Connect with us

EKONOMİ

TCMB, MALİYE BAKANLIĞI VE REEL PİYASADA SORUNLAR YUMAĞI

Erol TAŞDELEN, Sosyal sorumluluk gereği misyon edindiği Reel Piyasa sorunlarını ısrarla yazmaya devam ediyor. Maliye Bakanlığı ve TCMB’nin aldığı kararların reel piyasalarda yaşattığı ortamın resmini çekiyor. Okuyun göreceksiniz…

Yayınlanma:

|

TCMB ile Hazine ve Maliye Bakanlığı başta Reel Piyasalar ile ilgili Teşhis ve tespitleri yanlış koyunca; yanlış tedavilerin yeni reel piyasada yeni hastalıkların ortaya çıkmasına şaşırmamak lazım! FAİZ BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR gibi iddialı bir ana ilke belirlersen otomatikman TCMB elindeki FAİZ silahını da almış oluyorsun! Üstelik bunu FAİZ üzerine kurulu Kan kokusunu önceden alan Köpekbalıkların bulunduğu ortamda, Kapitalist Sistem’de yapıyorsunuz! Anında karşılığını alırsınız! Aldık da! Son aylarda dikkat edim TCMB’nin faiz kararı merak edilmiyor, tartışılmıyor bile! Herkes gardını almış durumda!

Bazı şeyler yaşayarak öğrenilir. Reel Piyasa da yaşayarak öğreniyor!

O zaman başlayalım; ekonomi kurmayları ne kararlar aldı; beklenti neydi; Reel Piyasada ne etkisi oldu. Naçizane gözlemlerimizi paylaşalım:

Damat Bakan olarak bilinen eski maliye bakanımız Berat Albayrak üç kamu Bankası Genel Müdürünü de yanına alarak Anadolu’da turlara başlamıştı. İş Dünyasına mesaj netti. Birincisi, “Kamu Kurumları ortak hareket ediyor”; ikincisi Bakan beyin ileride karar alıcı ana unsur kendisi olacağı, mesajı vererek siyasi kariyerini sağlamlaştırmaktı. Ne zaman ki COVİD-19 süreci başladı; hızlı başlayan bu turlar da son buldu! Sonrası malum; istifasını merkez medya iki gün haber dahi yapamadı! Bankacılık Sektörünü takip eden biri olarak hakkını da vermek gerekir, o dönemde doğru şeyler de yapıldı. “Bankaların uyduruk isimler ile aldığı binlerde çeşit ücret ve komisyonların sadeleştirilmesi; 51 adete indirilmesi ve üst ücret/komisyon limit tarifenin belirlenmesi” bunlardan biri. Sonra bankalar yaratıcılığını kullanarak dolaylı yollardan yeni yöntemler bulsa da firmaların ve vatandaşın cebinden o dönemde milyonlarca liranın çıkması engellendi. Bu katkıdır!

Faiz düşmeye başladı ama yeni sorunları ortaya çıktı

TCMB ve Maliye Bakanlığının ortak söylemi ile dünya ülkelerinin tersine Faize savaş açılınca, Türkiye uluslararası alanda da ayrışmaya başladı. Dünya Mersin’e, biz tersine uygulaması! Bir defa son yıllarda Yabancı Sıcak paraya savaş açılmış, başta Borsa olmak üzere yabancı payı yarı yarıya düşürülmüştü. 2019 yılında Bankalar ciddi kredi daralmasına giderek para istiflemeye başladı. Bankalar ilk uyanan oldu! O dönemde yazmıştım; 2019’da Dolar bazında bankalardaki Mevduat 50,9 milyar USD artarken, Krediler sadece ve sadece 1 milyar USD artmıştı! 2019 kırılma yılıydı!

Peki FAİZ ile savaşta aldığımız kararlar, Reel Piyasada nelere neden oldu : Başlayalım!

Faiz neden enflasyon sonuç” söylemi ile özetlenen dönemde; Faizin düşmesi Faiz üzerinden Paradan Para kazanmak için Piyasada olan para simsarlarının hoşuna gitmez ve o ortamı terk etmeye başlar.  Tabi gelirlerini koruyarak! Son yıllarda dikkat edin 2000 krizi öncesi gibi  Parlatılan Borsada yerliler arabasını, evini satıp; bankadan kredi çekerek, Borsa’ya koşarken; %70’lere yaklaşan Yabancıların payı %30’ların altına düştü. Üstelik kalan yabancıların çoğu bıyıklı yabancılar. Bizimkilerin parası yani!

FAİZ cephesinde bunlar yaşanırken; diğer bir ana cephe de DÖVİZ üzerinden oldu. TCMB’nin buradaki TEŞHİSİ de “Ticari Firmalara Kredi veriyoruz, onlar da gidip döviz alıyor; Dövize Talebi durduramıyoruz” teşhisi koyup çözüm olarak da “Ticari Kredilerde sert fren yapmalı” çözümünü ortaya koyunca yaralı Reel Piyasa bir de teşhisten ve çözümden darbe yedi! Bu teşhis doğru muydu! Kesinlikle yanlış! Yanlışlığı anlatmak için yazdığım yazı sayısını unuttum! Zaten yanlış olduğunu zaman da gösterdi. Dövize talebi kısacağız sözde bankalar Döviz Kredisi veriyor TL Kredi vermiyor, çelişkiye bakar mısın!  Bu yanlıştan bugün için dönüldü mü: HAYIR! Peki örnekleyelim; bu teşhisin sonucu uygulanan tedavide neler yapıldı Reel Piyasada ne etkisi oldu bakalım.

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’nun İSO ziyaretini hatırlayın, hani şu sanayicilere; “firmaların 24 Şubat’tan haziran ayına kadar 55 milyar dolar bankacılık kesiminden kredi kullandığını belirterek; Başkanımdan da rica ediyorum, lütfen açıklayın. Bu dövizleri bozsunlar. Bir kısmını da bozsalar kur başka bir yere gelir” dedi. Bu cümle yetmedi ortam gerilince; MB Başkanı, “faizler %20’lerde yüksek değil, kullanmayın; siz de stokçuluk yapıyorsunuz” çıkışını yaptığı toplantı gergin ortamda bitti. Tepkiler üzerine TCMB Başkanı iki gün sonra, “yanlış anlaşıldı öyle demek istemedim” demek zorunda kaldı. Tepkiler normaldi çünkü; TCMB Başkanının, “krediler %20’lerde” dediği günlerde bankalardaki Ticari kredi faizleri  %40’lardaydı”. Üstelik hiçbir sanayici “stokta beklesin, satılmasın” diye imalat yapmaz! Üstelik; Sanayicinin stoklarının artması “stokçuluk” değil malların satılmamasındandı!

Faiz düşürmek için yaptırımlar devreye girdi

Merkez Bankası kendi dediği %20’lere kredi faizlerini düşürmek için iki formülü uygulamaya koydu. Birincisi; kredilerde karşılıkları artırdı, kredi faiz ortalamasının üzerinde kredi faiz veren bankalara karşılıkları artırdı; ikincisi; verilen krediler için Bankalara orta uzun vadeli Tahvil alma zorunluluğu getirdi. Sonuç mu? Krediler durdu tabi. Faiz denildiği gibi %20 daha sonra bunun da altına düşmesine rağmen Ticari banka kredileri bıçak gibi kesildi. Bazı ekonomistler “öyle diyorsun ama banka verileri Ticari kredilerin arttığını söylüyor” dese de bunların kaçırdığı bir şey vardı, ben üst segment yani cirosu 250 milyon ve çalışan sayısı 250’i aşan Ticari firmalardan bahsediyorum, Kurumsal Firmaları; yaptırımlar da bu gruba geldi. Üstelik arttı dediği krediler içinde firmalara KKM yapmaları için verilen Nakit Karşılıklı Reel Sektöre girmeyen krediler de var! Ticari Kredilere fren  için yaptırımlar zincirleme geldi;  Yok TL kredi verilecek firma “Net İhracatçı” olacaksın (ihracatı ithalattan %10 fazla olacak); yok Bağımsız denetin Raporunuz olacak (ki 20-25 bin TL olan Rapor ücretleri anında 250-300 bine çıktı), yok sadece fatura karşılığı krediler kullandırılacak (ki bu uygulama ile tüm sektör sessiz sedasız KATILIM BANKASI formatına sokuldu). Tabi koşullar ağırlaşınca Ticari Firmalarda patinaj da başladı. Piyasalardaki nakit akışın yapısı da değişti! Para bulamayan firma malını peşin satmak dışında ne yapacak ki!

TİCARİ KREDİ YASAKLARI YENİ SORUNLAR DOĞURDU!    

Yazıyı uzatmamak için özetin özetini yapacağım. Ama sorunlar tahmin ötesi büyük! Ticari Kredilerdeki ağırlaştırılan koşullar sonucu ne mi oldu. En basiti Piyasada Vadeli satışlar durdu! Bazı ürünlerde aynı gün bile fiyat değişir oldu. Önünü geremeyen sanayici nasıl yatırım yapsın. Reel Piyasalarda ciddi likidite sıkışıklığı başladı, haberiniz olsun! Kredi politikası değişmez ise; nakit sıkışıklık artarak devam eder! Katılım Bankası formatına dönüştürülen Bankacılık sektöründe; bunu kurgulayanlar aşağıdaki sorunun cevabını da vermeli:

Ticari Şirketler Fatura karşılığı dışında kredi kullanamıyor: Şirketlerin Kısa vadeli kredi borçları 2023 Ocak sonu itibarıyla  %116,5 artarak 3 triyon 447 milyar TL‘ye yükseldi. Toplam Kredilerin %44’ü Kısa vadeli hale geldi. Orta Uzun vadeli borçları ise %30,5 artarak 4,4 trilyon TL’ye yükseldi. Kısaca Firmalar bir yıl içinde ödeyecekleri para tekrar ediyorum 3 trilyon 447 milyar TL. Hangi ekonomi kurmayı bu borcun kredi kullanmadan ödeyeceğini öngördü, aklına ve bilgisine şaşarım. TCMB bunun cevabını vermeli! TCMB uzmanları kredi, leasing, akreditif kredisi ödemesi için bankaların kredi vermesini engellediğine göre  bunun özkaynaklardan veya yapılan ticaretten ödeneceğini öngörmüş demek ki. TCMB’nin Reel Piyasa takibi bu kadar işte! Piyasada çarklar ani durur derken temel gözlemlerimden biri de buydu benim! Bunu görmek için uzun analizler bile gerekmiyor; iki sanayiciyi dinleseniz sonucu çıkarırsınız.

Bu krediler kredi kullanmadan: Ö-DEN-MEZ!   Ö-DE-NE-MEZ!

Tablo : ekonomim.com, Şebnem TURHAN’dan alınmıştır.

Son 1 yıldır bankalarda 6 aydan uzun kredi fiili olarak açılmadı, bu ortamda bankalar da haklı! 2023’de 4 büyük özel bankadan İŞBANK dışında 3’ünde krediler fiili olarak durmuş durumda farkında mısınız? Kredilere karşılık, kredi vadesi buyunca %25-30 vadesiz isteyen bankalara TCMB sadece uyarı ile geçti, ortada kesilmiş ceza yok! İŞBANK dışında kredilere karşılık vadesiz %25-30 vadesiz isteyen banka nerede ise kalmadı!

Deprem Bölgesi çekleri nasıl ödenecek?

Deprem sonrası TCMB, Maliye Bakanlığı ve BDDK’nın çözmesi gereken bir sorun daha ortaya çıktı. Depremin etkilendiği 11 il aylık ortalama 30 milyar TL çek ödemesi yapıyordu. Önceden de yazdım, bu çeklerin deprem sonrası ödenmeye devam etmesi çok zor. İplik üretiminin nerde ise yarısının yapıldığı Kahramanmaraş gibi illerde üstelik sanayi ciddi zarar gördü. Reel Piyasadan uzak olanlar 30 milyar TL çek ne ki diyebilir. İyi de ödenmeyen bu çekler domino etkisi ile reel piyasaya kat ve kat zarar verir. Altı ay çek yazılmasını yasaklamak ile bu iş çözülmez. Benim önerim KGF Kaynakların önemli bir kısmı bu çeklerin ödenmesinde kullanılsın!

TCMB’nin LİRALAŞMA STRATEJİSİ yeni sorunlar doğurdu

Reel Piyasada diğer sorunlar yumağı da TCMB’nin LİRALAŞMA STRATEJİSİ sonucu ortaya konulan uygulamalardan oluştu. Bunu da bazı örnekler ile özettin özeti yapalım:

  • TCMB Döviz talebini daraltmak için daha sonra adını “Liralaşma Stratejisi” verdiği uygulamaları seri şekilde yürürlüğe koydu. İlk önemli adımı hatırlanacağı gibi Kur Korumalı Mevduat -KKM uygulaması ile atılmıştı. Kısaca önce vatandaşa sonra firmalara “yeter ki döviz alma ben sana yüksek gelir sağlayacağım” dendi. Üstelik bu ödeme milletin vergi gelirlerinden HAZİNE aracılığı ile karşılandı. Son bir yılda Hazine KKM için 94,7 milyar TL ödedi iyi mi! Zenginden alıp fakire vermesi gereken Devlet, resmen fakirden alıp Zengine verdi! Sorumluluğu da Vebali de karar alıcılara! Hazine’nin ödediği TL’den KKM yapanlara; Dövizden KKM Yapanların maliyetine TCMB ödeme yaptı! Vatandaşın cebinden çıkan paraya bakar mısın!
  • Döviz çeklerin döviz olarak ödenmesi yasaklandı: Dövize talebi kısmak gerekçesi ile “Dövizli sözleşme yapabilirsiniz, dövizli çek yazabilirsiniz ama bankalar bunu TL ödeyecek” dendi. Döviz ödeyenlere çek başına ciddi de cezalar geldi ama “sorumluluk da, ceza da müşteride” diye bu çekleri hala Döviz ödeyen bankalar var iyi mi. Üstelik Kamu bankaları da var bunu yapan! Tam Türk işi! Hadi Döviz ödemeyi yasakladınız 10 ay oldu hala bu çeklerde hangi kur uygulanacağı belli değil, TCMB onu bile belirlemedi! Bunda ne var diyenlerin aklına şaşar, Reel Piyasa bilgilerini sorgularım. Birincisi; Kimya, Plastik, Tekstil, Seramik, İnşaat gibi ana sektörlerde fiyatlama döviz üzerinden yapılıyor. İnadına değil, girdiler İthal olduğu için! İkincisi; Türkiye genelinde Döviz çeklerinde aynı kur uygulanmadığı için TL ödenen bu çeklerde firmalar arası kur farkı oluştu milyonlarca hesap muhasebe kayıtlarında test durumda şu an firmalarda! Firmalar ortada bir neden yokken bu kur farkından dolayı davalık olmaya başladı! Aynı sorun Faturalarda döviz kuru belirtilmemesi ve kur bilgisi dahi yasaklanması ile de ortaya çıkmış durumda. Benim önerim madem yasak koydunuz, o zaman; “bu çeklere ya TCMB’nin bir gün önceki kapanış kuru; ya da ödeme  günüdeki açılış kuru uygulanır” deseydiniz de tüm ülkede bu çeklerde tek kur olsaydı!
  • Firmaların Yabancı Para varlıkları Aktif Büyülük ya da Ciro’dan büyük olanın %5’ini geçene TL kredi yok, yasaklandı: TCMB bu yasak ile başta koyduğu “Ticari firmalar  kredi kullanıp döviz alıyor” tezine uygun gibi dursa da bu da doğru tespit değil. Bir defa 250 milyon TL büyüklüğü olan firma ile milyarlarca lira büyüklüğe sahip firmaları bir torbaya koymuş oldu. Firmalardaki mevsimsellik nakit ihtiyacını göz ardı etmiş oldu. Toplam İthalatın %80’ni hammadde iken firmalara “döviz alma” demenin mantığı ne? O zaman kalkıp “ithalatı-ihracatı olmayan firma döviz alamaz” deseydiniz! TCMB ve Maliye Bakanlığı Ağustos ayında önündeki kışın çok yumuşak geçeceğinin, kar yağmayacağının, yolların kapanmayacağının yazılı garantisini verebilir mi? Firmaların çoğu kış şartlarını düşünerek fazladan stok hammadde tutar bu da ek ithalat ve döviz talebi demek. %5 Yabancı Para yasağı koyarken bu durumu, mevsimsellik durumunu düşündünüz mü? Reel Piyasada çoğu firmanın Döviz pozisyonu almak spekülatif değil yaptığı işin gereğidir. Yoksa hiçbir sanayici spekülatif döviz almaz! İlla ki az sayıda da olsa vardır; onun da kolayı var. İhtiyacı için döviz alan firmalar zaten bu dövizi 3-4 ayda kullanır. Bu süreden fazla dövizi elinde tutan firmaya ek vergi koyun o zaman! %5 yasak ile tüm firmaları, özellikle sanayiciyi spekülatif döviz alıp satan konumuna koyup, aynı torbanın içine attınız biline! Bari, İSO ilk 500, ilk 1000 firmayı bu tür yaptırımlar dışında tutsaydınız!

Sorunlar çok, yazılacak çok şey var. Ama yukarıda verdiğim örnekler bile “Reel Piyasayı nasıl kitlendiğini” anlamak için yeterli diye düşünüyorum. Piyasa ekonomisi çoktan bitti. Kontrollü Ekonomi Modeli uygulanıyor! Sürdürülebilir olması da çok zor! Maliye Bakanlığı ve TCMB uzmanlardan ricam  Piyasada olunuz; ülkedeki sanayi kuruluşları aynı zamanda milli servet olduğunu unutmayınız.

Bir söz de Ticaret ve Sanayi Odası ve OSB Başkanlarına; sorunları dillendirilmeyince çözülmüş olmuyor.  Ülkede; hep aynı başkanlar konuşuyor. Üyelerinizin hakkını koruyunuz ve sorunları cesurca paylaşınız; yoksa oturduğunuz koltuk size “nüfuz sağlayın, siyah plakalar kullanın” diye verilmedi. Üyelerinize yardımcı olmaları için Odalarınızda Finans Danışmanlık birimleri kurmakla işe başlayın derim. Bankalar karşısında üyeleriniz çok korumasız unutmayın.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist, Bankacılık Uzmanı      www.bankavitrini.com

 

MERAKLISIAN EK MAKALELER:

DEPREM BÖLGESİ ÇEK PANİĞİ, AYLIK 30 MİLYAR LİRALIK ÇEKLER NASIL ÖDENECEK? – BankaVitrini

KAHRAMANMARAŞ DEPREMİNİN BANKACILIK SEKTÖRÜNE ETKİLERİ – BankaVitrini

BANKACILIK SEKTÖRÜ KATILIM BANKASI FORMATINA DÖNÜŞTÜ, PİYASALAR KİLİT – BankaVitrini

TİCARİ YASAKLAR FİRMALARI ‘ŞAK’ DİYE DURDURABİLİR – BankaVitrini

BANKALARDA KOBİ DIŞI TİCARİ KREDİLER NİÇİN DURDU? – BankaVitrini

BANKALAR 50 BİN USD ÜSTÜ YURTDIŞI TRANSFERLERDE BELGE İSTEYECEK – BankaVitrini

DÖVİZ MEVDUAT BANKALARIN KABUSU OLDU – BankaVitrini

TİCARİ KREDİLERDE FATURA KAOSU – BankaVitrini

MERKEZ BANKASI BANKALARI 4 KONUDA NİÇİN UYARDI? – BankaVitrini

YANLIŞ KARARLAR YATIRIMCIYI VURDU – BankaVitrini

BANKALARDA ‘KREDİ BLOKELİ KREDİ’ DÖNEMİ BAŞLADI – BankaVitrini

SANAYİCİ BANKALAR KARŞISINDA SAVUNMASIZ BIRAKILDI – BankaVitrini

BANKA HABERLERİ

EKREM İMAMOĞLU TUTUKLANMASI PİYASADA NE ETKİ YAPAR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması gibi olağanüstü bir siyasi gelişme, Türkiye ekonomisi ve piyasaları üzerinde kısa ve orta vadede önemli etkiler yaratabilir. Bu tür bir gelişmenin piyasalara etkisi, hem iç siyasi tansiyon hem de dış yatırımcıların algısı açısından değerlendirilmelidir.

Olası etkileri şöyle özetleyebiliriz:

📉 1. Borsa İstanbul (BIST) Üzerindeki Etkiler

  • Negatif Etki Beklenir: Özellikle banka ve holding hisselerinde sert satışlar görülebilir.

  • Yatırımcı Güveni Sarsılabilir: Siyasi belirsizlik, yerli ve yabancı yatırımcının risk algısını yükseltir.

  • Yabancı Çıkışı Hızlanabilir: Zaten sınırlı olan yabancı yatırımcı oranı daha da azalabilir.

💵 2. Döviz Kurları (USD/TRY, EUR/TRY)

  • Kur Şokları Görülebilir: Politik risk primi artar, bu da dövize yönelimi artırır.

  • Merkez Bankası Baskı Altında Kalır: Döviz talebindeki ani artışa müdahale gerektirebilir.

📈 3. Faiz ve Tahvil Piyasaları

  • Faizler Yükselebilir: Risk algısı arttıkça TL cinsi varlıklardan çıkış olur, bu da faizlerde yükselişe yol açar.

  • Tahvil Satışları Artar: Devlet tahvillerine olan güven azalabilir.

🌍 4. CDS (Kredi Risk Primi) ve Dış Yatırımcı Algısı

  • CDS Yükselir: Türkiye’nin risk primi artar, bu da borçlanma maliyetlerini artırır.

  • Yatırım Notları ve Raporlar Değişebilir: Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları bu gelişmeyi raporlarında olumsuz değerlendirebilir.

🏦 5. Bankacılık ve Finans Sektörü

  • Kredilerde Yavaşlama: Artan belirsizlik nedeniyle kredi taleplerinde azalma görülebilir.

  • Bankaların Risk Algısı Artar: Özellikle yerli özel bankalar temkinli davranmaya başlar.

🔍 6. Orta Vadeli Etkiler

  • Ekonomik Reformlar Gölge Altında Kalır: Siyasi tartışmalar ekonomi gündeminin önüne geçer.

  • Seçim Güvenliği ve Demokratik Görünüm Tartışılır: Bu durum Türkiye’nin “yatırım yapılabilir ülke” imajını zedeler.

İmamoğlu gibi kamuoyunda güçlü desteği olan bir siyasi figürün tutuklanması, sadece ekonomik değil sosyal ve toplumsal tansiyonu da yükseltebilir. Bu da piyasaların kırılganlığını artırır.

BANKACILIK FİNANS SEKTÖRÜNÜ NASIL ETKİLER

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, bankacılık ve finans sektörü, siyasi belirsizlik nedeniyle doğrudan ve dolaylı birçok etkiye maruz kalabilir. Bu tür siyasi şoklar, özellikle sermaye hareketlerinin serbest olduğu, dışa açık ve kırılgan ekonomilerde bankacılık sektörü üzerinde hızlı ve ciddi baskılar yaratabilir.

Aşağıda, bu gelişmenin bankacılık ve finans sektörüne olası etkilerini başlıklar halinde detaylandırmak gerekirse:

🏦 1. Bankalara Güven ve Mevduat Davranışı

  • TL Mevduatlarda Çıkış Olabilir: Siyasi belirsizlik, vatandaşın dövize yönelmesine neden olabilir.

  • Kur Korumalı Mevduatlarda (KKM) Artış: Kur şoklarına karşı bireyler KKM’ye yönelebilir.

  • Bankaların Liralaşma Hedefi Zarar Görebilir.

📉 2. Bankacılık Hisseleri (BIST Bankacılık Endeksi)

  • BIST-BANK Sert Düşebilir: İlk günlerde yabancı satışlarıyla ciddi değer kaybı görülebilir.

  • Halka açık özel bankalar daha çok etkilenir.

  • Devlet bankaları da siyasi yönlü baskılar nedeniyle kırılgan olabilir.

📊 3. Kredi ve Finansman Faaliyetleri

  • Kredi Talebinde Düşüş: Belirsizlik ortamı yatırımları yavaşlatır, işletmeler kredi taleplerini erteler.

  • Bankalar Riskli Sektörlere Kredi Vermekten Kaçınır.

  • Kredi Geri Ödemelerinde Sorunlar Başlayabilir.

💰 4. Likidite ve Fonlama Kanalları

  • Bankaların Fonlama Maliyetleri Artar: CDS primindeki artışla yurt dışı borçlanmalar pahalı hale gelir.

  • Swap Kanalları Daralabilir: Merkez Bankası swap ihtiyacını artırabilir.

  • Yurt dışı borç çevirme oranlarında düşüş olabilir.

🔍 5. BDDK ve TCMB Üzerindeki Baskı

  • Yeni düzenleme ve müdahaleler gündeme gelebilir.

  • Piyasa istikrarı için geçici tedbirler alınabilir (örneğin likidite enjeksiyonu, döviz satışı).

  • Sermaye kontrolleri ya da TL likidite kısıtlamaları speküle edilebilir.

🌐 6. Yabancı Yatırımcı İlgisi

  • Bankacılık sektörü doğrudan yabancı yatırımcıların radarında olduğundan ilk çıkışlar burada yaşanır.

  • Sendikasyon kredilerine erişim zorlaşır.

  • Türkiye’nin “hukuk devleti” imajının zedelenmesi, uzun vadeli finansal istikrarı tehdit eder.

⚠️ 7. Reel Sektörün Bankalara Yansıması

  • Firmalar döviz kurlarındaki artış nedeniyle zor duruma düşerse, bankaların tahsilât riski yükselir.

  • Takipteki krediler oranı (NPL) artabilir.

  • Bankalar daha muhafazakâr davranarak kredi musluklarını kısabilir.

SONUÇ:

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması gibi siyasi bir kriz, bankacılık sektöründe güven, kredi akışı, yabancı ilgisi ve fonlama kaynakları üzerinde ciddi baskı yaratır. İlk şok dalgası özellikle borsa ve kur tarafında hissedilirken, orta vadede aktif kalitesi, kârlılık ve büyüme gibi temel göstergeleri de zayıflatır.

Chat GPT

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TCMB’nin Likidite Senet İhracı ne anlama geliyor?

Yayınlanma:

|

Yazan:

1. Bankacılık Sektörü Üzerindeki Etkiler

• Bankaların likiditesi azalır: Bankalar bu senetlere yatırım yaptığında, ellerindeki fazla nakdi TCMB’ye park etmiş olur. Bu da piyasadaki toplam likiditenin azalmasına neden olur.
• Mevduat faizleri yükselebilir: Bankalar, TCMB’nin çektiği likiditeyi yerine koymak için mevduat faizlerini artırabilir.

2. Faiz ve Kredi Piyasaları

• Kredi faizleri yükselebilir: Piyasadaki para azaldığı için bankalar kredi vermekte daha temkinli davranabilir ve kredi faizlerini artırabilir.
• Ters repo alternatifi olarak görülebilir: Bankalar için TCMB’nin sunduğu faiz oranı, ters repo piyasasında oluşan faizlerle rekabet edebilir ve piyasada faizlerin yönü üzerinde etkili olabilir.

3. Döviz Kuru Üzerindeki Etkiler

• TL güçlenebilir: Piyasadaki TL miktarı azaldığı için döviz talebi düşebilir ve TL’nin değer kazanmasına yol açabilir. Ancak bu etki, yabancı yatırımcı girişleri ve diğer makroekonomik faktörlere bağlı olarak değişebilir.

4. Borsa Üzerindeki Etkiler

• BIST’te satış baskısı olabilir: Eğer likidite azalır ve faizler yükselirse, yatırımcılar borsadan çıkarak daha güvenli ve getirisi yüksek enstrümanlara (örneğin TCMB’nin ihraç ettiği likidite senetlerine) yönelebilir.

5. Enflasyon Üzerindeki Etkiler

• Enflasyonist baskılar azalabilir: Parasal sıkılaştırma devam ettiği için talep tarafında bir daralma olabilir. Bu da enflasyonu düşürmeye yardımcı olabilir.

Genel Değerlendirecek olursak;

Bu adım, TCMB’nin sıkı para politikasına devam ettiğinin bir işareti. Eğer likidite etkili bir şekilde çekilirse:
✔ TL’nin değeri korunabilir veya güçlenebilir.
✔ Enflasyon baskısı azalabilir.
✔ Kredi faizleri yükselerek ekonomik aktivite bir miktar yavaşlayabilir.

Ancak, piyasaların tepkisi birçok faktöre bağlı olarak değişebilir. Özellikle yabancı yatırımcı ilgisi, küresel piyasalardaki gelişmeler ve TCMB’nin faiz politikası belirleyici olacaktır.

Bu resim için alternatif metin açıklaması yok

Cüneyt TEMİZER – Linkedin

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FİRMALAR İÇİN KUR RİSKİ NE ANLAMA GELİYOR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

KUR RİSKİ ortadan kalktı mı yoksa kısa bir ara mı verdik ?

Bilindiği üzere döviz açığı, şirketlerin döviz cinsinden ve dövize endeksli borçları ile döviz cinsinden veya dövize endeksli alacakları arasındaki farkı ifade eder. Haliyle döviz açığı taşımak demek de kur riski taşımak anlamına gelir.

Şirketlerin kullanmış olduğu toplam kredileri içindeki döviz cinsinden kredilerinin payına bakıldığında, Büyük şirketlerin toplam kredilerinin % 64’ünün, KOBİ’lerin ise % 18’inin döviz cinsinden olduğu görülüyor.

İhracatın yapabilmenin giderek zorlaştığı da göz önüne alındığında, gerek küresel siyasi ve ekonomik belirsizliklerin (ticaret savaşları, kotalar, ek vergiler, kur savaşları) ulusal ekonomilerde yaratacağı finansal risklerden, gerekse ülkemizin kendi dinamikleri çerçevesinde oluşabilecek finansal risklerden korunmak amacıyla, şirketlerin vadeli işlem yapma felsefesine dayanan türev ürün (forward, opsiyon, swap vb.) kullanımına daha da önem vermeleri faydalı olacaktır.

Bu resim için alternatif metin açıklaması yok

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.