Erol Taşdelen
HER SEÇİMDE GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLEN ZİNCİR MARKETLER İSYANDA

Yayınlanma:
3 yıl önce|
Yazan:
Erol Taşdelen
Birden fazla şubesi olan marketler “Zincir Market” olarak anılıyor. Ülke genelinde yaygınlığı nedeni ile BİM, A101, ŞOK, MİGROS, CarrefourSA, BİZİM TOPTAN en bilinenleri. İl ve bölgesel zincir marketler yaygın. Türkiye’de bilinen 5 büyük Zincir zinciri dışında toplam 249 zincir market bulunuyor. Bu marketlerin toplam şube sayısı ise 40 bine dayandı. Zincir Marketler 1 milyon istihdam sağlıyor. Sektör içindeki pazar payları %80’derde.
Son yıllarda özellikle gıda fiyat artışından Günah Keçisi konumuna getirilen Zincir Market yöneticileri peş peşe yapılan haksızlıklara isyan eden açıklamalar yapmaya başladı. En son Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı ve BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç, 7. Private Label zirvesinde konuşmasındaki sert sözleri sinirlerin ne kadar gerildiğinin kanıtı niteliğinde.
Zincir Marketleri hedef alanlar için Galip Aytaş; ““Perakende işletmelerinin enflasyondan arındırılmış sadece nominal kar rakamlarına bakan olumsuz yorum yapan trollere, maaşlı televizyon yöneticilerine, bizleri terörist ilan edenlere, bizlere vicdansız, hatta kansız diyenlere ve bunları gazetede yayınlayarak ahlaksızca bizi çete ilan edenlere ve tabirimi maruz görün çok daha kötüsünü söylemek istiyorum ama müsaadenizle gazeteci müsveddelerine söyleyeceğimiz sözler var” diyerek yanıt verdi.
Medyaya yüklenmesinde bazı medyanın fiyat artışında ve enflasyonda Zincir Marketleri “Günah Keçisi“(*) ilan edilip algı yaratılmasının hiç kuşkusuz etkisi var. Enflasyon haberlerinin “market araba resimleri” ile servis edilmesi bile başlı başına sektöre önyargılı, haksız bakış açısını yansıtıyor.
BİLANÇO BÜYÜDU AMA BORÇLULUK DA HIZLA ARTTI
BİST’de işlem görmediği için Mali verileri kamuya açık olmayan A101 hariç diğer ana market Zincirlerinin 2022 üçüncü çeyrek mali verilere baktığımızda tamamı Cirosunu 2021’e göre ciddi artışlar yapmasına rağmen aynı şekilde borçluluk oranlarının da arttığı görülüyor. Market zincirlerde çoğu yerin kiralık olması; navlun ücretlerindeki ciddi artışlar; raf ömrü büten malların çöpe gitmesi gibi somut olarak tartışılmayan maliyetler ciddi yük haline gelirken; üzerine haksız eleştiriler yapılması ve fiyat artışı enflasyonun ana merkezleri olarak gösterilmesi ister istemez bu işletmeleri toplum önünde “Günah Keçisi” haline getirilmiş oluyor. Aslında bilançolara bakıldığında ne kadar haksızlık yapıldığı; Zincir Market işinin dışardan görüldüğü gibi çok karlı bir iş olmadığı görülüyor. Zira; zincir marketler her biri 10 binleri bulan ağı; dağıtım ağı; bazı marketlerim imalata da girmesi gibi nedenlerle ciddi istihdam da sağladığı görülüyor. Eleştirilerde bulunanlar bu yönleri görmezlikten gelmesi ise zincir marketlere yönelik haksızlıkların başında geliyor.
Zincir Marketlerin borçluluk detayına bakıldığında nakit döngünün de sürelerin kısa olması nedeni ile özellikle bankacılık tarafında Kısa Vadeli Borçların (bir yıl içinde çevrilmesi gereken) fazla olduğu görülüyor. Son aylarda artan finansal maliyetler karlılığı ciddi anlamda düşürmüş durumda. Üstelik kredilere erişim olanakları da daralmış durumda.
Zincir Marketler içinde en fazla borçlu olan BİM. BİM’in toplam borcu 37,5 milyar TL olurken bunu 28,7 milyar TL’lik kısmı kısa vadeli (bir yıl içinde çevrilmesi gereken) borçtan oluşuyor.
MİGROS,’un toplam borcu 26,4 milyar TL olurken bunun 21,2 milyar TL’lik kısmı kısa vadeli borçtan oluşuyor. ŞOK MARKETLERİN toplam borcu 12,8 milyar TL; CarrefourSA‘nın toplam borcu 8 milyar TL; BİZİM TOPTAN‘ın toplam burcu 3,1 milyar TL’yi bulmuş durumda. Kısa Vadeli borç çevirme sektörde ciddi sıkıntılardan biri haline gelmiş durumda. Özellikle son aylarda bankaların kredi musluğunu kısmasında en olumsuz etkilenen sektörlerin başında Perakende dağıtım firmaları geliyor.
ZİNCİR MARKETLER ÇOK MU KARLI?
Zincir marketlerin yapısı düşünüldüğünde dışardan bakınca çok karlı iş gibi gözüküyor. Market içindeki kalabalıklar sizi yanıltmasın, raflarda gördüğünüz ürünler oraya gelene kadar ciddi maliyetlere katlanılıyor. Bir defa çoğu zincir market maliyeti düşürmek için ürünleri fabrikalardan ve imalat yerinde almaya çalışıyor. İmalat yerinden alınamayan ürünlerde aracılar ek maliyet oluşturuyor. Bu nedenle BİM, MİGROS gibi bazı zincir Marketler tarlalar kiralayarak kendi gıda ürünlerini üretmeye de başladı. Başladı ama tarımsal girdilerdeki artışdan da direkt etkilendiler. Akaryakıt fiyatlarındaki anormal artış navlun maliyetlerini hızlı ve planlanan maliyetten fazla artırarak ana maliyetler arasına sokmuş durumda. Hacimli bazı ürünlerde navlun maliyeti malın değerinden daha fazla seviyeye ulaşmış durumda. Kira, elektrik, işçilikteki artış da üzerine gelince Zincir Marketlerde reel anlamda karlılık mevcut yapıya göre oransal anlamda düşmüş durumda.
Kağıt üzerinde karlılık artışı oluşurken enflasyon muhasebesi uygulanmadığı için şişen rakamların reel anlamda karşılığı karlara tam yansımış olmuyor. Örneğin CarrefourSA 3,3 milyar TL brüt kar yaparken net karlılıkta son 5 yıldır kar yapamıyor. CarrefourSA 2022 dokuzuncu ayını da 184 milyom TL Net Zarar ile kapamış durumda. CarrefourSA, değerlendirilen Zincir Marketlerde son beş yıldır net karlılık yakalamayan tek firma ve en son net kar yaptığı 2018’den sonra toplam kümülede zararı 1,5 milyar TL seviyesini aşmış durumda. Özkaynakları 184 milyon TL ile ekside olan tek market zinciri de CarrefourSA.
2018-20 yıllar arasında üç yıldır net kar yapamayan MİGROS 2021 yılını 359 milyon TL karlılıkla kapatırken; 2022 ilk dokuz ayında 1,4 milyar TL kar yapmış durumda. Sanal Market işine girme gibi projeleri MİGROS’u önümüzdeki yıllarda daha karlı hale getirecek gibi.
BİM Market Zincirler içinde an fazla ciroya ve net karlılığı sahip firma. 2022 ilk dokuz ayında 27 milyar TL ciro yapan firma, 18,3 milyar TL Brüt kardan geriye kalan 4,8 milyar TL net karlılık ile dönemi kapadı. Arap ülkeleri ağırlıklı Yurt dışı ağı, bazı ürünleri kendisi üretmesi, kendine ait dağıtım ağı maliyetleri düşürürken karlılığı da artırmakta. BİM 10,7 milyar TL özkaynaklar ile değerlendirilen zincir marketler arasında en güçlü durumda.
BİZİM TOPTAN yıllardır sakin bir şekilde makul bir karlılık ile faaliyetini sürdürürken 2022 ilk dokuz ayını da 92 milyon TL net kar ile kapadı. Grup aynı zamanda değerlendirilen firmalar arasında en az borçluluğa sahip durumda.
ŞOK MARKETLER istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ederken 2022 ilk dokuz yayında 1,8 milyar TL karlılığı da yakalamış durumda.
ANA ZORLUKLAR NELER?
Zincir Market işi dışardan görüldüğü gibi kolay bir iş değil. Bir defa sattığını bir çok ürün özellikle gıda ürünlerinde raf ömür süresi kısa. Bu da çöpe giden ürün demek. Zira, son kullanım ömrü yaklaşan ürünlerin nakliye maliyeti nedeni ile geri toplamak maliyetli, bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi son hafta bedava halka dağıtılması veya çok düşük bir ücretle satışı gibi bir uygulamanın Türkiye’de olmaması çöpe giden ürün hacmini de artırıyor. Depolama ve lojistik ciddi maliyet gerektiriyor. Bazı ürünlerde mevsimsellik olmasına rağmen 12 ay raflarda satılmasını ciddi maliyeti var. Diğer taraftan stok maliyeti son yıllarda ciddi artış gösterdi. Zira, özellikle enerji maliyetinin artışı zincir marketlerde ek maliyet yaratmakta. Bazı marketler az personel ile çok iş yaptırma yöntemine başvursa da zincir marketler marka değerinden dolayı bunu fazla zorlayamıyor. A101 gibi bazı marketler Milli Eğitim ile sözleşmeler imzalayarak öğrencileri marketlerde stajyer gösterme yöntemi ile personel maliyetini aşağıya çekmeye başladı. Çoğu zincir market yeri kiralık olduğundan Kira maliyetlerin anormal artışı zincir marketlere ek yük bindirdi. Beyaz eşyadan kırtasiyeye; kuruyemişten parfüme satış ürünlerindeki yelpazenin genişliği esnaf tarafından şikayetlere neden olsa da vatandaş açısından vazgeçilmez hale gelmiş durumdalar. Her ne kadar yerel market ve bakkallar zincir marketlere karşı direnseler de fiyatların uygunluğu, ürün çeşitliliği, yaygın şube ağları ile alışveriş hayattan dışlanmaları çok zor duruma geldiler. Bundan sonra yapılması gereken zincir marketlere karşı savaş değil, nasıl iyileştirilebilir olmalı. Her seçim döneminde şeytanlaştırılarak Günay Keçisi ilan edilmeleri ise Zincir Market hissedarlarını derinden yaralıyor biline! Bir an için Zincir Marketlerin kapandığı ya da protesto edip kepenkleri indirdiklerini düşünün, bu kadar hayatımızın merkezine oturmuş zincir marketsiz hayat daha kolay olmayacağı kesin!
Erol TAŞDELEN – Ekomomist www.bankavitrini.com
Günah keçisi : Yahudi Kavmi Eski Ahit’te bahsi geçen Kefaret Günü ayinleri yapardı. İnanışa göre toplum günahlarını erkek bir keçiye yükler, uçurumdan aşağı atarak keçiyi kurban yaparlardı. Bu şekilde de günahlarından kurtulurlardı. Yapılan günahlar maskelendiği gibi sorumluluk da ortadan kalkmış olurdu. İnananlar için tabi.
ZİNCİR MARKETLER FAHİŞ FİYAT UYGULUYOR İSE NİÇİN FAHİŞ KAR EDEMİYOR? – BankaVitrini
GÜNAH KEÇİSİ, “ZİNCİR MARKET İŞİ” ÇOK MU KARLI – BankaVitrini
5 zincir markete “sebepsiz zam” cezası! – BankaVitrini
‘FAHİŞ FİYAT’ İLE SUÇLANIP GÜNAH KEÇİSİ YAPILDILAR : ZİNCİR MARKETLER – BankaVitrini
Zincir marketlere şok suçlama : fiyatları birlikte belirliyorlar – BankaVitrini
İlginizi Çekebilir
-
Erol TAŞDELEN yazdı: AKBANK, GARANTİ BBVA, İŞBANK, YKB 2024 SON ÇEYREĞİNE NASIL GİRDİ
-
Erol TAŞDELEN yazdı: BANKA DOLANDIRICILIĞINDA GÜVENLİK AÇIĞI BÜYÜK, MAĞDURLAR ÇARESİZ
-
Erol TAŞDELEN yazdı: BANKACILIK SEKTÖRÜ 2024 İLK YARI PERFORMANSI
-
Erol TAŞDELEN yazdı: AKBANK, GARANTİ BBVA, İŞBANK, YKB 2024 İLK ÇEYREK PERFORMANSLARI
-
HEPİMİZ DİJİTAL DOLANDICI OLARAK SUÇLANIP YARGILANABİLİRİZ
-
Erol TAŞDELEN yazdı: VATANDAŞ BORÇ BATAĞINDA ÇIRPINIYOR, BORÇ STRESİ BİRİKİYOR!
-
Erol TAŞDELEN yazdı: YILIN SON ÇEREĞİNE BANKACILIK SEKTÖRÜ VE 4 BÜYÜKLER NASIL GİRDİ?
Erol Taşdelen
İsrail-İran Savaşı: Tezler, Stratejiler, Dersler ve Uluslararası Kurumların Sınavı

Yayınlanma:
1 gün önce|
22/06/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Orta Doğu’da uzun süredir devam eden gerilimin adı haline gelen İsrail ve İran arasındaki çatışma, son dönemlerde doğrudan askeri karşılaşmalara evrilecek kadar tehlikeli bir boyut kazandı. Şam’daki İran diplomatik temsilciliğine düzenlenen İsrail saldırısı ve ardından İran’ın doğrudan misillemesiyle taraflar ilk kez bu kadar açık şekilde birbirini hedef aldı. Bu makalede, tarafların öne sürdüğü tezler, uyguladıkları stratejiler, bu çatışmalardan çıkarılması gereken dersler ve uluslararası kurumların bu süreçteki performansı değerlendirilmektedir.
1. Tarafların Tezleri
İsrail’in Tezleri
-
Meşru Müdafaa Hakkı: İsrail, İran’ın vekil unsurlar (Hizbullah, Hamas, Husiler) aracılığıyla İsrail’e saldırdığını savunmakta ve buna karşı doğrudan İran hedeflerine müdahaleyi meşru görüyor.
-
Nükleer Tehdit: İran’ın nükleer silah elde etme çabası, İsrail açısından kırmızı çizgi olarak görülüyor.
-
Bölgesel Kuşatma Algısı: İran’ın Suriye, Lübnan ve Gazze üzerinden İsrail’i kuşatma stratejisine karşı refleks geliştirildiği belirtiliyor.
İran’ın Tezleri
-
Filistin’e Destek: İsrail’in Filistin topraklarındaki uygulamalarını “işgal” olarak niteleyen İran, direniş hareketlerini desteklemenin meşru bir hak olduğunu savunuyor.
-
Bölgesel Savunma: İsrail ve ABD’nin kendisine karşı ittifaklar kurduğunu, bu durumun İran’ı savunmaya ittiğini öne sürüyor.
-
Diplomatik Saldırıya Misilleme: Şam’daki konsolosluğun vurulmasını doğrudan İran’a savaş ilanı olarak kabul ederek, misilleme hakkını kullandığını iddia etti.
2. Uygulanan Stratejiler
İsrail’in Stratejisi
-
Hedef Odaklı Operasyonlar: Vekil aktörler yerine İran’ın askeri ve nükleer altyapısına nokta operasyonlar yapıldı.
-
İstihbarat Gücü: Mossad ve askeri istihbaratla hedef tespiti konusunda üstünlük sağlandı.
-
ABD ile Koordinasyon: ABD’nin koşulsuz desteği ile uluslararası arenada yalnız kalmama stratejisi benimsendi.
İran’ın Stratejisi
-
Kontrollü Misilleme: 300’e yakın füze ve İHA ile doğrudan saldırı yapılmasına rağmen, geniş çaplı savaştan kaçınıldı.
-
Vekil Güçler Üzerinden Baskı: Hizbullah, Hamas ve Husiler vasıtasıyla İsrail’in farklı cephelerde meşgul edilmesi sağlandı.
-
Uluslararası Mesaj Verme: Sınırlı saldırıyla, caydırıcılık oluşturulmaya çalışıldı; ancak kriz büyümesin diye ölçülü kalındı.
3. Alınacak Dersler
Askeri ve Teknolojik Perspektiften
-
Hibrit Savaş Gerçekliği: Modern savaşlar, doğrudan değil, vekil aktörler ve teknolojik araçlar üzerinden yürütülüyor.
-
İHA ve Füze Savaşları: İran’ın İHA kullanımı, İsrail hava savunmasının sınırlarını gösterdi.
-
Caydırıcılığın Yeni Ölçütleri: Artık caydırıcılık sadece askeri üstünlükle değil, teknolojik ve diplomatik uyumla sağlanıyor.
Bölgesel ve Küresel Perspektiften
-
İttifaklar Yeni Döneme Giriyor: Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkeler açık pozisyon almaktan kaçındı, bu da bölgesel kartların yeniden karıldığını gösteriyor.
-
Enerji Güvenliği Riski: Hürmüz Boğazı gibi stratejik geçişlerin riski, küresel enerji piyasasını etkiledi.
-
Nükleer Tehdit Gündemde: İran’ın nükleer programı, yeniden diplomatik ve askeri çözüm arayışlarını tetikledi.
4. Uluslararası Kurumların Rolü
Birleşmiş Milletler (BM)
-
Yetersiz Kaldı. Güvenlik Konseyi tarafları sadece itidale çağırabildi; bağlayıcı adımlar atılamadı. ABD’nin vetosu İsrail lehine oldu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)
-
Sessizliğe Büründü. Konsolosluk saldırısı ve sivil kayıplar gibi ciddi meselelerde somut bir inceleme başlatılmadı.
Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları
-
Raporlar Yayınlandı ama Etkisizdi. İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Af Örgütü gibi kurumlar çağrılar yaptı ancak diplomatik etki oluşturamadı.
İsrail ile İran arasındaki bu çatışma, klasik savaş paradigmasının dışına çıkan, hibrit ve vekil unsurlarla örülmüş yeni nesil çatışmalara örnek teşkil etmektedir. Teknolojinin, istihbaratın ve diplomatik koordinasyonun öne çıktığı bu yeni dönemde, uluslararası kurumlar mevcut refleksleriyle yetersiz kalmaktadır. Bu kriz, sadece İsrail ve İran için değil, tüm bölge ve dünya barışı açısından çok yönlü derslerle doludur.
Erol Taşdelen
Türkiye’de Ekmek Üretimi: Katkı Maddeleri, Genetik Müdahaleler ve Kimyasal İşlemler

Yayınlanma:
2 gün önce|
21/06/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Ekmek, binlerce yıldır sofraların temel besin kaynağıdır. Ancak günümüzde tüketilen ekmeklerin içeriği, üretim yöntemi ve hammaddeleri geçmişe kıyasla oldukça değişmiştir. Türkiye’de ekmek üretimi Tarım ve Orman Bakanlığı denetiminde yapılsa da, bazı katkı maddeleri ve endüstriyel yöntemler nedeniyle halk sağlığı açısından endişeler gündeme gelmektedir. Bu yazıda, Türkiye’deki ekmeklerde kullanılan katkı maddeleri, buğdayın genetik yapısıyla ilgili gelişmeler ve ekmek üretiminde uygulanan kimyasal işlemler ele alınacaktır.
1. Ekmeklere Katılan Maddeler Nelerdir?
Türkiye’de satılan ekmeklerin büyük bölümü, sadece un, su, maya ve tuzdan ibaret değildir. Özellikle endüstriyel üretimde yaygın şekilde katkı maddelerine başvurulmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:
-
Askorbik Asit (E300): Hamurun dayanıklılığını artırmak için kullanılır.
-
Emülgatörler (E471, E472): Hacim artırıcı ve yumuşatıcı etki sağlar.
-
Enzimler: (amilaz, proteaz gibi) Ekmek içi yumuşaklığını ve raf ömrünü artırır.
-
Şeker ve Glikoz Şurubu: Renk ve tat verici olarak kullanılır.
-
Soya Unu ve Süt Tozu: Kıvam ve besin değeri açısından katkı sağlar.
Bu katkılar sayesinde daha hacimli, daha parlak ve uzun süre bayatlamayan ekmekler üretilmektedir. Ancak bunların sürekli tüketimi, özellikle hassas bireylerde sindirim sorunlarına neden olabilir.
2. Buğdayın Genetiği ile Oynandı mı?
Türkiye’de GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizma) buğday üretimi yasaktır. Ancak bu, buğdayın tamamen doğal olduğu anlamına gelmez. Modern tarımda yaygın olan hibrit ve ıslah edilmiş buğday türleri, genetik müdahale olmaksızın yüksek verimli ve dayanıklı çeşitler oluşturmak amacıyla laboratuvar ortamında seçilmiştir.
Özellikle 1950 sonrası yaygınlaşan “cüce buğday” türleri, geleneksel buğdaylara göre daha kısa boylu, verimli ve glüten oranı yüksek çeşitlerdir. Bu tür buğdaylar, özellikle ekmeklik un üretiminde yaygın olarak kullanılmakta, ancak yüksek glüten içeriği nedeniyle sindirim sorunları ve gluten intoleransı gibi sağlık şikayetlerinde artışa neden olmaktadır.
3. Kimyasal İşlemler ve Endüstriyel Teknikler
Modern ekmek üretimi, geçmişin geleneksel yöntemlerinden oldukça uzaktır. Endüstriyel üretim süreçlerinde uygulanan bazı işlemler şunlardır:
-
Unun Beyazlatılması: Bazı ülkelerde (ve geçmişte Türkiye’de de) benzoil peroksit gibi kimyasallar kullanılmıştır. Günümüzde Türkiye’de bu tür kimyasalların kullanımı kısıtlıdır.
-
Hızlandırılmış Fermantasyon: Geleneksel ekmeklerde maya 6-8 saatlik uzun fermantasyonla çalışırken, fabrikasyon ekmeklerde bu süre 30-60 dakikaya kadar indirilebilmektedir. Bu da sindirimi zorlaştırabilir.
-
Yüksek Isı ve Kısa Süreli Pişirme: Raf ömrünü uzatmak ve üretimi hızlandırmak için yüksek ısıda kısa sürede pişirme yöntemleri tercih edilir. Bu, besin değerini azaltabilir.
-
Yumuşaklık İçin Katkılar: Raf ömrünü uzatmak ve bayatlamayı geciktirmek için kimyasal yumuşatıcılar, enzim karışımları ve katkı maddeleri kullanılır.
4. Halk Sağlığı ve Eleştiriler
-
Halk ekmek gibi kamu kurumlarının ürettiği ekmekler daha güvenli kabul edilse de, katkı maddesiz değildir.
-
Ucuz ekmek üretiminde kalitesiz un, fazla katkı maddesi ve hızlı üretim döngüsü nedeniyle sindirim sorunları ve sağlık riskleri artabilir.
-
Özellikle çocuklar, yaşlılar ve hassas bünyeli bireyler için bu katkıların uzun vadeli etkileri dikkatle incelenmelidir.
5. Daha Sağlıklı Ekmek Tüketimi İçin Öneriler
-
Ekşi mayalı ve uzun süre fermente edilmiş ekmekler tercih edilmelidir.
-
Tam buğday unu veya taş değirmende öğütülmüş un kullanılarak yapılan ürünler besin değeri açısından daha zengindir.
-
Katkı maddesi içermeyen, güvenilir butik fırınlardan ya da köy fırınlarından alışveriş yapılabilir.
-
Etiket okuma alışkanlığı geliştirilmelidir. “Un, su, maya, tuz” dışında çok sayıda içerik varsa uzak durulmalıdır.
Ekmek, basit bir besin gibi görünse de üretim sürecinde kullanılan maddeler ve buğdayın yapısal değişimleri nedeniyle sağlık üzerinde önemli etkiler oluşturabilir. Türkiye’de GDO’lu buğday kullanılmıyor olsa da, modern tarım ve endüstriyel üretim süreçleri buğdayın doğallığını tartışmalı hale getirmiştir. Katkı maddeleriyle raf ömrü uzatılmış, hacim artırılmış, estetik olarak cazip hale getirilmiş ekmekler, besin değerinden ve sindirim kolaylığından uzaklaşabilmektedir. Bu nedenle, bilinçli tüketici tercihi her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.
Erol Taşdelen
Eşler Arasında Finansal İhanet: Aileyi Sessizce Yıkan Tehlike

Yayınlanma:
3 gün önce|
21/06/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Aile içinde güven sadece duygusal sadakate değil, maddi şeffaflığa da dayanır. Ancak bazı çiftler arasında, dışarıdan görünmeyen ama ilişkinin temelini sarsan bir ihanet türü yaşanır: Finansal ihanet.
Bu yazıda finansal ihanetin ne olduğu, hangi biçimlerde ortaya çıktığı, aile üzerinde nasıl etkiler yarattığı ve nasıl önlenebileceği üzerinde duracağız.
Finansal İhanet Nedir?
Finansal ihanet, eşlerden birinin diğerinden gelir, borç, harcama ya da yatırım bilgilerini saklaması, mali kararlarda tek taraflı ve gizli hareket etmesi anlamına gelir. Bu davranış biçimi, evlilikteki güven bağını derinden sarsar ve duygusal sadakatsizlik kadar yıkıcı sonuçlar doğurabilir.
Finansal İhanetin Biçimleri
Finansal ihanet farklı şekillerde kendini gösterebilir:
-
Gizli kredi kartları: Eşten habersiz alınan ve yüksek harcamalara neden olan kartlar.
-
Gizli gelirler: Ek gelirlerin ya da primlerin gizlenmesi.
-
Gizli borçlar: Krediler, kefaletler ya da riskli borçların saklanması.
-
Kontrol dışı harcamalar: Pahalı alışverişlerin, kumar veya bağımlılık harcamalarının gizlenmesi.
-
Varlık saklama: Altın, döviz, borsa yatırımları gibi varlıkların eşten gizlenmesi.
Neden Yapılır?
Finansal ihanetin arkasında genellikle şu motivasyonlar yatar:
-
Güvensizlik: Eşin para yönetme becerisine güvenmeme.
-
Kontrol arzusu: Ekonomik gücü elinde tutma isteği.
-
Bireysel özgürlük arayışı: Bağımsız maddi hareket alanı oluşturma çabası.
-
Kötü alışkanlıklar: Kumar, alışveriş bağımlılığı gibi bağımlılıklar.
-
İletişim eksikliği: Maddi konularda yeterince konuşmama ve ortak dil kuramama.
Aile Üzerindeki Etkileri
Finansal ihanet sadece iki eş arasında değil, tüm aile üzerinde olumsuz etkilere neden olur:
1. Güven Krizi
Eşlerin birbirine olan güveni zedelenir. Duygusal uzaklaşma başlar.
2. Sürekli Tartışmalar
Harcamalar ve borçlar üzerine bitmeyen tartışmalar ortaya çıkar. İletişim bozulur.
3. Ekonomik Sarsıntı
Gizli borçlar ya da savurgan harcamalar aile bütçesini çökertir. Kredi notları düşebilir, icra süreçleri başlayabilir.
4. Çocukların Psikolojisi
Evdeki stresli ortam çocuklara da yansır. Güvensizlik ve kaygı gelişebilir.
5. Boşanma Riski
Finansal ihanet birçok boşanma davasında gerekçe olarak gösterilir. Özellikle tekrar eden vakalar ilişkiyi kurtarılamaz hale getirebilir.
Nasıl Önlenir?
✅ Şeffaf Finansal İletişim Kurun
Harcamalar, gelirler ve borçlar hakkında açık konuşulmalı. Aile bütçesi birlikte yapılmalı.
✅ Ortak Hesap ve Bilgilendirme
Erişimi her iki tarafın da sağladığı ortak hesaplar kullanılmalı. Gizli işlem yapılmamalı.
✅ Finansal Danışmanlık
Profesyonel destekle aile bütçesi yeniden düzenlenebilir.
✅ Evlilik Terapisi
Güven kaybı büyükse, ilişkisel destek alınmalı.
✅ Finansal Eğitim
İki taraf da bütçe yapmayı, tasarrufu ve yatırım bilincini geliştirmeli.
Finansal ihanet, evliliklerde görünmeyen ama en yıkıcı krizlerden biridir. Güveni ve ekonomik düzeni sarsarak aile birliğini tehdit eder. Bu nedenle çiftler, maddi konularda dürüstlük ve açıklık ilkesini temel prensip haline getirmelidir.
Unutulmamalı ki, bir evliliği sadece aşk değil; ekonomik sadakat de ayakta tutar.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (844)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.142)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (450)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.852)
- GÜNCEL (3.221)
- GÜNDEM (3.197)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.246)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.056)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (64)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (34)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Türkiye’nin Kafkaesk Manzarasında Genç Olmak

Yapay Zekâ Beyninizi Sessizce Ele Geçiriyor Olabilir!

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

ABD İran’ı vursa da, piyasalarda panik havası yok!

Aşırı Düşünmenin Zararları: Zihni Tutsak Eden Sessiz Tehlike

Yapay Zekâ Müşteri Temsilcileri Şivenizle Konuşacak

Yapı Kredi emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon sunuyor

UŞAK’ın en köklü Market Zinciri EGEŞOK Konkordato aldı

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

Siyasi Gerginlik Ekonomiyi Geriyor: Reel Sektör Nefes Alamıyor!

KİL VE BENTONİT TESİSLER NE İŞE YARAR?

Tennis Istanbul Open 2025 Şirketler Arası Tenis Turnuvası başladı

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

Kriz mi Dediniz? Yeni Başlangıçlar İçin En Doğru Zaman!
- SON DAKİKA HABERİ: Borsa günü düşüşle tamamladı 23/06/2025
- 23 HAZİRAN BRENT PETROL FİYATI! Brent Petrol fiyatları ne kadar, kaç TL oldu? 23/06/2025
- EK DERS ÜCRETİ 2025: Öğretmenlerin bir saat ek ders ücreti ne kadar oldu? 23/06/2025
- Piyasalar savaş senaryosunu fiyatlıyor: PANİK SATIŞLARA DİKKAT! 23/06/2025
- Türkiye ekonomisine 1,1 milyar dolarlık sendikasyon kredisi desteği 23/06/2025
- DOĞUM YARDIMI BAŞVURU EKRANI e-DEVLET: 5 bin lira doğum yardımı başvurusu nereden, nasıl yapılır? 23/06/2025
- 23 HAZİRAN 2025 PAZARTESİ ALTIN FİYATLARI: Bugün gram altın, çeyrek altın ne kadar? 23/06/2025
- Trump: Herkes petrol fiyatlarını düşürsün 23/06/2025
- ABD'de 2. el konut satışlarında zayıf seyir 23/06/2025
- Almanya savunma harcamalarını artırmayı planlıyor 23/06/2025
- IFO: Trump'ın vergileri Almanya'nın ABD'ye ihracatını %38,5 düşürebilir 23/06/2025
- Turist girişleri Mayıs'ta yıllık olarak geriledi 23/06/2025
- Erdoğan: Kamu görevlilerimizi enflasyona ezdirmemek asli vazifemiz 23/06/2025
- Akkök, 2025'te 500 milyon dolar yatırım yapacak 23/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı