTRY kuru interbank piyasasında dün gün boyunca 32,15 seviyelerinde sakin bir seyir izlemeye devam ederken, NDF işlemlerine olan talebin de ciddi anlamda azaldığını, Çarşıda fiziki dolar (32,55) ile elektronik doların (interbank) arasında var olan makasın biraz daha daraldığını not etmemiz gerekiyor. TCMB’nin dizginleri son haftalarda daha da sıkması ardından, kurun bebek adımları ile ve otoritenin kontrolünde, sene sonu için bilanço çalışma kurumuz olan 40 seviyesine doğru ilerlemeye devam edeceğini düşünüyoruz.
  • TCMB’nin sıkı para politikasını sayıların dili ile de anlatalım. TL referans faiz (TLREF) %52,83 ile bir önceki günün (%52,75) bir tık daha üzerinde oluşurken, AOFM (ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti) her geçen gün biraz daha yükselerek politika faizi olan %50’nin üzerine yükseleceğini not edelim (dün %48,94). TCMB’nin Perşembe günü yabancı para pozisyonunda günlük değişim 273 milyon dolar artış yönünde olurken, Cuma günü ise 700 milyon dolar eksildiğini görüyoruz. Elbette bu değişimlerde altın fiyatlarının sert bir şekilde hareket ettiği günlerin parite etkisini de göz önüne almak gerektiği unutmasak da, ‘geminin’ doğru istikamette ilerlediğini ve çerçevenin geneline odaklanmakta fayda olduğunu not edelim.
  • Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün yaptığı konuşmasında, “Daha önce nasıl enflasyonu tek haneli rakamlara biz indirdiysek, aynısını yine biz başaracağız… Çok iyi çalışılmış ekonomi programımız, güçlü kadromuzla ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Milletimden de bize ve ekonomi ekibimize güvenmesini istiyorum” diyerek ekonomi politikalarına bir kez daha destek beyanında bulundu. Enflasyonu “en büyük baş ağrımız” diye nitelendiren Sn. Cumhurbaşkanı, enflasyon ve hayat pahalılığı konusunda atılan adımlara dikkat çekerek, yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonda “hızlı düşüş” yaşanacağını söyledi.
  • Yeni gün başlangıcında, Asya piyasalarında da kararsız bir seyrin hâkim olduğunu not edelim. Gösterge endeks Tokyo borsası yatay seyrederken, diğer borsalarda ise hafif de olsa satıcılı bir seyir görüyoruz. Japonya Merkez Bankası (BOJ) geçen hafta faiz oranlarını yükseltmesine ve negatif faiz devrine son vermesine rağmen, yatırımcılar bu hamlenin faiz artırım döngüsünün başlangıcı olmadığına inanarak, YEN’i dolar karşısında son 30 yılın en düşük seviyelerine taşıdı.
  • Paskalya tatili nedeniyle göreceli olarak sakin geçmesi beklenen haftada ABD’de Cuma günü açıklanacak FED’in favori enflasyon göstergesi PCE yakından takip edilecektir. Faiz oranı vadeli işlemleri, bu yıl için yaklaşık üç kez faiz indirimi beklerken, ilk indirimin de Haziran ayında yapılması olasılığının %75 olduğunu görüyoruz. Bugünün veri takviminde ise ABD’de dayanıklı mal siparişleri ve tüketici güven endeksi takip edilebilir.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.