Yılın son çeyreğine girerken beklenen ürün satış performas gösteremeyen bazı bankalar arayış içine girdi. Bunlardan biri de “sıfır faizli tüketici kredileri”. Yöntem belli : Bizim millet beleşi sever! Tuzak da bunu üzerine kurulu zaten. “Ya ne var bunda bankalar kamu hizmeti veriyor, belki günah çıkarıyor” diyen saf vatandaşlar olabilir. O zaman küflü peynir afiyet olsun!
Uygulama yeni değil
“Bankacılık sektörü faiz üzerine kurulu, faiz geliri ana geliri üstelik. Durum bu iken banka nasıl ve niçin bu faiz gelirinden vaz geçip de sıfır faizli kredi verir” diye düşündüğümüzde ortaya iki ana neden çıkıyor. Birincisi, yeni müşterilere ulaşılarak müşteri ağını artırmak. İkincisi, sıfır faizli yeni ürün kullanılarak çapraz satış ile farklı yeni ürünlerin satışının önünü açmak. Sıfır faizli ürün yem yani! Bu uygulama yeni değil sık sık kullanan bankalar oldu. Örnek mi; kredi kart alanlara 1.000 – 2.000 TL faizsiz kredi verilmesi bilinenlerden. Bu şekilde kredi kartını aktifleştirme ve kredi kart satışı artırma hedeflerine ulaşılmış oluyor. Uygulama yeni icat değil yani. Faturalarını kredi kartına masrafsız diye bağlatıp daha sonra fatura başına 1-2 TL almadılar mı? Kredi ekstrelerinizdeki küsuratlı harcamalarınızı tekrar inceleyin isterseniz. Veya yeni modalardan biri de “harcamanızı faizsiz 2-3 takside bölüyoruz” diye cep telefonunuza mesaj geliyor ya cep telefon fatura detayına bir bakın isterseniz oradan alına ücreti göreceksiniz. Operatörü aradığınızda “o harcamayı biz almıyoruz, bankanız alıyor” cevabını duyacaksınız. Orada alına 2-3 TL erteleme için ödeyeceğiniz faizden daha fazla iyi mi! Tam çakallık! Rekabet Kurulu, Tüketici Mahkemeleri, Tüketici Dernekleri nasılsa işi ortaya çıkarana kadar atı alan Üsküdarı geçecek! Konumuza dönelim…
Macera başlasın o zaman!
Son günlerde büyük yerli bankamız da sıfır faizli kredi verdiğini duyurdu. Henüz TV reklamlarına yansımadı ama göbek danslı reklamlar yakındır. Bu imkandan yararlanmak için görünen mobil Bankacılık uygulamasını indirip aktifleştiriyorsunuz. Sonra mobil üzerinden başvuru yapıyorsunuz. Yeni nesil Dijital bankacılığa Hoş Geldiniz! Tabi sahadan ciddi şikayetler geliyor. Şikayetler iki konuda yoğunlaştı. Birincisi, başvuru sürecinin uzun sürmesi öyle internet sayfasında duyurdukları gibi hızlı süreç yok. İkincisi, hemen başvur yap parayı al şeklinde işlemiyor işler; “sıfır faizli kredi hesabımda” uygulama yok. Önce size kart başvurusunda bulunmanız talep ediliyor. Bu karttan sonra başvuru değerlendirmeye alınacağı söyleniyor. Hadi pes etmediniz “illa sıfır faizli krediyi alacağım” dediniz öyle her başvurana yok haftalardır kart gelecek diye bekleyenler var. Hadi kart geldi orada işler bitmiyor banka haklı olarak kredi istihbaratı yapıyor. Klasik uygulama devreye giriyor. Sistem öyle bir ayarlanmış ki eksiklikler var diyerek şubeye yönlendiriliyor çoğu müşteri. Tabi tüm süreçleri geçemeyip sadece müşteri numarası alıp yanına da 1-2 ürün alarak ortada kalma olasılığınız da yüksek. Bu ne işe mi yarayacak, o da yıl sonunda bankanın açıkladığı faaliyet raporunda ortaya çıkacak. Banka, son çeyrekte “şu kadar yeni müşteri kazandık, bankaya ilgi büyük” diye raporlarında yer verecek. Kiminin kredisi, kiminin duası durumu olacak yani. Kredi alamayacaksınız ama banka nezdinde müşteri numarası verilmiş peynir tuzağına düşmüş ürün rafında yerini almış potansiyel grubuna dahil olmuş oldunuz. Hadi hayırlı olsun! İleride durumunuz düzelip kredi ihtiyacınız ortadan kalktığında banka sizi her gün arayacak nasılsa! Bu aşk burada bitmez yani!
Bankalar kurumsal yapılar, bunu niye yapıyor?
Türk Bankacılık Sistemi çok profesyonel, çok kurumsal sanıyorsanız “yanılıyorsunuz” derim! Bir defa hele bankacılık sisteminde kimse kimseye bedava bir şey vermez. Pazarlamada klasik yaklaşımdır : Size bedava bir şey sunuluyor ise orada ürün sizsinizdir! Burada da aynı kural geçerli. Bedava almayı umduğunuz peynir için gönüllü olarak tuzağın içine düştünüz, geçmiş olsun! Aslında çok profesyonelce tuzak!
BDDK ve Rekabet Kurulu bu tip uygulamaları denetlemeli
BDDK, Rekabet Kurulu aslında bu tür uygulamalarda bankanın şeffaf olması gerektiğini yönünde uyarıda bulunması gerekir. Öyle ya ortada haksız rekabet koşullarında geçerli olacak bir durum söz konusu. vatandaşı kandırma ise ek bonusu! Rekabete göre ters bir davranış var. O zaman bankadan şunu isteyecek. Bu ürün için size kaç başvuru yapıldı, bu başvuruların kaç adetini olumlu sonuçlandırdınız. İşte o zaman şapka düşüp kel görünecek, gerçekte uygulamanın vatandaşa bir tuzak olduğu da net olarak ortaya çıktığı gibi vatandaş da nasıl bir tuzağın içine çekildiğini görerek daha sonra bankayı cezalandıracaktır. Tabi ondan önce bu tür uygulamalar için BDDK’dan ve Rekabet Kurulundan onay alınması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta uygulama Rekabete aykırı ve haksız rekabet içeriyor. Marketler bile çekilişlerde “Milli Piyango idaresinden izin alınmıştır” ibaresini kullanırken bankaların bu tür uygulamada BDDK ve Rekabet Kurulu gibi kurumlardan izin mizin aldıklarını düşünmüyorum. Almalı mı, kesinlikle!
Kafam karıştı hala anlamadım!
Hala anlamadım diyenler var ise hayatın içinde bir örnek ile yapılanı anlatalım. Yapılan aslında marketçilerin, ev eşyası satanların çok sık kullandığı uygulama. Bazı ürünleri maliyetine veya zararına piyasanın altında satacağını duyurup müşteriyi içeri alabilmek. Müşteri zaten markete, mağazaya o ürün için girdiğinde yanında fazlası ile fiyatı şişirilmiş diğer ürünleri alacaktır. “Çengel ürün” kullanılıyor kısaca. Oltanın ucundaki yem de, fare tuzağındaki peynir de sıfır faizli kredi oluyor.
Tekrarlayalım : Biri size bedava bir ürün sunuyor ise orada hedef ürün sizsinizdir! “Peynire değil tuzağa odaklanın, canınız yanmaz” derim
Günümüzde birçok birey, şirket ve hatta ülke; sahip olduğundan çok daha fazla zenginmiş gibi davranıyor. Lüks arabalar, büyük evler, gösterişli tatiller ve sosyal medyada sergilenen “refah dolu” hayatlar… Ancak tüm bu görüntülerin arkasında çoğu zaman borçla finanse edilen bir tüketim yatıyor.
Bu duruma ekonomi literatüründe “Zenginlik İllüzyonu” adı veriliyor. Yani kişi ya da kurumlar gerçek zenginlik yerine, borçla veya geçici gelirlerle sürdürülen bir refah algısı içinde yaşıyorlar.
BİREYSEL DÜZEYDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU
Nasıl oluşur?
Kredi kartıyla yapılan lüks harcamalar
Taksitle alınan araba, ev, tatil vb.
Sosyal medyada sergilenen “lüks yaşam” gösterileri
Gerçek: Sahip olunan varlık değil, borçla finanse edilmiş bir tüketimdir.
Kredi kartıyla alınan pahalı telefonlar, taksitle gidilen lüks tatiller ve gösteriş için yapılan harcamalar… Tüm bu tüketim örnekleri, zenginlik illüzyonunun bireysel düzeydeki tezahürüdür. Kişi, aslında gelecek gelirini bugünden harcamakta, ama kendini “zengin” hissetmektedir.
ŞİRKETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU
Nasıl oluşur?
Sürekli borçlanarak yapılan yatırımlar
Gerçekleşmemiş kârlar üzerinden yapılan büyüme planları
Finansal tablolarda şişirilmiş varlıklar
Gerçek: Firmanın nakit akışı sorunlu olabilir, ancak dışarıdan “büyüyen ve zenginleşen şirket” algısı yaratılır.
Bazı firmalar; sürekli kredi kullanarak yatırım yapmakta, borçla büyümektedir. Finansal tablolarda görülen “kâr” çoğu zaman nakit akışıyla desteklenmeyen hayali bir kârdır. Böyle firmalar dışarıdan güçlü görünse de içeride ciddi risk taşır.
DEVLETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU
Nasıl oluşur?
Aşırı borçlanmayla finanse edilen büyük altyapı projeleri
Yapay şekilde düşük faizle genişleyen ekonomi
Kısa vadeli döviz girişleriyle büyüyen cari açık
Gerçek: Ekonominin temelleri zayıftır ama halk kendini refah içinde hisseder. Bu, genellikle krizle sonuçlanır (örneğin 2001 Türkiye krizi, 2008 ABD mortgage krizi).
Makroekonomik düzeyde, bazı devletler büyük projeler yaparak vatandaşlarına “refah” algısı yaratır. Ancak bu projelerin finansmanı borçla sağlanıyorsa ve üretim-tasarruf dengesi bozulmuşsa, bu durum sadece geçici bir illüzyondur. Ekonomik kriz kaçınılmaz hale gelir.
Zenginlik İllüzyonunun Nedenleri
Tüketim kültürü ve reklamlar
Sosyal medya ve gösteriş toplumu
Finansal okuryazarlık eksikliği
Yatırım yerine tüketimin teşvik edilmesi
Kısa vadeli politikalar
ZENGİNLİK İLLÜZYONUNUN SONUÇLARI VE ZARARLARI
Gerçek olmayan refah, tasarrufları azaltır.
Aşırı borçlanma ekonomiyi kırılgan hale getirir.
Kriz anlarında bu illüzyon bir anda dağılır.
Sosyal huzursuzluk ve gelir adaletsizliği artar.
GÖSTERİŞ DEĞİL GERÇEK ZENGİNLİK
Gerçek zenginlik; üretim, tasarruf ve sürdürülebilir gelir artışıyla mümkündür. Tüketim ve borçla sürdürülen bir yaşam tarzı, sadece zenginlik illüzyonu yaratır. Bu yanılsamadan kurtulmak için finansal bilinçlenme ve sadeleşme şarttır. Zenginlik illüzyonu, finansal gerçeklerden kopmuş bir algı oyunudur. Ekonomide sürdürülebilir refah; gerçek gelir artışı, üretim gücü ve tasarruf ile olur, borç ve gösterişle değil.
Geleneksel gelir modeli olan “aktif gelir”, çalıştığınız süre boyunca elde ettiğiniz kazancı ifade eder. Ancak modern finansal özgürlük arayışında en çok öne çıkan kavramlardan biri “pasif gelir”dir. Zaman karşılığı çalışmadan da gelir elde etmeyi mümkün kılan bu model, bireylere ekonomik güvenlik, esneklik ve uzun vadede bağımsızlık sağlar. Peki pasif gelir nedir, nasıl oluşturulur ve faydaları nelerdir?
Pasif Gelir Nedir?
Pasif gelir, bir kişinin aktif olarak çalışmadan, daha önce yaptığı yatırımlar, varlıklar ya da sistemler aracılığıyla düzenli olarak kazanç elde etmesidir. Bu gelir türü, genellikle ilk aşamada zaman, sermaye ya da bilgi yatırımı gerektirir; ancak bir kez kurulduğunda sistem kendini tekrar eder ve az çaba ile gelir üretmeye devam eder.
Pasif Gelir Nasıl Yaratılır?
Pasif gelir yaratmanın çeşitli yolları vardır. İşte en yaygın ve sürdürülebilir yöntemler:
1. Gayrimenkul Yatırımları
Kira geliri elde etmek pasif gelirin en klasik yollarındandır.
Konut, dükkan ya da arsa yatırımları düzenli nakit akışı sağlayabilir.
2. Finansal Yatırımlar
Temettü Hisseleri: Halka açık şirketlerin düzenli olarak dağıttığı kâr payları.
Tahviller ve Fonlar: Düşük riskli ama sabit getirili finansal araçlar.
Mevduat Faizi: Özellikle yüksek faiz dönemlerinde cazip hale gelir.
3. Dijital İçerik ve Telif Hakları
YouTube videoları, e-kitaplar, online eğitimler, bir kez üretildikten sonra sürekli kazanç sağlayabilir.
Fotoğraf veya müzik lisansları üzerinden gelir elde edilebilir.
4. Blog / Web Sitesi Gelirleri
Reklam gelirleri (Google AdSense vb.)
Affiliate (satış ortaklığı) ile komisyon geliri
5. Franchise ve Otomatik İş Modelleri
İyi yapılandırılmış bir franchise veya dijital ürün satışı, işin başında olmadan da kazanç sağlayabilir.
6. Kripto ve Web3 Gelirleri(Riskli olabilir)
Staking, yield farming, NFT telif gelirleri gibi modern yöntemler de pasif gelir alanına girmektedir.
Pasif Gelirin Faydaları
1. Zaman Özgürlüğü
Aktif çalışma zorunluluğu ortadan kalktıkça zamanınızı sevdiklerinize, seyahate veya başka projelere ayırabilirsiniz.
2. Finansal Güvenlik
Tek bir gelir kaynağına bağlı kalmadan riskleri dağıtmış olursunuz. Ekonomik kriz, işten çıkarılma gibi durumlarda destek sağlar.
3. Erken Emeklilik İmkanı
Düzenli ve güçlü bir pasif gelir akışı, geleneksel emeklilik yaşını beklemeden çalışmayı bırakmanızı mümkün kılar.
4. Yatırım Kapasitesini Artırma
Pasif gelir, birikimlerinizi artırarak yeni yatırımlar yapmanızı kolaylaştırır. Böylece gelir-üretim döngüsü büyür.
5. Psikolojik Rahatlık
Sürekli çalışmak zorunda olmadan gelir elde etmek, bireyin zihinsel sağlığını ve yaşam kalitesini olumlu etkiler.
Finansal Özgürlük İçin Pasif Gelir Şart
Günümüz ekonomik koşullarında sadece aktif gelire güvenmek, uzun vadede sürdürülebilir değildir. Pasif gelir, finansal istikrarı güçlendirmenin ve geleceğe güvenle bakmanın temel yollarından biridir. Elbette hiçbir sistem tamamen zahmetsiz değildir; ancak doğru strateji, sabır ve disiplinle oluşturulmuş bir pasif gelir modeli, hayatınız boyunca size çalışır.
Bankacılığı bırakan ya da bankadan emekli olan eski bankacılar, sahip oldukları bilgi, deneyim ve geniş iş ağı sayesinde farklı sektörlerde birçok alanda faaliyet gösterebilmektedir. Aşağıda bankayı bırakan ya da emekli olan bankacıların en çok yöneldiği işler başlıklar hâlinde sıraladık:
1. Finansal Danışmanlık ve Eğitim
Bireysel ve kurumsal danışmanlık: KOBİ’lere finans yönetimi, nakit akışı, kredi yönetimi gibi konularda danışmanlık verirler.
Eğitmenlik ve seminerler: Bankacılık tecrübelerini aktararak üniversitelerde ders verir veya özel eğitim kurumlarında eğitmenlik yaparlar.
2. Kendi İşini Kurma (Girişimcilik)
Finans ve sigorta acenteliği: Emeklilik, hayat sigortası, BES danışmanlığı gibi alanlarda sigorta acentesi açarlar.
Danışmanlık ofisi / mali müşavirlik işbirliği: Mevzuata hâkim kişiler muhasebe firmalarıyla ortak projeler yürütür.
Kafe, butik, e-ticaret gibi daha sosyal veya ilgi alanlarına dayalı girişimlerde bulunurlar.
3. Gayrimenkul Sektörü
Emlak danışmanı / yatırım uzmanı: Özellikle ticari gayrimenkulde banka kredisiyle alım-satım yapanlara danışmanlık verirler.
Gayrimenkul değerleme uzmanlığı: SPK lisansı alarak profesyonel değerleme işleri yaparlar.
Proje yönetimi, uyum (compliance) gibi alanlarda görev alırlar.
5. Kurumsal Şirketlerde Üst Düzey Yöneticilik
Finans veya risk yönetimi birimlerinde CFO, CRO veya danışman rollerinde çalışırlar.
Holdingler, leasing, faktoring, sigorta şirketleri gibi finansal yapıların yönetim kadrolarında görev alabilirler.
6. Aracı Kurumlar ve Portföy Yönetim Şirketleri
Yatırım danışmanlığı: Bireysel yatırımcılara portföy planlama ve piyasa analizi yaparlar.
Menkul kıymetler alım-satımı ve fon danışmanlığı alanında çalışırlar.
7. Denetim ve Uyum (Compliance)
Bağımsız denetim firmaları, özellikle bankacılık kökenli deneyimli kişileri iç kontrol, denetim ve risk yönetimi pozisyonlarında değerlendirir.
MASAK, BDDK, SPK gibi düzenleyici kurumlara danışmanlık hizmeti verirler.
8. Yazarlık, Köşe Yazarlığı, YouTube / Sosyal Medya
Tecrübelerini aktararak finansal okuryazarlık alanında içerik üretirler.
LinkedIn, YouTube, blog sayfaları gibi mecralarda ekonomi yorumculuğu yaparlar.
9. Siyasi / Sivil Toplum Görevleri
Yerel yönetimlerde veya sivil toplum kuruluşlarında görev alabilirler.
Bazıları siyasi danışmanlık, yerel meclis üyeliği gibi pozisyonlara da yönelir.
Örnekler:
Eski Pozisyonu
Yeni Yöneldiği İş
Şube Müdürü
Kredi danışmanlığı / Eğitimci
Portföy Yöneticisi
Gayrimenkul danışmanı / Bireysel emeklilik uzmanı
Teftiş Kurulu Üyesi
İç denetim danışmanı / Risk yönetimi uzmanı
Krediler Müdürü
KOBİ danışmanlığı / Müşavirlik işbirliği
Bankacı Emekliliğinin Avantajları
Tecrübe: Finansal piyasalar, mevzuat, kredi analizi gibi konularda yıllara dayalı deneyim.
İletişim Ağı: Kurumsal ve bireysel müşteri çevresi sayesinde kolay iş bağlantısı kurma avantajı.
Analitik Düşünme Yetisi: Riskleri değerlendirme ve çözüm geliştirme becerisi.
Yeni Nesil Bankacı Emeklileri Ne Yapıyor?
Günümüzde birçok eski bankacı YouTube kanalı açarak finansal okuryazarlık içerikleri üretiyor, sosyal medya üzerinden bireysel danışmanlık hizmeti veriyor. Bazıları ekonomi yazarına dönüşürken, bazıları da yerel siyasete veya sivil toplum kuruluşlarına yöneliyor.
Bankacılık kariyerini sonlandıranlar için hayat yeni başlıyor. Geniş bir bilgi birikimine sahip bu profesyoneller, ikinci kariyerlerinde sadece gelir üretmekle kalmıyor, aynı zamanda topluma fayda sağlayacak hizmetler de sunuyorlar. Özellikle girişimcilik ve danışmanlık alanında öne çıkan bu dönüşüm, bankacıların emeklilik sonrası üretken kalabileceğinin güçlü bir kanıtı.