Connect with us

BANKA ANALİZLERİ

BANKACILIK SEKTÖRÜ 2022 YILIDAKİ KAR PATLAMASINA KARŞILIK PANİKTE

Yayınlanma:

|

BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU – BDDK Bankacılık sektörü 2022 yılı mali verileri açıkladı. 2021’de 93 milyar TL Net Karlılık açıklayan sektör; 2022 sonunda karlılığını %366 artırarak 433 milyar TL Net Karlılık açıkladı.

2021 Aralık aylık bazda 17,6 milyar TL Net kar yapan sektör, 2022 Aralık ayında ise 2,5 kat artış ile 44,4 milyar TL Net Karlılığı yakaladı.

Bilanço büyümeye devam etti

2021 yıl sonunu 9,2 trilyon Aktif Büyüklük ile kapatan sektör 2022 yılında %56 büyüme ile 14,3 trilyon bilanço büyüklüğüne ulaştı. 2021 sonunda 4,9 trilyon TL olan Nakdi Krediler ise %55 artış ile 7,6 trilyon TL seviyesine yükselirken;  Takipteki Krediler 3 milyar TL artışla 163 milyar TL seviyesini korudu. Buna karşılık ön izleme, yakın izlemede, takip edilip; yapılandırılan kredilerden oluşan Sorunlu Krediler ise Haziran ayında 860 milyar TL’yi ( 46 milyar USD ) geçmesi Sektörün yumuşak karnı olarak kendini gösteriyor. 2022 yılında Beklenen Zarar Karşılıkları da 258 milyar TL’den 370 milyar TL’ye yükselirken son 1 ayda 25,5 milyar TL artmış durumda.

2021 sonunda 5,3 trilyon TL olan Mevduat toplamı da %67 artış ile 2022’de 8 Trilyon 862 milyar TL seviyesine ulaştı. Bankalarda bulunan Mevduatın %35,5’ine denk gelen 3,1 trilyon TL ise vadesiz mevduattan oluşuyor. Vadesiz oluşturulmasında her ne kadar Ekim sonuna doğru TCMB’nin uyarısı ile yapısı değişse de Ticari kredilerin %25-30’luk kısmının kredi vadesince vadesizde tutma koşulu sonucu kredilerden yaratılan mevduatın etkisi büyük oldu. Enflasyon ortamında bankalardaki mevduatın artması ise Türk Bankacılık sektörünün müşterilere dayatmasından ne kadarının oluşturulduğunun tespiti yönünde bir çalışma TCMB ve BDDK tarafından yapılmış değil.

Net Karlılık % 366 arttı

Bankacılık sektörü bilanço büyümesinden daha fazla karlılık artışı yaptı. 2021 yılında 265 milyar TL Net Faiz Gelir sağlayan sektör; 2022 yılında 764 milyar TL seviyesine ulaşarak %188 artış gerçekleştirdi. Bunda KKM hesaplarında faizlerin sabitlenmesinin önemli katkısı oldu. Zira, bankalardaki tasarruf mevduatlarının üçte biri KKM’ye dönerek  yıl sonunu kısmı düşüş ile 1 trilyon 385 milyar TL seviyesinde kapamış durumda. Bankaların elinde bulunan yüksek faiz ile alınan Devlet Tahvilleri ise faizlerin düşmesi nedeni ile karlılıkta önemli katkısı oldu. Bankalar 2021 yılında 160 milyar TL Faiz Dışı Gelir elde ederken; 2022 yılında bu gelirini %95 artırarak 312 milyar TL seviyesine yükseltti. Bunda kredi faizlerin düşmesi nedeni ile kredi koşullarında dış ticaret paketi, sigorta, masrafsızlık paketi gibi komisyon gelirleri artıracak koşulların krediye bağlanmasının da etkisi büyük oldu.

Kar artışına rağmen CEO’ların yüzleri gülmüyor

Bankacılık Sektöründeki bu Kar artışına rağmen; TCMB’nin BDDK’nın ani düzenlemeleri sonucu; Kredi alanının daralması, Kredi – Mevduat Karşılıklar şartlarının hızlı ve  sık sık değişmesi; Finans sektöründe Vergi oranının %20’den %25’e çıkması; Uzun Vadeli Tahvil almaya zorlanmaları ve ileride bu Tahvillerden zarar etme olasılığı; seçim sürecinde bankaların aktif kullanılacağı algısı girilmesi; Enflasyon muhasebesine geçilememesi; Sorunlu Kredi potansiyeli; BİST’de bankalar üzerinde spekülatif işlemler gibi nedenlerle yüksek gözüken karlılıklara rağmen yüzler gülmediği gibi; orta-uzun vadede yaşanan kaygılar daha sık  dile getirmeye başladılar. Diğer taraftan, sektörün çevirmesi gereken ciddi hacimde Sendikasyon Kredilerinin de maliyetleri artması, ana parayı dahi çevirememesi, sendikasyon çevirme oranlarının %60’lara kadar gerilemesi; bankalar üzerinde yeni stres merkezi oluşturmuş durumda.

Sektör Katılım Bankaları formatına sokuldu

Ticari Kredilerde Sektörün Katılım Bankası formatına sokulup sadece fatura karşılığı kredi kullandırılabilmesi “fatura kaosu” yaratırken; Ticari segment firmaların bankalara fatura sunamadıkları leasing taksiti, kredi geri ödemeleri, maaş ödemeleri için ana harcamalarda kredi kullanamaması reel piyasaları da tam anlamı ile germiş durumda. Kanun koyucu bu uygulamayı sadece Kamu bankalarında yapsaydı bu kadar tepki gelmezdi fakat tüm sektöre dayatması bankacıları da rahatsız etmiş durumda. Tüm çabalara karşı KKM dışında Dolarizasyonun önüne geçmek için yeni ürünler sunulamaması bunun yerine bankalar üzerinden Ticari Kredilere fren uygulamalar içine girmesi özellikle Sanayi firmalarında küçülme sürecini de beraberinde getirdi. Sanayide Enerji tüketimi azalırken, küçülme anlayışı ile birlikte işten çıkarmalar da başlamış durumda. Bankacılık üzerinden dolarizasyonun faturası Ticari Segment firmalara çıkarılırken, ithalatın %80’ni hammadde olan reel piyasada tam karşılığının olmaması da iş dünyasında huzursuzluk yaratmış durumda. Firmalara döviz almayın demek faaliyetinizi küçültün demekle eş anlamlı gelmekte. Ocak ayı sonunda Ticari Segment Kredi faizleri de %28-30 seviyesine yükselmiş durumda. İlk defa bu dönemde Rating Notu yüksek olan firmalar da kredi kullanmakta zorlanıyor. Bankacılık tarihinde ilk defa “Rating notu yüksek” diye kredi vermeme deneyimi yaşıyor. Zira, ekonomi kurmaylar açıklanan yeni KGF Paketinde dahi Rating notu yüksek firmaların desteklenmemesi reel piyasa şaşkınlıkla karşıladı. Bu kararlarla finansal yönetimi iyi yapan firmalar da cezalandırılmış oldu. Sorunlar kar topu gibi büyüyerek kontrol edilemez noktaya doğru giderken reel piyasalarda yıkıcı etkiler başlamış durumda!

Erol TAŞDELEN – Bankacılık Uzmanı, Ekonomist   www.bankavitrini.com

Konu ile ilgili yazılar: 

TİCARİ KREDİLERDE FATURA KAOSU – BankaVitrini

BANKALARDA KOBİ DIŞI TİCARİ KREDİLER NİÇİN DURDU? – BankaVitrini

TİCARİ YASAKLAR FİRMALARI ‘ŞAK’ DİYE DURDURABİLİR – BankaVitrini

TEKSTİLDE ÇİN KABUSU – BankaVitrini

YANLIŞ KARARLAR YATIRIMCIYI VURDU – BankaVitrini

BANKALARDA ‘KREDİ BLOKELİ KREDİ’ DÖNEMİ BAŞLADI – BankaVitrini

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

KREDİ KART KISITLAMALARINA VATANDAŞ DA FİRMALAR DA TEPKİLİ

Bankalar kredi kartlarında bir dizi yeni düzenlemeyi hayata geçirdi. Seçim sonrasında ise yeni kısıtlamalar gelmesi bekleniyor. Ay sonunu kartla getiren vatandaş da ticarette kredi kartı kullanan şirketler de rahatsız. kredi kartları Tüketiciler kredi kartı kullanmadan ay sonunu getirmenin mümkün olmayacağını söylüyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de bir süredir konuşulan kredi kartlarına kısıtlama getirilmesine ilişkin ilk adım geçen hafta bankalardan geldi. 31 Mart seçimlerinden sonra ekonomi yönetiminin de enflasyonla mücadele kapsamında yeni kısıtlamaları yürürlüğe koyması bekleniyor. Ancak kart kullanımı konusundaki kısıtlamalara hem tüketiciler hem de şirket sahipleri tepkili.

DW Türkçe’ye konuşan tüketiciler kredi kartı kullanmadan ay sonunu getirmenin mümkün olmayacağını söylerken, şirket sahipleri ise kredi kartlarının yalnızca alışverişlerde değil mal ticaretinde de kullanıldığına işaret ederek, iş hayatının ciddi zarar göreceğine dikkat çekiyor.

İlk adım bankalardan geldi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) Resmî Gazete’de dün yayımlanan kararına göre kredi kartlarından yapılan nakit avans işlemleri ve kredili mevduat hesaplarında uygulanacak aylık azami akdi faiz oranı yüzde 4,42’den yüzde 5’e yükseldi.

Bankalar da 12 Mart’ta kredi kartı kullanımına ilişkin bir dizi kısıtlamayı yürürlüğe soktu. Bu kapsamda kredi kartına nakit avansta taksit sınırı 12’den 3’e indirilirken, nakit avansta limit oranları düşürüldü. İlk müşterilere verilen faizsiz kredilerin vadesi 6 aydan 3 aya indirilirken, ihtiyaç ve kredi faizlerinde yıllık faiz oranı da artırıldı. Bankaların düzenlemesi şimdilik kredi kartı ile taksitli alışverişleri kapsamıyor.

DW Türkçe’ye konuşan Tüketici Örgütleri Konfederasyonu (TÖK) Fuat Engin, bankaların hükümetten herhangi resmi bir talimat olmaksızın kendilerini korumak için tüketici haklarını ihlal ettiğini savunuyor.

Fuat Engin: Tek çaremizi elimizden alıyorlar

Türkiye’deki tüketicilerin zaten dünyanın en yüksek dolaylı vergilerini ödediğine dikkat çeken Engin, “Çok kazanandan çok, az kazanandan az alınması gereken vergiler tamamen tüketicinin sırtına yüklenmiş durumda. Akaryakıta her gün zam geliyor ve bu da dolaylı olarak bütün ürünlere zam olarak yansıyor. Bu konuda vatandaşın tek çaresi kredi kartıyla geleceğe borçlanarak ihtiyaçlarını karşılaması. Şimdi bunu da elimizden alıyorlar” diye konuşuyor.

Seçimden sonra getirilmesi beklenen yeni düzenlemelerle hem kredi kartı kullanımının daha da zorlaşacağını hem de yeni bir zam dalgası yaşanacağını dile getiren TÖK Başkanı, “Bunca yükü tüketicilerin nasıl kaldıracağını açıkçası bilemiyorum. Bu bizim için artık bir zulme dönüştü” diyor.

Kart borcundan takibe düşen kişi sayısı 1,4 milyonu aştı

Ülke çapında 11 dernek ve 3 federasyonun çatı örgütü olan Tüketici Örgütleri Konfederasyonunun (TÖK) hazırladığı “Tüketicinin Korunması Alanında Finansal Tüketici İşlemleri Raporu”na göre, 2023 yılında krediler ve kredi kartlarından kaynaklı icra takipleri önceki yıllara göre ciddi bir artış gösterdi.

Raporda, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi tarafından açıklanan verilere göre bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe alınmış kişi sayısının bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 45 artışla 1,4 milyonu bulduğuna dikkat çekildi.

Türkiye’de kredi kartsız yaşam mümkün mü?

Takibe düşme oranının 2006 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktığına işaret eden TÖK Başkanı Fuat Engin, “Bu nedenle sosyal patlamaların artan oranda yaşandığı gerçeği yanında, konut satış ve kiralardaki orantısız artışların yarattığı sorunlardan dolayı tüketicinin yaşamı alt üst oldu” diye konuşuyor.

Şirketler de kaygılı

Kredi kartı düzenlemeleri yalnızca tüketicilerin değil, şirket sahiplerinin de tepkisine neden oluyor.

Türkiye’nin en büyük yaklaşık 200 markasını temsil eden Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, enflasyonu düşürmek için yalnızca tüketimi kısmanın yeterli olmadığını, fiyatların düşmesi için üretimin teşvik edilmesi gerektiğini söylüyor.

Sinan Öncel: Üretime radikal teşvikler verilmeli

Üretici şirketlerin ham madde maliyetlerinde çok büyük artışlar yaşandığını ve yaşanmaya devam ettiğini dile getiren Sinan Öncel, “Biz dünyanın belki en yüksek ham madde koruma duvarlarıyla çevrilmiş vaziyetteyiz. Referans fiyat ve gümrük vergileriyle beraber ara mal ve ham maddede çok yüksek vergiler ödüyoruz. Bu yüzden hükümetten ham madde fabrika yatırımlarını daha fazla teşvik etmesini bekliyoruz” şeklinde konuşuyor.

Öncel, üreticilere radikal teşvikler verilmeden hammadde maliyetlerinin düşürülemeyeceğini, dolayısıyla ürün fiyatlarının da yüksek kalmaya devam edeceğini kaydediyor.

“Şirketler de artık çek yerine kredi kartı kullanıyor”

Kredi kartı kısıtlamalarının özellikle perakende sektörünü çok olumsuz etkileyeceğini, ancak sorunun daha derin olduğunu ifade eden Sinan Öncel, şöyle konuşuyor:

“Kredi kartını sadece mağazadan ceket alırken kullanmıyorsunuz. Ticari işletmeler, özellikle KOBİ düzeyindeki ticari işletmeler artık çek yerine kredi kartı kullanıyorlar. Yani sadece 3-5 bin liralık alışverişler değil, milyon liralık mal ticaretleri kredi kartıyla yapılıyor. Çünkü kredi kartı ödeme garantisi getiriyor. İşletmeler artık toptan satışlarını kredi kartıyla yapıyor. Bu yüzden kredi kartlarındaki kısıtlamalar sadece alışverişi değil, ticari hayatı da olumsuz etkileyecek.”

Tüketici kredileri ve kart harcamaları artıyor

Öte yandan hükümetin ve bankaların kredi kullanımını azaltma amacı taşıyan adımlarına rağmen, tüketici kredilerine talep her geçen gün artmaya devam ediyor.

Merkez Bankası verilerine göre, kur etkisinden arındırılmış 13 haftalık yıllıklandırılmış kredi büyümesi 16 Şubat haftası itibarıyla yüzde 28’e ulaştı. Tüketici kredilerindeki büyüme ise yüzde 24,74 ile Ağustos ayından bu yana en hızlı büyüme oldu.

Ticari kredi büyümesi de aynı dönemde yüzde 16,43 olarak kaydedildi. Sektörün kredi hacmi 16 Şubat itibarıyla 43 milyar 179 milyon lira artış gösterdi. Aynı dönemde, toplam kredi hacmi 12 trilyon 8 milyar 987 milyon TL’den 12 trilyon 52 milyar 166 milyon TL’ye çıktı.

Aynı şekilde, bireysel kredi kartı harcamalarında da artış devam ediyor. Merkez Bankası verilerine göre, banka kartı ve kredi kartı işlemleri tutarı 1 Mart ile biten haftada önceki haftaya göre yüzde 15 artışla 262,6 milyar TL seviyesine yükselerek rekor kırdı. Bu işlemlerden ayrı olarak açıklanan internet üzerinden kredi kartı ile yapılan alışverişler de haftalık 15,6 milyar TL artış ile 83,4 milyar TL’ye yükselerek rekor kaydetti.

Peki seçim sonrası dönemde, kredi kartı kullanımına ilişkin yeni kısıtlamalar gelecek mi?

Evren Bolgün: Mutlaka yeni kısıtlamalar gelecek

DW Türkçe’ye konuşan Prof. Dr. Evren Bolgün, bu soruya “Bu kısıtlamalar burada bitmeyecek, mutlaka devam edecek” yanıtını veriyor.

Merkez Bankası’nın son birkaç aydır faiz artışlarını kredi kart faizlerine yansıtmadığına işaret eden Prof. Bolgün, “Böyle olunca bankalar da Şubat ve Mart döneminde kredi kartı limitlerinde bonkörce artışlar yaptılar. Aslında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) resmi yönetmeliğine göre, bir kişi kartını aldığı ilk yıl aylık gelirinin iki katından, sonraki yıllarda ise dört katından fazla kredi kartı limitine sahip olamaz. Ancak uzun süredir bunun çok üstünde limitler var. Çünkü hükümet büyümek için tüketime göz yumdu” diye konuşuyor.

“Taksit sayısı düşürülür, temel gıdada KDV artırılır”

Seçim sonrasında başta elektronik ürünler olmak üzere ithal ürünlerde kredi kartı kullanımının tamamen kaldırılabileceğini ya da taksit imkanına son verilebileceğini ifade eden Evren Bolgün, şu görüşleri dile getiriyor:

“Mobilya ve beyaz eşyada da taksit sınırını üçe çekebilirler. En kritik düzenleme ise bahsettiğim kart limitlerinin aşağıya çekilmesi olur. Kredi kartlarına bu tür yeni sınırlar getirilirse, şirketlerin cirosu da vatandaşların harcaması da yarı yarıya düşer. Ayrıca KDV oranlarında, örneğin temel gıda maddelerinde Şubat 2022’de Cumhurbaşkanlığı kararıyla yüzde 1’e indirilen KDV oranı tekrar yüzde 8’e çıkarılabilir.”

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TCMB adımları ile türbülans durdu; ilacın yan etkileri borsayı vurdu

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Türk mali piyasaları dünkü günü de tatsız bir seyir izleyerek tamamladı. Aklınıza ilk etapta müteakip cümlenin döviz piyasası ile ilgili olabileceği gelebilir lâkin bu sefer mevzuu farklı. Hatırlanacağı üzere, geçen hafta TCMB’nin net döviz pozisyonunda görülen hızlı erime yurtiçi yerleşiklerin paniğe kapılmasına neden olmuş, seçimlere günler kala erkene çekilen döviz talebi ile USDTRY kurunun artış hızı ivme kazanınca, TCMB proaktif davranarak sert önlemler almıştı.
  • Döviz kurunun enflasyondan daha sürati bir yükseliş kaydetmesinin dezenflasyonist süreci sekteye uğratacağı beklentisi ile otorite almış olduğu proaktif ve sert önlemler döviz piyasasında son günlerde suların durulmasına ya da türbülansın ciddi mânâda azalmasına neden olurken, bu sefer de ilacı yan etkileri baş göstermeye başladı. TCMB aslında, faiz artırmadan piyasa faizlerini yukarı itecek düzeyde almış olduğu miktarsal sıkılaştırma önlemleri ile kredi faizlerinin süratle yükselmesine neden olurken, hisse senetleri dün sert bir satış baskısı ile karşı karşıya kaldı.
  • Tıptan basit bir örnek vermek gerekirse, doktorun yazdığı reçete vücudun bir bölgesindeki hastalığı tedavi etmeye çalışırken, başka bir yerde sorun yaratması gibi… BİST100 ana endeksi dün günü %1,8 oranında düşüşle tamamlarken, TCMB, bankacılık sistemindeki TL likiditeyi sıkılaştıracak, mevduat faizlerinde yukarı etki yaratacak yeni zorunlu karşılık adımları açıklaması ardından BIST Bankacılık endeksi de %4’e yakın geriledi. Interbank ile Kapalıçarşı arasında açılan makas geçen haftaya oranla azalan tansiyonla daralırken, dün interbank piyasasında USDTRY kuru gün boyu 32,10 seviyesinden işlem gördü; Çarşı’da da ise satış kuru 32,5 seviyelerine geldiğini, vadede TL uzlaşmalı NFD hacminin ise düştüğünü not edelim.
  • Öte yandan, Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch, Türkiye’nin notunu yükseltmesinin ardından dün telekonferans düzenledi. Fitch, politika faizinin Mart ayından sonra %50 seviyesine çıkacağını ve yılı %45 seviyesine inerek tamamlayacağını öngördü. USDTRY yıl sonu kur beklentisi ise bizim öngörümüz olan 40 seviyesine yakın, 38 seviyesinde ve otoritenin reel değerlenme söylemi ile örtüşüyor. Dış finansman zorlukları ve yüksek enflasyon, Türkiye’nin not artırımını engelleyen temel faktörler arasında görülüyor. TCMB rezervlerinin düzeyi ve bileşimi (swaplara olan bağımlılık) gelecekte önemli olacağı not edilmiş. Türkiye 2024’te %57,7 enflasyonla %2,8 büyüyeceği tahmin ediliyor. Seçim sonrası ekonomi politikalarında temel senaryolarda önemli bir değişiklik beklenmiyor.
  • Dün haber akışında, Hazine’nin 6 yıl vadeli EUR tahvil için bankaları yetkilendirdiğini gördük. Kuvvetle muhtemel, Fitch’in not artırımının getirdiği iyimser havanın ve CDS risk priminin 300 baz puanın hemen üzerinde salınmasının getirdiği olumlu piyasa koşullarından faydalanılmak isteniyor. İhracın bugün sonuçlanması bekleniyor.
  • Dönmeli biraz da yurtdışı piyasalara. Avrupa ve ABD merkez bankalarının Haziran ayında faiz indirimine başlayacağı yönünde yeşeren beklentilerin üzerine FED’in de bilanço daraltmasını sonlandıracağı beklentisi ile Bitcoin 74bin dolar seviyesinin eteğine kadar gelerek tüm zamanları zirvesinde işlem görmeye devam ediyor. Kasım 2021’de 69bin dolar seviyesini test eden ve pandemi döneminde spekülatif bir yükseliş kaydeden Bitcoin’in, bu sefer ETF yardımı ile arkasına kurumsal yatırımcıları da alarak dolu dizgin yükselişine devam ettiğini görüyoruz. 42bin seviyesini ilk hedef seviye olarak gösterip yükselişin işaret fişeğini çok önce yaktığımız Bitcoin cephesinde yakın hedef olarak 75bin seviyesini takip ediyoruz. Bir diğer önemle takip ettiğimiz enstrüman olan altında ise, teknik bir bakış açısıyla, geçen hafta kaydettiği tarihi haftalık kapanış ardından ciddi bir yükseliş potansiyeli barındırdığının altını bir kez daha çizelim. Yukarıda 2,550 dolar/ons seviyesini hedeflemeye devam edeceğiz.
  • Yeni gün başlangıcında, Asya borsaları, yedi ayın zirvesine yakın yatay seyrederken, Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) gelecek hafta itibariyle negatif faizi sonlandırabileceği beklentileri YEN’in değer kazanmasını ve Japon devlet tahvil getirilerinin yükselmesine neden oldu. Gözler bugün ABD’de açıklanacak perakende satış istatistikleri ve üretici enflasyonunda olacak. Veriler, FED’in gelecek hafta gerçekleştireceği para politikası toplantısında faiz indirimlerine ne kadar erken başlayabileceğine yönelik ipuçları sağlayacak. Türkiye cephesinde ise konut satış verileri ile her hafta Perşembe günü takip ettiğimiz haftalık TCMB ve BDDK bültenleri de önem arz edecek. USDTRY kuru günü interbankta 32,13 seviyesinden başlarken genel hatları ile ‘tatsız’ havanın korunmasını bekliyoruz.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

Sakarya’da banka ATM’lerine saldırdılar

Yayınlanma:

|

Yazan:

Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde iki bankaya ait bankamatiklerin ekranları, kimliği belirsiz kişiler tarafından parçalandı.

Olay, Adapazarı ilçesi Gar Meydanı üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişiler, meydan üzerinde bulunan ve aralarında yaklaşık 15 metre mesafe olan iki farklı bankaya ait bankamatiklerin ekranlarına saldırdı. Zarar gören bankamatikler hizmet veremez hale gelirken, polis konuya ilişkin çalışma başlattı.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.