Yılık ilk yarısını Kamu bankaları piyasaları peşinden sürükledi
Bankaların ilk yarı performansı nasıl oldu? Yerli bankaların gönülsüz büyüdüğü, yabancı bankaların kar edemediği dönemde piyasayı kamu bankaları sürükledi
Bankaların ilk yarı performansı nasıl oldu? Yerli bankaların gönülsüz büyüdüğü, yabancı bankaların kar edemediği dönemde piyasayı kamu bankaları sürükledi
BANKALARIN 2020 İLK YARI PERFORMANSI NASIL OLDU Bankaların 2020 ilk çeyrek ile ikinci çeyrek verilerini ayırmak lazım aslında. Bankalar 2020 özellikle ilk iki ayına hızlı başlamış son dönemlerin en hızlı büyüme trendine gitmişlerdi. Sektör 2019 yılını 45 milyar TL Net karlılık ile kapatırken ilk çeyreği 15,8 milyar TL Net kar ile bir yıl önceye göre % 26,2 büyüyerek kapamışlardı. Yılın ilk yarısının bende sonuç gözlemi şudur : Bankalar 2020 ilk çeyrekte isteyerek, ikinci çeyrekte istemeyerek büyüdü! Bankaların İstemeyerek nasıl büyüdü kısmını haftaya bırakalım, ilk çeyrek durumlarını daha önce yazmıştık, yılın ilk yarısında neler yaptılar yakından bakalım.
Sektör bilanço ve karlılığı büyüttü 2019 sonunu 4,5 Trilyon Toplam Varlıklar ile kapatan Bankacılık sektörü 2020 ilk yarısında 864 milyar TL %19,2 büyüme ile 5,3 Trilyon TL seviyesine yükselerek son yılların en büyük atağını yaptı. Hiç kuşkusuz bunda Kamu otoritesinin TCMB – BDDK – HAZİNE üçlemesinin haftaya detaylı ele alacağımız “Genişleyici Para Politikası Stratejisi” ile bankalar üzerine yeni uyguladıkları ile özellikle 2. Çeyrekte Covid-19 tedbirlerinin direkt etkisi oldu. Özellikle TL kredilerdeki büyüme 2019 sonunda 2,6 Trilyon TL olan 601 milyar TL artış ile 3,2 Trilyon TL düzeyine ulaşmasının bilançolar üzerinde etkisi büyük oldu. Zira, Kredilerdeki artış % 22,6 olurken, TL Krediler ise % 28,6 oldu. Sektörün Gayri Nakdi Kredileri %9,3 arttı. Mevduat artışı ile 2,5 Trilyon TL’den 493 milyar TL %19,2 artarak 3 Trilyon TL’yi aştı. Kredilerdeki büyüme ile birlikte Net Faiz geliri %46,6 artarak 73 milyar TL’den 108 milyar TL’ye ulaştı. Faiz Dışı ücret ve komisyon gelirleri ise TCMB ve BDDK’nin kısıtlayıcı düzenlemeler ile düşüş göstererek 54 milyar TL’den 51 milyar TL’ye gerilediği görüldü. Yılın 2. Yarısında bunun daha da düşmesi sürpriz olmayacak. Sektörün Net Karlılığı ise 2019 aynı döneme göre 24,8 milyar TL’den %24,2 büyüyerek 30,8 milyar TL düzeyine ulaştı. ( Sektör 2020 ilk çeyrekte Toplam Varlıklarda % 8,5 Kredilerde % 9,1 Mevduatta % 9 Net Karlılıkta % 26,4 büyümüştü )
Kamu Bankaları sektörü sürükledi 2020 ilk yarısına Kamu Bankaları damgasını vurdu. Kamu otoritesinin Genişleyici Para politikasının da etkisi ile özellikle 2. Çeyrekte Piyasaya verilen kredilerin etkisi birleşince, Kamu Bankaları Bilançoda Toplam Varlıklarını %35,8 büyüttü. 2019 sonunda 1,7 Trilyon olan Kamu Bankalarının Toplam Varlıkları 2020 ilk yarısında 2,3 trilyon TL düzeyine ulaştı. Nakdi Kredileri ise 1,1 Trilyon TL’de 437 milyar TL artarak 1,5 trilyon TL düzeyine ulaştı. Kamu bankaları Toplam Kredilerde % 39,2 büyürken TL Kredilerde 390,8 milyar TL büyüyerek % 59,3 büyüdüğü görüldü. Kamu Bankalarında, bu dönemde 832 milyar TL olan Mevduat ise %56,4 artarak 1.3 trilyon TL düzeyine ulaştı. Kamu Bankaları kredilerde büyümenin de etkisi ile Faiz gelirlerini 2019 ilk yarısına göre %91 artırarak 22,1 milyar TL’den 42,3 milyar TL çıkarken Ücret ve Komisyon Gelirlerinin oluşturduğu Faiz Dışı Gelirler de 15,9 milyar TL’den 16,9 milyar TL’ye çıktı. Kamu Bankaları bu büyüme sayesinde 2019 ilk yarısındaki 6,9 milyar TL’lık Net Karlılıkları ise %75 artarak 12,1 milyar TL düzeyine ulaştı. ( Kamu Bankaları, 2020 ilk çeyrekte Toplam Varlıklarda % 8,1 Kredilerde % 10 Mevduatta % 8,9 Net Karlılıkta % 83 büyümüştü )
Yabancı Bankaların Bilanço büyütmesi Kar artırmasına yetmedi Yabancı Sermayeli bankalar ilk çeyrek Toplam Varlıklarını % 8,6 büyütürken yılın ilk yarısını % 21,3 büyüyerek kapadı. Aktif Rasyosu ( AR )’nun da etkisi ile Kredileri %23,7 büyüten Yabancı bankalar 2019 sonunda 628 milyar TL olan Nakdi Kredilerini yılın ilk yarısı 149 milyar TL artarak 778 milyar TL düzeyine ulaştı. Mevduat aynı dönemde 665 milyar TL’den % 25,8 artarak 837 milyar TL’ye yükseldi. Kredilerdeki artışın etkisi ile 2019 aynı dönemde 22,9 milyar TL olan Faiz Gelirleri % 26 artarak 28,9 milyar TL’ye yükseldi. Piyasalarda Yabancı Sermayeli bankalar ile ilgili sık sık şikayetlere neden olan Faiz Dışı Gelirlerde Bilanço Büyümesine rağmen ise ciddi kayıplar yaşanması şikayetlerin yersiz olmadığını da gösterdi. Zira, 2019 ilk yarısında 18,4 milyar TL olan Faiz Dışı gelirler 1,6 milyar TL düşerek 2020 ilk yarısında 16,8 milyar TL düzeyine geriledi. Sektör karlılıkta 2019 ilk yarısında % 24 büyürken Yabancı Bankalarda karlılığın %-5,5 düştüğü görüldü. Karlılığın düşmesinde müşterilerden alınan ücret ve komisyon gelirlerinin yasal düzenlemeler getirilmesinin etkisi olduğu kesin. ( Yabancı Sermayeli Bankalar 2020 ilk çeyrekte Toplam Varlıklarda % 8,6 Kredilerde % 9,1 Mevduatta % 9 Net Karlılıkta % 26,4 büyümüştü )
Yerli Özel Bankalar gönülsüz büyüdü Yerli Özel sermayeli bankalar 2020 ilk yarısında bilanço büyütmelerine rağmen büyümeleri sektör ortalamasının altında kaldıkları görüldü. 2019 sonunda Toplam Varlıkları 1,4 Trilyon TL olan Toplam Varlıkları %13,9 büyüyerek 1,6 Trilyon TL’ye yükseldi. 2019 sonunda 814 milyar TL olan Nakdi Kredileri 928 milyar TL’ye yükselirken; 846 milyar TL olan Mevduat da 920 milyar TL %8,7 büyüdüğü görüldü. 2019 ilk yarısında 28,4 milyar TL faiz geliri elde eden Yerli Özeller 2020 ilk yarısında %28,2 büyüyerek 36,4 milyar TL’ye yükseltirken Yabancı Sermayeli Bankalarda olduğu gibi aynı gerekçeler ile Faiz Dışı Gelirlerde ise ciddi kayıplar yaşadıkları görüldü. Yılın ilk çeyreğinde Faiz dışı gelirlerini 2019 aynı dönemine göre % 20 artıran Yerli özel bankaların yılın ilk yarısında %-14,6 kayıp yaşadılar. 2019 ilk yarısında 19,9 milyar TL olan Faiz Dışı Gelirlerin 2,9 milyar TL kayıp ile 17 milyar TL’ye geriledi. Yerli Özel bankaların kar gelişimi sektörün altında kalarak %14,8 büyüdü. 2019 ilk yarısında 8,8 milyar TL olan Net karlılık 10,1 milyar TL düzeyine çıktı. ( Yerli Özel sermayeli bankalar; 2020 ilk çeyrekte Toplam Varlıklarda % 8,9 Kredilerde % 7,2 Mevduatta % 8,4 Net Karlılıkta % 9,3 büyümüştü )
Özetlemek gerekirse; 2020 ilk yarıda bankalar bilançolarını büyüttü. Kamu Bankaları ve Krediler Aktif Rasyosu ( AR ) etkisi ile diğer bankaları içine alarak hiçbir dönemde olmayacak kadar büyüdü. Takip süresinin 180 güne çıkması etkisi ile Takip bakiyeleri 150 milyar TL’de sabit kaldı. Bundan sonraki dönemde dağıtılan kredilerin geri ödeme performansı, takip bakiyeleri, kredilerin önemli bir kısmının Mevduata dönmesi ile yaratılan yapay mevduatın burada kalma süreleri sektörün geleceğini de yakından etkileyecektir. Bu süreci de birlikte takip edeceğiz. Erol TAŞDELEN Ekonomist, Siyaset Bilimci [email protected]
Kurumsal finans, işletmelerin sürdürülebilir büyüme ve rekabet avantajı elde etme süreçlerinde temel taşı niteliğindedir. Şirketlerin finansal kaynakları etkin kullanması, doğru yatırım kararları alması ve riskleri kontrol altında tutması, kurumsal finansın profesyonelce yönetilmesine bağlıdır. Bu makalede kurumsal finansın ne olduğu, nasıl yönetildiği, kimler tarafından yönetildiği ve özellikle kriz dönemlerinde hangi kritik işlevleri üstlendiği ele alınacaktır.
Kurumsal Finans Nedir?
Kurumsal finans, bir şirketin sermaye yapısının oluşturulması, yatırımlarının finanse edilmesi ve kârlılığının artırılması amacıyla finansal kararların alınmasını kapsayan alandır. Amaç, şirket değerini artırmak ve finansal sürdürülebilirliği sağlamaktır.
Nasıl Yönetilir?
Kurumsal finans yönetimi stratejik, operasyonel ve analitik süreçleri içerir:
Stratejik Finansal Planlama: Hedef belirleme, yatırım planlaması, sermaye dengesi.
Finans Direktörleri ve Müdürleri: Operasyonel finansal işleyişi sağlar.
Finansal Analistler: Karar vericilere veri odaklı öneriler sunar.
Hazine ve Risk Yönetimi Uzmanları: Nakit, borç ve riskleri kontrol eder.
Kriz Dönemlerinde Kurumsal Finansın Fonksiyonu
Ekonomik durgunluklar, piyasa şokları ve sektörel krizlerde kurumsal finans birimleri şirketin hayatta kalmasını sağlar:
1. Likidite Yönetimi
Nakit rezervlerinin korunması
Gereksiz harcamaların kısılması
Kredi limitlerinin gözden geçirilmesi
2. Riskten Korunma (Hedging)
Kur risklerine karşı önlem
Borçların yeniden yapılandırılması
Faiz riski yönetimi
3. Yatırım ve Maliyet Revizyonu
Düşük getiri sağlayan yatırımların iptali
Sabit giderlerin azaltılması
Gereksiz varlıkların elden çıkarılması
4. Paydaş Güvenliği
Banka ve yatırımcılarla şeffaf iletişim
Kurumsal raporlama ve açıklık
Sermaye piyasalarında itibarın korunması
Kurumsal finans, yalnızca sayısal verilerin yönetimi değil, aynı zamanda şirketin geleceğini şekillendiren stratejik bir fonksiyondur. Kriz dönemlerinde doğru yönetilen bir finansal yapı, şirketi yalnızca korumakla kalmaz, aynı zamanda fırsatları değerlendirme imkânı da sunar.
Finansal dolandırıcılık vakalarının çoğunda ilk bakışta sorumlu görülenler bankalar olur. Ancak birçok olayda gözden kaçan önemli bir aktör daha vardır: telefon operatörleri. Özellikle SIM kart değişimi (SIM swap), numara taşıma ve SMS doğrulama süreçlerinde yaşanan güvenlik açıkları, milyonlarca liralık dolandırıcılıkların önünü açıyor. Peki operatörler bu zincirin neresinde duruyor? Gerçekten masumlar mı?
Dijital Bankacılığın Kırılgan Ayağı: Telefon Numaranız
Günümüzde banka işlemleri büyük oranda cep telefonuna gelen tek kullanımlık SMS şifreleriyle doğrulanıyor. Bu nedenle telefon numarası, adeta bir dijital anahtar haline geldi. Eğer bir dolandırıcı sizin adınıza yeni bir SIM kart çıkarttırırsa, banka sistemleri onun gerçekten siz olduğuna inanır.
Bu noktada, dolandırıcının banka sistemlerini değil, önce operatörü kandırması yeterlidir.
Telefon Operatörlerinin Başlıca Güvenlik Açıkları
1. SIM Kart Değişimi Sırasında Kimlik Doğrulama Eksiklikleri
Dolandırıcılar sahte kimlik belgeleriyle operatör mağazalarına giderek mevcut SIM kartınızı iptal ettirip, yeni bir kart alabiliyorlar. Bu sayede banka onay SMS’leri kendi telefonlarına düşmeye başlıyor.
Yargıtay Kararları, bu tür işlemlerde operatörlerin “özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini” ve zararda müşterek kusur taşıdığını belirtiyor.
2. Numara Taşıma Dolandırıcılığı
Numaranız başka bir operatöre geçirilirken, taşınma talebine dair bilgi SMS’i ya gecikiyor ya da hiç ulaşmıyor. Dolandırıcı bu süreyi kullanarak sizin adınıza işlem yapabiliyor.
BTK yönetmelikleri, operatörleri “abonelik işlemlerinde açık rıza ve belge zorunluluğu” konusunda bağlamaktadır. İhlal durumunda hizmet kusuru doğar.
3. Operatör Çalışanlarının Bilgi Sızdırması
İçerden çalışan bir personel, kullanıcı bilgilerini ya da SIM aktivasyon süreçlerini dolandırıcılara iletebiliyor. Bu durum, “insider threat” olarak bilinir ve büyük zararlara neden olur.
Operatörler Hukuken Ne Kadar Sorumlu?
➤ Borçlar Kanunu’na Göre Hizmet Kusuru
Telefon operatörleri, sundukları hizmeti “özenle ve dikkatle sunmakla” yükümlüdür. Kimlik doğrulama sürecinde ihmal varsa, bu hizmet kusuru sayılır.
➤ Müşterek Kusur ve Tazminat
Dolandırıcılık sonucu oluşan zararda mahkemeler, operatörlerin banka ile birlikte müşterek sorumluluk taşıyabileceğine hükmetmektedir. Bu durumda zararın belli bir yüzdesi operatörden tahsil edilebilir.
Gerçek Bir Olay: SIM Değişimi Sonrası Hesap Boşaltıldı
Bir davada, mağdurun SIM kartı bilgisi dışında değiştirildi ve hesabından 300.000 TL çekildi. Mahkeme, “operatörün güvenlik sürecini yeterince işletmediğini” ve “dolandırıcılığa zemin hazırladığını” belirterek zararın %40’ından operatörü sorumlu tuttu.
Ne Yapılmalı? Operatörler Hangi Önlemleri Almalı?
✅ SIM değişimi için çift doğrulama zorunlu hale getirilmeli ✅ Tüm işlemler biyometrik onay ile desteklenmeli ✅ Şüpheli işlemler için anında banka bilgilendirmesi yapılmalı ✅ Bayilerde sahte belge kontrolü için merkezi sorgulama sistemi kurulmalı ✅ Personel erişimi kısıtlanmalı, log’lar düzenli denetlenmeli
Zincirin En Zayıf Halka Olamazlar
Telefon operatörleri, kullanıcılarının yalnızca konuşma ve internet hizmetlerini değil, aynı zamanda finansal güvenliğini de taşıdıklarının farkında olmak zorundalar. Aksi halde, kullanıcılar mağdur olurken, operatörler de hukuken cezasız kalmaz.
📌 Yasal bir güvenlik zinciri, en zayıf halkası kadar güçlüdür. Ve bazen o halka, cebimizdeki SIM karttır.
Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü (FATF), küresel finansal sistemin güvenliğini artırmak amacıyla Tavsiye 16’yı güncelledi. Bu değişiklikler, özellikle sınır ötesi ödemelerde şeffaflığın artırılması, dolandırıcılığın önlenmesi ve hatalı transferlerin azaltılması gibi kritik alanlarda büyük değişimlere işaret ediyor.
Neden Tavsiye 16 Güncellendi?
Geleneksel ödeme sistemleri, özellikle sınır ötesi para transferlerinde, gönderici ve alıcı bilgilerini eksiksiz ve doğru bir şekilde aktarmakta yetersiz kalabiliyor. Bu durum:
Dolandırıcılık vakalarının artmasına,
Terörizmin finansmanına olanak tanıyan açıkların oluşmasına,
Hatalı transferlerin geri alınamamasına yol açıyordu.
FATF, bu sorunların önüne geçmek amacıyla Tavsiye 16’yı yeniden yapılandırarak “gözetim, doğrulama ve şeffaflık” esaslarını merkezine aldı.
Yeni Tavsiyenin Ana Unsurları
1. Zorunlu Bilgi Paylaşımı
Artık tüm sınır ötesi ödeme işlemlerinde, gönderen ve alıcı hakkında tanımlayıcı bilgiler eksiksiz olarak iletilmek zorunda. Eksik bilgi içeren transferler kabul edilmeyecek.
2. “Travel Rule” Uygulaması
Bu kural, müşteri bilgilerinin ödeme işlemi boyunca tüm aracılarla birlikte “seyahat etmesini” zorunlu kılıyor. Böylece her aşamada veri izlenebilirliği sağlanıyor.
3. Gerçek Zamanlı Kimlik Doğrulama
Bankalar ve ödeme kuruluşları, girilen alıcı bilgilerinin doğruluğunu gerçek zamanlı olarak kontrol etmekle yükümlü hale geldi. Bu sistem hatalı ödemeleri büyük oranda engelleyecek.
4. Sanal Varlık (Kripto) Transferlerine Genişleme
Yapılan güncellemeler, kripto para borsaları ve sanal varlık hizmet sağlayıcılarını da kapsıyor. Artık bu kuruluşlar da aynı şeffaflık ve bilgi paylaşımı yükümlülüklerine tabi olacak.
Küresel Finansal Sisteme Etkileri
Bu yeni çerçeve, sadece bankaları değil, tüm finansal teknoloji firmalarını ve aracı ödeme kuruluşlarını kapsıyor. Özellikle:
Kripto para işlemleri artık daha izlenebilir olacak.
Fintech şirketleri, müşteri bilgilerini anlık doğrulama sistemleri kurmak zorunda kalacak.
Bankalar, daha fazla operasyonel uyum ve teknoloji yatırımı yapmak zorunda olacak.
Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?
Türkiye gibi yüksek hacimli dış ticaret yapan ve uluslararası para akışına açık ülkeler için bu değişiklikler:
Kara para aklamaya karşı mücadelede etkinliği artıracak,
Yatırımcı güvenini ve finansal sistemin itibarını güçlendirecek,
Bankaların dijitalleşme ve veri yönetimi altyapılarını yenilemeye zorlayacak.
Ana Yenilikler ve Etkileri
Madde
Açıklama
Etkisi
1. Gönderen ve Alıcının Tanımlanması
Artık tüm ödemelerde gönderici ve alıcı bilgileri eksiksiz iletilmek zorunda
🔐 Kimlik doğruluğu artar
2. “Travel Rule” (Seyahat Kuralı) Güçlendirildi
Gönderiyle birlikte müşteri bilgileri de “taşınmak” zorunda
🔎 İzlenebilirlik artar
3. Gerçek Zamanlı Veri Doğrulama
Bankalar ve ödeme kuruluşları bilgileri doğrulamakla yükümlü
🛡️ Hatalı transferler azalır
4. Sanal Varlık Transferlerine Uygulama
Kripto para transferlerinde de aynı kurallar geçerli
💻 Kripto dolandırıcılığı azalır
FATF’nin Tavsiye 16’da yaptığı güncellemeler, yalnızca bir düzenleme değişikliği değil, aynı zamanda finansal sistemlerin geleceğine yönelik bir güvenlik reformudur. Bu reform, hem uluslararası finansal güvenliği artıracak hem de tüketicileri hatalı işlemlerden ve dolandırıcılıktan koruyacaktır.
Finansal kurumların, bu yeni döneme hazırlıklı olması artık bir tercih değil, zorunluluktur.