Connect with us

BANKA HABERLERİ

Bankacılıkta ‘ 30 Nisan Çek Vakası‘, o gün neler yaşandı?

EROL TAŞDELEN 30 Nisan 2021 günü Yurt İçi Bankalarda yaşanan kaos ortamını, nedenleri ve bulunan geçici çözümü ile ele aldı. 30 Nisan’da Banka Çek Takas sistemi kapandı. Piyasalar hesapları müsait olan çekleri dahi tahsil edemedi. Ortada yönetilmesi gereken bir kriz ve kaos vardı. İşte o günün hikayesi :

Yayınlanma:

|

30 Nisan 2021 günü bankacılık tarihine geçti. Olumlu anlamda değil tabi. Darbe dönemleri ve teknik nedenler hariç Türkiye’de ilk defa Ticaret Bakanlığının beceriksizliği yüzünden Çek Takas Sistemi kapatıldı. Neyse ki bizim gibi piyasayı yakında takip eden yazarların konuyu kısa sürede dile getirmesi ile konunun vahameti anlaşıldı da aynı gün 16:00’da sistem hukuksuz bir şekilde de olsa kitabına uydurularak, tekrar açıldı. Bu girişten sonra 30 Nisan’da bankalarda o gün neler yaşandığını açıklayalım.

Sorun nasıl ortaya çıktı?

29’u 30 Nisana başlayan gece 31470 sayısı Resmi Gazetede Mecliste Torba Yasada onaylanan 7318 Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yayınlandı. Ticaret Bakanlığı üzerinde uzun uzun çalışmış, yazılı kanun maddesi haline getirilmiş, meclisin onayından geçirilip Cumhurbaşkanlığının imzası ile oluru alınmış ve 31470 sayılı Resmi Gazetede yayınlanması ile yürürlüğe giren çekler ile ilgili bir düzenleme yapılmıştı. Süreç olması gerektiği gibi.

Gece Resmi Gazetede yayındı sabah Piyasalarda kaos başladı

Gece Resmi Gazetede yayınlanan Kanun Maddelerine her kurum uymak zorunda. Üstelik bu sefer direkt Bankacılık Finans sektörünü ilgilendiren bir konu hakkında değişiklik yapılmıştı. Bu kısa düzenleme Maddelerinde karışıklık yaratan cümle hangisi bakalım. Kanunun 15. maddesi çekler ile ilgili düzenlemeyi içeriyordu. Düzenleme ile 25.03.2020 tarihinde yani 1 ay önce ( niye o zaman yapılmadı konusu ayrı ) eklenen GEÇİCİ 3. maddenin a. bendi “İbraz süresinin son günü 30/04/2021 (bu tarih dahil) tarihleri arasında isabet edecek çekler, bu tarihler arasında ibraz edilemez. 01/6/2021 tarihinden sonra, kalan ibraz süresi ibraz edilebilir.” işte bu 2 satırlık cümleden oluşan kanun değişikliği piyasalarda tam anlamı ile kaos yarattı. Belli ki düzenleme metnini hazırlayan, okuyan, onaylayan hiç kimse bankacılıktan hiç anlamayan kişiler. Onaylayanlar da ya okumadan onay vermiş ya da hiç anlamadan okuyup onaylamış. Bu yanlış metin başta yanlış cümleler ile yazılınca kaos da kaçınılmaz olur öyle de oldu. Asıl sorun : İBRAZ EDİLEMEZ ifadesi. İbraz etmek ortaya çıkarmak, çıkarıp göstermek anlamına gelir. Düzenlemedeki anlamı “çeki bankaya öde diye soramaz” anlamına geliyor. Yani çeki ibraz edemez demek, bankaya çeki sunup ödenmesi talep edilemez anlamına gelir. Kanuni düzenlemede niyetin bu olmadığı / olamayacağı veya sonuçlarının ne olacağını bankaya yeni başlamış bir bankacıya dahi sorsalar cevap alırdı. Ticaret Bakanlığı kusura bakmasın tam anlamı ile duvara toslamış. Kendi yanlışını kimseye yüklemesin.

Kimse yanlış anlamadı, kurumlar Kanunun gereğini yaptı

Bankaların çoğu yeni pandemi düzenlemeleri ile mesailerini 10:00’da açılıyor. O gece bu kanuni düzenlemeyi okuyunca “eyvah!” dedim, olacakları tahmin ettim ama “uygulamada belki düzelir” diye bankaların açılmasını bekledim Bazı bankalar banka içi takas sistemi sabah 8:30’da başlamış sorun yoktu çünkü. 10:00’da bankalardan birer birer “Takas kapalı” haberleri gelmeye başlayınca olayın vahametini anlayıp 10:30’da bankavitrini.com‘da https://bankavitrini.com/2021/04/30/piyasalarda-cek-kaosu-piyasa-kitlendi/ haberini yayınladım. Bir taraftan da susmayan telefonumdan olayı henüz anlamamış bankacılar, sanayiciler, esnaflara konuyu anlatmaya çalışıyorum. Ben yazınca T24 konuyu benim yazıyı referans göstererek sayfalarına taşıdı. Haber hızla yayıldı. Bir defa Ticaret Bakanlığı “yanlış anlama var” diye kimseyi suçlamasın ortada yanlış anlama değil yanlış metin ile çıkarılan bir yasa var ve sorumlusu Ticaret Bakanlığı. “Yanlış anlaşıldık” dediğine göre düzenlemeyi de onlar yapmış. Yasa o şekilde olunca kurumlar, bankalar kanunun gereğini yaptı ve bankalara sorulan çeklere hesaplar müsait dahi olsa işlem yapmadı. Banka içinde tartışmalar başladı. Takas Sistemi ki kontrolü TCMB’ye aittir işlemlere hiç başlamadı. Öyle ya Kanun maddesi “açık ve netti” düzenlemede “ibraz edilemez!” yazıyordu. “Piyasalar kitlendi : çek şoku” diye yazdığımız tam da bu durumdu.

Müşteriler Şok geçirdi

Çek tahsili için bankaya giden müşteriler ilk şoku yaşadı. Öyle ya banka memuru “çek müsait ama ödeyemiyoruz, kanun ile çek sorgulanması durduruldu” diyordu. Gel de anla, bankacıların işi de zor, gel de bu durumu müşteriye anlat. Çekini tahsil edip ödemelerini yapmayı planlayan herkes şaşkınlık içinde kaldı. Ortada bir mantıksızlık olduğu belli idi. Hesap müsait para var ama alamıyordu. Takas durduğu için hesaplarında o gün olması gerektiğini düşündüğü paralar da geçmiyordu. Hatta bazı müşteriler aynı gün kullanmak için aynı bankanın çekini çekin bankasına vermişti. 30 Nisan bu düzenleme için seçilecek en kötü günlerden biriydi üstelik. Maaş ödemeleri, SGK ödemeleri… Kredi ödemeleri hem ay sonu hem de ödemelerin yoğunlaştığı Cuma idi. Olayın piyasaya yayılmasından sonra başta Ticaret Odası Başkanları olmak üzere kendilerine çok şikayet geldiğini dillendirmeye başladı.

Ticaret Bakanlığı özür dileyeceğine “yanlış anlaşıldık” dedi

Yapılması gereken Ticaret Bakanlığı biz bir halt ettik kanun metninde yanlış ifadeler kullandık “özür dileriz” diyeceğine “Bu itibarla, düzenlemenin amacı ve gerekçesi de dikkate alınarak, ibraz süresinin son günü 30/4/2021 ila 31/5/2021 tarihleri arasına isabet eden çeklerin belirtilen tarihler arasında bankaya ibrazı halinde çek hesabı sahibinin hesabında çekin karşılığının bulunması kaydıyla çekin ödenmesi, aksi takdirde 1/6/2021 tarihinden önce karşılıksızdır işlemi yapılmaması gerekmektedir. Bu hususta oluşan tereddütleri gidermek ve uygulama birliğini sağlamak üzere ilgili kurumlara bildirim yapılmıştır. şeklinde bir açıklama yaparak olayın sorumluluğundan kurtulmayı seçti. Kısaca “hesabı müsait olan çekler ödenecek ama karşılıksız çeklere işlem yapılıp arkası yazılmayacak” demek istedi. İyi de bu şekilde Kanuna niye yazmadın o zaman. Baya baya yasa metnini “İBRAZ EDİLEMEZ” diye niye hazırladın o zaman. Kusura bakma Ticaret Bakanlığı sorumsuz sorumluları suç tamamen size ait Meclis üyelerini, Cumhurbaşkanını yanıltarak Kanun onaylattın! Piyasayı kitlediniz, Kaosa neden oldunuz! Sorumluluk da tamamen size ait. Piyasaya, yanlış anlamakla suçladığınız kurumlara bir özür borcunuz var! Çünkü, hadi vatandaş yanlış anladı, hadi bankalar yanlış anladı, Kanunu Takas Sistemini kapatan Merkez Bankası da mı yanlış anladı. Kimsenin yanlış anladığı yok ortada sizin beceriksizliğiniz var. Belli ki bakanlıkta bankacılıktan anlayan liyakat sahibi kimse kalmamış ya da yetkisiz hale getirilmiş. Avrupa ülkelerinde buna benzer olay yaşansa neler olurdu bir düşünün.

Olay pratikte geç de olsa çözüldü ama sorun bitmedi

Sorun anlaşılınca yukarıda bahsettiğim gibi Ticaret Bakanlığı bir genelge yayınlayarak hesabı müsait olan çeklerin ödenmesi gerektiğini belirtti. Çek Takas Sitemi 16:00’da açıldı, gece 20:00’ye kadar açık kalacağı söylendi, çekler ödendi. Tabi bununla da bitmiyor sorun. Çekini tahsil edecek esnaf, sanayici ayın 30’u olduğu için SGK, Maaş, Kredi gibi ödemelerini yapacaktı tümü kaldı. Çünkü bankalar 16:00’da fiili olarak müşterilere şubeleri kapadı. Başka bankalara EFT yapacak olan müşteriler şubelerde muhatap bulamadı bir taraftan da sokağa çıkma yasağı başlayacak. Kısaca, 30 Nisanda Bankacılık tarihine geçecek tam bir kaos yaşandı.

30 Nisana özel Kara Listeler askıya alınmalı

Olay daha vahim de kısaca yukarıda özetlediğim gibi bir durumda çeki yazılan, Kredisi, SGK’sı ödenemeyen müşteriler için TCMB 30 Nisan tarihine özel kara listesini hazırlamasın veya 3 Mayıs olarak güncelesin. Öyle ya burada en masum olan ve mağdur durumda olan müşteriler kesinlikle. Örneğin; Müşteri bankadan “çek iskonto kredisi” kullandı ise ve çeki müsait fakat çek geç tahsil olduğundan banka krediyi kapamadı ise o zaman müşterinin en suçu var da kredisi ödenmeyen kara listede göstereceksiniz. Dün buna benzer durumlarda bankalar da zor durumda kaldı. Bu krediler gecikmeye düştüğünde haftaya banka bir de müşteriden “gecikme faizi” isteyecek olacak iş değil.

Düzeltme Hukuksuz bir şekilde yapıldı halen de hukuksuzluk devam ediyor

Ortada Meclisin Torba Yasa ile onayladığı, Cumhurbaşkanlığı imzasından geçmiş, Resmi Gazetede yayınlanmış bir kanun/yasa var. Hukukun Temel Kavramlarından yasal düzenlemelerde bir hiyerarşi var. Üste Anayasa, altta Yasa/Kanun; onu altında KHK, Tüzük gelir; Tebliğ/Yönetmelik en sonlarda gider. Yasalar nasıl Anayasaya aykırı olamaz ise Tebliğ ve Yönetmelikler de çıkan Yasaya / Kanuna aykırı olamaz. 30 Nisanda Ticaret Bakanlığının bulduğu çözüm, Torba Yasaya aykırı bir şekilde ortada durmaktadır. Pratikte geç de olsa sorunu çözüp piyasadaki kilidi çözmüştür ama hukuksuzluğu ortadan kaldırmaz. Kanun maddesinin amaçlanan şekilde yeniden Meclisten geçip Resmi Gazetede yayınlanması gerekir. Başta gömleğin düğmesini yanlış delikten geçirince tüm düğmelerin yanlış olması gibi bir durum yaşandı 30 Nisan’da. Meclisten ilk yapılacak yasal düzenleme oylamasına yeni düzenleme yetiştirilip Bankalardaki geçici çözüm fiili hukuksuz durum ortadan kaldırılmalıdır. Bakanlıklarda ve Devlet Kurumlarında Liyakatın ne kadar önemli olduğunun göstergesi aslında 30 Nisan’da yaşanan kaos. Umarım bu ders olur da bundan sonra bu tip ciddi hatalar yapılmaz. Maazallah bir gün böyle vahim bir hata yaparsınız derdinizi anlatacak vakit bulamadan iş banka krizine kadar gider. Böyle hassas dönemlerde yasalara, ne yazdığınız, neye imza attığınız, neyi oylamak için el kardırdığınız çok ama çok önemli. Neyse el birliği ile bir belayı şimdilik ufak hasarlar ile atlattığımız gibi Bankacılık tarihinde “30 Nisan Vakası” olarak geçmiş durumda.

Milletvekilleri teklifi okumadan mı imza attı

30 Nisan Bankacılık sektörüne, piyasalara darbe günü ( belki de denemesi ) idi. İş Bankacılık krizine dönüşmeden şimdilik atlatıldı. Sorumlular tespit edilip hesap sorulmalı. İş o kadar ciddi biline. teklifte imzası olan 50 milletvekiline bir göz attım. İçlerinde eski futbolcu İzmir Milletvekili Alpay Ö.; Hava Pilot Tümgeneral İstanbul milletvekili Şirin Ü.; İlahiyatçı Çorum Milletvekili Erol K.U; İnşaat Mühendisi Elazığ Milletvekili Zülfü D.; Çifti Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet E. gibi isimleri ve çoğu Avukat kökenli milletvekilleri geçtim de Banka kökenli Kocaeli Milletvekili Sami Ç. bu teklifi hiç mi okumadı acaba. Teklifte imzası olan 50 milletvekili belli ki ya bankacılıktan hiç anlamıyor ya da okuduklarını anlamadan imza atmışlar. Tüm karar vericilerin, Bankacılık uzmanı danışmanlarınızı gözden geçirmenizi tavsiye ederim, belli ki ciddi liyakat sorununuz var!

Erol TAŞDELEN – Bağımsız Ekonomist / Emekli Bankacı www.banakvitrini.com yazarı

BANKA HABERLERİ

HEPİMİZ DİJİTAL DOLANDICI OLARAK SUÇLANIP YARGILANABİLİRİZ

Bir gün Emniyetin “Siber Suçlar Mücadele Şube Müdürlüğü” tarafından  veya Ağır Ceza Mahkemesi Savcılığından aranıp ifadeye davet edilebilirsiniz. İlk defa duyacağınız, içinde olmadığınız “Dijital Dolandırıcılık” suçlaması ile karşı karşıya kalabilirsiniz.  “O kadar kolay mı” der gibisiniz; o zaman okuyup karar verin…

Yayınlanma:

|

Bir gün sizi Emniyetin “Siber Suçlar Mücadele Şube Müdürlüğü” tarafından  veya Ağır Ceza Mahkemesi Savcılığından aranıp ifadeye davet edilebilirsiniz. İlk defa duyacağınız, içinde olmadığınız “Dijital Dolandırıcılık” suçlaması ile karşı karşıya kalabilirsiniz.  “O kadar kolay mı” der gibisiniz; o zaman okuyup karar verin…

AKÖDE, PAPARA, Western Union, Sipay, Global, Vezne24, Pay Fix, Vodafone, Hızlıpara, CEO, Efix, Sender, Misyon, TT, Turkcell, Gönderal, UPT, Cemete… diye gidiyor liste. Ne bunlar? Belki de ismini ilk defa okuduğunu bu firmalar; TCMB ve BDDK onay, izin ve denetimi ile kurulan ve faaliyetine devam eden sayıları 36’yı bulan Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri veren firmalardan bazıları.

Bu firmalar ne zaman kuruldu ne işe yarar

İlki 2015 yılında, sonuncusu 2024 yılında lisans alan bu firmalar kısaca banka hesabına gerek kalmadan, ağırlıklı cep telefondan saniyeler içinde açılabilen hesaplar ile aktifleşen ve hesap sahibine “para transferi sağlayan bir para ödeme aracı hizmeti veren” kurumlar. Başka bir ifade ile yetkilendirilmiş bu firmalar gönderen ile alıcı arasında para transfer işlemini yürütmekte. Hesaplara geçen paralar başkalarına gönderilebilmekte, ATM’lerden nakit çekilebilmekte, alışverişte kullanılabilmekte. Bu hesapları ağırlıklı Gerçek Kişiler tarafından belirlenen limitler içinde para gönderip alınmasını sağlamakta. Bu firmalar 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun” kapsamında kurulmuş ve bu kanuna tabi faaliyet göstermekte. Bu firmaların kurulması TCMB ve BDDK tarafından lisans, onay verilmesi sürecinde bir sorun yok fakat işleyişte ciddi sıkıntılar var. Öyle ki bu firmaların bazıları dolandırıcıların merkezi haline gelmiş ve firmalar bu alanda sınıfta kaldı. Yüzlerce masum insan hapis alırken, mahkemelerde devam eden binlerce dosya yığılmış durumda.  Hadi işleyişteki aksaklılara, hepimizi ilgilendiren güvenlik açıklarına birlikte bakalım. Okurken zaten siz de hak vereceksiniz…

Hesap açılışlarında güvenlik açığı oluştu

Bu firmaların hemen hemen hepsinde akıllı dediğimiz cep telefonu kullanılarak uzaktan hesap açabiliyorsunuz. Sorunlardan biri o aşamada oluştu. Özelikle bazı firmaların örneğin, AKBANK iştiraki olan AKÖDE- TOSLA hesabı, 2018’de ilk faaliyete başladığında hesap açılışında herhangi bir kişinin İSMİ, TC NO ve DOĞUM TARİHİ elinizde ise veya bu bilgileriniz herhangi birinin eline geçti ise (ki hayatın olağan akışında bu bilgilere ulaşmak çok zor değil) bu bilgiler ile hesap açabiliyordunuz. Kontrol sistemi sadece hesap açtığını cep telefona gelen onay kodu ve girmiş olduğunuz mail adresine gelen onay kodu. O kadar! Üstelik girdiğiniz telefon numarası sizin üzerinize olması bile zorunlu değil!

Yabancı uyruklu telefonlar sorun oldu

Firmalar hesap açımında girilen cep telefon numarası ile kullanıcısının aynı kişi olması veya bu telefon hattına sahip kişiye ulaşılabilirliğinin kolay olup olmamasına bakmadan hesaplar açıldı. Sorun ise bu hesaplar kullanılarak dolandırıcılıklar başlayınca ortaya çıktı. Emniyete ve Yargıya yansıyan şikayetlerde girilen telefon hat sahibi ulaşmada zorluklar yaşandı. Zira, özellikle Suriye gibi ülkelerden gelen yabancıların tespit edilmesine rağmen adreslerinin tespiti veya ülke dışına çıkması nedeni ile ulaşılması nerede ise imkansız hale geldi Özellikle dolandırıcılıkta kullanılan telefonlarda hat sahipleri yıllar önce ülkeyi terk etmiş oluyor. Mahkemeler hat sahibine ulaşamayınca TAKİPSİZLİK kararı veriyor.  Bu durumda adına sahte hesap açılan vatandaş ilk defa bilgilerinin dolandırıcılıkta kullanıldığını Ağır Ceza soruşturmasını yürüten Savcı veya Hakimin karşısında çıkınca haberi oluyor. Tabi içinde olmadığı bir organizasyona tabi olmadığınızı anlatmak kadar bir zorluk yok. Hatırlayın bir Suriyelinin üzerinde kendisine ait 9 adet kimlik çıkmıştı. Her Türkiye’ye girişte yeni geliyormuş gibi kimlikler çıkarmıştı. Çoğu bilgi beyana tabi yabancılarda çünkü.

Mahkemeler ve Bilirkişiler gerçek dolandırıcıyı tespitte zorlanıyor               

Son yıllarda özellikle dolandırıcılık davalarında bu firmaların ismi çok geçti. Bu firmalara mahkemelere veya Emniyet Müdürlüklerine kaç kişi hakkında bilgi istendiğini ve bilgi verildiğini TCMB ve BDDK isteyip kamuoyuna açıklarsa şikayet ve yargıya yansıyan olay adetini de ortaya çıkmış olur. Bu sayede vatandaş da şikayetlerin hangi firmalarda yoğunlaştığı hangi firmalarda daha fazla güvenlik açığı olduğu da anlamış olur. Mahkemeler ya da Emniyet Müdürlükler bu firmalardan bilgi istediğinde hesaba para geçen veya gönderilen hesap bilgilerinde ismi geçen  kişinin tüm bilgilerini derken elindeki İsim, TC no, hesapta açılan cep telefon no ve mail adresini paylaşıyor. Emniyet de haklı olarak bu isim üzerinden Mahkemeye sevk ediyor ve Mahkemeler de hesap sahibi hakkında soruşturma açıp davaya dönüştürüyor. Burada can alıcı nokta hesap sahibinin hesabı ile hiç ilgisinin olmama olasılığı çünkü Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmaları bir de “basit usulde doğrulama” diye bir kavram uydurmuşlar, mahkemelere hesap “basit usulde doğrulanarak açılmıştır” diye cevap yazıyorlar. Mahkemelerin sorduğu ise “bu hesap kime ait” olduğu; oysa basit usulde sorgulamak sadece cep telefonuna giden onay kodu ve mail adresine giden onay kodu ile bu hesapların açıldığını diğer ana can alıcı isim-TC bilgilerinin hesabın asıl sahibinin olduğunu daha doğrusu kesin KİMLİK DOĞRULAMA anlamına gelmemekte. Vahamete bakar mısınız? Sizin TC ve Doğum tarih bilgisine geçiren biri hesap açabilir vatandaşı dolandırabilir fakat sanki siz yapmışsınız gibi   mahkemeye bilgileriniz gitsin. Bir anda kendinizi bu davaların görüldüğü Ağır Ceza Savcısı ve Hakimi karşısında buluyorsunuz ve sizden bu hesabın size ait olmadığının kanıtlanması isteniyor. Mahkeme Bilirkişi Raporu talep etse bile Türkiye’deki birçok Bilirkişi bu firmalardaki hesap açma prosedürlerini bilmediği için dosyada ismi geçen ve bu firmalar tarafından bildirilen ismi suçlayacak şekilde rapor hazırlıyor bu raporlarla birlikte mahkemede hiç ilgisi olmadığı halde vatandaşa dolandırıcılıktan hapis cezası veriyor.  Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarındaki güvenlik açığı nedeni ile yüzlerce insan hapis cezası almış, hapis yatanmış durumda, mahkemelerde devam eden binlerce de dava var.

Daha vahimi var: Güvensiz hesaplar hala aktif!

Mahkemelerde ve vatandaştan şikayetler gidince bu firmalar ek tedbirler aldı. Yöne örnekten davam edelim AKÖDE-TOSLA bu yönde şikayet ve dolandırıcılık davaları artınca güvenlik tedbirlerini artırmış; Dijital Kimlik Doğrulama sistemine geçmiştir.  NFC, “Yakın Alan İletişimi” doğrulama kontrolünü uygulamaya koymuş; Yabancı uyruklu, eski nüfus cüzdanı olan, kimliğinde fotoğrafı bulunmayan ve NFC destekli cihazı olmayan kişiler Tosla dijital kimlik doğrulamasını gerçekleştiremiyor ve hesap açamıyor. Ama vahim olan taraf BASİT USULDE DOĞRULAMA şeklinde açılan eski hesaplar hala açık ve aktif. Oysa bu güvenlik açığı ortaya çıktığında firmalar anında bu hesapları pasif hale getirmesi ve kimlik doğrulamadan sonra AKTİF hale getirmesi gerekiyordu. TCMB ve BDDK o 2015’den beri bu firmaları denetlerken bu açığı nasıl atlar veya bu yönde nasıl karar almaz ve eski hesaplara da kimlik doğrulama zorunluluğu getirmez akıl alır gibi değil.

Beterin beteri de var: Kartınız başka bir kişinin hesabına tanımlı olabilir  

Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarındaki güvenlik açığı bunla da bitmiyor. Beterin beteri de var. “Daha ne olabilir ki” diyor insan ama var! Normal banka hesabınıza 3. Kişilerin ATM Kartı veya Kredi Kartını banka hesabınıza bağlayamazsınız. Veya sizin ATM ve Kredi Kartlarını başkasının eline geçip kendi hesaplarına bağlanamaz. Mantık da bankacılık da bunu gerektirir zaten. Ama sıkı durum bu durum Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarındaki hesaplar için geçerli değil. Siz bu hesaplara sahipseniz 3. Kişilerin kartlarını hangi bankaya ait olduğu önemli olmadan, kendi hesabınıza tanımlayabiliyorsunuz veya sizin kart bilgilerinizi eline geçiren biri kendi hesaplarına size ait kartı bağlayıp para çekebilir. Vahimin vahimi bu kart bağlanırken kart sahibinin haberi ve onayı olmuyor. Üstelik kartlar sadece bu Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalardaki hesap sahibine giden onay kodu ile bağlanıyor. Komik ama dolandırıcıya dolandıracağı kartın hesabına bağlanması için onay kodu da gönderiyor. Resmen dolandırıcılarla bu kurumlar iş birliği yapmış, işini kolaylaştırmış! Bu uygulama hala aktif ve kullanıma açık!

TCMB ve BDDK durdurmaz ise Mahkeme kararları ile güvensiz hesaplar dondurulmalı

Her ne kadar bu firmalar mahkemeye “BASİT USULDE DOĞRULAMA” diye yazı yazsa da bunun ne anlama geldiğini, bu hesapların niçin gerçek kimliği yansıtamayacağını belirten bir açıklama göndermiyor hali ile mahkemelerde (bankacı bilirkişiler) gelen yazılara istinaden bu hesapların hesaplarda ismi geçen kişiler olarak var sayıyor ki normal, hiç ilgisi olmayan vatandaşı sorguluyor, yargılıyor cezalandırıyor iyi mi!

Maddi manevi cezaları bu firmalar karşılayabilir

Beyniniz yanmadı ise devem edelim. Şu ana benim duyduğum bu firmalara yönelik böyle bir suçlama olmadı ama bir gün eminim bu yöndeki Bilirkişi Raporlarını dikkate alan bir mahkeme emsal teşkil etmesi açısında maddi manevi zararın bu firmaların güvenlik açığına nedeni ile oluştuğunu tespit eder. Bu güvenlik açığına neden olan masum insanları yargılanmasına, hapis cezası almasına neden olan bu firmalar davalara dahil edilebilir, üst yöneticiler de yargılanabilir oluşan/oluşacak zararların bu firmalar tarafından karşılanması ile karşı karşıya kalabilir. Aksi taktirde bu güne kadar masum insanların hapis cezası alması yetmediği gibi yeni mağduriyetler yaratılmasının da önüne geçemeyiz. ADALET’in ana uygulayıcısı Bağımsız Mahkemelerdir. Mahkemelerin bu bilgiler ışığında tepkisiz kalmamasını resen harekete geçerek bu tür davalara bir de bu gözle bakmasını ihbar ediyorum.

TCMB ve BDDK acil harekete geçmeli  

Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarına lisan vererek onaylayan sonraki işleyiş ve uygulamalarını yakından denetleyen TCMB ve BDDK’nın vatandaşın mağduriyetini giderilmesi için acilen vatandaşın dolandırılmasında Güvenlik Açığı olan eski hesapların gerçek kimlik doğrulanana kadar PASİF HALE GETİRİLMESİ için müdahale etmesi gerekir. Her ne kadar bu firmalar hesaplara bağlanan kartlar görüştüğüm bu tür firmanın Genel Müdürlerden birinin tabiri ile “sadece az miktarda para aktarılması için” dese de dolandırıcılığın küçüğü büyüğü olmaz, zaten çoğu bu tür dolandırıcılar da küçük küçük paralar ile milyonlarca lira vatandaşı zarara sokuyor. Bu kafa yapısından zaten güvenlik önlemlerinin almasını beklemek iyi niyetlilik olur! Sizin için küçük meblağ vatandaş için büyük oluyor oysa. Ne yani “hırsızlık küçük küçük meblağda” diye tepkisiz mi kalalım, göz mü yumalım.

Çoğu mahkemede Dijital Dolandırıcılık ile ilgili ayrı mahkemeler kuruldu, binlerce dosya yığılmış durumda. Bankalar yanında çoğu dosyada Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmaların ismi geçiyor. Meblağlar küçük olabilir ama bu alandaki kaçak deliği kapamak mahkemelerdeki dosya sayısının azalmasına neden olacağı gibi dolandırıcıların bu alandaki işlerini de zorlaştıracaktır. Sosyal Sorumluluğumuz gereği sorgulamamız da yaptığımız da budur zaten!

Erol TAŞDELEN – Ekonomist, Bankacı Bilirşisi   www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

TRABZON’DA BANKA GÜVENLİK GÖREVLİSİ CANINA KIYDI

Yayınlanma:

|

Yazan:

Trabzon Yomra’da bir bankada geçici olarak görev yapan güvenlik görevlisi Malatyalı S.D. arkasında not bırakarak silahla kendisini vurdu.
Edinilen bilgiye göre Malatya’dan gelen ve depremzede olan, geçici olarak bir bankanın Yomra şubesinde güvenlik görevlisi olarak çalışan. 40 yaşındaki S.D. banka içerisinde kendini kapattığı bir odada silahla başından vurarak ağır yaralandı. Silah seslerini duyan personel Kapıyı açınca başından vurulmuş halde S.D.’i buldu.

Olay yerine çağırılan sağlık ekipleri ilk müdahalede bulunduktan sonra Banka Güvenlik Görevlisi ambulansla Kaşüstü Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybeden Güvenlik Görevlisi’nin “Oğlum seni çok seviyorum” diye not bıraktığı öğrenildi. Emniyet güçleri olayla ilgili soruşturmayı sürdürüyor.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Prof. Dr. YILMAZ: TCMB faiz kararını değerlendirdi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye, G20 ülkeleri arasında Arjantin’den sonra en yüksek yıllık enflasyona sahip ülke. TÜİK verilerine göre mart ayı aylık enflasyonu yüzde 3,16 ve yıllık yüzde 68,5. Enflasyon oranının önümüzdeki aylarda aylık yükselişini devam ettirerek mayıs ayında yüzde 75’e yakın bir seviyeye çıkacağını tahmin ediyorum. 

TCMB’nin nisan ayı faiz kararı oldukça kritik önem sahip. Bankanın şubat ayında politika faizini yüzde 45’te sabit tuttuktan sonra mart ayındaki toplantıda 500 baz puan arttırarak yüzde 50’ye çıkardığını hatırlayalım. Banka faiz koridoru uygulamasına devam ediyor ve şu anda piyasada gecelik faizler koridorun üstü olan yüzde 53’te.  

Son faiz artırımındaki en önemli etkenler, yerel seçim öncesinde kurda yaşanan hareketlilik ve uluslararası kuruluşların faiz artırımına ilişkin görüşleriydi. 

Ancak yerel seçimin ardından kurdaki hareketlilik yerini sakinliğe bıraktı, net döviz rezervlerinde iyileşme başladı. 

Seçimin ardından para ve maliye politikasında sıkılaşmaya yönelik açıklamalar gelmeye devam etti. TCMB tarafından para politikasının enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda sıkılaştırılacağı ve likidite arttırıcı adım atılmayacağı yönündeki açıklamalar, mevduat faizlerini yukarı çekip enflasyonla mücadeleyi daha etkin kılar. Ayrıca maliye politikasında da kamu harcamalarında tasarruf ile sıkılaşmanın devam edeceğine ilişkin açıklamalar, -geçen yılın yaz dönemindeki gibi- vergi artışlarının enflasyonist etkisinin ortaya çıkmasını engeller. O nedenle bu söylemlere bakınca da TCMB bu ay faiz arttırmayabilir.  

Tabi söylem dışında gerçekler var. Örneğin kur artışı her zaman olduğu gibi enflasyonla mücadelenin önünü kesecek bir etken. TEPAV’ın hesaplamalarına göre 2024 yıl sonu tüketici enflasyonun yüzde 40’ın altına inmesi için aylık kur artışlarının yılın kalan döneminde yaklaşık yüzde 2 ve daha az olması gerekiyor. O nedenle TCMB kontrollü kur politikasına devam edecekse politika faizini arttırma ihtiyacı hissetmeyebilir. Ancak bu politikanın sürdürülemez olduğuna daha önce de şahit olduk.  

Ayrıca kur artışını engellemek için yabancı sermayeye ihtiyaç var. Seçim öncesi hisse senedi ve DİBS piyasasından yabancı sermaye çıkışı gerçekleşirken, seçim sonrası yabancı sermaye için ortam hazırlanmaya çalışılıyor. Bunun yolu da faiz arttırımından geçiyor. Hem de Ortadoğu gerilimi ve jeopolitik risklere rağmen.

Enflasyonla mücadelenin önünde başka bazı önemli engeller var: Bunlardan biri, TL mevduat faizlerinin yükselişine rağmen dolarizasyonda arzu edilen düşüşün gelmemesi. Sıkı parasal duruş halen hem döviz dönüşümlü KKM’de hem de DTH’daki azalışı beraberinde getirmekte kısmen etkisiz. 

Çoğu banka mevduat faizlerini özellikle yüksek meblağlar söz konusu olduğunda arttırıyor. Bu da daha düşük meblağlardaki gönüllü tasarrufların artmasını engellerken iç talepteki beklenen baskıyı geciktiriyor. 

Bir diğeri ve en önemlisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanamaması. TCMB’ye göre yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 36. Oysa geçen hafta açıklanan nisan ayı piyasa katılımcıları anketine göre yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 44,19. Bir önceki anket döneminde beklenti yüzde 44,16’ydı. Dolayısıyla TCMB mart ayı PPK toplantısında politika faizini 500 baz puan arttırmasına rağmen, katılıcıların beklentileri yüzde 36’lık yıl sonu TÜFE tahminine halen yakınlaşmamış. 

Yine aynı anket verilerine göre; 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 36,7 iken, nisan ayında yüzde 35,17’ye çok sınırlı gerilemiş durumda. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi mart ayı anket döneminde yüzde 22,67 iken nisan ayında ise yüzde 22,05. 

Enflasyon beklentilerindeki bozulma, enflasyonun gelir dağılımında ortaya çıkardığı adaletsizlikleri daha önce de yazdım. Ama hafta sonundaki restoran boykotu enflasyonla başımızın ne kadar dertte olduğunun göstergelerinden biri. TCMB’nin enflasyonla mücadelede etkinliğini ortaya koyması beklenir ancak faiz kararı hizmet enflasyonuyla ilgili nasıl bir çözüm üretecek? Politika faizindeki artışın işletmelerin kredi ve finansman maliyetlerini yükselterek yeniden fiyat artışlarını besleme olasılığı yüksek. Bu durumu bertaraf edecek “yol”, maalesef emek maliyetini minimize etmekten, yani ücretlerin baskılanması, ardından işsizlik ve yoksulluktan geçecek gibi görünüyor.

Prof. Dr. Binhan Elif YILMAZ-T24

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.