Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

MERKEZ BANKASI DÖVİZ KURUNUN REEL PİYASADA KARŞILIĞI YOK!

Ülkelerde Para Politikasını uygulayan ve bu yönde müdahallerde bulunan kurum Merkez Bankalarıdır. Son yıllarda TCMB’nin uygulamaları dünya Merkez bankalarından ayrışırken; İç Reel Piyasada da müdahaleler ciddi eleştiriler almaya başladı. Her ne kadar Ekonomi Kurmayları uyguladıkları Para Politikasının Türkiye’nin gerçekleri gereği olduğunu iddia etseler de, Reel Piyasalardaki görünüm bu iddiayı detsekler nitelikte değil. Erol TAŞDELEN, Bankacılık ve Reel Piyasa deneyimi ile Para Politikasıda yetkili olan TCMB’nin aldığı kararların Piyasadaki karşılığını, çıkan sonuçları ele aldı…

Yayınlanma:

|

TCMB Reel Piaysalar iel ilgili ana teşhisi, direkt Başkanı Kavcıoğlu tarafından da dillendirildiği gibi; “Firmalar kredi kullanıyor, gidip döviz alıyor” diye koydu ki, aynı söylem Hazine ve Maliye Bakanı Nebati tarafından sık sık dillendirildi.  Çözüm olarak da, “kredileri durdurun, firmalar Döviz almasın, dövize talep dursun” şeklinde bir seri tedbir/tedavi ile kendini gösterdi.  Kısaca Ekonomi kurmaylar bu konuda hemfikir oldu. Reel sektörde karşılığı olmayan amaç böyle belirlenince,  “Liralaşma Stratejisi” olarak alınan  tedbirler de kendi içinde yeni sorunlar yumağını doğurdu. Dillendiremeseler de görüştüğümüz bankacılar da bir konuda hemfikir: Bu durum sürdürülebilir ve Reel Piyasa koşullarına uygun değil!

Çoğu uygulamayı bankacılar da anlamakta zorlanıyor!

Döviz çeklerin döviz olarak tahsilatının yasaklanması, faturalara dahi döviz kurunun yazılmasının yasaklanması, İhracat Bedellerinin %40’ını, Reeskont Kredisi kullanmışsanız MB’ye %80’nini bozdurma zorunluluğu; Reeskont Kredi kullandıysanız kredi vadesi boyunca ( 1 yıl ) döviz alma yasağı; günlük 250 bin USD üzerinde döviz alınma kısıtlaması;  Bankalara döviz satış limitleri konulması; İthalat Transferleri ( Akreditif ödemeleri ) için transfer gününden önce döviz alamama; Döviz ile ticaretin yasaklanması; Bankalara krediler için Tahvil alma zorunluluğu konması; Kredi kullanımların Fatura karşılığı dışında kısıtlanarak sektörün Katılım Bankası formatına dönüşmesi; Ticari Firmaların yıllık ödeyecekleri krediler 2 trilyon TL iken bu ödemeler için kredi kullanılamaması; Leasing ödemeleri için kredi kullanılamaması; Firma Yabancı Para kaynaklarının Aktir büyüklük ya da Cirodan büyük olanın %5’ini geçememesi, bunun için beyan formu zorunluluğu; Firma Kaynaklarının yatırıma değil KKM’ye yönlendirilmesi için vergi istisnası gibi teşvikler verilmesi; Firmaların online Döviz alımlarının FX işlemlerinin durdurulması; Döviz işlemlerinde mesai süresinin kısılması; Forward İşlemlerinin durma noktasına gelmesi; Bağımsız Denetim Rapor Zorunluluğu;  en son da döviz alım kuru farkını bankalara açılması için talimatlar verilmesi… yan yana yazınca kabus gibi. Ortada tam anlamı ile KONTROLLÜ KAMBİYO REJİMİ söz konusu.

Resim

Avantajlı kur söylemi fos çıktı

Devalüasyon olunca söylem; “İhracatta Avantajlı Kur” söylemine dönülmesine rağmen, ortaya çıkan sonuç hiç de iç açıcı olmadı. Bu söylem üzerine strateji kuranların atladığı bir konu vardı; ülke İthalarının %80’ninin Hammadde olduğu! Tohum, Fide, Gübre ithal ama avantajlı ihracat yapılacak! Direkt iç piyasada üretim İhracat yaptığımız ürün yok gibi. Montaj sanayi ile nereye kadar. “Avantajlı Kur” söylemi firmalarda stoklar bitince hüsran ile sonuçlandı. Üzerine beşe katlayan Enerji maliyeti; Enflasyon belası gelince iş içinden çıkılamaz hal aldı. Herkes TÜFE’yi konuşuyor ama Maliyet Enflasyonu (ÜFE) bunun iki katı. Piyasalarda Vadeli Satış bitme noktasına geldi. Bu belirsizlikte ne yatırım olur, ne vadeli satış! Nisan sonunda TCMB net Döviz Pozisyonu -65 milyar Dolar! Üstelik Cari açık da sürekli artıyor, yetmemiş gibi maliyeti 250-300 milyar USD olan Deprem de geldi! Firmaların EYT Prim ödemeleri için uygun faizli Kredi verilecekti en oldu? YOK! Laf çok icraat yok!

TCMB Faizinin de Döviz Kurunun da Reel Piyasada Karşılığı yok!

2023’de gelinen noktada Üçlü Kur ortaya çıktı. 1970’leri tekrar yaşıyoruz sanki! Döviz alım/satım arasınıdaki makas Merkez Bankasının yönlendirmesi ile 1 TL‘ye çıktı. Zaten TCMB gösterge faizi olan %8,50’nin ne %30-35’lere çıkan Mevduat tarafında; ne de durma noktasına gelen Kredi tarafında bir karşılığı kalmadı. Cumhuriyet Bankacılık tarihinde MB ile Reel Piyasa arasında bu kadar faiz farklı oluştuğu bir dönem olmamıştı. Aynı durum Döviz Kurlarında da yaşanıyor. MB satış kurunu yükselttirerek dövize talebin önünü kesme gibi bir mantıksızlık yürütüyor ama bu da reel piyasadaki düşen güveni iyice düşürerek dövize talebi iyice artırmış durumda. Döviz büroları önünde döviz alım kuyruklarını Z Kuşağına kızan orta yaşlı kuşak iyi hatırlar, nostalji gibi yine kuyruktalar!

Kapalıçarşı da tıkanmak üzere

İstanbul’daki Kapalıçarşı ülkenin Altın Merkezlerinden biri değil aynı zamanda Döviz hareketlilik merkezlerinden biri. Bankalar döviz satış kurunu USD/TL’de 20,20 ile 20,50′ lere kadar çıkarmış durumda. Gösterge USD/TL Kur sözde 19,40’larda. Bankalar da müşteri serbest işleme farklı kur; İhracat bedeline farklı kur, İthalat işlemine farklı kur uygulamaya başaldı. İthalatı zorlaştırmak için normalde İthalatçıya yüksek kurdan döviz satmanız; İhracatı teşvik içinde İhracatçıdan yüksek kurdan döviz alınması gerekirken tersi yapılıyor iyi mi! İtracatçı USD bozdurduğunda 19,40’dan alan MB, aynı firmanın döviz alması halinde 20:20, 20,40’dan döviz almasını seyrediyor. Böyle mi İhracat artacak! İthalatçı ise 19,40-19,50’den USD alabiliyor: Akıl alır gibi değil! Ne mantık, var ne Akıl! Reel sektör de Bankalar da uygulanan kur politikasını anlamış değil! Firmalar bankalardaki tıkanıklığı görünce Kapalıçarşı’ya illerdeki Döviz Bürolarına yöneldi ama orada da havuzda su bitmek üzere, biline! Sadece dövizde değil, dövize ulaşma maliyeti artınca Altına yönelenler için kötü haber:  Altın’da da makas açılmış durumda. Tasarruf sahiplerine TL’de kar enflasyonda paran erisin gibi bir seçenek dayatması ne kadar gerçekçi! MB Altın satışına başlamasına dikkat çekerim. Alınan tedbirler Piyasalardaki Güveni artırıcı değil tam tersine Piyasayı geren ve kaygılandıran boyutta. Reel Piyasanın algılar ile yönetilemeyeceğini yaşayarak öğreneceğiz belli ki! Tasarruf sahibinin derdi spekülatif işlem değil, parasının ve alım gücünün değerini koruma!

Satıcı firmalar MB kurunu uygulamayacaklarını alıcılarına bildirmeye başladı

İthal ağırlıklı çalışan Toptan satıcı firmalar alıcılarına mal satışında TCMB kurunu dikkate almayacağını bildirmeye başladı. Gerekçe olarak da yukarıda bahsettiğim gibi “TCMB kuru ile Banka kurları arasında makasın açılmasını” öne sürüyorlar ki, haklılar. Bunu yerine TCMB kur değil piyasa çalıştıkları bankanın ya da 3-4 bankanın ortalama kurunu uygulayacaklarını alıcılarına bildirmeye başladı. Zira; TCMB kuru üzerinden mal satışalarında zarar ettiklerini farkında ki 1 TL kur farkı kurda %5 sapma demek! Başka türlü firmalar döviz pozisyonlarını ayarlamaları mümkün değil. Bu firmaların keyfi uygulamaları değil; yeni piyasa koşullarında zarar etmemeleri için şimdilik aldıkları bir tedbir!

Bütün firmalar potansyel Döviz Spekülatörü sayıldı

Döviz kontrolü o seviyeye geldi ki tüm firmalar aynı kazanın içine atılarak spekülatif döviz alma potansiyeli olan firma var sayıldı. Firmaların, nakit akışın, sektörel yapısı, faaliyetini sürdürmek için dövize ihtiyacı olup olmadığı göz ardı edildi. Amaç süpekülatif döviz almayı önlemek ise o zaman “İthalatı-İhracatı olmayan firma döviz alamaz” deseydiniz. Veya döviz alıp aylarca hesaplarda tutan firmaya ek vergi koysaydınız. Varsayımlar üzerinde tüm firmaların dövize ulaşımını engellemek tam anlamı ile Reel Sektörden kopma anlamına gelir. Tekrar ediyorum, “İthalatınızın %80’ni Hammadde ise Sanayiciye nasıl döviz alma” dersiniz! Yıllardır İthalat ağırlıklı bri politika izlenmesinde Sanayicinin ne suçu var. O zaman “paramız var alıyoruz” söylemi yerine, İthal ürünlerin iç piyasada üretimini destekleseydiniz. Hiç olmazsa sanayimizin bel kemiği olan ve İhracatımızn itici gücü  İSO-1000 firmaları bu yaptırımlardan muaf tutsaydınız. Bunların hiçbiri yapılmadan “firmalar kredi kullanıyor, döviz alıyor” söylemi ile tüm firmaları spekülatör yerine nasıl  koydunuz? İSO-1000 dahil çoğu firmanın Finans Servisleri yokken bu tür yaptırımlar yerine firmaların Finans yapılarını yönlendirici; örneğin “Rusya-Ukrayna Savaşı”ndan sonra Avrupa’ya İhracat yapan firmaları “parite düşecek ona göre tedbir alın” diye uyarsaydınız reel piyasaya daha fazla katkı sağlamış olurdunuz. Avrupaya İhracat yapan kaç firmamız partite forwardı yaptı! Ekonomi krumaylardan bu yönde bir uyarı açıklaması duyduk mu: Hayır! Firmalardan Bağımsız Denetim Raporu zorunluluğu yerine keşke Finans Servisi zorunluluğu getirseydiniz de piyasayı yakından takip edip, erken pozisyon alabilselerdi; bankalar karşısında savunmasız kalmasalardı!  Reel Piaysada binlerce Zombi Firma oluştu biline! Başlı başına kredleri durdurmak hastaya verilen oksijeni kesmek ile eş anlamlı olduğu bilinmiyor mu? İşletme sermayesi ile faaliyetini sürdürebilecek kaç firmamız var? TCMB’nin uygulamaları Reel Piyasalardan ciddi kopukluklar ve sapmalar içeriyor, biline! Reel Piyasa bloke olmuş durumda!

Reel Piyasa Seçim Sonuçlarını bekliyor!

Bazı sektörüler “ya tamam ya devam noktasına” gelmiş durumda. İhracatçı TCMB’nin uyguladığı Para Politikası’ndan oldukça şikayetçi. Maliyetlerin artması; paritedeki oynaklık; banka kredilerinin durma noktasına gelmesi ürt üste gelince bazı sektörlerin ayakta kalması nerede ise imkansız hale geldi. Döviz makasındaki %5’lik bir fark da zaten ulaşımı zor olan Döviz üzerindeki baskıyı artırmış durumda; Dövizdeki stres birikmesi her geçen gün artıyor biline! Bazı şeyler “bekle gör” ile olurken dövizdeki durum “göz göre göre geliyor” durumu söz konusu! İş öyle “şak diye 10 milyar Dolar satacaksın” demekle olmuyormuş demek ki! Poker oynadık arkada aynada elimiz gözüküyor, MB elindeki döviz tutarı belli, Reel Piyasaya blöf çektik. Bu oyunun sonunda Piyasa da Kasa da kazanamayacak gibi!  Süreç seçim sonrası değişmez ise, neden sonuç ilişkisi net: Faiz ve Kur şoku kapıda!

Piyasaya acil muhalefetin dillendirdiği gibi 300 milyar USD lazım! O da hemen lazım!

Erol TAŞDELEN – Ekonomist     www.banakvitrini.com

Meraklısına Ek okumalar:

TCMB, MALİYE BAKANLIĞI VE REEL PİYASADA SORUNLAR YUMAĞI – BankaVitrini

DEPREM BÖLGESİ ÇEK PANİĞİ, AYLIK 30 MİLYAR LİRALIK ÇEKLER NASIL ÖDENECEK? – BankaVitrini

KAHRAMANMARAŞ DEPREMİNİN BANKACILIK SEKTÖRÜNE ETKİLERİ – BankaVitrini

BANKACILIK SEKTÖRÜ KATILIM BANKASI FORMATINA DÖNÜŞTÜ, PİYASALAR KİLİT – BankaVitrini

TİCARİ YASAKLAR FİRMALARI ‘ŞAK’ DİYE DURDURABİLİR – BankaVitrini

BANKALARDA KOBİ DIŞI TİCARİ KREDİLER NİÇİN DURDU? – BankaVitrini

 

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TCMB net döviz pozisyonu son 1 ayda 10 milyar dolar iyileşme kaydetti

Yayınlanma:

|

Yazan:

Küresel mali piyasalarda yılı tamamlamaya artık sayılı günler kala düşen hacmin de etkisi ile sert hareketler görülüyor. ABD’de her ayın ilk Cuması açıklanan resmî tarım dışı istihdam verisi öncesinde, dün açıklanan açık istihdam verisi (JOLTS raporu) Nisan 2021’den bu yana (son 2,5 yılın) en düşük düzeyinde sonuçlandı. FED’in öncelikli olarak ana görevi fiyat istikrarını sağlamak olsa da, istihdam ve büyüme cephesinden gelen verilere de pek âlâ dikkat ettiğini biliyoruz.

Bu minvalde, istihdam cephesinden gelen dünkü zayıf veriler ardından piyasaların amiral gemi olarak takip ettikleri risksiz faiz oranı olarak takip edilen Amerikan 10 yıllık devlet tahvil getirisi %4,16 seviyesine kadar gelerek son 3 ayın en düşük seviyesini test etti. Gözlerin bu bağlamda Cuma günü açıklanacak resmî istihdam verisini daha da dikkatli bir şekilde takip edeceğini düşünüyoruz. Eğer istihdam raporu da (tarım dışı sektörde manşet istihdam artışının 180bin kişi olmasını, işsizlik oranın ise %3,9 seviyesinde sabit kalması) beklentileri karşılayamazsa, 2024 yılına yönelik bu sabah itibariyle var olan 125 baz puan faiz indirim beklentisinin (ilk faiz indirimi %64 olasılıkla Mart’ta) iyice artacağını düşünüyoruz.

Faiz indirim beklentilerinin de değeri dolar ile ölçülen tüm enstrümanların değerini artıracağını not düşelim. Haftayı 2,070 dolar seviyesinde ve 3 kez test edilip kırılamayan önemli bir direnç seviyesinde kapatan altının ons fiyatı haftanın ilk iş günü özellikle sabah Asya seansında -sığ işlem saatlerinde- 2,135 dolar seviyesini test etmesi ardından büyük bir volatiliteye sahne olarak dün 2,010 dolar seviyesine kadar geriledi. Altında fiyatın konsolide olmasını bekleyerek tamam mı devam mı sorusunun da yakında cevap vereceğiz.

Daha geçen hafta 1,10 seviyesinin üzerine yükselen EURUSD paritesi, zayıf gelen enflasyon verileri ile yönünü aşağıya çevirmesi ardından dün 1,08 seviyesinin de altına geriledi. Siz değerli okurlarımız da bizim gibi neden altın ve EUR’nun ABD’den zayıf gelen veriler ve gerileyen dolar faizine rağmen yükselemediğini sorguladığınızı duyar gibiyim. Açıkcası, haber akışından bağımsız gelişen fiyat davranışını biz de tam olarak anlayamadık. Yılsonu ve düşün piyasa katılımının bir etkisi olabileceğini düşünmek istiyoruz. Öte yandan, uzun bir süredir dolar aleyhine gelişen rallide geride kalan direnişin parası bitcoin ise kulvar değiştirerek hafta başı 42,200 dolar seviyesindeki ilk hedefimize ulaşması ardından bu sabah da ikinci hedef seviyemiz olan 48,545 dolar seviyesine doğru hareketlenerek 44,500 dolar seviyesini test ettiğini görüyoruz.

Türkiye cephesinde ise göreceli sakin havanın egemen olduğunu söyleyebiliriz. Tahvil piyasasında son 2 günde Hazine’nin 3 ayrı başarılı geçen ihaleleri ardından 10 yıllık gösterge devlet tahvilinin bileşik faizi %27 seviyesinin altına geriledi. Yabancı alımının olduğu yönünde sinyallerin her geçen gün arttığını not edelim! USDTRY kuru kamu kontrollünde psikolojik 29 seviyesinin hemen altında işlem görürken, 4 Aralık verilerine göre, TCMB’nin kamu dövizleri ve swap yolu ile elde ettiği dövizler hariç bakılırsa net pozisyonunun eksi 55 milyar dolar ile son 9 ayın en iyi seviyesine geldiğini not edelim. Hatta son 1 ayda neredeyse 10 milyar dolar iyileşme görüyoruz. Hatırlatma yapmak gerekirse, net rezervlerin Haziran başı eksi 78 milyar ile en zayıf seviyeyi görülmüştü. Gelinen noktada gidilecek çok yer olsa da, TCMB’nin politikasını doğru yönde ilerlediğini görüyoruz. Bir noktada yabancı girişleri eğer artacaksa, işte o gelen dövizi TCMB’nin alacağını ve net rezervlerini güçlendireceğine kesin gözüyle bakıyoruz. Bu nedenle de USDTRY kurunda düşüş bekleyenlere katılmıyoruz!

Dün ABD’de açıklanan açık iş pozisyonları verisinin beklentilerin altında kalması ancak güçlü hizmetler verisi ile birlikte FED’in para politikasını gevşetmeye başlasa bile ekonomide yumuşak iniş görüleceği beklentilerinin kuvvetlenmesi ile bu sabah Asya piyasalarında iyimser bir görünüm hâkim. Gösterge endeks Tokyo borsası, Japonya 10 yıllık devlet tahvillerinin getirisinin %0,62 ile Ağustos ayından bu yana en düşük seviyeyi görmesine de paralel %2’ye yakın artış kaydetti. Çin cephesinde ise, dün uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Çin’in kredi notu görünümünün durağandan negatife çevrildiğini açıklaması yatırımcı iştahının zayıf kalmasına neden oldu. ABD borsalarının da vadeli işlemlerinde bu sabah yükseliş eğilimli bir seyir var. Günün makro ekonomik veri takviminde, Euro bölgesi perakende satışlar ve  ABD’de açıklanacak ADP özel sektör istihdam verileri dikkatli bir şekilde takip edileceğiz.

TCMB Net Döviz Pozisyonu

4 Aralık verilerine göre, TCMB’nin kamu dövizleri ve swap yolu ile elde ettiği dövizler hariç bakılırsa net pozisyonunun eksi 55 milyar dolar ile son 9 ayın en iyi seviyesine geldiğini not edelim. Hatta son 1 ayda neredeyse 10 milyar dolar iyileşme görüyoruz. Hatırlatma yapmak gerekirse, net rezervlerin Haziran başı eksi 78 milyar ile en zayıf seviyeyi görülmüştü. Gelinen noktada gidilecek çok yer olsa da, TCMB’nin politikasını doğru yönde ilerlediğini görüyoruz.

17018411668d186e4c18457a2bdde37c25ab70e6dc_1_1200.jpg

İktisatbank

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

EMRE ALKİN: Dalgalı Kur Uygulanmıyor, Reçeteyi Buna Göre Yazalım..

Yayınlanma:

|

Yazan:

TL’nin Amerikan Dolarına karşı performansını diğer gelişmekte olan ülke paralarıyla karşılaştırdığımızda, dalgalı kur rejiminden çok “managed float” uygulandığı izlenimi net olarak veriyor diyebilirim.

Mesela son bir yılda Brezilya Reali değer kazanmış gözüküyor. En yüksek 5.49 seviyesini görmüş, en düşük 4,72 seviyesini test etmiş. Meksika Pezosu da benzer şekilde değer kazanırken, sağlıklı bir dalgalanma göstermiş. Tam olarak 20 seviyesine yaklaşırken 16.70 seviyesine kadar gevşemiş, bugün ise 17,50 civarında işlem görüyor. Çek Korunası Dolar karşı sert bir dalgalanma gösterse de son bir yılda değer kazanmış. Seyahat 23 seviyesi ile başlamış, 20’lere kadar düşmüş. Bugünlerde 22 seviyesinde. Polonya Zlotisi de Dolara karşı güçlü duruş sergilemiş. Bir yıl önce 4.5 seviyelerinden bugün 4.15 ‘lere gelmiş. Hatta bir ara 4.00 seviyesinin altını da zorlamış. Macar Forinti de başındaki tüm iç siyasetten kaynaklanan dertlere rağmen son bir yılda değer kazanmış, 400’llerden 350’lere gelmiş.

Başı dertten kurtulmayan Güney Afrika’nın parası olan Rand’ın Dolar karşısındaki performansı yukarıda belirtilen paralardan daha zayıf performans gösterse de, 2023’ün ilk aylarındaki 20 seviyelerinden bugün 18’e gerilemiş gözüküyor. Zaten son bir yıllık dalgalanma 17-20 seviyeleri arasında olmuş.

Rus Rublesi ise savaşta olan ve yaptırımlara maruz kalmış bir ülkenin parası olarak, elbette değer kaybetmiş. Bir yıl önce 60 civarında olan Dolar/Ruble, bir ara 100’e ulaşmış. Ancak son bir yada sakinleşerek 90 seviyesinin altına gerilediği görülüyor.

TL ise böyle bir dalgalanmadan nasibini almadan, sürekli bir değer kaybı içinde olmuş. Bir yıl önce 18 TL olan Dolar, adım adım ve hiç durmadan 29 TL seviyesine gelmiş. Grafiğine daha uzaktan bakarsak, 2021 yılından itibaren hiçbir şekilde “dalgalanma” anlamına gelmeyecek bir yükseliş içinde olduğunu söyleyebiliriz. Tam olarak 7.5’ten başlayan serüven soluk bile aldırmadan 29 TL’ye bizleri getirmiş. İster 1 ay ister 3 ay, 6 Ay, 12 ay ya da 5 yıl fark etmez grafiği açtıkça ekonomi yönetiminin dolar kuruna dolaylı ya da doğrudan müdahale etmek istediği anlaşılıyor. Peki bunda ne kadar başarılı olmuş ? Hemen 5 yıllık performanslara bakalım

Dolar/Real: 3,90 – 4,90
Dolar/Pezo: 20,40 – 17,52
Dolar/Koruna: 22,80 – 23,09
Dolar/Zloti: 3,80 – 4,15
Dolar/Forint: 285 – 348
Dolar/ Ruble: 66 – 88
Dolar/ Rand: 14 -19
Dolar/TL: 5,3 – 28,7

Herhangi bir yorum yapmaya bile gerek kalmadan, Merkez Bankası yönetimlerinin TL’nin istikrarını sağlayamadıkları, uyguladıkları metotların serbest piyasa dışında olması sebebiyle dalgalanmanın yaşanmadığını, sert bir yükselişi yaşamak yerine kaçınılmaz olanı yavaşlatmak için çabaladıkları, sonuç olarak dün de bugün de doğru bir yaklaşım içinde olmadıkları anlaşılıyor. Sadece Naci Ağbal’ın TCMB Başkanı olduğu 2020 Kasım ve 2021 Mart ayları arasında TL’nin hem değer hem de istikrar kazandığını görüyoruz. Diğer TCMB Yönetimleri de serbest piyasaya inanıp faizlere doğru zamanda doğru şekilde müdahale etselerdi bunlar yaşanmayacaktı.

Prof. Dr. Emre Alkin

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

‘Bizler inandık siz de inanın’ Türk Lirasına geçiş zamanı geldi mi?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yılın son ayının ilk işlem gününe başlamadan önce, hafta genelinde yaşadığımız önemli gelişmelerin üzerinde geçmekte büyük fayda görüyoruz. Öncelikle, Reuters haberinde, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkilinin, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın NATO’daki mevkidaşlarına İsveç’in şu an mecliste tartışılan başvurusuna ilişkin sıkı çalıştığını ve İsveç’in ittifaka yıl bitmeden önce katılabileceğini söylediğini belirtti. Hatırlanacağı üzere, İsveç ve Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından geçen sene Mayıs ayında NATO’ya üye olmak için başvuruda bulunurken, Ankara bu yıl Nisan ayında Finlandiya’nın NATO üyeliği başvurusunu onaylayıp, İsveç’in başvurusunu bekletmişti.

İsveç’in NATO’ya katılım protokolünün onaylanmasına ilişkin teklif TBMM Dışişleri Komisyonu’na geçen ay gönderildi. Tasarı komisyonda kabul edilirse Genel Kurulda oylanacak. Genel Kuruldan geçmesi hâlinde Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanarak yürürlüğe girecek. Başvurunun onaylanmasında yaşanan gecikme Ankara’nın müttefikleri ile ilişkilerini ve Batılı devletler ile bağlantılarının da bir testi olarak görülüyor. Daha da basit bir yaklaşımla, TBMM İsveç’in üyeliğini onaylarsa, ABD Başkanı Biden’ın da Kongre’de Türkiye’ye F-16 satışına karşı var olan tereddütleri ortadan kaldıracağını düşünüyoruz. Böyle bir gerçekleşmenin de sıkıntılı bir patikada ilerleyen Türkiye – ABD ilişkileri daha da iyi bir noktaya taşıyacağını not edelim. Unutmamak gerekiyor ki, Batı alemi ile olan ilişkiler, arzulanan yabancı fon girişleri için de iyi bir gösterge olarak kabul görüyor.

Dışişleri cephesinde yaşanan olumlu gelişmelerden sonra, TCMB Başkanı Gaye Erkan’ın da hafta ortası İstanbul Sanayi Odası’nda yaptığı konuşmada güven telkin etmesi veya ‘kükremesi’ sonrasında faiz artırım patikası ile ilgili görüşümüzü de bir miktar revize etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Erkan’ın konuşmasından, TCMB’nin enflasyonun 2024 yılsonu hedefine ulaşması için gerekli olması hâlinde faiz artırımlarına devam edeceği yönünde bir sonuca ulaştık. TCMB’nin geçen hafta sonuçlanan olağan PPK toplantısı ardından politika faizinin Aralık ve Ocak aylarında yapılacak artırımlarla %45,00 seviyesine getirerek durduracağını düşünmüştük. Hâlen daha aynı noktada olsak da, 2024 yılı boyunca enflasyonu baskılamak için faizin yüksek seyredeceği ve beraberinde %50 seviyesine kadar da artırılabileceğini düşünüyoruz.

TCMB Başkanı Erkan’ın hemen hemen her ortamda ‘bizler inandık siz de inanın’ diyerek güven telkin etmesine paralel dün akşam saatlerinde Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu S&P, olağan değerlendirme takviminin dışında yaptığı değerlendirme ile Türkiye’nin kredi notunun görünümünü durağandan olumluya çevirdi. Bu adımın diğer rating kuruluşlarınca da takip edilmesini bekliyoruz. Lâkin, ekonomi yönetiminin bunca çabasına rağmen çok düşük seviyelerde olan kredi notunun kendisinin artmaması (görünümünün artması) piyasa yansıması da sınırlı tutacaktır.

Yapılan doğru ‘işlere’ paralel yabancı yatırımcıların da son haftalarda TL ve TL cinsi varlıklara ilgi göstermeye başladıklarını görüyoruz. Hafta başında, 2 trilyon dolar değerinde varlık yöneten Paris merkezli Avrupa’nın en büyük Varlık Yönetim Grubu Amundi, TL açık pozisyonlarını kapattığını beyan etti. Amundi, henüz TL cinsi varlıklarda yüklü pozisyon almaya hazır olmasalar da, TCMB’nin kararlı duruşundan oldukça iyimser bir görüşe sahip olduklarının altını çizdi. Bu bağlamda, diğer büyük fonların da bulaşıcılık etkisi ile TL varlıklara olan çekinceli tavırlarından vazgeçebileceklerini düşünüyoruz.

Rakamların dili ile konuşursak, dün açıklanan TCMB’nin haftalık raporlarına göre, 24 Kasım ile biten haftada, TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervlerinin 2 milyar dolar artış kaydederek 136,5 milyar dolar seviyesine yükseldi (görebildiğim kadar ile tüm zamanların zirvesi). TCMB’nin swap ve kamu mevduatı dışında net rezervleri ise eksi 59 milyar dolar seviyesine toparlayarak son dört ayın en iyi seviyesine ulaştı. Son dönemde brüt rezervlerdeki ciddi artışa karşın net pozisyondaki iyileşmenin daha sınırlı düzeyde kaldığını not edelim. Yabancı yatırımcının hisse senedi ve tahvil portföyü 24 Kasım haftasında 311 milyon dolar artarken, ard arda dört haftadır devam eden artışın kümüle rakamı da yaklaşık 700 milyon dolar oldu. TCMB rezervlerinde toparlanma ve beraberinde yabancı yatırımcının ufak da olsa Türkiye âşkının kıpırdamasını tek kelime ile mutluluk verici olarak okuyoruz.

Dün açıklanan verilerden devam edersek, Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin döviz mevduatı 0,4 milyar dolar, tüzel kişilerin ise 0,6 milyar dolar azalırken, BDDK verisine göre bir nevi yabancı para enstrümanı olan Kur Korumalı Mevduat (KKM) 24 Kasım ile biten haftada 29 milyar TL daha geriledi. Son haftalarda KKM hacminde yaşanan kayda değer azalışın geçen hafta biraz hız kestiğini görsek de, KKM’nin azalmaya devam ettiğini söylemeliyiz. Azalışın da arka planında KKM’den standart mevduata dönüşün büyük bir rol oynadığını söyleyebiliriz keza KKM faizlerin çok düşük olması TL mevduata dönüşü teşvik ediyor. Bu minvalde, TCMB’nin oyun planının da çalışmaya devam ettiğini söylememiz gerekiyor.

Hatta, dün akşam TCMB’den TL mevduatı destekleyecek bir adım daha geldi. Buna göre döviz dönüşümlü kur korumalı hesaplara ödenecek faiz politika faizinin altında kalacak ancak %85’inin de altında olmayacak. Daha önceki düzenlemelere göre faiz, TCMB’nin politika faizinin altında olamıyordu. Yapılan değişiklik söz konusu KKM hesaplarının getirisini azaltarak normal mevduat hesapları karşısında çekiciliğini azaltabilir.

Dönelim yurtdışına. Dün merakla beklenen OPEC+ toplantısından sürpriz bir karar çıktı. Kartel ilave üretim kesintisi kararı alsa da bunun gönüllü bir kesinti olarak kabul edilmesi ve piyasa beklentisinin altında kalması, hatta zorunlu tutulmaması, Brent cinsi ham petrolün varil fiyatını 85 dolar seviyesinden 80 dolara kadar geriletti. Petrol cephesinde ana temanın zayıf küresel büyüme olduğunu unutmamak gerekiyor. Ekonomiler yeteri kadar büyümezse, petrole olan talebin de düşük olacağı bekleniyor. Öte yandan, jeopolitik risklerin bir miktar da olsa dinmesi, petrol üzerinde ilave baskı kuruyor.

Dün Euro Bölgesinde açıklanan enflasyon rakamları Ekim ayında piyasa beklentisi olan %2,7’nin altında %2,4 artış kaydetti. Enflasyonun beklentilerden daha hızlı gerilemesi, ECB’nin faiz indirimi ile ilgili beklentileri de erkene çekmek suretiyle EURUSD paritesi 1,09 seviyesinin altına taşıdı. Vadeli faiz kontratları ECB’den 2024 yılında Mart ayında başlayacak şekilde 114 baz puan faiz indirimi bekliyor. Paritenin hafta ortası 1,10 seviyesine yükselerek neredeyse 3,5 ayın zirvesini gördüğünü hatırlatalım. Dün aynı zamanda ABD cephesinde açıklanan ve FED’in favori enflasyon göstergesi olan PCE, Ekim ayında ılımlı bir artış gösterirken, enflasyondaki yıllık artış 2,5 yıldan uzun bir sürenin en düşük seviyesinde gerçekleşti. Talebin soğumasının bir işareti olarak okunan PCE verisi sonrasında 2024 yılı faiz indirim beklentileri 110 baz puan ile korunuyor.

Türk mali piyasaları ayın son işlem gününü karmaşık bir tablo ile tamamladı. Üçüncü çeyrekte Türkiye ekonomisinin geçen yılın aynı dönemine göre %5,9 büyüdüğünü gösteren veriye rağmen hisse senetleri günü %1 civarında düşüşle tamamladı. Büyüme verisinin geçmiş dönemi yansıtan bayat bir veri olması ve sıkı para politikasının etkilerinin yavaş yavaş görülmeye başlaması ile hisse senetlerinin zorlanmaya başlayacağı yönünde görüşünüzü koruyoruz. Faizin yönünün yukarı olduğu bir dönemde hisse senetleri için çok da olumlu bir tona sahip değiliz. Nitekim 8bin seviyesinde zorlanan endeks üç gündür ard arda düşüyor. USDTRY kurunun dün ezber bozarcasına güne başladığı 29,00 seviyesinin kıyısından 28,85’e kadar gerilediğini not edelim. Ufak çaplı bir düşüş olsa da alışık olmadığımız bu tablo bizleri mutlu etti. Tahvil cephesinde 2 yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %39 seviyesinin altına gerilerken, bizler de TL tahvil piyasasına ‘alıcı’ bir gözle bakmaya başladık!

USDTRY kurunda ise yükseliş eğilimin enflasyon dinamiklerine paralel devam etmesini bekliyoruz. TÜİK’in Kasım ayı enflasyonunu pazartesi günü açıklayacağını da yeri gelmişken not edelim. Anketlere göre aylık TÜFE artışının %3,8 olması; yıllık enflasyonu ise %62,8 seviyesine taşıması bekleniyor. Piyasa katılımcıları anketine göre 12 ay sonrası enflasyon beklentisi %43,90 , ABD enflasyonunun ise %3 olacağı varsayımdan hareketle, USDTRY kurunun 2023 sonunu 29,5 seviyesinde tamamlayarak 2024 sonu 41,00 seviyesine yükseleceğini hesaplıyoruz. Bu bağlamda, TL’nin reel anlamda değer kaybetmesini de beklemediğimizi belirtelim. Daha basit bir anlatımla, TL faizin, kurun ve enflasyonun yükselişini kompanse edecek kadar koruma sağlamasını bekliyoruz.

Yeni gün ve ay başlangıcında Asya piyasalarında temkinli bir seyir görüyoruz. Veri takvimi ise oldukça yoğun görünüyor. Küresel bazda açıklanacak imalat sanayi PMI verileri dikkatle takip edilecek. Türkiye’de ise İTO enflasyonu ve BloombergHT tüketici güveni açıklanacak.

TCMB brüt döviz ve altın rezervleri

24 Kasım haftasında döviz rezervleri 1,8 milyar dolar, altın rezervleri 0,3 milyar dolar artış kaydetti. Bu sonuçla toplam brüt döviz ve altın rezervleri 136,5 milyar dolar ile rekor kırdı.

1701408508764801ec3725864da6c61100f7629014_1_1200.jpg

TCMB net rezervleri

24 Kasım haftasında, TCMB’nin swap ve kamu mevduatı dışında net rezervleri ise eksi 59 milyar dolar seviyesine toparlayarak son dört ayın en iyi seviyesine ulaştı.

1701408509c1cac87a2d71c8b0bfc0363625fd640f_2_1200.jpg

KKM

BDDK verisine göre 24 Kasım ile biten haftada KKM hacmi 29 milyar TL daha gerileyerek 2,74 trilyon TL seviyesine geriledi ($95,2 milyar). Son haftalarda KKM hacminde yaşanan kayda değer azalışın geçen hafta biraz hız kestiğini görsek de, KKM’nin azalmaya devam ettiğini söylemeliyiz

170140850903bee34f377a876844de7e404cb529ea_3_1200.jpg

Fiili faiz oranları

17014085106d9544b8c539922771b7f6772caa88a7_4_1200.jpg

İktisatbank

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.