Erol Taşdelen
Bankaların Ücret ve Komisyon gelirleri eriyor
Bankaların Ücret ve Komisyon gelirleri eriyor
Bankaların keyfi ücret ve komisyon alımına son verlmesi, gelirlerinin sert düşmesine neden oldu. Erol Taşdelen hangi bankaların daha çok komisyon kaybına ugradığını araştırıp yorumladı:

Yayınlanma:
2 sene önce|
Yazan:
Erol Taşdelen
2020 Ağustos ve Eylül aylarında “Döviz Nakit çekim ücreti”, bankaların Genel Kredi Sözleşmelerine eklemeye çalıştıkları “Sözlü Taahhütte uymama ücreti” gibi bankacılık genel uygulamalarında olmayan yeni ücret ve komisyon alma girişimleri Sosyal Medya tarafından gündeme getirilmesi ile bankaların geri adım atması sağlandı. Bankaların yeni uygulamaya çalıştıkları ücret ve komisyon girişimlerinin altında yıllardır denetlenmeyen ve keyfi alınan ücret ve komisyon gelir uygulaması yattığı gibi bazı bankalarda eski hukuksuz alışkanlıklardan zor vaz geçeceği anlaşılıyor.
Yeni düzenleme ücret ve komisyon gelirlerini nasıl etkiledi
TCMB ve BDDK’nin bankaların “Ücret ve Komisyon Gelirleri” ile ilgili 34035 Sayılı, 10.02.2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Yönetmelik ve Tebliğ değişiklikleri ile 1 Mart ve 1 Nisan 2020’de yürürlüğe giren yeni düzenlemelerin bankaların bilançosu üzerindeki etkisi kendini göstermeye başladı. Zira, 2019 yılında ciddi ücret ve komisyon geliri yaratan bankaların yeni düzenleme ile birlikte kayıplarının yüksek olduğu görüldü. 2020 ilk yarısında bankanın 2019 ilk yarısında elde ettiği Net Ücret ve Komisyon gelirlerine ulaşamadığı görüldü.

2019 yılında ücret ve komisyonlar nereden gelmişti
Bankalar 2019 sonunda 106,4 milyar TL Faiz dışı ücret ve komisyon geliri elde etti. Bunun 16 milyar TL’lık kısmı Kredilerden faiz dışında elde edildi. 16 milyar TL’lık kısmın 7,8 milyar TL’lık bölümü faizlere ek “Nakit kredilerden” alınan ücret ve komisyon. Bankalar, “Bankacılık Hizmet Gelirlerine” 49,6 milyar TL gelir yazdılar. Üzerine 34,2 milyar TL’lık Ücret ve Komisyon geliri yazacak yer bulamadıkları için “Diğer Faiz Dışı gelir” diye gösterdiler. Tamı tamına 106,4 milyar TL’lık ücret komisyon gelirinin 34,2 milyar TL’lık kısmını “Diğer” diye geçiştirdiler. Kamu otoritesi gelen ücret komisyon gelirleri ile ilgili şikayetleri dikkate alarak çoğu bankaya ceza keserken 2400 adeti bulan Ücret Komisyon masraflarını da 51 adete düşürerek üst sınırlama getirdi; bankaların keyfi ücret ve komisyon almalarının önü kesildi.

Sektörde ilk yarı kayıp ne kadar oldu
Yeni düzenlemelerin, banka bilançolarına nasıl yansıyacağı merak edilirken 2020 ilk yarısında 2019 ilk yarısına göre sektörde “4 milyar TL gerileme” olduğu görüldü. 2019 ilk yarısında bankalar 54,3 milyar TL Faiz Dışı Gelir elde ederken 2020 ilk yarısında bu gelirin 50,7 milyar TL’ye düştüğü görüldü. Çoğu uygulama 1 Nisan’da uygulamaya konduğu dikkate alındığında yıl sonuna kadar ücret komisyon gelirlerinde ciddi kayıpların yaşanması sürpriz olmayacaktır.
2020 Temmuz’da da kayıp devam etti
Bankaların tahmin ettiğimiz gibi Ücret ve Komisyon gelir kaybı devam ederek Temmuz’da da devam etti. 2019 Temmuz ayında 63,8 milyar TL olan Faiz dışı gelir 5,3 milyar TL kayıp ile 58,4 milyar TL’ye düşmüş durumda. 2019’un aynı dönemine göre kayıp % 8,5 düzeyinde oldu.
Aradaki kayıp ne anlama geliyor
Hizmet vererek alınan ücret ve komisyon ile “biz bankayız istediğimiz ücret ve komisyonu alırız, kimse hesap soramaz” dedikleri afaki alına ücret ve komisyon arasındaki fark hizmet vermeden, satılmaması gereken sigorta gibi ürünleri millete satarak haksız alınan ücret ve komisyondur. Yeni ücret ve komisyon uygulaması keyfi alımlarının önünün kesilmesi belki kimse henüz tam farkında değil ama vatandaşa, esnafa ve sanayici için paha biçilmez çok kıymetli; önemli bir miktarda paraları cebinde kaldı banka ile çalışan kesimin. Bu iş tamamen düzeldi, burada biter diye düşünenler yanılıyor. Her fırsatta bankalar kapanan bu deliği açmak için yol ve yöntem arayacaklardır. Bizim de görevimiz buna cesaret edenleri teşhir etmek olacaktır. Meydanı boş buldum vatandaşı, esnafı, sanayiciyi hukuksuz soyarım dönemi kısmen geride kaldı. Haksız yere ücret ve komisyon alınmasını sağlayan, ısrar eden üst yöneticiler yargılanması gerekiyor. Hukukun üstün olduğu Medeni ülkelerde böyle olur çünkü. “Nasıl olur?” diyenlerin, ABD’de Wells Fargo Bank davalarını incelemesi yeterli. Şimdi yıllardır aldıkları haksız ücret ve komisyonu geri almanın zamanı geldi. Şimdi değil ise ne zaman!
Bankalar BDDK’ya masraflar konusunda baskıyı artırır
Tahmin etmek zor değil önümüzdeki dönemde Banklar bazen eski banka CEO’ları aracılığı ile dillendirdiği, bazen kapalı kapılar arkasında gündeme getirdiği ücret ve komisyon kayıplarının telafisi için eski denetimsiz, kontrolsüz günlere dönülmesi için başta BDDK olmak üzere kurumlar üzerine baskı yapmaya çalışacaklar her fırsatta bu konuyu pazarlık unsuru yapacaklardır. O nedenle bugün başta BDDK ve TCMB olmak üzere ücret ve komisyon gelirlerini kontrol altına alan kurum ve kuruluşlara destek vermek gerekir. Yoksa bu konularda arkada dönen dümenleri bilmeyen ve takip edemeyen hiçbir şeyden haberi olmayan vatandaşa, esnafa, sanayiciye olacaktır. Bu konuda bizim tarafımız ise her zamanki gibi Vatandaşın, Esnafın, Sanayicinin yanında olup; Sosyal Sorumluluk Bilinci gereği konuyu yakından takibimiz ve teşhirimiz devam edecektir.
Erol TAŞDELEN
Ekonomist, Siyaset Bilimci
[email protected]
İlginizi Çekebilir
-
KKH bankalara her ay 10 milyar TL ek gelir sağlıyor!
-
BANKACILIK SEKTÖRÜ YILIN İLK YARISINI NASIL GEÇİRDİ?
-
FT : HSBC, ABD perakende bankacılığından çıkmayı düşünüyor
-
Bankalar Üst Yönetime yılın ilk yarısı ne kadar ödedi
-
Google’de Bankacılar ile ilgili en çok merak edilenler
-
Bunları da yaz kardeşim
-
Yalnız bir şube müdürü
EKONOMİ
TCMB, MALİYE BAKANLIĞI VE REEL PİYASADA SORUNLAR YUMAĞI
Erol TAŞDELEN, Sosyal sorumluluk gereği misyon edindiği Reel Piyasa sorunlarını ısrarla yazmaya devam ediyor. Maliye Bakanlığı ve TCMB’nin aldığı kararların reel piyasalarda yaşattığı ortamın resmini çekiyor. Okuyun göreceksiniz…

Yayınlanma:
15 saat önce|
22/03/2023Yazan:
Erol Taşdelen
TCMB ile Hazine ve Maliye Bakanlığı başta Reel Piyasalar ile ilgili Teşhis ve tespitleri yanlış koyunca; yanlış tedavilerin yeni reel piyasada yeni hastalıkların ortaya çıkmasına şaşırmamak lazım! FAİZ BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR gibi iddialı bir ana ilke belirlersen otomatikman TCMB elindeki FAİZ silahını da almış oluyorsun! Üstelik bunu FAİZ üzerine kurulu Kan kokusunu önceden alan Köpekbalıkların bulunduğu ortamda, Kapitalist Sistem’de yapıyorsunuz! Anında karşılığını alırsınız! Aldık da! Son aylarda dikkat edim TCMB’nin faiz kararı merak edilmiyor, tartışılmıyor bile! Herkes gardını almış durumda!
Bazı şeyler yaşayarak öğrenilir. Reel Piyasa da yaşayarak öğreniyor!
O zaman başlayalım; ekonomi kurmayları ne kararlar aldı; beklenti neydi; Reel Piyasada ne etkisi oldu. Naçizane gözlemlerimizi paylaşalım:
Damat Bakan olarak bilinen eski maliye bakanımız Berat Albayrak üç kamu Bankası Genel Müdürünü de yanına alarak Anadolu’da turlara başlamıştı. İş Dünyasına mesaj netti. Birincisi, “Kamu Kurumları ortak hareket ediyor”; ikincisi Bakan beyin ileride karar alıcı ana unsur kendisi olacağı, mesajı vererek siyasi kariyerini sağlamlaştırmaktı. Ne zaman ki COVİD-19 süreci başladı; hızlı başlayan bu turlar da son buldu! Sonrası malum; istifasını merkez medya iki gün haber dahi yapamadı! Bankacılık Sektörünü takip eden biri olarak hakkını da vermek gerekir, o dönemde doğru şeyler de yapıldı. “Bankaların uyduruk isimler ile aldığı binlerde çeşit ücret ve komisyonların sadeleştirilmesi; 51 adete indirilmesi ve üst ücret/komisyon limit tarifenin belirlenmesi” bunlardan biri. Sonra bankalar yaratıcılığını kullanarak dolaylı yollardan yeni yöntemler bulsa da firmaların ve vatandaşın cebinden o dönemde milyonlarca liranın çıkması engellendi. Bu katkıdır!
Faiz düşmeye başladı ama yeni sorunları ortaya çıktı
TCMB ve Maliye Bakanlığının ortak söylemi ile dünya ülkelerinin tersine Faize savaş açılınca, Türkiye uluslararası alanda da ayrışmaya başladı. Dünya Mersin’e, biz tersine uygulaması! Bir defa son yıllarda Yabancı Sıcak paraya savaş açılmış, başta Borsa olmak üzere yabancı payı yarı yarıya düşürülmüştü. 2019 yılında Bankalar ciddi kredi daralmasına giderek para istiflemeye başladı. Bankalar ilk uyanan oldu! O dönemde yazmıştım; 2019’da Dolar bazında bankalardaki Mevduat 50,9 milyar USD artarken, Krediler sadece ve sadece 1 milyar USD artmıştı! 2019 kırılma yılıydı!
Peki FAİZ ile savaşta aldığımız kararlar, Reel Piyasada nelere neden oldu : Başlayalım!
“Faiz neden enflasyon sonuç” söylemi ile özetlenen dönemde; Faizin düşmesi Faiz üzerinden Paradan Para kazanmak için Piyasada olan para simsarlarının hoşuna gitmez ve o ortamı terk etmeye başlar. Tabi gelirlerini koruyarak! Son yıllarda dikkat edin 2000 krizi öncesi gibi Parlatılan Borsada yerliler arabasını, evini satıp; bankadan kredi çekerek, Borsa’ya koşarken; %70’lere yaklaşan Yabancıların payı %30’ların altına düştü. Üstelik kalan yabancıların çoğu bıyıklı yabancılar. Bizimkilerin parası yani!
FAİZ cephesinde bunlar yaşanırken; diğer bir ana cephe de DÖVİZ üzerinden oldu. TCMB’nin buradaki TEŞHİSİ de “Ticari Firmalara Kredi veriyoruz, onlar da gidip döviz alıyor; Dövize Talebi durduramıyoruz” teşhisi koyup çözüm olarak da “Ticari Kredilerde sert fren yapmalı” çözümünü ortaya koyunca yaralı Reel Piyasa bir de teşhisten ve çözümden darbe yedi! Bu teşhis doğru muydu! Kesinlikle yanlış! Yanlışlığı anlatmak için yazdığım yazı sayısını unuttum! Zaten yanlış olduğunu zaman da gösterdi. Dövize talebi kısacağız sözde bankalar Döviz Kredisi veriyor TL Kredi vermiyor, çelişkiye bakar mısın! Bu yanlıştan bugün için dönüldü mü: HAYIR! Peki örnekleyelim; bu teşhisin sonucu uygulanan tedavide neler yapıldı Reel Piyasada ne etkisi oldu bakalım.
Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’nun İSO ziyaretini hatırlayın, hani şu sanayicilere; “firmaların 24 Şubat’tan haziran ayına kadar 55 milyar dolar bankacılık kesiminden kredi kullandığını belirterek; Başkanımdan da rica ediyorum, lütfen açıklayın. Bu dövizleri bozsunlar. Bir kısmını da bozsalar kur başka bir yere gelir” dedi. Bu cümle yetmedi ortam gerilince; MB Başkanı, “faizler %20’lerde yüksek değil, kullanmayın; siz de stokçuluk yapıyorsunuz” çıkışını yaptığı toplantı gergin ortamda bitti. Tepkiler üzerine TCMB Başkanı iki gün sonra, “yanlış anlaşıldı öyle demek istemedim” demek zorunda kaldı. Tepkiler normaldi çünkü; TCMB Başkanının, “krediler %20’lerde” dediği günlerde bankalardaki Ticari kredi faizleri %40’lardaydı”. Üstelik hiçbir sanayici “stokta beklesin, satılmasın” diye imalat yapmaz! Üstelik; Sanayicinin stoklarının artması “stokçuluk” değil malların satılmamasındandı!
Faiz düşürmek için yaptırımlar devreye girdi
Merkez Bankası kendi dediği %20’lere kredi faizlerini düşürmek için iki formülü uygulamaya koydu. Birincisi; kredilerde karşılıkları artırdı, kredi faiz ortalamasının üzerinde kredi faiz veren bankalara karşılıkları artırdı; ikincisi; verilen krediler için Bankalara orta uzun vadeli Tahvil alma zorunluluğu getirdi. Sonuç mu? Krediler durdu tabi. Faiz denildiği gibi %20 daha sonra bunun da altına düşmesine rağmen Ticari banka kredileri bıçak gibi kesildi. Bazı ekonomistler “öyle diyorsun ama banka verileri Ticari kredilerin arttığını söylüyor” dese de bunların kaçırdığı bir şey vardı, ben üst segment yani cirosu 250 milyon ve çalışan sayısı 250’i aşan Ticari firmalardan bahsediyorum, Kurumsal Firmaları; yaptırımlar da bu gruba geldi. Üstelik arttı dediği krediler içinde firmalara KKM yapmaları için verilen Nakit Karşılıklı Reel Sektöre girmeyen krediler de var! Ticari Kredilere fren için yaptırımlar zincirleme geldi; Yok TL kredi verilecek firma “Net İhracatçı” olacaksın (ihracatı ithalattan %10 fazla olacak); yok Bağımsız denetin Raporunuz olacak (ki 20-25 bin TL olan Rapor ücretleri anında 250-300 bine çıktı), yok sadece fatura karşılığı krediler kullandırılacak (ki bu uygulama ile tüm sektör sessiz sedasız KATILIM BANKASI formatına sokuldu). Tabi koşullar ağırlaşınca Ticari Firmalarda patinaj da başladı. Piyasalardaki nakit akışın yapısı da değişti! Para bulamayan firma malını peşin satmak dışında ne yapacak ki!
TİCARİ KREDİ YASAKLARI YENİ SORUNLAR DOĞURDU!
Yazıyı uzatmamak için özetin özetini yapacağım. Ama sorunlar tahmin ötesi büyük! Ticari Kredilerdeki ağırlaştırılan koşullar sonucu ne mi oldu. En basiti Piyasada Vadeli satışlar durdu! Bazı ürünlerde aynı gün bile fiyat değişir oldu. Önünü geremeyen sanayici nasıl yatırım yapsın. Reel Piyasalarda ciddi likidite sıkışıklığı başladı, haberiniz olsun! Kredi politikası değişmez ise; nakit sıkışıklık artarak devam eder! Katılım Bankası formatına dönüştürülen Bankacılık sektöründe; bunu kurgulayanlar aşağıdaki sorunun cevabını da vermeli:
Ticari Şirketler Fatura karşılığı dışında kredi kullanamıyor: Şirketlerin Kısa vadeli kredi borçları 2023 Ocak sonu itibarıyla %116,5 artarak 3 triyon 447 milyar TL‘ye yükseldi. Toplam Kredilerin %44’ü Kısa vadeli hale geldi. Orta Uzun vadeli borçları ise %30,5 artarak 4,4 trilyon TL’ye yükseldi. Kısaca Firmalar bir yıl içinde ödeyecekleri para tekrar ediyorum 3 trilyon 447 milyar TL. Hangi ekonomi kurmayı bu borcun kredi kullanmadan ödeyeceğini öngördü, aklına ve bilgisine şaşarım. TCMB bunun cevabını vermeli! TCMB uzmanları kredi, leasing, akreditif kredisi ödemesi için bankaların kredi vermesini engellediğine göre bunun özkaynaklardan veya yapılan ticaretten ödeneceğini öngörmüş demek ki. TCMB’nin Reel Piyasa takibi bu kadar işte! Piyasada çarklar ani durur derken temel gözlemlerimden biri de buydu benim! Bunu görmek için uzun analizler bile gerekmiyor; iki sanayiciyi dinleseniz sonucu çıkarırsınız.
Bu krediler kredi kullanmadan: Ö-DEN-MEZ! Ö-DE-NE-MEZ!
Tablo : ekonomim.com, Şebnem TURHAN’dan alınmıştır.
Son 1 yıldır bankalarda 6 aydan uzun kredi fiili olarak açılmadı, bu ortamda bankalar da haklı! 2023’de 4 büyük özel bankadan İŞBANK dışında 3’ünde krediler fiili olarak durmuş durumda farkında mısınız? Kredilere karşılık, kredi vadesi buyunca %25-30 vadesiz isteyen bankalara TCMB sadece uyarı ile geçti, ortada kesilmiş ceza yok! İŞBANK dışında kredilere karşılık vadesiz %25-30 vadesiz isteyen banka nerede ise kalmadı!
Deprem Bölgesi çekleri nasıl ödenecek?
Deprem sonrası TCMB, Maliye Bakanlığı ve BDDK’nın çözmesi gereken bir sorun daha ortaya çıktı. Depremin etkilendiği 11 il aylık ortalama 30 milyar TL çek ödemesi yapıyordu. Önceden de yazdım, bu çeklerin deprem sonrası ödenmeye devam etmesi çok zor. İplik üretiminin nerde ise yarısının yapıldığı Kahramanmaraş gibi illerde üstelik sanayi ciddi zarar gördü. Reel Piyasadan uzak olanlar 30 milyar TL çek ne ki diyebilir. İyi de ödenmeyen bu çekler domino etkisi ile reel piyasaya kat ve kat zarar verir. Altı ay çek yazılmasını yasaklamak ile bu iş çözülmez. Benim önerim KGF Kaynakların önemli bir kısmı bu çeklerin ödenmesinde kullanılsın!
TCMB’nin LİRALAŞMA STRATEJİSİ yeni sorunlar doğurdu
Reel Piyasada diğer sorunlar yumağı da TCMB’nin LİRALAŞMA STRATEJİSİ sonucu ortaya konulan uygulamalardan oluştu. Bunu da bazı örnekler ile özettin özeti yapalım:
- TCMB Döviz talebini daraltmak için daha sonra adını “Liralaşma Stratejisi” verdiği uygulamaları seri şekilde yürürlüğe koydu. İlk önemli adımı hatırlanacağı gibi Kur Korumalı Mevduat -KKM uygulaması ile atılmıştı. Kısaca önce vatandaşa sonra firmalara “yeter ki döviz alma ben sana yüksek gelir sağlayacağım” dendi. Üstelik bu ödeme milletin vergi gelirlerinden HAZİNE aracılığı ile karşılandı. Son bir yılda Hazine KKM için 94,7 milyar TL ödedi iyi mi! Zenginden alıp fakire vermesi gereken Devlet, resmen fakirden alıp Zengine verdi! Sorumluluğu da Vebali de karar alıcılara! Hazine’nin ödediği TL’den KKM yapanlara; Dövizden KKM Yapanların maliyetine TCMB ödeme yaptı! Vatandaşın cebinden çıkan paraya bakar mısın!
- Döviz çeklerin döviz olarak ödenmesi yasaklandı: Dövize talebi kısmak gerekçesi ile “Dövizli sözleşme yapabilirsiniz, dövizli çek yazabilirsiniz ama bankalar bunu TL ödeyecek” dendi. Döviz ödeyenlere çek başına ciddi de cezalar geldi ama “sorumluluk da, ceza da müşteride” diye bu çekleri hala Döviz ödeyen bankalar var iyi mi. Üstelik Kamu bankaları da var bunu yapan! Tam Türk işi! Hadi Döviz ödemeyi yasakladınız 10 ay oldu hala bu çeklerde hangi kur uygulanacağı belli değil, TCMB onu bile belirlemedi! Bunda ne var diyenlerin aklına şaşar, Reel Piyasa bilgilerini sorgularım. Birincisi; Kimya, Plastik, Tekstil, Seramik, İnşaat gibi ana sektörlerde fiyatlama döviz üzerinden yapılıyor. İnadına değil, girdiler İthal olduğu için! İkincisi; Türkiye genelinde Döviz çeklerinde aynı kur uygulanmadığı için TL ödenen bu çeklerde firmalar arası kur farkı oluştu milyonlarca hesap muhasebe kayıtlarında test durumda şu an firmalarda! Firmalar ortada bir neden yokken bu kur farkından dolayı davalık olmaya başladı! Aynı sorun Faturalarda döviz kuru belirtilmemesi ve kur bilgisi dahi yasaklanması ile de ortaya çıkmış durumda. Benim önerim madem yasak koydunuz, o zaman; “bu çeklere ya TCMB’nin bir gün önceki kapanış kuru; ya da ödeme günüdeki açılış kuru uygulanır” deseydiniz de tüm ülkede bu çeklerde tek kur olsaydı!
- Firmaların Yabancı Para varlıkları Aktif Büyülük ya da Ciro’dan büyük olanın %5’ini geçene TL kredi yok, yasaklandı: TCMB bu yasak ile başta koyduğu “Ticari firmalar kredi kullanıp döviz alıyor” tezine uygun gibi dursa da bu da doğru tespit değil. Bir defa 250 milyon TL büyüklüğü olan firma ile milyarlarca lira büyüklüğe sahip firmaları bir torbaya koymuş oldu. Firmalardaki mevsimsellik nakit ihtiyacını göz ardı etmiş oldu. Toplam İthalatın %80’ni hammadde iken firmalara “döviz alma” demenin mantığı ne? O zaman kalkıp “ithalatı-ihracatı olmayan firma döviz alamaz” deseydiniz! TCMB ve Maliye Bakanlığı Ağustos ayında önündeki kışın çok yumuşak geçeceğinin, kar yağmayacağının, yolların kapanmayacağının yazılı garantisini verebilir mi? Firmaların çoğu kış şartlarını düşünerek fazladan stok hammadde tutar bu da ek ithalat ve döviz talebi demek. %5 Yabancı Para yasağı koyarken bu durumu, mevsimsellik durumunu düşündünüz mü? Reel Piyasada çoğu firmanın Döviz pozisyonu almak spekülatif değil yaptığı işin gereğidir. Yoksa hiçbir sanayici spekülatif döviz almaz! İlla ki az sayıda da olsa vardır; onun da kolayı var. İhtiyacı için döviz alan firmalar zaten bu dövizi 3-4 ayda kullanır. Bu süreden fazla dövizi elinde tutan firmaya ek vergi koyun o zaman! %5 yasak ile tüm firmaları, özellikle sanayiciyi spekülatif döviz alıp satan konumuna koyup, aynı torbanın içine attınız biline! Bari, İSO ilk 500, ilk 1000 firmayı bu tür yaptırımlar dışında tutsaydınız!
Sorunlar çok, yazılacak çok şey var. Ama yukarıda verdiğim örnekler bile “Reel Piyasayı nasıl kitlendiğini” anlamak için yeterli diye düşünüyorum. Piyasa ekonomisi çoktan bitti. Kontrollü Ekonomi Modeli uygulanıyor! Sürdürülebilir olması da çok zor! Maliye Bakanlığı ve TCMB uzmanlardan ricam Piyasada olunuz; ülkedeki sanayi kuruluşları aynı zamanda milli servet olduğunu unutmayınız.
Bir söz de Ticaret ve Sanayi Odası ve OSB Başkanlarına; sorunları dillendirilmeyince çözülmüş olmuyor. Ülkede; hep aynı başkanlar konuşuyor. Üyelerinizin hakkını koruyunuz ve sorunları cesurca paylaşınız; yoksa oturduğunuz koltuk size “nüfuz sağlayın, siyah plakalar kullanın” diye verilmedi. Üyelerinize yardımcı olmaları için Odalarınızda Finans Danışmanlık birimleri kurmakla işe başlayın derim. Bankalar karşısında üyeleriniz çok korumasız unutmayın.
Erol TAŞDELEN – Ekonomist, Bankacılık Uzmanı www.bankavitrini.com
MERAKLISIAN EK MAKALELER:
DEPREM BÖLGESİ ÇEK PANİĞİ, AYLIK 30 MİLYAR LİRALIK ÇEKLER NASIL ÖDENECEK? – BankaVitrini
KAHRAMANMARAŞ DEPREMİNİN BANKACILIK SEKTÖRÜNE ETKİLERİ – BankaVitrini
BANKACILIK SEKTÖRÜ KATILIM BANKASI FORMATINA DÖNÜŞTÜ, PİYASALAR KİLİT – BankaVitrini
TİCARİ YASAKLAR FİRMALARI ‘ŞAK’ DİYE DURDURABİLİR – BankaVitrini
BANKALARDA KOBİ DIŞI TİCARİ KREDİLER NİÇİN DURDU? – BankaVitrini
BANKALAR 50 BİN USD ÜSTÜ YURTDIŞI TRANSFERLERDE BELGE İSTEYECEK – BankaVitrini
DÖVİZ MEVDUAT BANKALARIN KABUSU OLDU – BankaVitrini
TİCARİ KREDİLERDE FATURA KAOSU – BankaVitrini
MERKEZ BANKASI BANKALARI 4 KONUDA NİÇİN UYARDI? – BankaVitrini
YANLIŞ KARARLAR YATIRIMCIYI VURDU – BankaVitrini
BANKALARDA ‘KREDİ BLOKELİ KREDİ’ DÖNEMİ BAŞLADI – BankaVitrini
SANAYİCİ BANKALAR KARŞISINDA SAVUNMASIZ BIRAKILDI – BankaVitrini
BANKA HABERLERİ
YAPI KREDİ’DE SİSTEM ÇÖKTÜ, BANKA İNKAR ETTİ

Yayınlanma:
5 gün önce|
17/03/2023Yazan:
Erol Taşdelen
Gün botunca YAPI KREDİ BANKASI Mobil ve İnternet Bankacılık sistemlerinde sorunlar yaşandı. Özellikle 11:00-14:00 arası bağlantı şikayetleri arttığı görüldü. Bankanın sistem kopuklarına rağmen niçin olayı basit sıradan göstermeye çalıştığı ise anlaşılmadı.
EN FAZLA ŞİKAYET MOBİL GİRİŞ İÇİN GELDİ
17 Mart günü banka ile ilgili en fazla şikayet %67 ile MOBİL GİRİŞ sorunu olurken; %28 Online Bankacılık ve %8’de ATM ile ilgili bağlantı sorunu bildirildi.
BANKA SORUNDA ŞEFFAF DAVRANMADI, İNKARI SEÇTİ
YAPI KREİD BANKASI’nın Dijital Bankacılık ile ilgili gelen şikayetler artınca banka açıklama yapmak zorunda kaldı. Fakat bankanın açıklaması müşterileri daha fazla sinrilendirdi. Banak sorunu şeffaf olarak paylaşmak ve yapılan çalışmalar ile ilgili bilgi verme yerine; bağlantı sorununu “yoğunluktan kaynaklanmıştır” şeklinde açıklamayı seçti.
Bankanın yoğunluk açıklaması müşterileri ikna etmezken yaklaşan bayram dönemindeki yoğunluğu düşünen müşteriler şimdiden strese girerek tek banka yerine en az iki banka kredi kartını kullanma gibi çözümler arayışına girdi..
İDDİA : EFE DEMİR’İN ARKADAŞLARI BANKAYA İSYAN ETTİ!
Diğer taraftan banka içinde 13 Mart’ta veda olarak mail gönderip hayatına son veren EFE DEMİR’in IT’ci olması nedeni ile arkadaşlarının bankaya tepki olarak sistemleri yavaşlattığı iddia edildi ve banka içinde sesli tartışma konusu haline geldi. EFE DEMİR olayından sonra Bilgi İşlem başta olmak üzere Bankacılık sektöründeki MOBBİNG tartışmaları da tekrar başlamış oldu.
EEF DEMİR OLAYI NEDİR?
Depremzedelerin kredilerinin ertelenmesine dönük talebinden dolayı bir süredir işyerinde mobbinge maruz kalan Yapı Kredi Teknoloji çalışanı Efe Demir, geçtiğimiz günlerde yine uzun saatler çalıştırıldıktan ve bu sırada ağır şekilde baskı uygulandıktan sonra sinir krizi geçirerek camdan atlayarak intihar etmişti.
Demir’in intihar etmeden önce şirket yöneticilerine gönderdiği e-posta ortaya çıktı.
sendika.org’un yayınladığı mektupta Demir, “Kral çıplak demenin suç addedildiği bir ülkede, ben en azından kurumum açısından kral çıplak diyorum. Bir şeyler yoluna koymak için hala çok geç değil” ifadelerini kullandı.
Demir’in şirket yöneticilerine gönderdiği mektup şöyle:
“Değerli yöneticilerim,
Öncelikle size kendimden bahsetmek istiyorum. İzmir’de çok eğitimli ve başarılı bir ailenin küçük çocuğuyum. İkisi de akademisyen olan annem ve babam, rol modelim olan meslektaşım ve 20 yıldır Amerika’da mesleğini başarıyla sürdüren abim ile beraber tam anlamıyla çekirdek denebilecek bir ailenin içinde huzurlu bir ortamda yetiştim. Bütün eğitim hayatımı başarılarla ve derecelerle tolu bir şekilde tamamen burslu bir şekilde tamamladım. Mütevazi olmaya gerek yok Türkiye standartlarında her anlamda o kaymak tabaka diyebileceğimiz bir kategoride bulunduğumu söyleyebilirim. Ayrıca ekonomik olarak da belki ikinizden de rahat hiçbir kaygısı ve sıkıntısı olmayan bir gerçekliğim olduğunu da söylemek isterim.
İş hayatıma Yapı Kredi’de başladım. Temas ettiğim her kişiyle pozitif ilişkiler kurdum, güldüm, güldürdüm, paylaştım. Oldukça da yoğun ve başarılı bir dönem olduğunu söyleyebilirim. Açıkçası kurumda savunduğumuz sözde ilkelerin tamamına uygun bir çalışma hayatı başlangıcı diyebiliriz. Kariyerimde 4 seneyi geride bıraktığım noktada artık ekip değişikliği ve daha büyük projede çalışma hevesiyle Krediler dünyasına yöneldim. UCAP ve SCAP gibi önemli iki projenin her safhasında canhıraş bir şekilde ekip arkadaşlarımla beraber yer aldım. Her hedefi teker teker gerçekleştirdiğimiz, çıktılarını benden çok daha iyi bildiğiniz başarılarla dolu bu yıllar beni bildiğim kadarıyla kurumun tarihinin en erken yöneticilik pozisyonuna getirdi. Bunları anlatıyorum; çünkü geldiğimiz noktanın ne kadar olumlu ve herkesin hayallerini süsleyecek bir nokta olduğunu vurgulamak istiyorum. Ayrıca bu hayatta en değer verdiğim insanlardan birini; değerli eşimi de bu kurumda tanıdım. Ekip arkadaşı olarak tanıştığım B. ile hayatımı birleştirmeme de burası vesile oldu demek hiç de yanlış olmaz.
Cümleleri burada bitirsek muhtemelen bir teşekkür ve memnuniyet timsali bir mail olacaktı; Ancak:
Buralara gelirken hep söz de savunduğumuz kurum değerlerinin aslında ne kadar içinin boşaltıldığına şahit oldum.
Tedbirli olma kisvesi altında korkakça davranıldığını gördüm.
Liyakat eksikliği taşıyan onlarca yöneticinin yollarca burada çalışmasına ve kurumun içini boşaltmasına sessiz kalındığını gördüm.
Listelere girmemenin büyük işler yapmaktan önemli hale geldiğini gördüm.
Takvim hedeflerine yetişmenin hedefin kendisinden çok daha büyük görüldüğünü gördüm.
Yöneticisini memnun etmeye çalışmanın amaç haline geldiğini gördüm.
Yüzlerce yalan söylendiğini gördüm.
F.Ç. gibi kıymetli bir yöneticinin bankanın vizyonsuz yöneticilere gösterdiği hoşgörü nedeniyle yol ayrılığı noktasına getirildiğini gördüm.
E.M gibi kıymetli bir insanın yıllarca kuruma verdiği emekler göz ardı edilircesine, fikir ayrılığı nedeniyle yol ayrılığı noktasına getirildiğini ve yol ayrılığında yalnızlaştırıldığını ve seçeneksizleştirildiğini gördüm.
Bunlar istifa etmem için oldukça yeterli sebepler ve belki bir ay öncesine kadar alacağım karar bu olacaktı. Ama hepimizin malumu bir deprem felaketi yaşadık. Bugün de hastanede İbrahim’i ziyaret ettim. Daha iyiye gidiyor, inşallah bacağını kaybetmeden bu dönemi de atlatır.
Ama deprem sırasında da yaşananlara değinmekte fayda var. Özellikle bizim ekibimizin yer aldığı onlarca aksiyon aldık malumunuz. Deprem kitlesinin bütün risk stratejilerinden ayrıştırılmasını sağlayan, bulunduğu bölgeden şubeye, ilden ilçeye her bilgisini beslediğimiz bir dönemde alınan banka aksiyonlarını özetliyorum;
BDDK izin verdiği (biraz da zorladığı) için bütün depremzedelerin kredi kartı limit artışlarını x4 kuralına göre değil x8 kuralına göre otomatik değerlendirdik ve 10 milyara yakın Pazar payı yakaladık. Müşterilerimize harcama anlamında destek olmaya çalıştığımızı rekabette Garanti’ye karşı bir hamle olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
Kredi ötelemelerini basiretsizce önce otomatik ödeme sonra öteleme gibi yapmaya çalıştık günlerce. Ne zaman sosyal medyaya düştük ve başka bankaların daha “müşteri dostu” uygulamalarını gördük; ancak o zaman geri adım atıp tam ötelemeye gittik. İşletme ve ticari kredilerde hala suyunu sıkmaya çalışıyoruz müşterilerin
Bu 1-2 akut aksiyon alındıktan sonra ne yaptık; bütün depremzedelerin risk başvurularını reddetmeye başladık. Neden? Çünkü ödeyemezler, neden. NPL riskine girelim ki; malum finansal bir kuruluşuz önce kendimiz geliyoruz
Sonra tabi baktık Pazar kaybı yaşıyoruz o kadar da değil daha detaylı bir bakalım herkesi de reddetmeyelim. Belirli risk bölgelerini ayrıştıralım; onların ödetebileceği taksit tutarını yarıya düşürelim yine de alabilecek olan zengin müşterilerimiz bankadan kredi alabilsin.
Ama son aksiyonda tabi önemli bir ticket size kaybettik. BDDK tebliği 10 gün öncesinde yayınlanmasına rağmen; umurumuzda olmayan vade kısıtı bir anda acil gündemimize geldi. Çünkü uzun vade daha fazla kredi tutarı anlamına geliyordu hepimiz için.
Toplumsal sorumluluğunu üst seviyede olarak lanse ettiğimiz bankamızın yukarıdaki aksiyonların hiçbirini depremde zarar görmüş tek bir yurttaş mutlu olsun diye almadı. Hepsi tamamen ticari ve stratejik hamlelerdi. Tabi IT organizasyonu olarak şu şekilde kendinizi rahatlattığınıza eminim, kararları biz vermiyoruz. Peki kararları etkilemek yönünde bir girişiminiz oldu mu? Peki vicdanınıza sığmayan bu kararların alındığı dönemde bir yerde hiç odağınızı kaybetmeden çalışmayı nasıl başardınız?
Bu kısmı biraz yakın dönem özetlemesi olarak çarpıcı örnekler olduğu için vurgulamak istedim.
Gelelim münferit örneklere;
Eşim o zamanki yöneticisi L.B’yi IK etiğine şikayet ettiğinde hem performansı hem de kişisel haklara yönelik usulsüzlük olduğunu ilettiğinde kurum olarak sessiz kaldık. Eminim hala IK sisteminde dosyası açıktır. Tabi bu eşim özerinde münferit bir örnek diye düşünüp duygusal davrandığımı düşünebilirsiniz. Peki hiç L.B’nin ekibindeki son 5 yılda işten ya da ekipten ayrılmış 40 çalışma arkadaşımızı incelediniz mi? Hepsi mi kendisi başarısızdı? Ya da sorumlu yöneticisi Yılmaz Karaca özelinde bir değerlendirme yapmayı düşündünüz mü bugüne kadar?
UCAP projeni sırasında pandeminin de fırsat bilindiği ve insan haklarını ihlal edercesine 80 saatin üzerinde onlarca kişinin çalışmasını nasıl değerlendirelim? Bir amaç uğruna ve başarılı bir grubun eseri miydi bu? Ya da o arkadaşlar bu hedefi başarırken gerçekten mutlu muydu? Karşılıklarını aldılar mı? Direktörlüğün yüzde 50’si turnovera uğrarken bir proje için sizce bu değdi mi? Ya da inisiyatif sahiplerinin kurum sadakatini kaybettirmeden önce yapılabilecek başka bir şey yok muydu?
Daha verilecek yüzlerce örnek olmasına rağmen uzatmayacağım. Deprem gündemi hepimiz için bir anda geride kaldı, mevcut hedeflere ve takvimlere geri dönüldü. 15 günlük sözde hassasiyet yerini azme değil hırsa, çabaya değil sonuca, kaliteye değil takvime bıraktı. Beni en çok yıpratan şeyi en sonra bıraktım.
İnsana ve çalışma arkadaşınıza ÖNEM VERMİYORSUNUZ. Kimin ne yaşadığına ne sonuç ürettiğine bakıyorsunuz.
…
Tek bir şeyi iyi yapıyorsunuz, o da görece iyi para veriyorsunuz. Yarın bir gün çalışan ve çalışmayan arkadaşların primlerini de özelleştirirsiniz, somut bir kaynak aktarırsınız başarılı arkadaşlarımıza. Ama çalışanlarınızın bu parayı kullanabilecek zaman ve kaliteli psikoloji içinde olup olmadığını gram önemsemiyorsunuz. Bu kurumda başarılı olabilecek arkadaşlarımızın çoğunu kaybedeceksiniz; özellikle de ekonomik kaygısı az olan ya da başka kurumlarda bu kaygıyı giderme şansı olan arkadaşlarımızı.
“Siz” söylemini lütfen kişisel algılamayın; gözümde kurumu temsil ettiğiniz için bu terminolojiyi kullanıyorum. Hayatımla ilgili daha tatsız bir karar almış olmasan sanırım bu sadece istifa niteliğinde olacaktı, ancak sanırım bu niteliğin bir pek de önemi kalmadı. Size ve kuruma saygımdan dolayı bu maili genele değil, size ve bana değer verdiğini bildiğim 3-4 arkadaşıma atıyorum.
Kral çıplak demenin suç addedildiği bir ülkede, ben en azından kurumum açısından kral çıplak diyorum. Bir şeyler yoluna koymak için hala çok geç değil.
Sağlıcakla kalın.
Not: Ailemi ve bu maile konu ettiğim insanları rahat bırakın. Aksi durumda hakkımı helal etmiyorum.
Efe Demir
Bireysel Krediler Tahsis Uygulama Geliştirme Müdürü”
Yapı kredi İSİG Meclisi’nden paylaşımı silmesini istedi
Bununla birlikte, konuyu gündem getiren İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Yapı Kredi’nin kendilerine gönderdikleri yazıyı paylaştı. Yazıda bankanın İSİG’den paylaşımlarını silmesini istediği görüldü.
İSİG’in sosyal medya hesabından ilettiği Yapı Kredi yazısı şöyle:
“Sayın İlgili,
Yapı Kredi Teknoloji’de Bireysel Krediler Tahsis Uygulama Geliştirme Müdürü olarak görev yapan değerli çalışma arkadaşımız Efe Demir’in vefatının derin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Bizleri derinden yaralayan bu vefatla ilgili; sosyal medya hesabınızda yaptığınız ‘mobbing nedeniyle intihar’ ve ‘buna bağlı olarak şirket çalışanlarının iş yavaşlattığı ve sistemin durduğu’ iddiaları asılsızdır ve kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır.
Gerçeklikten uzakta, insan hayatını kullanarak itibar zedelemeye odaklanan bu sosyal medya
paylaşımının ivedilikle kaldırılmasını talep eder, aksi halde konuyla ilgili tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı belirtmek isteriz.
Saygılarımızla,
Yapı Kredi”
KAYNAK: SOL.ORG.TR
****************
MOBBİNGÇİLER KAZANDI: BANKA SEKTÖRÜNDEKİ EFE DEMİR HAYATTAN KOPTU – BankaVitrini
Yapı Kredi, Akbank ve Şekerbank emeklileri isyanda – BankaVitrini
Yapı Kredi çalışanı, binlerce müşterinin bilgilerini 3. kişilere sattı! – BankaVitrini
Personelin başına silah dayayan banka müdürüne 2 yıl 5 ay hapis cezası! – BankaVitrini
BANKA HABERLERİ
MOBBİNGÇİLER KAZANDI: BANKA SEKTÖRÜNDEKİ EFE DEMİR HAYATTAN KOPTU
Bankacıların özlük sorunlarını en sık dile getiren site olan BANKA VİTRİNİ MOBBİNG konusunu da sık sık gündeme taşımıştı. Yazarımız UĞUR DURAK genç yaşta hayata veda etmesinde hiç kuşkusuz iş hayatındaki mobbing etkili olmuştu ve çalışırken dava mobbing açan ilk bankacı olmuştu. Yine aynı banka, yine genç bir kardeşimiz genç yaşta hayata veda etti! Okuyun yarattığınız bankacılık sektörü eserinizle övünün…

Yayınlanma:
5 gün önce|
17/03/2023Yazan:
Erol Taşdelen
YILLARDIR YAZIYORUZ, MOBBİNG SİSTEMATİK İŞKENCEDİR!
MOBBİNG İNSANLIK SUÇUDUR!
MOBBİGCİLER GELİŞİMİNİ TAMAMLAYAMAMIŞ YARATIKLARDIR!
MOBBİNG UYGULAMAYA ÖZENDİREN KURUMLAR SERT CEZALANDIRILMALIDIR!
İŞ ODAKLILIK DEĞİL “HEDEF ODAKLILIK” ÇALIŞMA SONLANDIRILMALIDIR!
LİYAKATIN OLMADIĞI YERDE MOBBİNG KAÇINILMAZ OLUYOR ANLAYIN ARTIK!
ŞİKAYETLERE İŞLEM YAPMAYAN KULAK TIKAYAN ÇALIŞMA BAKANLIĞI, BDDK, TCMB, ETİK KURULU YETKİLİLERİ BU GECE RAHAT UYUYABİLECEK Mİ?
MOBBİNG GENÇ BİR BANKACIYI ELİMİZDEN ALDI GİTTİ!
MOBBİNGCİLER MUTLU MUSUNUZ?
Genç bankacı EFE DEMİR’in son maili içimizi acıttı… okuyun Bankacılık sektörünün içindeki acıklı durumu göreceksiniz…
Bankacıların 4’te 1’ine MOBBİNG uygulanıyor – BankaVitrini
Mobbing dosyasını açıyoruz. – BankaVitrini
Mobbingin nedeni? – BankaVitrini
Mobbingin sonuçları – BankaVitrini
Bankacılıkta mobbinge çözüm önerileri – BankaVitrini
MOBBİNGLE MÜCADELE ETME, MOBBİNGLE YAŞAMAYI ÖĞREN – BankaVitrini
Körfez Sermayeli bankaya MOBBING cezası – BankaVitrini
Mobbing mağduru bankacı konuştu – BankaVitrini
BANKACILARIN ORTAK SAĞLIK SORUNU : STRES! – BankaVitrini
Personeline güvenmeyip “MÜŞTERİLERİ ARAYACAĞIZ” diye mobbing yapan banka – BankaVitrini
İş yerinde mobbing’e uğradığınızı gösteren 5 işaret – BankaVitrini
Heinz Leymann’ın hediyesi: Mobbing – BankaVitrini
Mobbing ve B Planı – BankaVitrini
Nihayet! Yerli banka Mobbing’i disiplin suçu saydı – BankaVitrini
Mobbing : Şikayet eden çok, hakkını arayan yok – BankaVitrini
KATEGORİLER
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (410)
- BANKA ANALİZLERİ (119)
- BANKA HABERLERİ (1.853)
- BASINDA BİZ (48)
- BORSA (183)
- CEO PERFORMANSLARI (24)
- EKONOMİ (2.389)
- GÜNCEL (461)
- GÜNDEM (2.343)
- RÖPORTAJLAR (29)
- SİGORTA (78)
- ŞİRKETLER (881)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (172)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (573)
- Abbas Karakaya (42)
- Arif Öztan (7)
- Erden Armağan Er (40)
- Erol Taşdelen (329)
- Gizem Taşdelen (4)
- Gülbeyaz Gergün (35)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (22)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (57)
- Tuncer Dede (7)
- Uğur Durak (33)

AKTİF BÜLTEN

Goldman Sachs/Waldron: Küçük bankalar daha sıkı düzenleme, denetim için hazırlanmalılar

TCMB, MALİYE BAKANLIĞI VE REEL PİYASADA SORUNLAR YUMAĞI

Dış borçta faiz yükü anaparanın üç katı

2022 YILI SONU İTİBARİYLE BANKA ÖZEL SANDIKLARINDAKİ SON DURUM

Balıkesir merkezli uluslararası dolandırıcılık operasyonu: 103 gözaltı

GÜNLÜK BÜLTEN

AKP ekonomideki enkazı kaldırabilir mi?

Albaraka Türk’ten emeklilere 10 Bin TL promosyon

AFAD’ın evrak bölümünde şüpheli yangın

Kriz korkuları hafifledi derken, ABD’de First Republic Bank hisseleri %50 düştü

Sermaye piyasası ve borsa: AKP dönemi ve sonrası

DEPREM BÖLGESİ İÇİN ÇEK DÜZENLEMESİ BEKLENİYOR

EYT’LİLERE QNB FİNANSBANK’TAN ÖZEL MAAŞ PROMOSYONU

2022 YILI SONU İTİBARİYLE BANKA ÖZEL SANDIKLARINDAKİ SON DURUM

BANKA ŞUBELERİNDE İSYAN VAR!

Prof. Dr. Mustafa Erdik, 2010 Şili depremi 9.2 büyüklüğündeydi, 500 kişi öldü, sebebi…

MOBBİNGÇİLER KAZANDI: BANKA SEKTÖRÜNDEKİ EFE DEMİR HAYATTAN KOPTU

YAPI KREDİ EFE DEMİR AÇIKLAMASI YAYINLADI

DEPREM BÖLGESİ ÇEK PANİĞİ, AYLIK 30 MİLYAR LİRALIK ÇEKLER NASIL ÖDENECEK?

Yıllardır satılamayan bankaya tekstil firması talip oldu!

BANKACILAR PROMOSYONDA KENDİ SÖKÜKLERİNİ DİKEMİYOR!

Müşterilerin hesabından 6 milyon TL çeken bankacı gözaltına alındı

“Banka kasasındaki altın ve paralarımız” çalındı iddiası
- Pezo mu peso mu? Survivor'da Bir pezo ne kadar? Peso nerenin parası? 100 peso kaç TL? 1000 peso kaç TL? 21/03/2023
- Son dakika: Süper Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 21 Mart 2023 Süper Loto bilet sorgulama ekranı! 21/03/2023
- ABD borsası Fed öncesinde yükselişle açıldı 21/03/2023
- Yellen: Küçük bankaları korumaya hazırız 21/03/2023
- Bitcoin yükselince yeniden gündeme geldi: Kripto para bankacılıktan daha mı güvenli? 21/03/2023
- Ukrayna 15,6 milyar dolarlık finansman paketi için IMF ile anlaştı 22/03/2023
- Asya borsaları Fed öncesi yükselişte 22/03/2023
- Ekonomi ve siyaset gündemi - 22 Mart 2023 22/03/2023
- Resmi Gazete'de bugün (22.03.2023) 21/03/2023
- Almanya Çin'e ihracat kısıtlamalarını değerlendiriyor 21/03/2023
- Lübnan lirası dolar karşısında tarihi seviyeye geriledi 21/03/2023
ALTIN – DÖVİZ
KRIPTO PARA PİYASASI
BORSA
Popüler
-
GÜNDEM2 sene önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
BANKA HABERLERİ2 sene önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA HABERLERİ2 sene önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA ANALİZLERİ7 ay önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
BANKA HABERLERİ2 sene önce
AKBANK : Tekaüt Sandığı Vakfı (Sandık) SGK devri için hazırlıklar tamam
-
GÜNCEL2 ay önce
Eskişehir’de zimmetine 9 milyon lira geçiren banka müdürü tutuklandı
-
BANKA HABERLERİ7 ay önce
AKBANK ÖZEL FİRMAYA 22.000 LİRA MAAŞ PROMOSYONU VERDİ
-
BANKA HABERLERİ2 sene önce
AKBANK krizinin perde arkası
-
BANKA HABERLERİ1 sene önce
Çocuğuna 35 bin liralık mont giydiren bankacı kim?
-
GÜNDEM2 sene önce
FİNANSEVİM : BDDK’nın tasfiyesini istediği 21 şirket içindeyiz, itirazımız var